Selanik 1997 yılında “Avrupa Kültür Başkenti” seçilmişti. Yaklaşık 14 yıl ulusal koordinatörlüğünü yürüttüğüm bir Unesco projesi (SEMEP; Güneydoğu Avrupa Çevre Projesi) toplantısı nedeniyle o yıl Selanik’te bir hafta geçirdim ve Kültür Başkenti etkinliklerinin bir bölümüne katılma şansım oldu. Sanırım bu şanstan öte bir şeydi. Toplantımızın Selanik’te gerçekleştirilmiş olması Avrupa Kültür Başkenti olgusuyla doğrudan ilgiliydi ve ilgililer tarafından önceden belirlenmişti. Belli ki, Avrupa Kültür Başkenti etkinliğine destek vermek üzere üzerinde çalışılmış ve planlanmış bir etkinlikti.
Hatırlarsınız, İsviçre’de bir organizasyon tarafından cep telefonu ve internet üzerinden gerçekleştirilen bir oylama ile “Dünyanın Yeni 7 Harikası”nı belirleme etkinliği gerçekleştirilmişti. UNESCO’nun görüşü bir yana, 21 adayın katıldığı bu yarışmada ülkemiz Ayasofya Müzesi ile temsil edildi ve listeye giremedi. Liste incelendiğinde, ülke ve turizm sektörü olarak bu etkinliğe gerekli ilgiyi gösterdiğimiz söylenemez. Örneğin; yaşı 199 yılı geçmemiş beton bir heykel 1500 yıllık Ayasofya’nın ve Petra Kapadokya’nın önüne geçebilmişti. İşin turistik önemini fark etmiş ülkelerin etkin kulis çalışmalarını internet üzerinden inceleyebilir ülkemizinkiyle karşılaştırabilirsiniz. Listeye giren yeni harikaların ziyaretçi sayılarında önemli artışlar yaşandığının altını çizelim.
Selanik’ten tam on üç yıl sonra sıra İstanbul’a geldi. İstanbul’un SelaniK’in 13 yıl ardında kalmasına ilişkin tartışmalar (var mı, yeterli mi?) bir yana, 2010 İstanbul Kültür Başkenti etkinlikleri umulanın çok gerisinde kalmış, beklenen turizm hedeflerine ulaşılamamıştı. Turizm sektörü başta olmak üzere ilgili kurumların ve kanaat önderlerinin bu konu üzerinde yeteri derinlik ve kapsamda tartıştığını ve sonuçlar çıkardığını düşünmüyorum.
Bunların ardından, Ekspo’nun Antalya’ya kazandırılmasının büyük sevinç ve gurur yarattığına, bunun ülke ve Antalya turizmi için büyük bir fırsat olduğu inancını pekiştirdiğine bizzat yaşayarak tanıklık ettim. Antalya Kent Konseyi Yürütme Kurulu üyesi olarak tartışmalara katıldım, öneriler geliştirdim. İki milyar lira (700 milyon dolar) harcanmasına, milyonlarca ek turist girişi öngörülerine karşın durum ve sonuç ortada. Nedeni ne olursa olsun, bu önemli konuda da tüm bileşenleriyle turizm sektörünün gerekli katkıyı ortaya koyduğunu söyleyemem.
Turizmin önemli ayaklarından biri, her fırsatta vurgulandığı gibi, hava taşımacılığıdır. Biz hava taşımacılığının ulaşım tarafıyla çok yakından ilgileniyor, sezon başından sonuna havalimanlarımıza kaç milyon turistin iniş yaptığıyla yatıp kalkıyor, gerisini neredeyse tümüyle boş veriyoruz. Oysa hava taşımacılığı işini güvence altına almak için en ufak aksaklığı ve kazayı “kaza kırım raporu” ile en ince ayrıntısına kadar inceleyip, sorgulayıp, değerlendirip rapora bağlıyor. Daha da önemlisi aynı hatayı yapmamayı güvence altına alıyor. O nedenle hava taşımacılığında kaza oranı beş milyonda birin altında. Turizm sektörü için tahmin ettiğiniz oranla karşılaştırın.
Yukarıda yaşanan önemli sektör kazalarının sadece bir kaçından söz ettim. İşin uzmanları, akademisyenleri, kanaat önderleri örnekleri çoğaltabilirler. Mesele yaşananlardan ders çıkartıp önlem alabilme, kapsamlı özgün hedeflere odaklanabilme meselesidir. Gerisi boş laftır.
Ekspo 2016 alanın yürekler acısı hali ve çözüm önerilerim konusunda yazmamı isteyen okurlarım oldu. Yazabilirim. Yazdım da… Ama bunu, üzerinden yaklaşık 6 yıl geçmiş olmasına karşın, bir “Turizm Kaza Kırımı” olarak kabul edip incelemeye almayan, raporlara bağlayamayan turizm sektörünün, akademisinin yapmış olması gerekmez miydi? Neden yapmayı hala akıl edemiyor?
Kuşkusuz Ekspo öncesindeki 4 yıllık suskunluk da bu kırıma dahil edilmelidir.
Atatürk’ün kurtuluş savaşımız için gösterdiği hedefi turizme uyarlayarak noktayı koyalım.
“Kıyı (otel) turizmi yoktur, alan turizmi vardır ve o alan bu ülke üzerindeki tüm değerlerdir!”
Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.
www.turizmguncel.com internet sitesinde yayınlanan yazı, haber, video ve fotoğrafların her türlü hakkı Turizm Güncel A.Ş.’ye aittir. İzin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez.
Copyright © 2018 - Tüm hakları saklıdır. Turizm Güncel
Tasarım & Yazılım Altyapısı DataNet Bilgi Teknolojileri
