İstanbul'da Arap olmak ve turizm gelirlerini arttırmak
Bu başlığı atarken Ayşe Arman’ın türbanlı hanımları anlamak için türban takıp Istanbul’u gezdikten sonraki yazısı aklıma geldi.
Benim kılık değiştirmeme hiç gerek kalmadı. Orta okul ve lise yıllarında takma adım zaman zaman Arap olmuştu.
Bir ara hatırlarsınız, Sayın Başbakanımız sokaktaki köpeğe arap arap denilmesini eleştirmişti. Tabi orada siyah olan her canlıya zenciler de dahil Arap diyen Anadolu ahalisinin, siyah köpeklere koyduğu isim demagoji malzemesi olarak kullanılmıştı.
Arkadaşlarım esmer tenim nedeni ile beni kızdırmak için Arap derlerdi ama aksine benim hoşuma giderdi.
Ne ise konuyu dağıtmayalm. İstanbul’ da dört çocuklu bir Arap aile ile 10 gün geçirince arada Arap olarak kaynadım.
Yaşadıklarımı sektörün ve yetkililerin kullanımına sunarım.
Doha da ve Dubai de birkaç kez CIP karşılama ve uğurlamaya maruz kaldım o nedenle gayet iyi biliyorum ki bizden açık ara iyiler ve bu hizmeti almaya alışık misafirlerimin gözünden eksikliğimiz kaçmadı. En iyi marka araçların en üst sınıfı ile gayet iyi ingilizce konuşan personel yardımı ile en üst düzey de privacy (yalnızlık) sağlanarak uçağa ve aprona ulaşmaya alışmış konuklar, ekonomi yolcularının arkalarında mevcutlu şekilde kuyruğa sokulunca, sitemlerini görevliye direk olarak ilettiler. Ben bu işte yönetici olsam paraya kıymaz uçağa atlar el alem bu işi nasıl yapar inceler en azndan yaratıcı olarak taklit eder bedeli karşılığı misafirin hizmetine sunardım.
Rahmi M. KOÇ müzesi tarihi yarım adaya ve şehrin merkezine en yakın çocukları da mutlu edecek, eğitici ve eğlendirici tek cazibe merkezi. Geri kalanlar yeme-içme ve alışveriş. Müzeyi gezerken üç, yedi yaş arası çocuklar ziyadesi ile mutlu oldular, tren ve çıkıştaki atlı karınca mutluluğu taçlandırdı. İşin içinde kültür olması gürültülü kuru kalabalığı elemine etmişti. Her iş sahibinin kalitesine ulaşır.
Yıldız Parkı gibi geniş alanlara sahip mekanlarda RMK Müzesi (benchmark) kıyaslama noktası olarak dikkate alınarak, özellikle çocuklara yönelik çevreye saygılı kültür ve eğlence noktaları oluşturulmalı. Aksi takdirde varlıklı arap çocukları Bebek Türkan Sabancı Parkında beleş vakit geçirmek zorunda kalıyorlar.
Boğaziçi sahiline tarihi seyyar satıclar (şerbetçi, turşucu, kestaneci, keten helvacı, şekerci vs.), Divan, Hacı Bekir, Borsa, Saray Muhallebicisi gibi markaların desteği ile sağlanabilir.
İstiklal deki kestanecilere standart bir kalite için eğitim ve denetim gerekiyor.
Topkapı Sarayının önündeki kestaneci kişisel hijyenini sağlamaktan aciz.
İspark elemanları altı tanesi Avrupalının kırkbeşine bedel varlıklı Arap misafirlerimizi lüks arabalarından indirip uygun adım marş Topkapı Sarayı kapısına yürütürken, kırkbeş kişilik Avrupalı taşıyan otobüs kapıya yanaşınca yağmur altında ıslanmış Arap milyarder her halde “ne yüzümüz ne şekerimiz” diyor yetkilileriniz deyince arap suratım kızarmadı diyemem. Aldık soluğu İstinye Park ta, İstanbul’ un vahası. İçeri de mağazalarda varlıklı Araplar’ın değeri anlaşılmış. Oldukça eski bir Lokantanın İstinye park şubesinde kendimizi pis Arap, Lütfi Kırdar şubesinde kral gibi his ettik.
Boğaz'daki bazı mekanlar güzel havalarda ön sıralara mostralık beyaz Türk, arka taraflara Arap turist kabul ediyor. Oysa kompleksi olmayan Londra, Paris gibi metropollerde ve Monaco Cafe'de Paris'te en seçkin mekanlar da para harcayan Arap baş köşede ağırlanıyor.
En son darbeyi Rumeli Caddesi No: 3 deki Vodafone bayiinden yedik. "Yurt dışı telefonlarımıza diğer ülkeler de olduğu gibi bir bloke olmayacak sim kart uygulaması var mı" dedik. Evet turist paketi var 120 TL dedi mütedeyyin görünümlü sahtekar Mustafa. 50 TL lik görüşmede bedava dedi. Meğer paketin Fiyatı sadece 70 TL imiş 50 TL promosyon konuşma dahil. 3 telefon 100’ er TL yükledikten 3 gün sonra bloke oldu.
Vodafone bayisine güvenmeyip kime güvenmeliydik bilemedim. Ama bence ne Vadofon’un ne de bayii sahibinin haberi vardır. İtiraza gidince sahtekar Mustafa çılgın Mustafa’ ya döndü, organize işlerin baş rolünde oynamamak için durumu sineye çektim.
Rahmetli babam bir emniyet mensubu olarak İstanbul’a sahipsiz memleket derdi. Eskide olduğu gibi, altı kişinin kırk kişiye bedel olduğu bu kıymetli insanlar kaz gibi görülmezler de, kardeş coğrafya da hiç olmaz sa Avrupa'da oldukları kadar rahat olurlar.
İstanbul a bir sahip bulunması dileği ile hoşçakalın...
Bu Makale 24.10.2013 - 10:50:21 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
-
Serdar bey Arap turistlerle yaşadığı 10 günü 10 satırla özet olarak çok güzel özetlemiş. Eminim yaşadığı birçok sıkıntıyı da nezaket gösterip kaleme almamıştır.
Sorunun tespiti veya çözüm önerileri için toplantı üzerine toplantı yapan sayın büyüklerimize ithaf olunur.
Eline sağlık Serdar bey.