Birgül Akgül

Siz hala Türkbükü'ndeki lahmacun fiyatına mı şaşırıyorsunuz?

Siz hala Türkbükü'ndeki lahmacun fiyatına mı şaşırıyorsunuz?

Turisti bile şok eden fiyatlar, yerel halkı çileden çıkarıyor. Dört kişilik bir ailenin hafta sonu biraz sosyalleşmesi en az 2.000 liraya mal oluyor. İçinde ne var? Tek öğün yemek ve belki sinema.

Bugün salaş olarak tabir edilen mekanlarda bile iki kişinin içkili yemek yemesinin bedeli en az 1.500 lira. Üstelik bu iyimser bir rakam. Başlangıç, ara sıcak getir, donat masayı aç bir yetmişlik demeden, mütevazi bir masa kurmanın bedeli.

Marmaris’te yeme-içme fiyatlar İngiltere’yi geçmiş durumda. Bize pahalı gelen emin olun turiste de pahalı geliyor. Turistin yerine hesap yapıp “ya n’olacak 100 € bozsa deli gibi harcar” dediğimiz günler geride kaldı. Sanılanın aksine, bir akşam yemeğine 100 € vermek turist için de mantıksız bir harcama, bu paraya evlerinin alışverişini yapıyorlar hem de etinden sütüne. Enflasyon odaklı fiyat güncellemeleri yakında turisti de küstürecek. Kendi ülkesinde 15-20 € ya güzel yemek yiyen insanlar burada benzer yemeğe 100 euro ödeyip, fişi eline aldığında önce gülüp sonra “a ciddiymiş” diyerek birbirlerine bakıyorlar.

İç pazar payını büyütmek isteyen Türkiye, enflasyon nedeniyle bu hedefine de ulaşamayacak. Yurt dışında tatil yapmanın kendi ülkesinde tatil yapmaktan daha uyguna geldiğini dile getiren yerli turist sayısı azımsanamayacak kadar fazla. Türkiye ucuz bir destinasyon olmasın derken bunu kastetmemiştik. Mevcut fiyatlar psikolojik sınırın üzerinde, tüketiciyi şoke eden türden.

Bu artışlar neyin eseri?

Oteller, restoranlar, kafeler… Havada, karada, denizde her türlü pahalı olan ulaşım…

İşletmeler maliyetlerdeki artışları fiyatlarına yansıtmak durumundalar çünkü artan personel giderleri, ithal ürünlere ödenen fahiş fiyatlar ve yüksek vergiler, pahalı yakıt, yüksek enerji maliyetleri başta olmak üzere maruz kaldıkları birçok kalemde sürekli artışla baş etmeye çalışıyorlar.

Sürekli daralan alım gücü, hedef kitlelerin değişmesine, özellikle tatil gibi keyif odaklı bir üründe de sinsice ilerleyen bir hedef kitle kaybına neden oluyor. İç pazar sürekli kaybedilirken, yabancı turist de sokağa çıktığında karşılaştığı fiyatlara şaşırıyor. Bu kısır döngüden çıkmak zorundayız.

İki ana pazarımız bir yılı aşkın süredir savaşırken, bu pazarlardan umduğumuzun altında turist almamız da çok doğal. Antalya’ya gelen iki milletten insanlara düne kadar 3-5 bin lira olan evleri 20-25 bin liraya kiralayıp üstüne restoranlarda da yolmaya başlayınca ne olmasını bekliyorduk ki? Belki de şu meşhur ‘word of mouth’ devreye girmiştir, eşe dosta “buraya gelmeyin Antalya çok pahalı veya bize pahalı” demişlerdir.

Rusya-Ukrayna arasında devam eden savaş nedeniyle Antalya başta olmak üzere belli bölgelere göç eden yabancılar da uyandı. Kiraların, marketteki ve sosyal hayattaki pahalılığın farkındalar. Bu balon hemen olmasa bile yakında söner. Yalancı bahar geçtiğinde ev sahipleri kötü kiracılara hazır olsun.

Antalya’da kira artışları turizm çalışanlarını mağdur ediyor dediğimde kiralar henüz 4 bin - 5 bin TL civarlarındaydı ki o zamanın koşullarında bu rakam yine yüksekti. Şimdi koca şehirde 10 bin liraya kiralık ev bulunamıyor. Türkiye geneli böyle. Günün sonunda hepimiz birbirimizin müşterisi olduğumuz için o ona zam yapıyor, bu buna. Kirası artan çalışan iş verenine gidiyor. İş veren kiracısına. Kiracı müşterisine. Şoför bahçıvana… Herkes birbirine zam yapıyor. Şuursuzca harcayan bir kesim varken, ülkede patates ve soğan fiyatları tartışılıyor.

Türkbükündeki lahmacunun fiyatına artık şaşırmıyoruz. A’dan Z’ye saçma sapan fiyatlarla karşılaştığımız için gözüne ışık tutulmuş tavşan gibi temassız ödeyip geçiyoruz. Havadan kazananlar hariç, üreterek kazanan zenginlerin de gündeminde bu astronomik fiyatlar var. Aklı olan bu rakamları sorgular.

Oteller siyasete alet edilmemeli

Neden mi?

Oteller depremin hemen ardından kapılarını depremzedelere açtı. Sanılanın veya inandırılmak istenilenin aksine herhangi bir para da almadı. Aylarca depremzedelere abisi, kardeşi, komşusu, akrabası gibi samimiyetle yaklaştı.

İktidarın “deprem bölgesinde AKP oy aldı diye oteller depremzedeleri sokağa atıyor” tarzı söylemleri sektörümüze yapılmış büyük bir haksızlıktır. Vatandaş bilmez, biz sektörden olduğumuz için işin özünü biliriz ama halk irdelemez. Kimse bilmese turizm bakanı süreci çok iyi bilir. Ben şahsen bir turizmci olarak sektörümüzün özellikle kamu gözünde hedef gösterilmesinden, verilen büyük mücadelenin ve emeğin yok sayılmasından son derece rahatsız oldum. Turizm bakanlığı bu konuyu düzeltmelidir. Her krizde otelinizi açın, sponsor olun, oda verin diyen bürokrasi, gerektiğinde sektörün sırtını sıvazlamayı, hakkını teslim etmeyi ve yaptığı hatayı düzeltmeyi bilmelidir.


Bu Makale 23.05.2023 - 08:31:20 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
  • Esnaf ve isletme sahipleri?

    Hakan Gulec 24.05.2023 - 02:15

    Uzun sure Turizm sektöründe görev alan bir T.C. Vatandaşiyim. 25 yil once nasil isek su andada ayniyiz...Turizm sektöründe hicbir ilerleme olmadi. Kisa vadeli düşünen esnaf ve konaklama işletmesi sahipleri bu düsüncelerini degiştirmedikce hicbirşey değişmez. Turizm calisanlarina eğitim veriliyor tamam güzel fakat İşletme sahiplerine ve esnaf’a eğitim ve sertifika veriliyormu?HAYIR. Devamli denetleme varmi?HAYIR Ağir yaptirimlar varmi?HAYIR Bu ülkede Turizm sektörûnû kesinlikle bilmeyen yüzlerce konaklama ve yiyecek&içecek işletme sahipleri var.. Bildiklerini saniyorlar fakat hayir yanliş yoldalar. Kalifiye ve tecrübeli personele kesinlikle gereken değer verilmiyor. Hanutculuk normalde yasak ama heryerde diz boyu. Normalde her işletmede fiyat listesi asili olmasi gerekiyor ama yok. Marketlerde bile fiyat yazmiyor ürünlerde.. Turistler artik rahatsizlar...Yüzlerce yabanci arkadaşim dostum var..Gelmek istemiyorlar artik.Yillar geçtikce dahada bozuluyor sektör.. Bu cennet vatan normalde Turizm de 1. sirada olmasi gerekiyor..Ama HAYIR..6.Sirada Neden? Hiç kimse bunu dusünmüyormu?Biz neden 6. siradayiz?Sanmiyorum.. Eyvallah bu seneyide atlatalim gerisi bakariz mantalitesi ile seneler geçiyor ve ayni yerde sayikliyoruz.Ben gerçekten bu duruma cok üzulüyorum. Oysa bu ûlkede o kadar cok akilli ve degerli beyin varki herseyin üstesinden gelir aslinda.... Bu ulkeden baska alternatif yok bizim icin..Egitim cok onemli..denetleme çok önemli..Kararlilik cok onemli.. Aslinda daha yazacak çok şey var ....Gerçekten yazsam roman olur...

  • Yazdıklarınız Doğru. Ama?

    Alp Onganer 23.05.2023 - 05:28

    Otellerde Türkiye de hep siyaset ile iç içe olmuştur. Aldığınız tahsisden krediye, Aldığınız ruhsattan teşvik e kadar siyasidir. Bugün dış işleri bakanı seçim için muhaliflere çamur atarak turist gelmiyor sizin yüzünüzden dedi. Yıllar önce Tayip bey bodrum teknede yanında Fettah Tamince ile birlikte kaçak yapılaşmaya karşıyım hepsini yıkarım dedi. Kimsenin oteli yıkılmadı ama Atilla Uras ın malına cokuldu. Demek ki hersey siyasi imiş memlekette. Ne yazikki talan düzeni. Lara Kundu ya bakın lütfen. Hatırlayın 20 yıl önce nasıl güzeldi. Ya şimdi? Bu bir Ahlak sorunudur.

En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.