Birgül Akgül

Tur ve yolcu otobüsü kazaları kaderimiz değil, aç gözlülüğümüzün eseridir

Tur ve yolcu otobüsü kazaları kaderimiz değil, aç gözlülüğümüzün eseridir
Gün geçmiyor ki bir tur otobüsü devrilmesin, yolcu otobüsü kazasında onlarca insanımız hayatını kaybetmesin. Olmuyor, öğrenmiyoruz, paramız gidecek ya, öğrenmemek işimize geliyor. İnsan hayatına önem vermiyoruz. İnançlarımız, geleneklerimiz, öğretilerimiz gereği suçu kadere atıyor; suçluları da Allah’a havale edip üç beş güne yaşanan acıları unutuyoruz.
Kaç insanımız öldü bu kazalarda, kaç turist tatile diye gelip mezara girdi, insanlar sevdiklerinin cenazesini taşıdılar ülkelerine. 

Sabah gazeteyi açıyorsunuz ve 12 insanımızın yolcu otobüsü kazasında öldüğünü öğreniyorsunuz. Sayı bu kadar çoksa bilin ki ağır yaralı sayısı da fazladır, neymiş otobüs şarampole yuvarlanmış. Peki, neden?

Şoförler çok uzun saatler çalıştırılıyorlar. Maaşları desen çok düşük. Çalışmam deme lüksleri yok, evine ekmek götürecek, çocuğunu okutacak. İşine gelirse çalış, gelmezse güle güle diyorlar. 

Kazaların suçu ‘‘hayatta kaldıysa’’ şoföre yıkılıyor, kusurlu elbet ancak neden kusurlu, sorgulanıyor mu, sorunun ana kaynağına çözüm bulunuyor mu? HAYIR.

Yolcu otobüsü şirketinin sahibi bilmem kimin nesi çıkıyor, al gülüm ver gülüm sisteminin faturası insanlık dışı çalışma koşullarına razı bırakılan şoförlere kesiliyor. Uzun yolda çift şoför çalışma zorunluluğuna ne oldu, uygulanıyor mu? Uzun yol giden şoförler ertesi gün tekrar geri dönüyorlar, belki ertesi gün bile değil, 3-5 saat içinde. Tabuttan hallice dinlenme alanlarında yarım yamalak uyuyup sonra tekrar geri dönüyorlar. İnsan bunlar, kurmalı makine değil, can emanet ediyoruz.

Bu sabah yaptığım aramada İstanbul-Yozgat biletinin 800 TL olduğunu gördüm. Bunun çoğu maliyetlere gittiği için, nereden kısılıyor: insan emeğinden, çalışan sayısından, dinlenme zamanından. Artan maliyetler her sektörde çatlaklara, iş gücü hırsızlığına neden oluyor. Kötü ekonominin sonuçları birçok alanda olduğu gibi burada da karşımıza çıkıyor.  

Kültür ve Turizm Bakanlığı tanıtım çalışmaları yaparken bir taraftan da turizmi, insan hayatını tehlikeye atan olayları da diğer bakanlıklarla birlikte çalışarak çözmek zorundadır. Bir turist, bir turizm çalışanı trafik kazalarında ihmal nedeniyle ölüyorsa o sorunu düzeltmek artık turizm bakanlığının sorumluluğuna girer. 

Her zaman yazdığım gibi, turizm büyük bir ekosistemdir. Sezon ortasında yol yapım çalışmaları, susuzluk sorunu, elektrik kesintileri, tur otobüsü kazaları, yok efendim kalifiye çalışan bulamadık yakınmaları sektörün prangasıdır. Her yıl milyon milyon turist sayısı açıklanıyor lakin ana sorunlar kesinlikle çözülmüyor. Yetmişi aşkın yazı yazdım, sorunlar aynı, dertler aynı, tablo aynı, yazacak konu kalmadı!

Halının altına süpürdüğümüz sorunlarla ilerleyemiyoruz. 

Süslü tanıtım filmleri çekmek, bizi ve kültürümüzü yansıtmayan Brezilyalı mankenlerle İstanbul tanıtımları yapmak sektörümüzün gerçeklerini değiştirmiyor. O halı artık kalksın, silkelensin, hatta atılsın. 

Bu Makale 21.08.2023 - 10:59:18 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
  • KAZALAR

    KAPTAN ZEYNEP ALEMDAR 11.09.2023 - 08:03

    Ben uzunyol Bayan Otobus Kaptani olarak yazinizi okuyarak cevap yazmak istiyorum. Şimdiden özürdilerim, Bu aç gözlü patron ve sirket yetkilileri oldugu surece daha cok tabut goruruz, neden mi? Arac sahibi sadece gelen paraya bakiyor, araci son model ama surucu o.kadar kaliteli ve profesyönelmi? Hayir onemlide degil. Cunki herseyin sigortasi ve kaskosu var, kazanin sonucunda arac sahibi kaskodan, olenlerde koltuk sigortasindan, sakat kalanlarda Allahdan sifa bulduklari bir ulkede yasamaktayiz. Eger firma ve sahiplerine , yolcu tasimacilgindan bes yil fes ve 10 yil hapis cezasi verseydiler hersey cok farkli olirdu. ZavLli biz kaptanlarr ne yapsinlar yipranma payi bile verilmeyen hatta uykuyu bile haram edip, uykusuz yorgun, aylardir evlerine ugrayamayanlar kimi. Umrundaki? Rabbim Insaallah hepimizin hakkini savinan idareciler versin bizlere. Turizm bakaniymis, ulastirmaymis bunlarin hepsi fasa fiso. Şoforluk meslegini ayaklar altina alanlarda kahru perisan olsunlar. Onceden canini malini otobusun şoforune emanet ediyorlardi, şimdi gunshlarini bile paylasmayacak dereceye gelindi malesef. Silah verilirken nasil 650 pisikolojik soru soruluyorsa bu meslegi icra edenleride 1000 soruluk testten gecirip.oyle koltuga otursunlar. Profesyonelce Sevgiyle kaliniz

  • ŞİRKETLERİN YÖNETMELİKLERİ VAR MI?

    Yeşim MÜSELLİM 09.09.2023 - 07:22

    Yazınız için çok teşekkür ederim, ancak Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan ziyade, yollarımızda oluşan trafik kazaları bir bütün olarak ele alınmalı, yani sadece turistler açısından değil, kendi insanlarımız açısından da. Bu konu da dolayısı ile ULAŞTIRMA Bakanlığı'nın sorumluluğundadır. Taşımacılık firmalarının yönetmelikleri var mı, bunların denetimini kim yapıyor, nasıl yapıyor???? Güvenli ve Sürdürebilir Sertifikalarından ziyade, yollarımızda insan taşıyan tüm firmalara bu tarz sertifikasyonlar getirilmeli, şoförler belli başlı sınavlara tabi tutulmalı, araç sürme saatleri ile ilgili kontrol mekanizması (QR kodu, yazılım) hayata geçirilmeli... Saygılarımla,

  • Tebrik ederim

    Murat Karabulut 09.09.2023 - 10:44

    Gözümden kaçmış yazınız. Ancak okuyabildim. Uzun süredir bu konu ile ilgili bir aksiyon düşüncesinde idim. Üzerine konuşmak ve kamuoyu baskısı oluşturmamız gereken bir konu. Şoför istihdam açığının en önemli sebeplerinden biri, maddi ve fiziki çalışma koşullarının yetersizliğidir. Gruplarımda paylaştım yazınızı. TURSAPNET üzerinden Bakan Bey nezdinde bir girişim gerçekleştirebiliriz. En kısa zamanda bu konuda bir çalışma haritası belirlemek gerek. Yazınız için teşekkür ederim.

En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.