Prof. Dr. Tuncay Neyişçi

'Tık'ın olmadığı yerde krizler yeşerir

Krizler de tıpkı başarılar gibi geleceklerini çok önceden haber verirler. Başarının krize, krizin başarıya (fırsata da diyebilirsiniz) dönüşmesi sıklıkla yaşanan olgulardandır.

Geçişkenliği sağlayan ya da kolaylaştıran başarı ya da krizin gerçek (!) nedenlerinin anlaşılmış olmasıyla doğrudan ilişkilidir. Türk turizminin içinde bulunduğu durumu konjonktürel olgularla açıklamaya çalışmak, açıkladığını sanmak krizin ta kendisidir.

“Türk turizmi bir bataklığa girdi, kısa vadede çıkamaz” 2012 yılında Turizm Güncel’de yayınlanan bir mülakatın başlığı.  Batı cephesinde değişen bir şey yok…

Akademisyenlerden pek ses çıkmasa da, sektörün kanaat önderlerinin büyük bir bölümünün (eğer hepsi değilse) olayı algılayışı, irdeleyişi, değerlendirişi ve çıkarımları o denli yüzeysel ve duygusal ki, bu koşullarda tünelin ucunu görebilmek dahi olası değil.

Türkiye bir mitoloji ve hayal dünyasından bir turizm yaratmıştır. Türkiye'nin rakipleri ne Yunanistan, ne İspanya, ne de Fransa’dır. Türkiye'nin rakibi, sektörün tüm bileşenleriyle, bizzat kendisidir.

Konuyu bir başka yazıda örnekleriyle ele alıp incelemeye çalışacağım. Ancak, birkaç yıl (2014) önce kaleme aldığım şu yazıya bir göz atmanızı isterim.

“Bugün elinizi nereye atsanız Çin'de üretilmiş bir ürüne dokunuyorsunuz. Çok yakın bir gelecekte, belki de 2020 den önce, Çin dünyanın en büyük ekonomisi olacak. Uzmanların öngörüsü böyle.  Artık, ortalıkta görünen sadece Çin malları değil, bizatihi Çinlilerin kendisi. Hem de turist olarak.

Daha önce yazmıştım. Yinelemekte yarar var. Turizm sektöründe ilk on içinde olmakla (sayı anlamında) övünen ülkemin, 2023 Turizm Stratejisinde ne Çin’den ne de Hindistan ve Kore’den söz ediliyor. Adeta yok sayılıyorlar. Oysa bu stratejinin kaleme alındığı günlerde orta sınıfı hızla genişleyen Çin’in çoğu lüks harcama yapmaktan hoşlanan milyonlarca (2012 rakamıyla 80 milyondan fazla) turisti, başta Avrupa olmak üzere dünyanın çeşitli coğrafyalarında boy göstermeye başlamışlardı bile.



Çin Sosyal Bilimler Akademisi Turizm Araştırma Merkezi’nin yayınladığı bir rapora göre, 2013 yılında yurt dışına seyahat eden Çinlilerin sayısı, 2012 yılına oranla 14 milyon kişi artarak (%16), 97 milyonu aşmış bulunuyor. Bu rakam 2013 yılında Avrupa ve Asya’da denizaşırı seyahat edenlerin yüzde 75 ini oluşturan bir büyüklük anlamına gelmektedir ve 2014 yılında, yani içinden geçmekte olduğumuz yılda, 100 milyonu aşması beklenmektedir.

Üstelik, bu Çinli turistler 2012 yılında kişi başı ortalama 1220 dolara denk gelen 102 milyar dolarlık toplam harcama ile dünyanın en çok harcayan ve dolayısıyla küresel iş dünyasının ülkelerine çekmeye çalıştığı turistleri konumuna yükselmişlerdir. Bu nedenle, dünyanın pek çok ülkesinde lüks oteller Çinli turistlerin kendilerini yabancı hissetmemeleri için Çince konuşan personel çalıştırma, Çince malzemeler hazırlama, Çin menüleri sunma, odalara çaydanlıklar koyma gibi özel kolaylıklar sağlamaya başlamış bulunuyorlar. Ülkemin turizm uzmanları, akademisyenleri, kanaat önderleri, bürokratları, politikacıları bu insanları nerede ise yok sayıyor.

Bırakın bunları, mücevher, saat, kumaş ve aksesuar gibi lüks ithal malların fiyatlarının Çin’de çok yüksek olduğunun ve Çinliler için lüks mal alış-verişinin en sevilen etkinliklerden biri olduğunun farkına varan perakende mağazaları bile çoktan Çince hizmet verme ve Çin'in tek banka kartı olan UnionPay gibi ödeme sistemlerini kullanıma sokma gibi uyum çalışmalarını yaygınlaştırmaya başladılar. Dikkatinizi çekerim perakendeciler bile olayın içinde!

Çinlilerin yılbaşı dahil özel günleri için özel dekorasyonlar ve ürünler geliştirmek, Çin televizyonlarında kampanyalar düzenlemek, ücretsiz alış-veriş turları düzenlemek, havaalanından mağazaya özel taşıma imkanları sağlamak, perakendeci firmaların olağan stratejileri arasına girmiş bulunuyor. Ülkemiz dışındaki oteller ve acentalar harıl harıl işlerini daha da geliştirmek ve kişi başı harcaması yüksek Çinli turistleri çekebilmek için, Çin’de yerel uzmanların da katkısıyla, açtıkları büro sayılarını artırmaya çalışmaktalar.

Örneğin, Amerika’nın Chicago kenti Çin’de dördüncü, Los Angeles Turizm Ofisi ise ikinci bürosunu açmış bulunuyor. En ilginç ve yaratıcı kampanyalardan biri Yeni Zelanda’nın Çin’in en yaygın olarak kullanılan sosyal medya ağı Sina Weibo da en fazla takipçisi olan sanatçı Yao Chen ile birlikte çalışmasıdır. Yao’nun 2012 Eylül ünde Yeni Zelanda’da evlenmesi Yeni Zelanda’nın sosyal medya, internet ve Çin televizyonlarında uzun süre yer almasına yol açmış.

Çinlilerin kumara düşkünlüğünü fark edip bu alanda başarı sergileyen Macau’dan ilham alarak Avustralya’nın Altın Kıyıları (Gold Coast) ve Las Vegas kumar tutkunu Çinlileri Asya dışına çekebilmenin yollarını aramaya başladılar. Avustralya kökenli Crown Casino Çinlileri çekebilme ümidiyle deniz kıyısında devasa bir kumarhane inşasına başlamış bulunuyorken, kumarın merkezi Las Vegas sayıları her yıl artan Çinlileri dikkate alarak, geçtiğimiz yılın sonbaharında “Altın Hafta'' ilk on Çinli listesini hazırladı.

Çin ekonomisinin hızlı gelişimini, pazar büyüklüğünü ve niteliğini fark eden Avrupa ülkeleri ve kentleri 2007 yılında iki haneli büyüme rakamlarıyla başlayan Çinli geceleme sayılarını 2009 yılında bir patlama yaşayarak, 2011 yılında yıllık yüzde 30 gibi inanılması güç bir seviyeye çıkarmışlardır. Pastanın büyüklüğünü gören İskandinav ülkeleri, Çin pazarını derinlemesine kavrayabilmek, Çinli turistlerin tercihlerini anlayabilmek ve destinasyon performanslarını onlara daha iyi hizmet sunabilecek yapıya kavuşturmak amacıyla, Wonderful Copenhagen, Göteborg & Co, Stockholm Visitors Board and Helsinki Tourism & Congress Bureau gibi kurumların katılımıyla Chinavia adlı bir projeyi 2012 yılında devreye soktular.

Hem OECD hem de İMF Çin'in bir kaç yıl içinde (IMF ye göre 2017, yani 2023 den çok önce) ABD’yi geçerek dünyanın en büyük ekonomisi olacağı tahmininde bulunuyorlar. Dünyayı keşfetmeye, küresel dünyanın mallarını tüketmeye aç Çinliler giderek artan sayılarla ülkeleri dışına akın ediyor. Dünya destinasyonları (ülkemiz hariç) Çinlilere yönelmiş durumda.

Bir yerlerde “tık'' yok..

Tık’ın olmadığı yerde krizler yeşerir.”


Bu Makale 30.11.2016 - 10:51:45 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
  • Çiğdem D. 12.10.2016 - 02:42

    Merhaba Yazınızda çok haklısınız lakin Çinden Türkiye ye turist getirebilmek için Çinde bildiğim kadarı ile sadece 5 acentanın yetkısı altında olan 5 outgoıng (Cınden Yurtdısına) acentanın temsılcılıgının alınması gereklıdır. Bırde THY nın ve dıger uçak sırketlerının Cınden Turkıyeye Istanbul başlangıç noktası olabılır uçuş rotasının duzenlenmesı onemlıdır. Turkıye Stop over olarak kullanılsada en azından gelen turıst 2 gun burada kalıp ta Avrupaya gecese bıle başlangıç olarak Turımde bır hareketlenme olabılecektır.

  • Defne Özgül 09.10.2016 - 05:31

    Umarım Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri şu yazıyı okumuşlardır. Ülkeyi 50 dalara pazarlamaya doymadı turizmci. Ne otelci, ne çalışan, ne ade centeci memnun hayatından. Koca sektör kendi haline bıralılamaz. Turizm turizmciye bırakılmayacak kadar önemli bir sektör.

  • Güven Daccı 08.10.2016 - 10:40

    Yazıda sektör temsilcileri ile ilgili bölüme katılıyorum. Ancak Çin meselesi biraz farklı. Türkiye Çinde yıllardır ucuz destinasyon olarak pazarlanıyor. Alışveriş turları yapılıyor. Yapan firma da belli. Türkiye Çinde hiç gerektiği gibi bir tanıtım ve pazarlama yapmadı. Bir ara TUI ile Çin pazarı için anlaşma yapılmıştı, ondan da ses seda çıkmadı. Bizim otelci tur operatörü getirsin oteli doldyrsun durumuna alışık. Bu nedenle bu tip meşakkattli işlere de pek yanaşmaz. Keşke yapsalar.

En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.