Birgül Akgül

'Otelcinin emeği üzerinden kimse kendini parlatmamalıdır'

'Otelcinin emeği üzerinden kimse kendini parlatmamalıdır'

Depremin ardından 24 saat içinde konaklama işletmeleri sektörel bir hareketle ve kendi istekleriyle depremzede insanımıza kalplerini ve kapılarını açtığını duyurdu. Deprem bölgesinden vatandaşlarımız çevre illere ve Antalya’ya nakledildiler. Enkaz altında yakınları olanlar yaşadıkları şehirleri terk etmediler, günler süren çaresiz bekleyişleri zaman zaman sevinçle genel olarak ise isyan ve göz yaşlarıyla son buldu.

Ülkemizin kalbinde onarılmayacak derin yaralar açıldı. Hepimiz mutsuz ve çok kırgınız, tüm suçluların yargılanmasını istiyoruz.

Artık kimse Yunan’a gavur, diğer ülkelere de dış mihraklar diyemeyecek!

Onca yıl aşılanan tüm dünya bize düşman, bırak onu ülkenin doğusu batısına, batısı doğusuna düşman algısı depremle birlikte çöktü. Meğer biz empoze edilenin aksine ne yüce bir milletmişiz. Hepimiz kalbimizin derinliklerinde birbirimize dost, akraba, kardeşmişiz de bağlarımızı köreltmişler, bizi birbirimize dahi düşman etmişler.

Bu dayanışma ruhu, bu içtenlik, bu ne verebiliyorsa onu paylaşan ruh…

Bunlar içimizde olmasa açığa çıkar mıydı, birbirimizi sevmesek anlamasak 80 milyon tek yürek olur muyduk? Tek yürek olan halk, cebinden yardım yapan halk.

Sizi unutmayacağız

Akın akın ülkemize koşan yardım kurtarma ekipleri size minnettarız, bir de sen güzel dost Proteo. Ülkemizde köpekler yok sayılıyordu, hayvanların insan yaşamındaki önemini sığ zihinlere hatırlattığın için sana teşekkür ederiz.

Turizm sektörü takdir ve övgüyü fazlasıyla hak ediyor

Yazılarımı takip eden okurlarımız bilir, genellikle sektörümüzü eleştiren bir yazarım. Bizler sorunları yazmak, gündeme getirmek zorundayız aksi halde birbirinin tavuğuna kış demeyenlerden farkımız kalmaz.

Lakin bu sefer sektörümüzle duyduğum gururu dile getirmek istiyorum. Hatta gurur demek az kalır, gururun takdirin de üstünde bir his bu. Misafirperverliğin kitabını yazabilecek donanımda olan Türk hizmet sektörü böylesine büyük bir krizde bile 2-3 gün içinde sistemini kurdu, otelindeki misafirinin neye ihtiyacı varsa hepsini temin etti, etmeye devam ediyor, devletten gelsin diye beklemedi.

Otelini açabilen otelinde misafir ağırlarken, farklı nedenlerle açamayanlar tırlar dolusu malzemeyi deprem bölgesine gönderdi. Onlarca konteynırı sessiz sedasız gönderen yardımsever patronlar var. Tüm ülkede olduğu gibi turizm sektörü de bu felakette büyük bir dayanışma ruhu ile hareket ediyor. Turizmcilerin birbirine nasıl kenetlendiğine, sektörümüzün ne denli güzel insanlar barındırdığına eklendiğim Whatsapp grubunda da her dakika şahit oluyorum.  800’ü aşkın turizm profesyoneli anlık paylaşımlarla diğer illerden Antalya’ya gelmesi gereken depremzedeler için çözüm arıyor, ihtiyaçları paylaşıyor, ihtiyaçları karşılıyor, yardım haricinde ne siyasi ne dini meselelere karışıyor, kamu kuruluşları ve STK’lar ile omuz omuza dayanışma halinde kamu yararına çalışıyor. 2 hafta geride kaldı ancak Antalyalı turizmciler hız kesmeden aktif iletişimini sürdürüyor. BRAVO, BRAVO, BRAVO. Eminim diğer illerdeki turizmciler de bu durumdadır.

Kenetlenme ruhunu kaybetmemeliyiz…

Hepimiz kötülere gözümüzü dikip iyileri görmezden geliyormuşuz. Halbuki iyiler kötülerden fazlaymış. Artık bu kötü gösteren gözlüklerimizi çıkarıp birbirimize karşı daha pozitif ve önyargısız bakma zamanı.

Otellerin de giderleri, borçları, ödemek zorunda oldukları maaşları var

Sosyal medyada dolanan şu kadar yurt var, onun yerine oteller 2-3 ay aileleri ağırlasın, devlet otellere para versin bu iş kapansın paylaşımlarının ne kadar sığ ve gerçeklikten uzak olduğuna değinmeden edemeyeceğim.

Bu sektör zaten kapılarını kimseden beş kuruş almadan açtı. Stoğundaki erzağı depremzedeler ile seve seve paylaşıyor ve tüm bunları isteyerek yapıyor.

Ayrıca her işletmecinin finansal durumu iyi olmak zorunda da değil, belki kiracı, belki başka büyük borçları var, belki bu giderleri karşılayacak durumda değil. Otelciye bir eli yağda öteki balda gözüyle bakılıyor. Şatafat içinde yaşayan bazı turizmciler nedeniyle koca bir sektör ve onca işletmeci aynı kefeye koyuluyor. Ödediğimiz vergi meselesine ise hiç girmiyorum!

Tüm yardımın yalnızca devlet eli ile yapıldığının algılanmasını isteyen bir yaklaşım var

3 günümü otellerde depremzede aileler ve turizm çalışanlarıyla birlikte geçirdim. Sürecin neresinde bu algı yönetiliyor bilemiyorum ancak otellerde konaklayan bazı depremzede misafirler otelcilerin konaklama ücreti aldığını düşünüyor. Misafirlerin konaklama başta olmak üzere birçok ihtiyacının oteller tarafından karşılandığının, bazı otellere hala hiçbir yardım malzemesinin ulaşmadığının bilinmesini istiyorum. Otelcinin emeği üzerinden kimse kendini parlatmamalıdır.

Artık turizm sektörü daha çok çalışmak zorunda

Oteller depremzede misafirleri ağırlayabildikleri kadar ağırlayacaklar, sonra sezon açılışları nedeniyle hazırlıklarına başlamak durumundalar, hatta artık turizm sektörü herkesten çok çalışmak zorunda. Neden mi?

Öyle oteller boş boş durmasın, versin odasını yaza kadar ne olacak demekle olmuyor.

Ticaret Bakanlığı 2022 yılı dış ticaret istatistiklerini şu şekilde açıklamıştır: 2022 yılında geçtiğimiz yıla göre, ihracat yüzde 12,9 oranında artışla 254,2 milyar dolara, ithalat ise yüzde 34,3 oranında artışla 364,4 milyar dolara erişti. Dış ticaret açığı ise 110,2 milyar dolar oldu. Bu açığa şimdi deprem de eklendi. Otoritelerin yüzde 10 ekonomik küçülme ve 90-100 milyar dolar arasında deprem maliyeti biçtiği afet sonrası ülkemizin öncelikle ruhsal, sonra ekonomik açıdan toparlanması uzun zaman alacaktır. İşte bu nedenle sektörümüz kalbimizin en derininde iz bırakan depremzede misafirlerimizi olabildiğince ağırlayıp sonra hızla sezona hazırlanmak zorundadır.

Çalışabilen, döviz getiren sektörler çalışmalı, ülke ekonomisine ve yaraların sarılmasına katkı sunmalıdır.

Ülkemizin, depremzede insanımızın, çocuklarımızın, yarınlarımızın çalışan, tanıtan, Türk insanının misafirperverliğini dünyaya en iyi şekilde yansıtan turizm sektörünün var gücüyle çalışmasına ihtiyacı vardır.


Bu Makale 22.02.2023 - 08:42:09 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
  • Muhammed Mustafa Yılmaz 08.03.2023 - 10:59

    Birgül hanım departman müdürü olarak var ama evet otel müdürü olarak çok az Otel içerisinde F&B müdürü,Teknik Servis olarakta yok 2005 yılından beridir turizmdeyim şimdiye kadar 2 tane bayan genel müdür gördüm biri kendi ablamdı farklı bir otelde biride kendi çalıştığım oteldi... Bayan patronlar var ama onlar bile hemcinslerine bu konuda pek bir fırsat vermiyorlar ne yazikki...

  • Tebrik ederim

    Caner Nohut 24.02.2023 - 10:04

    Maalesef insanların katkıda dahi bulunmadıkları iyiliği, yardımlaşmayı sahiplenme gibi kötü bir alışkanlığı var ve bunu maalesef resmi makamlarda da görüyoruz. Otelinizin kapılarını depremzede vatandaşlarımıza açtığınız için teşekkür ederiz dahi diyemeyen bir yönetim var! Bunun yerine vatandaşlarımızı otellere yerleştik deniliyor ve insanlar, otellerin cidden yerel yönetimlerden maddi destek aldığını düşünüyor. Bu şöyle tecrübe ettik: bir misafirimiz size bir aile yönlendireyim sizin içinde fazladan gelir olur dedi. Biz şaşırdık! Ne gibi bir gelir diye sorduğumuzda misafirimiz :'' Size, konaklayan depremzedeler için para veriliyormuş ya!'' dedi. Bu biz otel işletmecileri için motivasyonu kıran, şevkle ve gönülden hizmet sunan personellerimiz için kırıcı bir durum teşkil ediyor. Bir teşekkür beklediğimiz de yok ancak Sezar'ın hakkı da Sezar'ın...

  • Çok Güzel bir konuya değinmişsiniz

    Feridun ERGÜN 22.02.2023 - 10:31

    Yazınızın konusu ve zamanlaması çok doğru. Bzim de Otelimizde ağırladığımız Depremzede konuklar gerçekten Devletin otel parasını ödediğini düşünüyor ve ve buna göre de istekleri oluyor.

  • Ahmet AYDIN 22.02.2023 - 06:33

    Yazıda yer alan vurgular çok yerinde alabilecek de dersler içermekte yazana ve vefakar sektör emekçi ve temsilcilerine içten başarı dilerim.

  • Hasan Arslan 22.02.2023 - 04:00

    Dış güçler, deprem de yardım ekipleri gönderdi, teşekkürler. Yunanistan Gavur demeyelim, tamam. Bu durumda Ege/Adalar denizi de ortak kullanımımızda olmalı. Yunanistan 12 Mil yaptık derse bal.gibi Gavurluk yapmış olur, zira biz BALIK bile tutmaya çıkamayız. Dış Güçler, emperyal güçler tabi ki mebcut, yardım yaptılar diye, gelecekte Türkiye biz ne istersek: ya yapacak, ya da yapacak veya yaptıracağız demekten ve gereğini (ihtiyaç/tüketim MALİ STOKLAMA/yokluk kuyrukları, DARBE, vs vazgeçmezler. Emperyalist/Sömürgenler, kendi doğalarından vaz mı geçecekler yani.

En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.