Emir Hepoğlu

Çılgın bir sezon

Kadim bir öğretiye, medya maymunu ya da şişirilmiş çakma bir yazarın kişisel gelişim kitabına gerek duymadan rahatlıkla şöyle bir tespit de bulunabiliriz; Güzel düşün, güzel olsun, kötü düşün tüm arızalar seni bulsun.

Ben her ahval ve şeraitte ‘’her şey çok güzel olacak’’ düsturunda ilerleyenlerdenim. Toplam kaç kişiyiz bilmiyorum, fakat çok kalabalık olmadığımızdan da nerede ise eminim.

Sadede gelip özetleyecek olursak, Adem’in Havva’nın gazına gelerek elmayı dişlediği an itibari ile sonsuz arıza ve kaos ortamı biz ademoğlu için tescillenmiş. Dedemiz ve ninemiz olan bu tatlı çiftin dünyaya postalanmasını milat olarak alırsak, o gün bu gündür sürdürülebilir bir huzur ortamı olmamış mavi gezegende. 10, 15 yıllık sessizliklerin ardı hep patırtı, hep gümbürtü olmuş.

Dünya üzerinde ne kadar arızalı bölge varsa fethetmekte ısrarcı ve usta olan atalarımız ise son olarak bize hediye babında, tüm arızalara komşu olan bu nadide toprakları bırakmışlar. Sağ olsunlar, var olsunlar, sayelerinde dünya üzerinde hiçbir millete nasip olmayacak şekilde adrenalini, heyecanı bol bir aksiyon filmi platosunda yaşıyoruz. 

Ancak tüm bu külli arızaya rağmen, ‘’efsane geri döndü’’ kıvamında slogan attıracak şekilde,  güzel bir sezonun biz turizmcileri beklediğini gönül rahatlığıyla söylemek lazım. Söylemek yetmez haykırmak lazım. Hadi bunu bir tek ben söylesem neyse. O zaman; 'ufak at da civcivler yesin Emir'  ya da 'işkembeden sallıyorsun birader' şeklinde çemkirmenizi makul karşılayabilirdim.

Ama bu konuda yalnız değilim. Siyasetçisinden, bürokratına, yatırımcısından, yöneticisine, çok bilirinden, her halta maydanozuna kadar uzman ve muadili her bir vatan evladı çok güzel konuşuyor. Son günlerde herkesin fikir birliği yaptığı nerede ise tek konu. Turizmde patlama yaşanması biraz ütopik bir beklenti olsa gerek. Ancak geçtiğimiz kötü yılları bir nebze de olsa tedavi edeceği de kesin.

Güzel düşünelim, güzel olsun, tüm güzellikler bizi bulsun diyor ve sektörün realitesine dönerek son günlerde yanımda, yakınımda, kıyıcığımda gelişen çılgın sezon diyaloglarından bir demeti keyifle sunuyorum size.



HANGİ MİLLETİN MİSAFİRİ? ( gerçek hikaye )

A-Abi Ortadoğulu misafir gelmesin, ben istemiyorum. Sadece ben değil, arkadaşlarım da istemiyor.

B-Niye bro? Derdiniz ne doğunun ortasındakilerle?

A-Abi kültür yok adamlarda. Dağınıklar, pisler, ucuzcular, bahşiş vermiyorlar, odaların anasını ağlatıyorlar. Havuzkipink deki ablalar kan ağlıyor yemin billah. Biz de restoranda nerede ise her gün sorun yaşıyoruz.

B-Allah Allah çok enteresan, hiç böyle bilmiyordum bu durumu. Peki başka sevmediğiniz Milet kim?

A-Bizimkiler abi.

B-Türk misafir mi?

A-Yok abi, tam olarak öyle değil. Bizimkilerin dışarıdan gelenleri. Alamancı Türkler yani.

B-Haydaaa onlarla ne derdiniz var evladım?

A-Abi onlarda tüm yıl yardıra yardıra çalışıp üç kuruş para biriktirip memleketlerine tatile geliyorlar. Buraya kadar anlıyoruz olayı, sıkıntı yok. Ama babacığım adam 200 avro yu toka edince sanırsın oteli satın almış da, işletmenin başına geçmiş. Bir afra, bir tafra anlatılmaz yaşanır, öyle böyle değil. Yemeği beğenmez, servisi beğenmez, odayı beğenmez, bizi beğenmez, hatta seni görse senide beğenmez bak yeminle. Biz Almanya da böyleyiz, Avrupa’da bu işler hep şu şekilde olur gibi her 10 dakika da bir laf çakıyorlar. İmanımız gevredi yeminle. Tribal Enfeksiyon hastası oldum, tedavi görüyorum.

B-Hazır elin değmişken başka kim var rahatsız olduğun anlat da kamuoyu bilgilensin sayende.

A-Abi Rus’da gelmesin, istemiyom.

B-Eee YUH yani, abarttın. Ruslara ne kulp takıcan şimdi.

A-Abi kulun kurbanın olim öyle deme. Bak bizim yaşadığımız enstantanelerin değil hepsini sadece birini deneyimlesen turizme küsersin, oteller kapatılsın diye imza kampanyası başlatırsın.
B-Tamam uzatma bana Rus ları anlat.

A-Abi Berlin duvarı ne zaman yıkıldı 89 muydu? Nerede ise 30 sene olmuş dile kolay. Bak o tarih itibari ile Ruslar sıcak sulara inme hayallerini tatil bahanesi ile üzerimizden gerçekleştirmiş oldular. Bizden sonra Mısıra, yunan adalarına, uzak doğuya vs gittiler, ama hiç biri kesmedi hep geri geldiler. Adamların uçağını düşürdük kıyamadı, dayanamadı gene döndüler.

B-Eee yani?

A-Abi onlara fazla bişi bulamadım. Sadece çok içiyorlar, çok kavga çıkartıyorlar, o dur yani.

B- Peki siz hangi milletin turistini tercih ederdiniz beyim?

A-Almanlar abi, tek geçerim.

B-Hmm bekle bekle gelecekler, dönücekler sana.

BELEK MELEK ( gerçek hikaye )

A-Bana Belek Melek deme sakın.

B-Sebep?

A-Ukala dümbelekleri bizi beğenmiyorlar. Sanki kendileri dünyayı kurtarıyorlar da.

B-Neyimizi beğenmiyorlar üstat, anlamıyorum ki?

A- Biz çok avammışız, kötü iş yapıyormuşuz, Belek den öte otelcilik yokmuş falan, filan.

B- Yuh, harbi mi, vallamı böyle diyorlar?

A-Evet yemin billah adamlar yüzüme karşı bizzat höykürdüler geçen akşam yemek de. Yalandan şakaya filan vurmaya çalıştılar ama yemez hacı.

B- Eee sen ne yaptın peki bunu duyunca?

A-Sağlı, sollu yapıştırdım bende cevabı anında tabiî ki. Hocam dedim aklınızı başınıza alın, bizde şu kadar istihdam sağlıyoruz, şu kadar girdimiz, şu kadar kazancımız var, misafir memnuniyetimiz sizinkilerin çok üstünde, bizim hala kaybetmediğimiz bir samimiyetimiz var, tesislerimiz bile nerede ise sizinkilerden yeni ve görkemli, yeni yatırımlarımız yolda, kendimizi geliştiriyoruz, gümbür gümbür geliyoruz sizin anlayacağınız. Aklınızı başınıza alın, ego yapmayın, fazla şişmeyin, hava attığınız o tesislerin hiç biri babanızın malı değil. Düşmez, kalkmaz bir ALLAH, bir gün bakarsınız bizim bu taraflarda daha önce yüzüne bile bakmayacağın otelin başına geçmişsin. İşte o zaman adama NANİK derler, mortingen olursunuz alimallah dedim.

B-Eee onlar ne dedi bunları duyunca peki?

A-Dediklerim çok hoşlarına gitmemiş olacak ki çıkışta otopark da beni kıstırıp bir güzel dövdüler. Tartışmayacağım bir daha böyle konularda, yemin ettim.

ESKİ PSİKOLOGLARI KIRPIP KIRPIP ( yarı kurgu hikaye )

A-Nerdesiniz birader, iki gündür oteldeyim, yüzünüzü gören cennetlik vallahi

B-Sorma abi, iki gün değil tam bir haftadır eğitimdeyiz.

A-Ooo süper ne eğitimi bu kardeş?

B-Abi kişisel gelişim başlığı altında bir dolu konu var. Ama hiç de süper filan değil. Başımız acayip belada.

A-Sebep?

B-Abi eğitimi veren bey eski psikolog muymuş neymiş, tut sen salonda herkesin ortasında bizim a la carte şefi bahriyi –seni kendinle yüzleştireceğim, bildiklerini ama dillendiremediklerini bir bir bizlerle paylaşacaksın, saate bak, saate bak şeklinde hipnoz et, bahri kopsun gitsin, sonra da bir daha toparlayamasın. Tam üç gündür toplantı salonunun ortasında sandalye üzerinde uyuyor bizim bahri.

A-Aneeey olaya bak. Eee ne olacak şimdi peki? Alın çocuğu hastaneye filan götürün bari evladım.

B-Abi eğitimci sakın yerinden oynatmayın, kalıcı hasar olabilir dedi.

A-Ulan hasarın kralını vermiş zaten çocuğa, daha ne olabilir ki?

B-Abi o bir şey değil de, asıl mevzu başka. Bahri arada bir uykusunda konuşuyor, asıl arıza bu aslında.

A-Hayda ne arıza olabilir ki?

B-Arıza çok büyük. Bahri içinde ne varsa döktü, akıttı abi. Misafir ilişkileri müdürüne çok fena yanıkmış, onu detaylıca öğrendik, operasyon müdürümüz sadık beye ayar oluyormuş onu bilahare tebliğ etti, genel müdürümüz ile ilgili gayet detaylı olarak birkaç düşüncesini küfür ve hakaret yoluyla aktardı. Ha bu arada kumar borcu varmış, bir de eşini restoran dan bir kızla aldatıyormuş o net olarak ortaya çıktı. Daha ne olsun be güzel abicim.

A-Hmm OK o aman ben kaçar bro. Sizin buralar çok karışık.



Bu Makale 30.04.2018 - 16:05:16 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.