Emir Hepoğlu

Andrabussuzakka

Andrabussuzakka

Vallahi Billahi hiçbir manası yok başlığın. Şimdilerde Berlin, New York hattında dönüşümlü olarak yaşayan kıymetli ve eski dostum Remzi’nin ilk otelcilik yıllarımızda ‘’abidik gubidik’’ durumlar yaşadığımızda seslendirdiği bir garip durum tanımlama biçimiydi. 

 

Küfür sevmezdik, aşağılama nedir bilmezdik, çocuktuk, temizdik, saftık ve kelime dağarcığımızda çok geniş olmadığından sinir olduğumuz durum ve karakterler için benzeri üretimler yapardık.

Aradan yıllar geçti, Remzi, ben ve o dönem çalıştığımız tüm arkadaşlarımız hem memleketin hem de dünyanın dört bir yanına savrulduk gittik. Kontrol edemediğimiz hayat bizi çil yavrusu gibi dağıttı. Bu kadar yılın mevcut bünyeye sağladığı en büyük katma değer ise ‘’Lügat’’ limitimizin tatminkar şekilde semirmesi oldu. Olumsuzluklar yaşandığında içimiz dökecek, bizi ruhen ve bedenen rahatlatacak farklı ve haylaz nameler dillendirmeye başladık. Yani Andrabussuzakka anlamsızlığının yanı sıra fazlasıyla masum bir isyan kelimesi olarak tarihteki yerini aldı.

Ta ki bugüne kadar. Çevremde gelişen bir dolu manasız olayı ve başroldeki oyuncularını topluca tanımlama konusunda en güzel sesi Andrabussuzakka verdi, ben de kullandım, öyle işte.

Sadede gelelim

ÇOK BİLİNDİK, HATTA KLASİK SENARYO

Önce hava atıyorsun en kral tesisin işletmesini ben aldım, ortalığı kasıp kavuracağım, yakarım lan buraları diye. Ardından gariban personele şakacıktan, yıllar boyu beraberiz, alayını ezip geçeceğiz, biz en iyi ekibiz, en baba takımız, her vurduğumuz gol olur laayyynn şeklinde gazlama yapıyorsun. Sonra gazetelere boy boy demeç veriyorsun yalancıktan yok bu kadar doldurduk, yok bu kadar sattık, yok bu kadar yapıştırdık gibi gibi. Evdeki hesap çarşıya uymayıp otel satmayınca, nişan atar gibi ilk bağı kopardığın yine maid ve garson oluyor. Hani candık, kandık. Aslında tam olarak tarafınızdan kandırıldık. Duruma en uygun söylenecek söz bayım, size en kralından bir doz Andrabussuzakka.

HEM AĞLARIM HEM GİDERİM HESABI

Beni beğenmezsin, otelin konumunu, personel servisini hatta personel yemeğini, bahçedeki ağaçları, kapıdaki güvenliği, güvenlik müdürünü, ekstracıları, mutfakta çalışan personelin tipini, misafirin kalitesini, memleketini ve bilhassa milliyetini külliyen beğenmezsin ama çalışmaya devam edersin.

Genel müdüre, sekreterine, muhasebe şefine, satış direktörüne ve odalara, salonlara, lobiye, yazın tatilciye, kışın toplantı gruplarına, bayram programlarına, animasyon ekibine ayar olursun ama mesaiye devam edersin. Hem ağlarım hem giderim hesabı mızmızlanır ama arkalarından konuşmayı, dedikodularını yapmayı asla eksik etmezsin. Zam zamanı geldiğinde herkesten çok hak ettiğini düşündüğünden arkalarından saydırdığın insanların kapısını en çok aşındıran yine sen olursun. Duruma göre yağlamayı, ballamayı en rutininden sürdürülebilir kılar, asla kendini unutturmazsın. Senden o kadar çok var ki ortalıkta, saydırmakla bitiremem. Ama sihirli ve her duruma uygun Andrabussuzakka ile sana olan hislerimi rahatça ifade edebilirim.

ANADOLU BOL BİR TURİZM İSTERÜK

Türk turizmini Kırgız ve Kazak kuzenlerimize ve Rus dostlarımıza emanet etmek bir yerde zaruri bir durum. Kalifiye ( ! ) personel sıkıntısı yaşayan sektöre kan oldular, can oldular, eyvallah. İngilizce ve elbette Rusça konuşuyorlar, bu da lazım bize. Peki ya Güleryüz, Türk misafirperverliği, geleneksel hallerimiz, bunları nereye koyacağız. Donuk bakışları iklimden olsa gerek. Gülümsemeleri ise belli belirsiz, tam emin değillermiş gibi. Hangi biri benim Urfalım, Burdurlum ya da Muğlalım gibi içten ve dolu dolu gülebilir ki allasen. Hangisi Ispartalım gibi, Konyalım gibi sıcak ve samimi bir sohbet kurabilir misafirle. İçinde Anadolu bol olmayan bir Türk turizminden bahsedilemez. Bu konu hakkında bilimsel kaynaklara dayanarak söyleyebileceğim tek şey Andrabussuzakka işte o kadar.

LAFA GELİNCE

Lafa gelince değil rakip markalarla, destinasyonla yarışıyoruz diye caka satıyorlar. Hadsiz işler yapalım şeklinde ucube bir de motto bulmuşlar kendilerine. Kaf Dağı bile kesmez bu tayfayı. Allahları var acayip kaliteli tesis çalıştıkları mekan. Geleni, gideni hep para babası, patron, ceo ya da muadili. Cost dertleri yok. Patron sevmiyor öööle şeyleri, en kralından yağdırın, akıtın, mutlu edin kafasında. Misafirin yarısı deniz yoluyla otelin açığına yanaşıyor, diğer yarısı ise hava yolu ile bahçeye iniyor. Bir afra, bir tafra sormayın gitsin, markanın büyüklüğü çok pis şımartmış ekibi. Çoğu daha önce çalıştığı dandirik tesisleri unutmuş zaar. Kendilerini tabela üzerinde yazan marka üzerinden tanımlıyor ve konumlandırıyorlar. Kimseyi beğenmiyor, GUSTO muz da, özgüvenimizde, şatafatımızda tavan yaptı ulenn şeklinde kükrüyorlar. Ancak bu kadar teraneye rağmen, sahilde dondurma sırasında fazlaca bekleyen CEO amca –haydi çocuğum çok beklettin bizi, biraz acele et lütfen, diye çemkirdiğinde ‘’benim de iki elim var herhalde anca yetişebiliyorum, bekleyeceksiniz beyefendi diye yapıştıran sezonluk garsona hiçbir ahval ve şerait de söz geçiremiyorlar. Her fırsat bulduğunda ben şöyleyim, ben böyleyim, yok yaşam koçuyum, yok eğitimciyim, piyasanın en iyisiyim diye sallayan HR manager hanımefendiye de buradan selam olsun. Sizin bu yaptığınıza Andrabussuzakka derim, başkada bir şey demem.

SON OLARAK

Merkür mü geriliyor, ben mi ilerliyorum, yoksa dolunay bana mı doluyor bilemedim. Bu ay bir acayibim yeminle. Ama gördüğüm kadarı ile yalnız da değilim. Trump’da, Amerika’da, Çin’de, İngilizler’de, Dalamanlılar’da, Ispartalılar’da çok değişikler bu ay. Sektör de bir garip haliyle. Doldurduk diye göbek atanımı istersiniz, temmuz berbattı, ağustos karanlık birader diyenimi?  %100 doluluk söz konusu olduğunda far görmüş tavşan gibi donup kalanlarda cabası. Allah sonumuzu hayretsin, kimilerinin dediği gibi muhteşem bir sezon geçirdiğimizi düşünmüyorum. Dolduruyor ama hak ettiğimiz parayı kazanmıyor, hedeflediğimiz kişi sayılarına yaklaşıyor ama gönlümüzden geçen ciroları yapamıyoruz. Ama yılmak yok, yola devam, nerelerden, nerelere geldiğimiz hepimizin malumu..


Bu Makale 25.07.2019 - 09:53:47 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
  • gezenotelci 25.07.2019 - 10:11

    Gerçekçi bir yazı olmuş. Çalıştığı şirkete göre değişen çalışanlar, çalışanlarını ilk durakta otobüsten atan yöneticiler... Hepsi de sağolsunlar. Ama mutlu olamayacaklar.

En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.