Erdoğan Gümüş

Yedigöller’de renklerin dansı

Yedigöller’de renklerin dansı
Sonbahar mevsiminde bulunduğumuz ve yazdan kalma sıcakların bedenimizi ısıttığı bir günü daha yaşarken, büyük şehrin, Ankara’nın, keşmekeşinden hafta sonu olsun uzaklaşmak üzere, sabahın erken saatlerinde “Yol Arkadaşlarım” trekking grubuyla Yedigöller’e doğru yola çıkıyoruz.

Bozuk asfaltta yaptığımız sarsıcı yolculuğun bedenimde yarattığı yorgunluğu, sonbahar renklerinin adeta bir gökkuşağı gibi sarıp sarmaladığı Yedigöller’in muhteşem manzarası karşısında unutuyorum bir anda. Güneş, kayın ağaçlarının dökülmeye direnen, sarıdan turuncuya renk cümbüşüne dönüşmüş son yaprakları arasından süzülürken, bir taraftan gülümsemesiyle yürüyüşümüze eşlik ediyor, bir taraftan da mevsimin son sürprizlerinden birini yaşatıyordu biz doğaseverlere…

yedigoller3

Buraya gelmeden önce Yedigöller’e ait efsanelerle ilgili kaynaklara göz atmıştım:

Bir efsanede; sürgün yedi aşık çiftin buraya gelip ayrı ayrı göllere yerleşerek yaşadıkları aşklardan ve hazin hikayelerinden bahsediliyor. Diğerinde ise; bir zamanlar iyilik perilerinin yurdu olan Yedigöller’de Bolu Beyi’nin oğlu avlanırken beyaz bir güvercin peşine düşmüş. Tam yayını gerip güvercini vuracağı anda güvercin, dünya güzeli bir kıza dönüşmüş. Kızın güzelliği karşısında aklı başından giden oğlanın, yayı geren parmakları gevşeyivermiş, ok da hedefine ulaşıp peri kızının kalbine saplanmış. Gökyüzü karalar bağlamış, gök ağlamış! Bu olaydan sonra çağlayan dereler, kaynayan dağlar buradan çekilip gitmişler. Akan sular, kaynayan pınarlar peri kızının canı kanıymış, su sesleri de onun iniltileri… Ağlayan perilerin gözyaşları orada burada öbek öbek göllere dönüşmüş, diye anlatılıyordu.

Değil iki efsane, yedi efsaneye rastlamıştım o gün Yedigöller’de... Peki bunlar neler, diye merakla sorduğunuzu duyar gibiyim; İncegöl, Nazlıgöl, Sazlıgöl, Kurugöl, Deringöl, Seringöl ve Büyükgöl diye adlandırılmış birbirinden güzel yedi göl, yedi efsaneydi bana göre... Bir de anlatır mısın, derseniz cevabım şöyle olacaktır: “Anlatılmaz yaşanır!” Gitmek, görmek, yaşamak en iyisi…

Bir taraftan yedi âşık çiftin birbirlerine karşı serenatları, diğer taraftan peri kızının göllerin suyu üzerindeki yansımalarının hayaliyle gölleri dolaşırken sanki zaman duruyor, bense içimdeki renk yolculuğuna dalıyordum bu defa…

yedigoller1

Yedigöller’in zengin orman örtüsü içinde yürüyüşümüz, gölleri çevreleyecek şekilde planlanmıştı… Yürüyüş esnasında orman örtüsündeki, renk geçişleri, sessiz ve sakin ortam, tatlı bir heyecan yaratıyordu bedenimizde ve ruhumuzda.

Yedigöller Bolu’nun 42 km kuzeyinde Zonguldak’ın güneyinde yer alan milli parklarımızın en önemlilerinden biri. l642 hektar büyüklüğündeki koruma alanı, 1965 yılında milli park ilan edilmiş. Milli Park’ta 1500 m mesafede sıralanmış irili ufaklı 7 göl bulunuyor. Bu göller aralarında 100 m yükselti farkı bulunan iki plato üzerinde yer alıyor. Göller yeraltı akışlarıyla birbirine bağlı. Platodaki göllerin en büyüğü Büyükgöl’dür. Bu göl, Yedigöller’de canlı alabalık yetiştirilmesi için damızlık amaçlı kullanılmaktadır. Ülkemizde ilk alabalık üretme istasyonu 1969 yılında burada kurulmuştur. Yedigöller oldukça zengin bitki örtüsü ve yaban hayatına sahip. Başlıca ağaç türleri olan kayın, gürgen, meşe, kızılağaç, akçaağaç, karaağaç, ıhlamur, titrek kavak, sarıçam, karaçam, köknar, fındık bunlardan bazıları. Bölgede ayı, domuz, kurt, tilki, sancar, sincap, geyik, karaca, tavşan, yabani ördek, yabani güvercin ve keklik gibi yaşamını sürdüren yaban hayatı türleri de yer alıyor.

yedigoller2

Olağanüstü bir güzelliğe sahip Yedigöller, yılın 365 günü tam bir doğa harikası olarak nitelendirilebilecek özellikler sergiliyor. Sonbahar mevsiminde renk cümbüşünün yaşandığı en güzel ay, Kasım ayı bana göre. Renkler dans edercesine bir seremoni sergiliyor adeta… Bu nedenledir ki, son yıllarda, özellikle de sonbahar mevsiminde yoğun ziyaretçi akınına uğruyor. Sonrasında yapraklar veda ediyor dallarına, bu defa beyaz rüyasına dalmak üzere hazırlıklara başlıyor Yedigöller...

Sessiz ve sakin ortamı, muhteşem manzarası, doğa yürüyüşü yapmaya elverişli arazi yapısı, şelaleleri, zengin bitki ve yaban hayatı, piknik yapmaya elverişli alanlarıyla, dinlenmek, spor yapmak gibi rekreatif faaliyetler açısından ideal bir ortama sahip. Milli Park içerisindeki “Kapankaya Manzara Seyir Yeri”ne çıkarak gölleri ve manzarayı seyredebileceğiniz gibi Milli Park içindeki geyik üretme istasyonu, anıt ağaç, dilek çeşmesi, gülen kayalar da ziyaret edebileceğiniz yerler arasında sıralanabilir.

yedigoller4

Eeee, bir de sosyal iletişim ağlarının etkisinden olsa gerek neredeyse yediden yetmişe herkesin olmazsa olmaz hobilerinden birisi de fotoğraf çekmek ya; ister profesyonel olsun isterse amatör tüm fotoğraf tutkunları için her mevsim vazgeçilmez adreslerden biri yine Yedigöller. Bütün bunların yanı sıra doğaseverler için ayrılmış kamp yerlerinde çadırla ya da karavanla kamp yapmaya elverişli hâle getirilmiş olması da cazibesini bir kat daha artırıyor buranın. Ayrıca özel bir işletme olan Habitat Mesire’de bungalov tarzı evlerde konaklama imkânı bulunuyor. Ulaşım nedeniyle ziyaret edilebilecek en uygun ayların, nisan ve kasım ayları olduğunu da bir kenara not edin lütfen!..

yedigoller6

Bütün bu güzelliklerin var olduğu Yedigöller’deki hafta sonunun da getirdiği yoğun ilgiyi görünce şu endişemi de dile getirmeden geçemeyeceğim. Yoğun ziyaretçi akını, bu aşırı ilgi umarım buranın da tahrip olmasına yol açmaz! Herkesin bu güzellikleri görmesi, gezmesi ve yaşaması elbette en doğal hakkı. Ancak koruma, kullanma ve gelecek nesillere aktarılması bilinciyle hareket ederek…

Unutmayın! Bir Kızılderili atasözü der ki; “Dünya bize atalarımızdan miras kalmadı, çocuklarımızdan ödünç aldık.”

Kalın sağlıcakla…

yedigoller


Bu Makale 23.11.2019 - 17:22:37 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.