Birgül Akgül

Bazı meslekler için okulda az, sahada çok zaman geçirmek gerekiyor

Bazı meslekler için okulda az, sahada çok zaman geçirmek gerekiyor

Üniversite sınav sonuçları açıklandı, peki, bazı meslekler için yıllarca okumaya gerçekten gerek var mı? Mühendislik, bilim veya tıp gibi bölümler elbette uzun süreli eğitim gerektiriyor ancak birçok meslek fakültede 4 yıl geçirerek değil, sektörde çalışarak öğreniliyor. Üniversite havası almak önemli lakin bu dönem bazı meslekler için 2, bilemediniz 3 yılda tamamlanmalı.

Lise eğitimini turizm otelcilik üzerine tamamlamış, üzerine 15-20 yıldır sektörde çalışan kişilere üniversite okumamış olmaları bir engel olarak sunulabiliyor. Hali hazırda uzun yıllardır sektörde çalışmakta olan kişiler, kurum içi veya online eğitim ya da açık öğretim sayesinde gelişmekteler. Hatta açık öğretim o kadar ilerledi ve müfredatı da aynı oranda güncel ki, çalışırken okumak için çok iyi bir alternatif oldu. Üniversite okumamış/okuyamamış çalışanlar açık öğretimde kendilerine uygun bölümlerde okuyabilirler.

Türkiye’de bu kadar özel okul ve üniversite yokken işsizlik, atanamama veya pahalı eğitim giderleri konuları gündemde değildi. Çalışma sahası yetersiz olan veya hiç olmayan bölümlere her yıl binlerce öğrenci alıp, mezun olduklarında onları hayal kırıklığına uğratıyoruz. 1930’larda sosyal fabrika projesi gibi bir konunun dünyada ilk kez gündeme geldiği ülkemizde, 21. yüzyılda sosyal hayattan veya ileri düzey eğitimden bahsetmek mümkün olamıyor.

2022-1937=85 yıl

Peki, neydi bu sosyal fabrika projesi?

Atatürk ömrünün son on yılında sanayileşme konusuna daha fazla eğilmişti. Sanki acelesi varmış gibi, birçok projeyi üst üste hayata geçirmek; belki de sağlığının el vermeyeceğini düşünerek memlekete olabildiğince fazla eser bırakmak istiyordu.

1930’daki Nazilli ziyaretinde projeyi kafasında kurgulamaya başlamış ve Ekim 1937’de de dünyanın ilk sosyal fabrikası Nazilli Basma Fabrikası’nın açılışını yapmıştı. Hastaydı, doktorları açılış için seyahate çıkmamasını önermişti ama o dinlemedi, fabrikanın açılışını bizzat kendi yapmak istedi. Nazilli Basma Fabrikası; içinde sinema, hastane, tiyatro, kreş gibi olanakları barındıran, fabrika işçilerinin gelişmesini sağlamak üzere tasarlanmış önemli bir projeydi. Nazilli’de Sümerbank’tan emekli olmak prestij meselesiydi. Fabrikanın bir futbol takımı bile vardı, hatta çağın ötesinde bir uygulama ile takımın sahası zeminden ısıtmalı idi. Bu teknoloji ile faaliyetlerine başlayan fabrika, çok değil 1950’den sonra gerilemeye başladı. Ata gitti, yenilikler bitti… Çağının ötesinde eylemleri hayata geçiren fabrika, zamanla çağın gerisinde kaldı. 1999’da tamamen kapandı. İzbe ve terk edilmiş halinden ise Adnan Menderes Üniversitesi Nazilli Sümer Kampüsü olarak yeniden kapılarını açarak kurtuldu. Kapalı olduğu dönemde içindeki tarihi makine ve eşyalar çürümeye terk edildi. Detayları merak ediyorsanız yazıyı burayı tıklayarak okuyabilirsiniz.  

Bu hikâye beni alıp geçmişe götürdüğü için mevzudan biraz uzaklaştım…

Yeniden günümüze dönecek olursak meta verse’ün konuşulduğu; hibrit eğitim, açık öğretim, yaşam boyu eğitim gibi olanakların sunulduğu günümüzde hala inatla gençleri uzun yıllar okula göndermenin alemi ne? Gençleri laf olsun diye okul sıralarında oyalamak yerine; akademik ve mesleki eğitimi Almanya modelinde olduğu gibi sentezlememiz, onları haftada 2-3 gün okulda, kalan günlerde ise işletmelerde geleceğe hazırlamamız gerekiyor.

Üniversitelerimiz çok değerli ve dünya vatandaşı gençler yetiştirmek için elzem. Burada dikkat çekmek istediğim konu, bazı bölümlerin diğerlerine göre daha kısa süre eğitim vermesi yönünde.


Bu Makale 22.07.2022 - 09:05:52 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.