Birgül Akgül

Bu topraklarda kazananların bu topraklara borcu var

Bu topraklarda kazananların bu topraklara borcu var

Dün sabah her zamanki gibi alarmımı erteleyip geç aydınlanan güne uyanmaya çalıştım. Her şey rutindi, alarmı ertelemek, yataktan çıkmaya çalışmak. Telefonu elime aldığımda sosyal medyada Amerika’da yaşayan bir arkadaşımın yaptığı paylaşımı gördüm. Deprem diyordu. Hemen gazeteyi açtım ve ardından televizyonu. Tablo vahimdi. Şu sıralar ise 3.000 kişilere ulaştı ve maalesef bu sayı artacak.

1999 depreminde 15 yaşındaydım. Tabii o zamanlar sosyal medya yok, internet yok. Yaz tatiliydi, tipik bir ergen gibi öğlene kadar uyuyup öğlen kendime bir sandviç yapıp televizyonu açtığımda gördüğüm manzarayı algılayamamıştım. Dün haberleri izlerken 24 yıl öncesine gittim. Aradan geçen zamanda bu yönde nelerin yapıldığını düşündüm. Öğrenmediğimizi, ders almadığımızı fark ettim. Devlet de vatandaş da fazlasıyla kaderci olunca tarih değişse de resim aynı kalıyor.

Öfkeliyim ama gün ahkam kesme günü değil, herkesin bildiğini boş boş karalamaya gerek yok.

Soğuk hava, kar, kış…

Bütün kış beklediğimiz karın deprem bölgelerinde başlaması, dondurucu soğuk, çaresizce kurtarılmayı bekleyen insanlar ve azalan umutlar. Enkaz altından çıplak ayakları ile çıkarılan insanlar. Üşümek… Ne enflasyon kaldı ülkede ne siyasi çekişmeler. Gündem doğanın üstünlüğü altında ezildi bile.

Biz bu filmi çok izledik…

Anadolu yüzyıllardır depremlerle yıkılıp yeniden inşa ediliyor. Öyle ki tarihe baktığınızda depremlerle yok olan bir sürü medeniyet, şehir var.

Son yüzyıla baktığımızda ise onlarca deprem, binlerce kayıp görüyoruz. Cumhuriyetin ilk yıllarında, fakirlik zamanlarında yaşanan depremlerde can kayıpları nispeten daha azken; geliştiğimiz, apartman hayatlarına merak sarıp yüksek binalara geçmeye başladığımız yıllarla birlikte depremlerde yaşanan can kayıpları da artıyor. Kandilli Rasathanesi tarafından yayınlanan Son yüzyılın deprem listesi ve bilançosuna buradan ulaşabilirsiniz.  Fay hattı üzerinde yaşıyorsak buna uygun binalar yapmak zorundayız. Hatta bilim insanlarına göre güçlü fay hatlarının olduğu bölgelerde yaşamamalıyız. Ama kim dinliyor?

Göçük altında kalanlar, kayıplar, kendi kurtulan ama ailesine ulaşamayanlar, çaresizce bekleyenler… Bu kadar travma bir topluma fazla değil mi?

Yol köprü bekleseydi de şu deprem meselesine daha fazla bütçe ayrılsaydı olmaz mıydı? 24 yılda yıkılması gereken tüm binalar yıkılır, taşınması gerekenler taşınır hatta yeni evlerini eskitirdi bile…

Yıkımı kaldırmak, yaraları sarmak mı daha kolay yoksa ölümler gelmeden kaderi değiştirmek mi?

Gelelim çağrımıza!

Otel sahipleri kendi bireysel hareketleri ile otellerini depremzedelere açma kararı aldı, ancak bu hareketin sektörel bir harekete dönüşmesi gerekiyor. Gürel Aydın, Van depreminde yaptığı gibi yine otellerini depremzedelere açacağını duyurdu, depremin ilk gününde harekete geçti, sektöre seslendi. Türkiye Otelciler Federasyonuna bağlı AKTOB da hızlı davrandı ve açıklamada bulundu. Yeni Başkan Kaan Kavaloğlu Antalya’ya yakışır bir harekete imza attı, 15 bin depremzedeyi ağırlayacağız dedi. Diğer STK’lar da konuya hızla sahip çıkmalı ve gereken adımı atmalıdır. Gün bekleme, zaman kaybetme günü değildir. Topluma umut olacak, birlik, beraberlik ve dayanışma ruhunu besleyecek her türlü sosyal sorumluluk projesine hızla ihtiyaç var.  Her ne yapılacaksa hızla duyurulmalı, muktedir olunmalıdır. Yapılmayacak mı? Bu büyük bir hata olur, ben unutmam, ilgililer unutmaz, gün gelip ahkam kestiğinizde sen o zaman neredeydin derler.

Bu topraklardan kazananların bu topraklara borcu var.

Kalbimiz ve dualarımız göçük altında hayatta kalmaya çalışanlar, sevdiklerine ulaşamayan depremzedeler ve bölgede çalışan tüm vatandaşlar ile.

Elimizden bağış yapmak ve dua etmek dışında bir şey gelemiyor maalesef.

Ülkemize sabır, güç, kuvvet dilerim.


Bu Makale 07.02.2023 - 11:34:23 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
  • Acenteler sessiz

    Murat Akca 22.02.2023 - 05:35

    Adeta sömürge gibi ucuza maksimum hizmet bolgesi olarak anılmamızı sağlayan yapı bari böyle bir zamanda maddi/manevi destek sağlasın. Tur operatörleri ve OTA'lar sessiz kaldı.

  • Kerem 10.02.2023 - 10:19

    Oteller ellerinden geleni yapıyor. Ancak bu işin olması gerekeni yıllardır toplanan deprem vergilerinin (ÖİV) tam da bugünlerde kullanılmasıdır.

En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.