Savaş Daş

Kimse ‘turisti kulağından tutup getirin’ demiyor ama...

Kimse ‘turisti kulağından tutup getirin’ demiyor ama...

Kamu otoritelerinden ve turizm örgütlerinden uzun süredir ‘olumlu’ mesajlar gelse de gerçekte durumun öyle olmadığı görülüyor.

Turizm sektörünün haziran ayında iç turizmle başlaması, temmuz ayında ise yabancı turistlerin de gelmeye başlamasıyla sektörde ciddi bir hareketlilik yaşanması bekleniyordu. Şu ana kadar geçen süre ortaya somut bir şey çıkarmış değil. Temmuz ayı ile birlikte oteller açılmaya başladı. Ancak bu otellerdeki misafir sayısı iki elin parmağını geçmiyor. Tesisler açık, ortada misafir yok.

Bu dönemde Türkiye’ye turist gelmemesi anlaşılabilir bir şey. Zira hava koridoru kurulan ülkelere dönük de ciddi bir seyahat hareketi yok. İnsanların tatili sağlık ve güvenliğin önüne koyacağını, ille de tatile çıkmak isteyeceğini varsaymak hem aşırı iyimserlik hem de sektörü gereksiz bir beklenti içine sokmak anlamına geliyor.

Şu an itibariyle Türkiye, Avrupa’da sadece İngiltere ve Macaristan’la hava koridoru açabildi. İngiltere’den gelecek ziyaretçi sayısı, diğer pazarlara ilişkin de bir anlamda öngörü sağlayacak. Bu pazar açıldığında, seyahatlerin önündeki tek engelin seyahat kısıtlaması olup olmadığı da net şekilde anlaşılacak. Kısaca İngiltere’den Türkiye’ye yaşanacak ziyaretçi akışı, bundan sonrası için çizilecek pembe tabloların sınırlarını da belirlemiş olacak.

Almanya’nın Türkiye’ye dönük seyahat uyarısını ne zaman kaldıracağı konusunda muğlak mesajlar geliyor. Dışişleri Bakanı Heiko Maas ‘AB ile ortak hareket ediyoruz’ diye top çevirirken, ülkenin turizmden sorumlu komiseri Thomas Bareiss ‘Türkiye için tatil umutları artıyor’ şeklinde açıklamada bulunuyor. Son gelen dedikodular, Almanya’nın Türkiye’ye dönük seyahat uyarısını 15 Temmuz’da kaldıracağı yönünde, bekleyip göreceğiz.

Rusya ise daha belirsiz bir tablo çiziyor. Rus Tur Operatörleri Birliği İcra Kurulu Başkanı Maya Lomize, Türkiye’ye seyahatlerin başlaması için eylül-ekim aylarını işaret ediyor ve bunun ‘iyimser tahmin’ olduğuna dikkat çekiyor. Turizmle ilgili haberlerde en çok Rusya ve Almanya’nın işlenmesi ise tesadüf değil. Türkiye’ye gelen toplam turistin yaklaşık yüze 27’si bu iki ülkeden geliyor. Avrupa OECD-Rusya olarak bakıldığında ise bu oran yüzde 60’ı aşıyor.

Pandemi koşullarında olduğumuz için ülkeye uçuşların az olması, turist gelmemesi veya az gelmesi anlaşılabilir. Bakanlıklar, hükümetler hatta devletler üstü bir durumla karşı karşıyayız ve yapacağınız her hamlenin sınırları var. Buraya kadarı anlaşılabilir. Ancak Türkiye’de sürecin yürütülmesi konusunda anlaşılması güç şeyler yaşanıyor. Sorunlar sürekli halının altına süpürülüyor, tüm umutlar ne oranda gerçekleşeceği belli olmayan sezona (ki yarıdan fazlası geçmiş durumda) bağlanıyor.

‘Turizmi stratejik sektör ilan ettik’ demekle sorunlar çözülmüyor. Eğer turizmi stratejik (öncelikli) sektör ilan ettiyseniz bunun gereklerini yerine getirmek durumundasınız. İşletmecilerle mülk sahipleri, müşteriyle acente arasındaki sorunlar kangrene dönmüş durumda ve çözüm için hiçbir adım atılmıyor. Hava yolu şirketleri iptal edilen seferlerin iadelerini uçuşlar başladıktan iki ay sonra yapacak şeklinde karar alındı. Çok düşük kapasiteyle uçan hava yolu şirketleri bir ay sonra bu iadeleri hangi finansmanla yapacak? Oteller açıldı ancak istihdam sınırlı ve muhtemelen de sınırlı kalacak. Peki turizm sektörü çalışanları bu dönemde nasıl hayatta kalacak?

Turisti kulağından tutup ülkeye getirmek mümkün olmadığına göre, demek ki bu sorunları farklı yöntemlerle çözmek gerekiyor. ‘Stratejik sektörü’ ayakta tutmak için öncelikle gerçek bir hasar tespiti yapmak ve bunun ışığında sektörün tamamını kapsayan bir eylem planı hazırlamak kaçınılmaz. Bu yapılmadığı zaman iş papatya falına dönüyor; uçuşlar ha başladı ha başlayacak, turist ha geldi, ha gelecek...

İlginçtir, böyle zamanlar umut tacirlerinin sayısını da arttırıyor. Her eleştiriye saldırıyla karşılık veriyor, ‘şimdi bunu söylemenin zamanı mı?’ diye insanları paylıyorlar. Tabi onların tuzu kuru. Turist getirmiyorlar, masrafları dağ gibi katlanmış otelleri yok, uçak riskleri yok, iptal iadeleri, banka kredileri yok... Belki onların işleri de böyle dönemlerde açılıyordur.

Hayırlı işler diyelim...


Bu Makale 09.07.2020 - 19:38:59 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
  • Kerrar Simsek 08.08.2020 - 12:38

    cok etrafli anlatmissiniz,hükumetlerimiz hiç operatörleri ve küçük otelleri desteklememistir.Bunun önünü açmak lazım

  • Turizimci 10.07.2020 - 10:56

    hava koridoru hikaye,, avrupalilar yurd disina tatile gitmek istemiyorlar, korkuyorlar. insanin icinde korku olunca nasil tatile gitsin ?? Sivil havacilik notam yayinliyor covid cikanlari ayni ucakla geri gondericez diye, arkasindan bakan bey hastanede tedavi edicez diye medyaya cikiyor. resmi olarak dunyada Turkiyenin yayinladigi notam gecerli. insanlar bu kararsizligin icinde nasil Turkiyeye tatile gelsinler. ??

  • Zafer Cengiz 10.07.2020 - 05:05

    Balik hafizakarda unutulmuş olan 20 Yillik "turizmde 2.Hamle sureci" gözden gecirilince, acı gerçekler gün gibi açığa çıkıyor! Bütünsel yapıyı tamir ederek planlı bir makro düzen kurma niyetleri 2007-2023 Stratejisini uygulamayıp, surekli kan kaybeden mekanizmayı da hep "şampiyon ilan ederek" kendini ve kamuoyunu surekli kandırmaya alışmış bir yapıda "sorunkara rasyonel ve planlı yaklaşım" doğal olarak oluşamuyor ki? Cümleten "sadede gelip" Zihniyet değişimi zorunludur! AMA?

  • Bilgehan karadayı 10.07.2020 - 01:33

    Bravo Savaş bey ağzına sağlık kardeşim ...turizm beldelerindeki binlerce esnafı zaten ağzına alan hiçkimse yok ! Herkes malını aldı ,sezona hazırlandı , çekini senetini verdi.. sağolsunlar 3 ay icra dairelerini kapattılar ...15 haziranda açtılar, kasım ayından bu yana 8 aydır esnafların cebine 1 krş girmedi ve hala ortada turist yok , icra daireleri bir tarafan başladı işini yapmaya ... tek umut sizin de söylediğiniz gibi almanyanın 15 temmuzda açması ... yok açmaz ise siz seyredin temmuz sonundan itibaren iflasları...% 80 i iflas eder , kesin ve net ... antalya esnafı batarsa, istanbul , bursa ve denizlide batar ... ondan sonra bir söz var : geçme namert köprüsünden.... diye başlar , sonunda da git topla kozalakları diye biter ...toplarlar kozalakları ... heryer yangın yeri ...

Yazarın diğer yazıları
Tüm Yazıları
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.