Birgül Akgül

Turizm çalışanları insanca muameleyi hak etmiyor mu?

Turizm çalışanları insanca muameleyi hak etmiyor mu?
2020 çok zor ve zorlayıcı bir yıl oldu. Yılın son yazısını bir sayfaya sığdırmak zor olacak…

Bu yıl kaç yazımı silip yeniden yazdığımı, kaç konuyu daha yazamadan farklı konuya yönelmek zorunda kaldığımı anlatmama sayfalar yetmez. Tam bir konuyu belirliyorum hop ertesi sabah o konu tarihe karışıp yerini bambaşka bir gündeme bırakıyor, birkaç gün bekleyeyim bilgiler kesinleşsin kamuyu yanlış bilgilendirmeyeyim diyorum, hop bu sefer de bambaşka bir bomba patlıyor. Krizler, son dakika genelgeleri, şeffaflıktan uzak veri paylaşımları, depremler, kuralsızlık, kanunsuzluk, ekonomik istikrarsızlık, kadın cinayetleri ile geçen bir yıl daha bitiyor. Ülkemizin pandemiden çok daha büyük sorunları var ve artık çözülmeleri gerekiyor.

Canım 2020…

2020’nin ilk günlerinde yıllık izin almış; memlekete, aileme gider biraz kafa dinlerim derken aniden gelen SMS’le kendimi Royal Caribbean gemisinde bulmuştum. Kendime harika bir doğum günü hediye etmiş, yeni yerler görmüştüm. Ara sıra telefonumun galerisinde gezinirken gözüme çarpan fotoğraflarım bana her seferinde -iyi ki gittin Birgül, dedirtiyor. Her seyahat bir kazanım ve bence para harcamak için en iyi nedenlerden biri. Sokak hayvanları ve seyahatlerim için harcadığım parayı hiç düşünmüyorum, yani düşünmüyordum artık düşünmek bir yana hayal kurmak bile lüks oldu. 2021’de de yine Royal Caribbean ile bu kez Japonya’ya gitmek istiyordum ki bu hayal benden birkaç ışık yılı uzaklaştı, bunun nedeni küresel ısınma değil elbette, pula dönen paramız. Son birkaç yılda %60 kadar fakirleştik, keşke Dolar kazanıp TL harcasaydık…

Pandemi sürecinde yazdığım öngörülerimin neredeyse tamamı gerçekleşti, düşündüğüm ancak yazmak istemediğim bir de aşı pasaportu veya aşı zorunlulukları konusu vardı. Sanırım Japonya hayalleri kurarken aşıdan kaçışımın olmayacağı gerçeğiyle de yüzleşmem gerekecek. Bilime güveniyorum ancak içinde para hatta çok para olan işlerden de bir o kadar korkuyorum. 2021’de yurt dışına seyahat iki açıdan zor olacak, ekonomik nedenler ve aşı şartının aranması. En iyisi 2021’de de Türkiye’yi keşfetmeye devam edelim, öyle güzel bir ülkede yaşıyoruz ki, doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine gez gez bitmez. Safranbolu’yu, Sümela’yı, Çanakkale, Mardin, Urfa, Nemrut, Edirne, Antalya, Kapadokya, Yedigöller’i… görmeden yurt dışını tavaf etmenin ne anlamı var? 2021’de de iç turizme önem verilmeli, iç turizm çaresizliğin adresi olmaktan çıkıp gerçek bir ana pazar haline gelmeli. Almanya’daki Hans bizim Hasan’dan daha ucuza görmemeli bu ülkeyi. Bu nedenle Türkiye turizminin 2021 stratejisi iç pazarı ana pazar konumuna taşımak olmalı, Hans’ın 900’e aldığını Hasan 9 bine alsa, ne olur?

Turizm çalışanları insanca muameleyi hak etmiyor mu?

Geçtiğimiz günlerde Barut Hotels bir makale yayınladı. Makalede çalışanlara şık bir ortamda, bol çeşitli ve göz doyurucu yemekler sunmalarının işletmelerine getirdiği başarı aktarıldı. 2000 yılıydı, ilk stajımda günde 15 saat çalıştırılmış, buz gibi yemekler yemeye mahkûm edilmiştim. Haftalık iznim yoktu, günde yalnızca 1.5 saatlik antre ile tüm gün çalıştırılıyordum. 16 yaşında bir çocuktum, o yıl bacaklarımdaki damarlar çatlamış, ayak parmaklarım şekil değiştirmişti, sonra kalifiye eleman bulamıyoruz tekerlemesini söylemekten bıkmadılar, buz gibi yemekler yedirdikleri gençlerin sektörde kalmasını beklediler. Ben kaldım ancak meslek lisesi mezunu arkadaşlarımın çoğu turizmi tercih etmedi. Üniversiteden arkadaşlarım da keza, 3-5 kişiyiz turizmde kalan, yönetici olan… Senelerden 2004, bu kez de şehir oteli tecrübesi kazanmak için İstanbul’a gittim, Divan Otelinde resepsiyonist olarak işe başladım. 4 sezonluk resort turizmi geçmişimde yediğim soğuk tabldot yemeklerinin aksine, İstanbul Divan Oteli porselen tabaklarda çorbası ayrı, sıcak yemeği, salatası, tatlısı ayrı servis ediyordu. İlk öğle yemeğimi hiç unutmam. 20 yaşındaydım ‘‘vay be yemeği tabakta mı veriyorlar’’ demiştim. Zaten Divan Oteli beni birçok konuda geliştiren, harika insanlarla tanışmamı ve çalışmamı sağlayan hayatımın dönüm noktalarından biridir. Divan’ın lobisinde yazarlarla, profesörlerle, sanatçılarla, aydın insanlarla sohbet edebiliyor onlardan ilham alıyordum. Barut Hotels’in makalesinde de bahsedildiği gibi bu konuyu bundan 16 yıl önce deneyimlemiş bir turizm çalışanı olarak şunu açıkça söyleyebilirim. 21. Yüzyıldayız ve hala çalışanlarına merdiven arasında yemek, kör duvara bakan ofis veren şirketler var, ama aynı şirketler çalışanından 2 dil, akıcı yazma becerisi, yok yüksek lisans yok bilmem ne de istiyorlar, çalışanlar bu adaletsizliğe boyun eğdikçe fırsatçı işletmeler hep ayakta kalacak. İyi şirketleri öne çıkaralım, kötüleri eleyelim, hak sömürücüsü şirketlere para kazandırmayalım. En önemli ihracat kapımız olan turizmin insan gücü günden güne eriyor, özellikle bu yıl KÇÖ alan, hatta KÇÖ bile almadan hiç işe başlayamayan turizm çalışanlarının çoğu 2021’de otellere dönmeyecek, neden dönsünler ki? Ben olsam ben de dönmezdim. Peki, bu bozuk sistemde turizm çalışanlarının hiç mi suçu yok? İşsiz kalma korkusu ile insan onurundan vaz geçmemeli. Çocuk okutmak, kira ödemek, kredi ödemek vs. bunlar bahane değil. Ailemden ayrıldığım 15 yaşımdan bu yana gördüm ki çalışan insan aç veya açıkta kalmıyor. Çalışana, çalışkan olana, görevini layığıyla, dürüst ve iyi niyetli yapana her zaman iş var. Kötü işletmelere, onların kötü muamelelerine, kötü yemek veya barınma koşularına boyun eğmeyin. Kötü işletmelerde kalmayın. Orada geçirdiğiniz bir gün bile hayatınızdan büyük bir kayıptır.

Yılbaşı kutlama yasağı ne anlama geliyor?

Bakanlık yılbaşına bir hafta kala otellerde yeni yıl kutlamalarını yasakladı. Bu yasağı bekliyorduk lakin duyuru aralık ayı başında yapılsa idi daha iyi niyetli bir yaklaşım sergilenmiş olurdu. İşin neden yasaklandı kısmında değilim, bence de bu yılbaşında toplanma, eğlence vb. etkinlikler düzenlenmemeli. Bana göre bu yılbaşında kalabalık ortamlar yaratmak da yanlış; Ayasofya’nın yeniden camiye çevrilmesine istinaden 24 Temmuz’da kılınan ilk namaza pandemiye rağmen 350 bin kişinin katılması da.

2021’de üzerinde uzun zamandır düşündüğüm, dile getirmem gerektiğine inandığım bir konu olan ‘‘kadın çalışanların maruz kaldığı taciz ve baskılar’’ konusunu kaleme alacağım. Yirmi yıllık turizm geçmişimde benim de başıma gelmiş olan taciz olaylarına dikkat çekeceğim yazımı kaleme almak için sabırsızlanıyorum.

İyi seneler dilerim.


Bu Makale 23.12.2020 - 12:00:08 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
  • Mehmet YILDIZ 24.12.2020 - 12:57

    Yazını için teşekkürler. Turizm Liseleri , 2 ve 4 Yıllık Turizm Otelcilik Yüksekokulu mezunlarının diploma haklarının ellerinden alınmasından kaynaklanıyor asıl problem. Bizim diplomalarımız birer çöpten ibaret oldu. Okuduğumuz okullar ile kazanmış olduğumuz hak elimizden gasp ediliyor. Önüne gelen çok rahat bir şekilde diplomasız yönetici ve benzeri pozisyonlarda istediği gibi çalışabiliyor. Bunun önüne geçilmediği sürece bu yazdığınız yazı ve benzerlerini 10 , 20 sene sonrada başkaları yazıp paylaşacak. Bakanlığın bu konuda kanunları ve yaptırımları en kısa sürede hayata geçirmesini temenni ediyoruz. Saygılarımla.

  • Mehmet mıstık 24.12.2020 - 12:18

    Tesbitleriniz çok dogru böyle bir sıkıntıyı kaleme aldığınız için teşekkür ederim

Yazarın diğer yazıları
Tüm Yazıları
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.