Savaş Daş

Moskova'da Türkiye Festivali: Maya tuttu!

Rusya'nın başkenti Moskova, geçtiğimiz hafta sonu alışılmışın dışında bir tanıtım etkinliğine sahne oldu. Moskova'nın en büyük parklarından 165 dönümlük Park Kresnaya Presnya'da düzenlenen Türkiye Festivali, adeta Moskovalıların akınına uğradı.

Türk ve Rus sanatçıların konserleri, dans gösterileri, tatil çekilişleri ve Türk mutfağından yemeklerin Ruslarla buluştuğu festival, iki açıdan önem taşıyor: Sıra dışı olma ve insanlarla direkt temas sağlama.

Organizatörler dahil pek çok katılımcıyı şaşırtan büyük katılım, mayanın tuttuğunu gösteriyor. Beklenti, bu festivalin içeriği daha da zengileştirilmiş bir halde, hem Rusya'nın diğer şehirlerine hem de Avrupa'ya yayılması.

Giderek daha kırılgan ve öngörülemez hale gelen uluslararası ilişkiler, başta turizm olmak üzere, pek çok ekonomik etkinlik alanını tehdit ediyor. Türkiye, son dönemde yaşanan Rusya ve Avrupa krizleriyle buna yakından tanıklık etti.



Türkiye'nin ana turizm pazarlarındaki kamuoyunun en temel özelliği duyarlı ve kolay manipüle edilebilir olması. Bu da batılı devletlere 'duyarlı' kamuoyu üzerinden başka ülkeleri 'cezalandırma' olanağı sunuyor. Avrupa'dan Türkiye'ye dönük seyahat talebinin bu denli düşmesinde, oluşturulan algı ikliminin etkisini herkes gözlemledi geçtiğimiz süreçte.

Siyasal alandaki krizlerin, seyahat eğilimlerine etkisini ortadan kaldırmak elbette mümkün değil. Ancak bu durum hiçbir şey yapılamayacağı anlamına da gelmiyor. Kültür ve sanat üzerinden inşa edilen halklar arasındaki dostluk köprüsü, siyasal gerilimlerin sektöre etkilerini de önemli ölçüde sınırlandırabilir.

Bu çerçeveden bakıldığında Moskova'da düzenlenen Türkiye Festivali'nin ne kadar önemli olduğu bir kere daha ortaya çıkıyor. ''Bu festival yapılabilir mi, başarılı olur mu?'' şeklindeki çekincelerin yerini, ''böyle bir ilgi beklemiyorduk'' değerlendirmeleri almış durumda.

Denenmeden bilinemezdi. Denendi ve Moskova'da böyle bir etkinliğin başarı ile yapılabileceği görüldü. Üzücü olansa, kimi büyük otel gruplarının etkinliğe katılmaması. Turizm sektörü doğası gereği tanıtıma harcadığı paranın karşılığını hemen o sezon almak ister. Yapılan festivalin Türkiye tatil satışlarına ilk yıldan büyük katkılar sunması beklenmemeli. Kısa vadeli bakarsanız, yapacağınz büyük bir reklam kampanyası sezona daha fazla etki edebilir. Ancak uzun vadede inşa edilen dostluk köprüleri sizi kriz zamanlarında kapıya kilit vurmaktan kurtarır.

Türkiye'nin ''saygın, güvenilir ve sıcak turizm destinasyonu'' imajına ihtiyacı var. ''Turist kaptım, oteli doldurdum'' mantığı ne konaklama sekörünü, ne turizm çalışanını, ne de genel olarak ülke turizmini bir yere götürebilir. İleriye dönük yatırım yapmaz, yola sağlam taşlar döşemezseniz, haziran ayında gecelik 15 euroya misafir ağırlamaya devam edersiniz.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteği, TÜROFED, TÜRSAB, TYD, TUREB, TÜROB ile Rus-Türk İşadamları Birliği’nin (RTİB) katkıları ile THY’nin ana sponsorluğunda düzenlenen etkinlik, kamu-özel sektörünün başarılı bir çalışmasına orijinal bir örnek oluşturdu.






Bu Makale 23.06.2017 - 13:27:40 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
  • Can Cihan Ersoy 20.06.2017 - 10:57

    Yazıda eksik olduğunu düşündüğüm bir nokta var. O da Avrupada oluşan algının temelsiz olmadığı. Evet Avrupa ülkeleri Türkiyeye karşı bir karalama kampanyası yüütüyor ancak bu temelsiz değil. Yargı ve medyanın durumu bunu çok net gösteriyor.

  • Turan İslam 20.06.2017 - 10:06

    Çok yerinde tesbitler ve önemli bir değerlendirme ....katılmamak mümkün değil..

Yazarın diğer yazıları
Tüm Yazıları
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.