SAKIP AĞA’NIN AYAKKABILARINI BOYADI HAYATI DEĞİŞTİ
						
				 
Onun adı Musa GEZERER, namı değer boyacı Musa.			
			
 Tamı tamına 21 yıldır  Antalya DEDEMAN otelinin lobisinde, santim kıpırdamadan aynı köşede  mesleğini icra etmekte. Tanıyanlar bilir, dünya iyisi, kendi halinde  namuslu bir esnaftır Musa usta. Muadillerinin aksine çevresinde olup  bitenlerle hiç ilgilenmez, gördüklerini ya da duyduklarını asla  kimselerle paylaşmaz, çok şey bilir, duyar ama hepsi onda saklı kalır.  Mesleğinin inceliklerinden sayılan nerede ise her kesimden insanla  tanışma halleri onu zaman içerisinde bazen toplumumuza bazen de dünya’ya  mal olmuş zatı muhteremlerle bir araya getirmiştir.
1989 yılında açılışı yapılan ve o dönemde Ortadoğu ve balkanların en  büyük oteli olarak adlandırılan Antalya DEDEMAN otelinin hizmet vermeye  başladığı günden bu yana binlerce çift ayakkabı boyar, bazen tamir eder  ve nihayetinde sahiplerine en güzel şekilde teslim eder Musa usta.  Dönemin en lüks ve ihtişamlı oteli sayılan Antalya DEDEMAN uzun yıllar  Altın Portakal’a da ev sahipliği yapar, birçok turizm fuarına da. Merhum  Cumhurbaşkanımız Turgut ÖZAL’ın öncülüğünde başlatılan turizm  hamlesinin ilk örneklerinden olan bu devasa tesis uzun yıllar konuk  ettiği önemli isimler ve görkemli açılışı ile anılır.
                       
Açılışı bu kadar görkemli kılan ise katılımları ile tesisi şereflendiren  konuklardır. Sanayici, İş adamı, Gazete patronu, Siyasetçi ve sanatçı  memleketin ne kadar ünlü ismi var ise o gün oradadır. Açılışı ise bizzat  dönemin başbakanı Mesut YILMAZ yapar. Ancak konuklar arasında öyle  birisi vardır ki, işte o kişi ayakkabılarını boyatırken yaptığı o  kısacık sohbet vesilesi ile Musa usta’nın beklide dönüşü olmayacak  şekilde hayatını değiştirmesini sağlayacaktır.
Bu değerli insan rahmetli Sakıp SABANCI’dan başkası değildir. Otelin  açılışı için Başbakan Mesut YILMAZ’ın kafilesinde diğer konuklarla  birlikte Antalya’ya gelen Sakıp ağa, tesise girer girmez soluğu otelin  lobisinde başköşeyi tutmuş Musa usta’nın yanında alır. Kısa bir  şaşkınlık, heyecan ve karşılıklı gülüşmelerin ardından kendini  toparlayan Musa usta heyecanını giderdikten sonra merhum’un  ayakkabılarını parlatmaya başlar.
Bu değerli anı boşa harcamak istemeyen Musa usta Sakıp Ağa’yı sıkmadan  sohbet etmenin yollarını ararken merhum konuyu kendi açar ve sırası ile  ne kadar zamandır bu işi yaptığını, ne kadar kazandığını, çocuklarını,  eşini v.b. birçok şeyi bir çırpıda sorar ustaya. Tüm detayları ile bir  çift ayakkabı boyama süresi içinde hayatını özetleyen Musa usta birde  sıkıntısını paylaşır Sakıp Ağa ile. Bu yeni ve şık otelde işe  başlamıştır başlamasına ama, emin değildir ne kadar kazanacağından.  Günde kaç müşteri gelir, kaç ayakkabı boyar haftada, kaç paraya  boyamalıdır, akşam olup evine döndüğünde cebinde parası olacak mıdır ?.   Zira dışarıda yani sokakta işler hiç de böyle değildir, şehrin en  kalabalık semtinde bir köşe başını tuttuğunda alacağın vereceğin  bellidir üç aşağı beş yukarı, ama burası öyle değildir, turizm o ve  birçokları için ve hatta memleket için çok yeni bir olgudur.
Tüm bu endişelerini bir nefeste dile getiren Musa usta’nın  anlattıklarını can kulağı ile dinleyen Sakıp Ağa başta Turizm atağını  başlatan Cumhurbaşkanı ÖZAL’a, dönemin hükümetine, yatırımcı Kemal  DEDEMAN’a ve daha da önemlisi bu ülkeye, misafirperverlik adetimize ve  insanımıza inanmasını güvenmesini salık verir. Kısmet olurda bundan  yıllar sonra bir gün, bir vesile ile bu otelin lobisine yine  ayakkabılarımı boyatmak için gelirsem, arada geçen yıllarda ülkenin ve  turizmin ne kadar gelişmiş olduğunu konuşuruz der Musa usta’ya. O ana  değin otelcilik yapmak konusunda kendinden pek de emin olmayan Musa  usta, bu değerli ve sempatik insanın konuştuklarından etkilenmiş olacak  ki Sakıp Ağa’ya bu işi sürdüreceğine ve bunu bir meslek haline  getireceğine dair söz verir. 
Bu hoş sohbetin üzerine cebinden çıkardığı 50.000 Lirayı Musa ustaya  uzatan Sakıp Ağa, bu parayı harcamamasını ve ilerde çocukların okul  masraflarını karşılaması için saklamasını ister. Üstüne üstlük üzerini  de imzalar. Bu kıymetli günün anısına bugüne kadar bu parayı harcamayan  ve saklayan Musa GEZERER, rahmetlinin bu paha biçilemez hediyesini gözü  gibi saklamaktadır hala ve ekliyor; Belki bir daha ayakkabısını  boyayamadım, bir kez daha kısada olsa sohbet etme imkanım olmayacak, ama  ruhu şad olsun, ne kadar öngörülü bir insanmış ki, memleketimizde çok  gelişti, turizm sektörü de. Onu dinlediğim için, çabucak pes etmediğim  için yıllar boyu bu işten ekmek yedim ve çocuklarımı okuttum. O gün o  kısacık sohbet ile sayesinde tüm hayatım kökten değişti. Yattığın yerde  huzur bul Sakıp Ağa.
			
			
			
				Bu Makale 21.03.2011 - 20:00:11 tarihinde eklendi.