Emir Hepoğlu

Antalya'da bir eğlence adası var, haberi olan var mı?


BEN BULDUM, BEN BULDUM

İyi bir fikir aklımıza konuk olduğunda 'Ben buldum, ben buldum!' demenin çevremizde çok çocukça karşılanacağını ve bu vesile ile karizmayı çizdireceğimizi düşündüğümüzden olsa gerek "Evet, benim de aklıma gelmişti" demeyi tercih ettiğimiz zamanları eminim birçoğumuz  yaşamışızdır. Genlerimizin sabit değişmezi MUCİT MACİT tarafımızın sürekli bizi dürter halde olması her ne kadar yaratıcı bir millet olduğumuzun göstergesi gibi dursa da, iş eyleme gelince ne hikmetse fren mekanizması olabildiğince hızlı çalışır, fikri üretir, yetim bebe gibi ortaya atar, kaçıp gideriz.
 
"Ulan bu benim aklıma gelmişti ama işte o zaman vaktim yoktu" lafı bu kaçış yollarımızdan sadece biri ancak en popüler olanıdır. Bu aşamadan sonra ise fikri eyleme geçirene yapılan iki sabit hareket vardır bizim memlekette. 
 
1 ) Kutlamak ama destek olmamak 
2 ) Kıskanmak ve mümkün olduğunca köstek olmak. 

Kaderin cilvesi olarak 2 numaralı hareket yine sevgili genlerimizin sabit değişmezlerinden biri olarak ruhlarımızda yaşamını keyifle sürdürmektedir. PİS huylarımızdan biri olarak adlandırabileceğimiz bu durumu göğüslemek için ise yapılabilecek tek şey ise bodybuilding çalışmaktır. Zira bu kadar ağır bir saldırı durumunu sağlam bir kondüsyon ve güçlü kaslarla karşılamaktan başka çareniz kalmamıştır.
 
SADEDE GELELİM 

Dürüst olmakta fayda var, makalemin asıl konusunu teşkil eden projeler muhtemelen daha önce düşünülmüş, hatta belki de şimdi eleştireceğimiz şekilde tasarlanmıştı. Ancak bazı ve hatta oldukça büyük eksikleri olduğunu hatırlatmanın ve bu vesile ile Turizmin Başkenti'ne ( ANTALYA ) bir nebze de olsa katkıda bulunmanın eli kalem tutan, ağzı laf yapan her turizmcinin misyonu olması gerektiğini düşünmekteyim. İşte bu nedenden yola çıkarak aşağıdaki fotoğrafı dikkatlice incelemenizi rica ediyorum. Fotoğraf Antalya Konyaaltı sahilinin bir kısmını ve hatta Varyant'tan başlayarak en önemli bölümünü detaylıca gözler önüne sermektedir. Oteller, alışveriş merkezi, suparkı, akvaryum, sahil, konser alanı vs. onlarca renkli fasilite burada toplanmış bulunmakta. Özetle bu özel güzelliklerden faydalanmak için bir gün yetmeyebilir bile insana.
 
Bu ada içerisinde bulunan 5 yıldızlı otellerden birinde konaklar, sabahın ilk ışığı ile AKDENİZ’le buluşur, güzel bir kahvaltının ardından su parkında eğlenir ve hatta belki de yunuslarla yüzer, öğlen yemeğinde yine bir deniz canlısını mükemmel bir sunum eşliğinde keyifle mideye indirir, ardından bu sulara ait olmayan envai çeşit yaratığı görmek üzere Aquarium'da vakit geçirir, sonra AVM'de bol bol para harcar, Minicity’de dünya miraslarının maketleri ile fotoğraf çektirir, çocuğunuz varsa Walt Disney gösterilerini birlikte izler, otelinizin a la carte restoranında romantik akşam yemeğinizi yer, denk gelirse Açık Hava’da bir konsere katılır,  otelin gece kulübünde eğlenceye devam eder…………….
 

 
Ertesi sabah için de Antalya Müzesi'ni programa alır, ardından bu devasa eğlence adasının keyfini sürmeye devam edersiniz. Gördüğünüz üzere saymakla bitmeyecek aktivitelerden doğal güzellikler içerisinde bir arada faydalanmanız gayet mümkün.
 
Ancak senaryo bu olsa da, bazı düzenlemeler ve belki de eklemelerle çok daha eğlenceli bir tatil filmi yaratmamak için hiçbir sebep yok. Dilerseniz sırası ile aksaklık tespit ettiğimiz konuları ve öenrilerimizi bir bir inceleyelim.
 
Antalya Konyaaltı sahili ve Beach Park, Miami South Beach’e nal toplattıracak kadar güzel ve bir o kadar iyi konumda. Fakat ne hikmetse hizmete girdiği ilk ve onu izleyen birkaç yıl haricinde hiç iyi işletilmedi. Halen bir çok mekan boş ve kiralanmayı bekliyor. Konuyu siyasete de bağlayan var, kiraların çok yüksek olduğunu iddia ederek konunun ekonomik boyutunu ön plana çıkaran da. Buradaki kavga ne olursa olsun, kaybeden Antalya turizminden başkası değil. Halen iyi işletilen birkaç özel mekan ve otellere ait beach’lerin haricinde Beach Park’ta tüm hizmet nargile, bira, patates,  okey, tavla, deniz, kum, güneş ve bolca düzeysiz geyik muhabbetine indirgenmiş.  Oysa burada işletmelerin önü açıldığı taktirde mekan çok daha elit bir kesime hitap edecek ve yüksek gelir gurubuna sahip yerli, yabancı turist için çekim merkezi olacaktır. "Antalya halkı nerde denize girecek kardeşim?" diyenler için ise 6 kilometre boyunca gayet güzel ve temiz plajlara sahip olduğumuzu hatırlatmak yetecektir.
 
Açıkhava tiyatrosu koruluğun içindeki bir vaha niteliğinde oldukça mükemmel bir konumda. Ancak yenilenmesi gereken noktalar var ve beklide teknik açıdan biraz daha donanım kazandırılmalı. 3 bin kişilik kapasitesi ile hiç de fena sayılmayacak biz izleyici kitlesine sahip bu güzide mekan atıl görüntüsü vermekte.

Aquapark, Dolphinland, Beach Park, Su Hotel aradan geçen D  400 yolunun doğusunda, Aquarium, Minicity, Kanyon ve Migros ise yolun batısında kalmakta. Dolayısı ile buraya münferit ya da tur ile gelen misafirin karşıdan karşıya rahatça geçmesinin iki yolu var. Ya araç kullanarak sahilden dönerek karşı tarafa ulaşacak, ya da Migros kavşağına kadar Antalya sıcağında yürüyerek istediği yöne doğru inişe geçecek. Antalya’nın nerede ise hiç turist görmeyen muhitlerine yürüyen merdivenli, engelli asansörlü üst geçitler yapan pek kıymetli şehir yöneticilerine bu vesile ile en az iki üst geçidin de buraya inşa edilmesini öneriyorum. Böylelikle yolun her iki yanında ki yayaların bu eğlence mekanlarına ulaşımı fazlası ile kolaylaşacaktır. 



 
Naçizane bir diğer önerim de BEACH PARK içerisine mini bir teleferik yapılması. Tıpkı İstanbul Maçka parkındaki gibi.  Bu vesile fotoğraf meraklıları için yeni bir mecra yaratılmış olacak, keyifli kısa bir panoramik gezinin ardından sahile ulaşılmış olacaktır. Varyant'tan iniş ve çıkışları da rahatlatacak olan bu önerinin taksi esnafı tarafından hoş karşılanmayacağını düşünsem de yinede paylaşmadan geçemeyeceğim. Zira Kemer için tahsis edilen deniz otobüslerinin akibeti hala hafızalardan silinmiş değil.
 
Antalya Aquarium turizm çeşitliliği açısından oldukça önemli bir yatırım. Geçtiğimiz yıl sezonu tam ortasından yakalayan işletme bu yıl ilk kez tüm sezon boyunca hizmet verecek. Antalya için önemli çok büyük bir kazanç olan Aquarium’un hemen yanında 2013 sezonu itibari ile gösterilerine başlayan Walt Disney, Mickey Müzik Festivali adıyla yerli yabancı bir çok turisti buraya çekerek bölgenin cazibe merkezi konumunu güçlendirmekte. Çok başarılı ve akıllıca bir yatırım !.
 
Konyaaltı sahilinde bulunan bu olağanüstü değerli bölgede acilen yapılması gereken birçok düzenleme söz konusu. Benimkiler sadece kişisel gözlem ve önerilerden ibaret. Konu daha farklı platformlarda hassasiyetle masaya yatırılarak zaten elimizde var olan nadide bir bölgeyi bir kat daha güzleştirmek ve daha kolay pazarlanabilir hale getirmek açısından ele alınmalı.  Hatta TELEFERİK önerim hiç de fena sayılmazdı, lütfen bunu iki kez düşünsünler : )).
 

Bu Makale 28.05.2013 - 14:46:58 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
  • Can Çağan 16.05.2013 - 03:29

    Genç bir turizm çalışanı olarak benim gördüğüm biraz daha farklı bir nokta var.Özellikle yurtdışında Ulusal park ve sahil kesimlerinde çalışmış gençlerin bu konuda üniversitelerde makaleler yazılmasına rağmen bu soruna kişiler kulak vermiyor.Antalyada gençlerin gittiği yerlerde en büyük faaliyetler oluyor.Müzikalinden tutun da kültürel etkinliklere kadar.Eğlence pazarlaması deniliyor da...Kalitesiz bir ürünü pazarlamak ne kadar etik ? Antalya bunu yaşıyor malesef.Kalite farkı en büyük problem.Evde yemek,köstek olmak veya insanların birbirini kıskanması durumu değil de kaliteli zaman geçirme konusunda gençler ciddi sıkıntı çekiyor.gastrominin kaliteyle beraber bedeli vardır, doğru.ancak gittiğiniz yer nereye hitap ediyor ? Biz yabancı ve öğretim görevlisi arkadaşlarımızla beach parka gittiğimizde karşılaştığımız sorun belliydi. Arabalardan çıkan yüksek ses ile beraber birbirlerine yapmaya çalıştıkları huzur bozucu hareketler,yürüyerek giriş olduğu için ipini koparanın rahatlıkla girebildiği bir ortam,oturduğunuz cafenin karşısında holigan gibi gelen geçen herkesi taciz eden bir kitle. ŞİMDİ BEN SİZE SORUYORUM. Yaratmaya ve pazarlamaya çalıştığımız ürüne kimlerin gelmesi hedefleniyordu ? Herkes mi ? Herkes kim ? Yani önceki yorumda bahsedildiği gibi evde yediğimiz yemekten,yada işletmelerin kiralarından ziyade lara ile bölge arasında oluşan uçurumun sebebi SEÇİCİLİK olabilir mi ? İyi bir güvenlik anlayışı,İnsanların taciz,gasp ve propaganda gibi durumlarla karşılaşmasının etkisi nedir ? İnanın bana bütün çevrem bu yüzden tercih etmiyor.Ne rastlantıdır ki hepsinin kötü bir hatırası mevcut bölgeyle ilgili. Ben ve tanıdığım birkaç arkadaşım yurtdışında okurken bir yandan da ülkenin Ulusal park ilan ettikleri beachpark gibi alanlarda çalışıyorduk.Burada taciz durumu kesinlikle engelleniyor,sorun çıkartan insanlar bir daha kesinlikle alınmıyordu.Cezai işlemde hemen uygulandığından dolayı böyle talihsiz durumlar nadiren yaşanıyordu.Beachparkta,Oturduğunuz restaurantın karşısında kaldırıma oturan motorcu gençlerin terörüne maruz kalmak çok sıradan. Yürüyerek varyanttan inmeniz pek güvenli değil zira orada yaşanan olayları hepimiz biliyoruzdur. Gelelim minicity bölgesine.Orada aynı şekilde yaşanan motorcuarabalı maganda terörü yüzünden kaç kişinin canı yandı belli değil.İleri bölgede fuhuş pazarı haline gelmiş nokta var,yol boyunca esrarkeşlerin mabedi haline gelmiş yerler görüyorsunuz. Çok gittik,gezdik,güzel restaurantlarını da denedik,en güzel plajlarına da dünyanın dört bir yanından gelmiş arkadaşlarımızı ağırladık.AYNI SONUÇLARLA MI KARŞILAŞMAK ZORUNDAYDIK ? Şimdi sayın turizme gönül vermiş büyüklerim ben soruyorum. Alanya gibi,Manavgat gibi,KEMER gibi pisliğin kol gezdiği bölgeyi arındırma girişimleri olmadan pazarlamaya mı kalkıyorsunuz yine ? Orası da özellikle Kemerde olduğu gibi insanların internette sayfalarca tacizleri,kasap esnafların yaptığı terbiyesizlikleri,üç kuruşa çalıştırılmaya çalıştırılan ve turizm sektörünün gelişimde zerre katkı sahibi olmayan şahısları arasında mı bir proje olacak. Biz gitmiyoruz,bu şekilde olduğu şekilde de gitmeyeceğiz. Değiştiği zaman emin olun, katkımız fazlasıyla olacak. Saygılarımla, sworial@hotmail.com

  • Murat GencerPAYD Başkanı 14.05.2013 - 09:00

    Bir çok kez değindik, ülkemiz eğlence imkanlarıyla da tanıtılmalı diye. Fuarlar maalesef bu konuda değerlenirilemiyor. Yazın en cafcaflı dönemlerinde gerek tesis içerisindeki show, 101vent, çocuklara sunulan imkanlar, şehir merkezi ve etrafındaki rekreasyonel alanlar iyi bir prodüksiyon haline getirilebilir ve hatta Antalya aile konseptinde, Bodrum, Alanya, Kemer gece hayatı konseptinde, Marmaris,Fethiye doğa sporları ve gezi konseptinde tanıtılabilir. Markalaşma budur. Ayrıca köstek kısmına gelince o konuda liderizdir. Şöyle 40 yıllık bir mekanımız mevcut mudur? Önce popüler yapar sonra taşlarız. Belkide işletmesi o ağırlığı kaldıramaz ve dağıtır. Halbuki dünyada 80 m2 mekana sığdırılmış ama yiyeceği ile, içeceği ile dünya gastronomi mirasına dahil olmuş kırk, elli,yetmiş, yüz yıllık ne mekanlar mevcut. Bizde kaliteli mekanın başına gelecekler malum, ilk senesinde daha büyük dükkana taşınılır ya mafya çöker, ya kekolara devredilir. O mekanın başına gelecek en masumane şey burası popülerliğini yitirdi, gitmeyelim olur. Gastronomi ve eğlencenin vazgeçilmez kaderi. Evde börek var ne işin var dışarıda, eğlenipte ne yapacaksın otur evde televizyon seyret. Sonra üretme, üretebileceklerini enüstriye çevirip pazarlama ve Türkiye kültür ülkesidir de. Ne kültürü ? Kenisi eğlenmeyen bir halk, eğlenceyi nasıl pazarlar? Yediğini, içtiğini evinde saklayan nasıl gastronomisini pazarlar? Nasıl bunu sektöre çevirir de insan gibi yaşar. Rol model ise Barcelona....

  • Mehmet MULAYIM 08.05.2013 - 03:49

    Sevgili Emir Bey, 2005 yılında gurbete, Antalyaya geldiğimde Kış aylarında, hafta sonlarında çocuklarımı alıp Beach Parka gidip hoşça bir gün geçirebiliyorduk. Ancak aradan geçen her yılda tıpkı sizinde söylediğiniz gibi her yıl geriye gitti ve sonunda Beach Park YOK oldu. Artık son kış gittiğimizde neredeyse oturacak temiz düzgün bir yer kalmamıştı diyebiliriz. İşin işletmeciler boyutu oldukça önemli. Orada bir kaç büyük hayallerle işletme devr aldılar. Hepside battı. Bana söyledikleri hava parasının yüksekliği, kiraların yüksekliği ve işletmelere yönetimin oldukça müdahaleci olması. Müdahaleci derken bom boş masalara Yaz akşamlarında avaz, avaz yapılan müziklere müdahale edilmiyor ancak sattıkları ürünlerin markalarına ediliyordu. Şimdi Beach Park el değiştirdi. Dilerim Antalyalıalar için CİDDİ şekilde toparlanır. Benim derdim evim yakın, gidecek düzgün yer olsun istiyorum. Sevgiler,

En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.