Direkt konuya gireceğim.
Bulgaristan vatandaşları kimlikleri ile Türkiye’ye girebilecekler. Esnaf seviniyormuş mutluymuş, daha çok gelsinler diyormuş.
Hafta sonları 8-10 bin civarında günübirlikçi Bulgaristan’dan Edirne’ye geçiyor. Edirne’nin tarihi, kültürel, gastronomik zenginliğini doyasıya keşfediyor.
Hayır.
Hafta sonları 8-10.bin Bulgar Edirne’ye gelip halkın almakta güçlük çektiği peyniri, tekstil ürünlerini, tuvalet kağıtlarını talan edercesine arabasına doldurup akşam evine dönüyor. Edirne Ticaret Odası kimlikle geçiş uygulaması sayesinde ziyaretçi sayısında yüzde 20 artış bekliyoruz diyor.
Yani?
Esnaf hesabıyla Ocak-Temmuz 31 hafta sonu, haydi biz hafta sonları 9.000 ‘’turist’’ geldi desek. 280.000 kişi yapar. Geriye kalan 21 hafta sonunda yüzde 20 artış olsa, yaklaşık 230 bin kişi de öyle gelse. 500-510 bin kişi yapar.
Peki, bugün sevinen esnaf veya Edirne halkı, yarın kendine çok temel ihtiyaçlarını bulamadığında veya fahiş fiyatlarla baş başa kaldığında da sevinecek mi? Turistik fiyat uygulamaları belki de başladı. Bu tarz hareketler yerel dengeleri bozar, kendi vatandaşını git gide soyutlayıp merkezden kırsala sürer.
Türk vatandaşlarına bu yaz size vize başvurusu yok denirken, vizeye ödediğimiz para milyonlarca euroyu bulmuşken, sanatçısından akademisyenine, torununu görmek için başvurup ret alan emeklisine Türk vatandaşları dünya vatandaşlığından fersah fersah uzaklaştırılırken, gel kim olursan ol yine gel mantığıyla sınırlarımızı yol geçen hanına çevirmek anlaşılır gibi değil.
Tam da bakanlık 47 milyar turist, 37 milyar dolar turizm geliri hedefi açıklamasında bulunmuşken. Hedefleri böyle mi yakalayacağız? Bulgaristan’dan Edirne’ye semt pazarı alışverişine gelen kişiler turist sayılıp, yıl sonunda skora mı eklenecek? E tabii ki eklenecek.
Bodrum halkı su sıkıntısı çekiyor
Ayrı bir talan cumhuriyeti de Bodrum’da kurulmuş durumda.
Bir tarafta dünyaca ünlü kişilerin lüks yatları ile geldiği Bodrum, diğer tarafta bayram günü suyumuz yoktu, yazlığımızda su yok diyen Bodrum halkı. Klasik sorunumuz. Alt yapı yatırımı yapmadan üste binalar dikmek. Bugün otel ve lüks villa projeleri Bodrum’da yarışa girmişken, yarın susuz kalıp bölgeyi çöle çevirip gidecekler.
Bugün hangi turizm otoritesine sorsanız ilk kuracağı 3-5 cümle içinde,
-Sürdürülebilirlik
-Strateji
-İnovasyon filan geçecektir. Artistik, içi doldurulmamış, laf olsun diye söylenen sözler.
Türkiye’nin uzun vadeli sürdürülebilir turizm stratejisine ihtiyacı var.
Su krizi yaşanmaya başladı, göller, dereler kurudu. Türkiye zaten kurak bir ülke. Daha fazla betonlaşmaya gidilmemeli. Milli servetimiz parası olanın elinde kalıyor.
Halk günden güne daha da, daha da yoksullaşıyor. Haydi temel ihtiyaçlardan bir şekilde kıstık, peki su?
Susuz hayat mümkün mü?
Değerli yorumunuzda "Türkiye'nin uzun vadeli stratejik planlama ihtiyacı" konusuna güzelce vurgu yapmışsınız AMA Bakanlığın kendi yaptığı 2007-2023 Ulusal Turizm stratejisinin 16*Yıldır neden uygulanmadığı hususu, esas merak edilecek ve hiç kimsenin bilemediği ana sorundur!
Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.
www.turizmguncel.com internet sitesinde yayınlanan yazı, haber, video ve fotoğrafların her türlü hakkı Turizm Güncel A.Ş.’ye aittir. İzin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez.
Copyright © 2018 - Tüm hakları saklıdır. Turizm Güncel
Tasarım & Yazılım Altyapısı DataNet Bilgi Teknolojileri
