Erdoğan Gümüş

Turizmde yükselen değer: Göynük

Turizmde yükselen değer: Göynük

Neredeyse, sonbahar bitmedi mi hâlâ dediğimiz havaları yaşıyoruz bugünlerde. Yani mevsim bir garip! Bazı sabahlar gün ağarırken pastırma sıcaklarından arta kalmış bir gün sunacak olmanın neşesiyle bizi selamlarken oldukça kibar, şehrin caddelerinde renkli vitrinleri dolaşırken ansızın geliveren ikindi yağmurlarıyla, bir o kadar da şakacı.

İşte böylesine ortaya karışık bir mevsim havasında, şehrin boğucu atmosferinden uzaklaşmak ve hafta sonunu değerlendirmek istiyor canımız. İpek Yolu’nun Kuzeybatı Anadolu’daki güzergâhında önemli yol duraklarından birisi olan Göynük bu defaki durağımız.

İster Ankara yönünden, isterse İstanbul yönünden yolculuk yapın, ana yoldan şehir merkezi tabelasını görüp 100-150 metre ilerledikten sonra vadi içerisinde bir sır gibi şaklanmışçasına bulursunuz Bolu’nun şirin ilçesi Göynük’ü. Kahverengi kiremitli çatıları ve beyaz badanalı evleriyle bezenmiş ilçe, panoramik ve tam da kartpostallık bir görüntüyle karşılar sizi… Anadolu’nun pek az yerinde rastlayacağımız bu manzara karşısında büyülenirsiniz. Uzaktan bakıldığında kentsel dokuyu bozacak hiç bir eğreti yapı ya da siluet bulamazsınız karşınızda. Bu manzarayı görünce Göynük’ün neden dizi ya da sinema filimlerinin vazgeçilmez mekânlarından biri olarak tercih edildiğini daha iyi anlarsınız. Bu güzel beldeyi çarpık kentleşmeden koruyormuşçasına karşı tepede bir küheylan gibi duran Zafer Kulesi, bu ülke için toprağa düşmüş nice yiğitlere tanıklık edercesine görkemi ve güzelliği ile selam durur ziyaretçilerine…

Göynük, son yıllarda özellikle inanç ve kültür turizmi açısından yoğun ziyaretçi akınına uğruyor. Bir de buna çevresinde bulunan doğal güzellikler eklenince turistik açıdan tercih edilebilir özelliği bir kat daha artıyor bu şirin beldenin. Üstelik, 2017 yılında uluslar arası Citta Slow Birliği’ne dahil olan Göynük’ün, “sakin şehir” ünvanını alması da ayrı bir cazibe oluşturuyor.

Fatih Sultan Mehmet’in hocası, İstanbul’un mânevi fatihi olarak değerlendirilen Akşemseddin burada vefat etmiş. Hocasını çok seven Fatih, buraya bir türbe yaptırmış. Hemen yanı başında 1335 yılında yapılmış olan Orhan Gazi’nin oğlu Süleyman Paşa Camii yer alıyor. Türbe ve caminin çok yakınında bulunan ve Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde; “Latif ve havası hoş!” olarak nitelendirdiği tarihi hamam, Bıçakçı Dede (Emir Sıkkîn) Türbesi görülecek tarihi eserler arasında. İlçeye gelenlerin en çok ilgi gösterdikleri eserlerden birisi de konaklar. Osmanlı sivil mimari eserlerinin en güzel örnekleri olarak Müderrisoğlu Konağı, Türksoylar Konağı, Akşemseddinoğlu Konağı, Caferler Konağı görülmesi ve gezilmesi gereken konaklardan bazıları. İlçenin kültürüne özgü eserlerle donatılmış Gürcüler Konağı, Gürcüler Evi ve Kent Müzesi olarak hizmete açılmış. Yedi odalı konakta sergilenen ve geçmişin izlerini taşıyan eşyaların arasında dolaşırken duygusal ve nostaljik bir yolculuğa da hazırlıklı olmalısınız.

Göynük’ün sembolü haline gelmiş olan cumhuriyet dönemi yapılarından Zafer Kulesi, kente hâkim bir tepede adeta bir gurur abidesi olarak dikkat çekiyor… Kule, cumhuriyet döneminin ilk kaymakamı Hurşit Bey tarafından, Göynük halkının kurtuluş savaşındaki kahramanlıkları ve milli mücadelede gösterdikleri desteklerini ebedileştirmek üzere anıtsal eser olarak yapılmış. Kule, ilçeye kazandırdığı görsel zenginliğiyle birlikte fotoğraf karelerinin de vazgeçilmez simgesi konumunda... Üç katlı olarak inşa edilen kuleye çıkıp, şehrin panoramik görüntüsünü seyretmeyi ihmal etmeyin derim.

Göynük’ün özellikleri saymakla bitmez elbette…Tarihi, kültürel ve doğal güzelliklerinin yanı sıra özellikle kent dokusunun bozulmamış olması, Göynük’ün tüm yerleşim alanı olarak “kentsel sit alanı” olarak ilan edilmesini sağlamış. Neredeyse 700 yıllık bir eser olan Süleymanpaşa Camisi’nin yanı sıra, türbe, hamam, çeşme ve çok sayıda sivil mimari eserleri dahil olmak üzere 163 tescilli eser bulunuyor ilçede.

Göynük, günümüzde yerel yöneticilerin ve halkın da sahiplenmesiyle kültürünü, geleneklerini yaşatmanın gayretini de gösteriyor. Göynük ile özdeşleşen, el tezgahlarında dokunan, kısa kenarları ve baş üstüne gelen kısmı desenli, ince pamuklu dokumanın birleşmesinden meydana gelen “Tokalı Örtme” 2016 yılında Türk Patent Enstitüsü tarafından “coğrafi işaretlerin korunması” kapsamında tescillenmiş.

Bu şirin ilçenin 10- 15 dakikalık yürüme mesafesinde her yerine ulaşılabilir büyüklükte olması da ayrı bir keyif veriyor ziyaretçilerine. Telaşsız, sakin ve yorulmadan neredeyse her yeri yürüyerek dolaşmanız mümkün. Tarih kokan dar ve taş döşeli sokaklarında dolaşırken, ruhunuz dinlenir adeta. Osmanlı mimarisinin sadeliği ve tipik özelliğini görebilirsiniz her bir evde. Ahşap evlerin çoğu vadinin derinliklerinden yamaca dik ve paralel bir şekilde sıralanmış. Çoğu ev birbirinin görüntüsünü kesmeyecek konumda inşa edilmiş. Bazı sokaklarda neredeyse çatıları birbirini öpecek derecede yakın duruyor evler. Bir camdan karşı cama kolunu uzatıp komşunun elini tutacak yakınlıktaki pencerelere bakarken, iki elin neredeyse kavuşmasına şahit olacakmışsınız hissi uyandırıyor (bu mekân yakınlığı)… Camdan cama bu kadar yakın mekânlarda komşuluk ilişkilerinin de “candan cana” olduğu şüphe götürmez bir gerçek.

Göynük, yakın çevresindeki doğal güzellikleriyle de ilgi çekiyor. Bunların içinde en önemlileri Sünnet ve Çubuk gölleri… İlçeye 11 km. mesafede olan Çubuk gölü, buraya kadar gelenler için mutlaka görmeden dönülmeyecek güzellikte bir yer. Gölün kıyısında birkaç hâneden oluşan köyün evleri ve cami minaresi bana Uzungöl’ü hatırlattı. Göle hâkim konumda, bir dizi film için plato olarak kullanılmak üzere yel değirmenleri yapılmış. Yel değirmenleri şu anda kullanılamaz hale gelmiş olmasına rağmen renkli görünümleriyle göle masalsı bir hava veriyor. Gölün etrafını dolanan yürüyüş yolu, yürümeyi sevenler ve trekkingcilerin de ilgi odağı...

Nasıl gidilir?

İstanbul’dan Adapazarı’na kadar TEM otobanından Dörtyol’a gelip, Bilecik-Eskişehir istikâmetine döndükten sonra Geyve-Taraklı yol ayırımından Göynük tabelasını takip etmelisiniz… Ankara’dan Ayaş, Beypazarı, Nallıhan yolunu takiben Göynük’e ulaşabilirsiniz…

Yöresel lezzetler

Göynük’te küçük ama şirin lokantalar var. Bazılarında yöresel lezzetleri bulabilirsiniz.  Keşli cevizli mantı, keşli cevizli erişte, güveçte etli yaprak sarma, kiremitte güveç, ev baklavası bazı  lokantalarda bulabileceğiniz yöresel yemekler…

Özellikle size önerim, tanelerinin iriliği ve pilakilik özelliği nedeniyle çokça tercih edilen Göynük Bombay fasülyesini yemeden ve satın almadan dönmeyin derim. Ayrıca yöreye özgü bir tatlı çeşiti olan, buğdayın çimlendirilmesiyle yapılan ve turistik ürün olarak sunulan “uğut tatlısı”nı da almanızı tavsiye ederim.


Bu Makale 12.10.2022 - 13:54:38 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
  • Hüsnü Akca 18.10.2022 - 02:22

    Emeğinize sağlık Erdoğan Bey zevkle okudum.

En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.