Güneyde sezon başladı ancak...
Güneyde sezon başladı başlamasına ancak görün bakın nasıl başladı.
Uzun uzadıya giriş yazısı yazmaktan ziyade konuları sırası ile anlatmayı tercih ettim. Zira sizinde göreceğiniz üzere ve elbette tabiri caiz ise sezona ‘’kafayı, gözü patlatarak’’ girdik.
Görün bakın nasıl başladık;
• Bir sezon klasiği olan trafik kazaları serisi görkemli bir açılış vesilesi ile başladı. Pamukkale’den dönen tur midibüsünün şoförü aşırı hız sonucu direksiyon hakimiyetini kaybedince aracı yan yatırmak durumunda kaldı. İçindeki 20 İsviçreli turistle beraber kaza yapan araçtaki yolculardan 64 yaşındaki Etter ROLF Akdeniz Üniversitesi hastanesinde yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Ancak 2012 sezonunun ilk trafik kurbanı olarak adını Türk Turizm Rezaletleri tarihe yazdırdı. Sahte gıda üreticileri basında bir bir ifşa edilirken bu fırsattan yararlanarak değerli yetkililerin bu konuya da bir el atmaları faydalı olacaktır kanaatindeyim.
• Antalya’da büyük bir ilçe belediyesi güneydeki her yerel yönetimin geleneksel tavrı olduğu üzere yine sezon başında bir aksiyon gerçekleştirerek, açık ve misafir konaklaması olan Kundu ve Lara bölgelerindeki kimi tesislerin sahillerinde bulunan yapılara yıkım kararı aldı. Kepçe, kazma, balyoz ve muadili araç ve gereç ile birlikte otellerin kapısına dayanan belediye yetkilileri geçtiğimiz yıl encümen kararı ile alınan ve onaylanmış aksiyonu uygulamak istediklerini bizzat otel yönetimlerine bildirdiler. ‘’ya kardeşim kışın neredeydiniz, içeride turist olan otelde yıkım mı yapılır, çıldırdınız mı ?’’ benzeri tepkilerle sık karşılaşmış olacaklar ki, telefona sarılıp ‘’ yaa şefim içerde möşteri vamış, yığtırmıyolla netcez şincik ‘’ sorusuna aldıkları ( ? ) yanıt üzerine ikinci bir emre kadar belediye ye geri döndüler.
• Başta Kemer tüneller ve bağlantılı yolları olmak üzere tüm ana yollarımız neredeyse baştan yapılmakta. Her yer pür şantiye ve muadili görünümde. Karpuz kabuğu denize düştü mü bilinmez ama ecnebi turist çoktan derya ile ahbap oldu. Demek ki sezon turist ve turizmciler için çoktan başlamış, kurumlar ve yerel yönetimler için henüz başlamamış durumda. Yani ortada ciddi bir zamanlama çelişkisi mevcut. Orta yolu kim buldurur kim konuya müdahil olur bilinmez, ama el atılması elzem hale gelmiş bu biline. Ayrıca Side’de halen devam etmekte olan otel inşaatları başta yollar olmak üzere ortalığı mahvetmiş durumda. Her yer toz toprak, göz gözü görmüyor, turistler o çamurun, tozun içinde hesapta tatil yapmakta. Vallahi bravo, bu kadar aksaklığa rağmen yinede artarak, çoğalarak geliyor insanlar bu memlekete, bu işin içinde bir iş var !
• Henüz kaçak içkiden toplu ölüm haberi gelmedi. Ancak yakındır, zira üzerinde logo, amblem, marka ya da bir nevi tanıtıcı yazı bulunmayan minibüs ve kamyonetler otelleri ufak ufak dolaşmaya başladılar. Yeni ürünler ve fiyat listelerini tanıtmak amacıyla yapılan bu nazik ziyaretler esansında sorulan içkilerin güvenli olup olmadığına dair hassas ve detaylı suallere tüm ikna yeteneklerini kullanarak cevaplayan satış temsilcileri ‘’öldürmez, ancak süründürür’’ garantisini vererek satın alma departmanlarını ferahlattılar.
• Kendilerini turizme ve gençlere adayan kimi otel yönetimleri, normal personel alımı yapmak yerine tüm sezonu stajyer öğrenciler ile geçirmeyi yeğlediler. Bu vesile ile turizm okullarının kapılarını aşındıran ve hatta önüne çadır kuran otel İK yöneticileri, konunun tamamen turizme katkı yapmak amaçlı olduğunu, öğrencilere en mükemmel şekilde turizm ve otelciliği öğreteceklerini, bununda en iyi yolunun tüm sezon boyunca üç kuruş maaşa izin yapmadan ve antraksız çalışmak olduğunu dile getirdiler. Zira işleyen demir pas tutmaz düsturunu ilke edinmişlerdi. Ne yazık ki Türk Turizmi’nin bu fedakar neferleri okul yönetimlerinden aldıkları olumsuz yanıtlar nedeni ile hayal kırıklığına uğradılar, çünkü MEB bakanlığının konu hakkında ciddi uyarıları bulunmakta.
• İstihdam sorunu çığ gibi büyümekte, ancak hiç kimse bunu görmemekte bilakis bir o kadarda diretmekte. Örneğin 35 yaş altı kat görevlisi bulmak nerede ise imkansızlaştı. Uzun süredir sektörde olanların birçoğu ya mesleği bırakıp kaçtı, ya da emekli oldu. Şartlar gittikçe kötüleşiyor, tesisler bir kat görevlisi çalışana günde 30 oda temizletme meylinde. Mesleği özendirici herhangi bir etken söz konusu değil. Alt kadroların alın teri ile bu sektörün ayakta kaldığı sanki unutulmuş gibi. Öğrencilerin durumu ise daha feci, her biri bir an önce şef ya da müdür olup çok para kazanma derdinde. Çocukların hiç biri emek vereyim, meslek öğreneyim derdinde değil, ne yazık ki anlatması öğretmesi gerekenlerde kendi havasında. Tekirova’dan Side’ye kadar her tesisin en büyük sıkıntısı tecrübeli personel bulamamak.
• Başta Kemer ve çevresi olmak üzere tesisler çok eski. Boya, badana, alçı çalışmasının adı zaman içerisinde renovasyon olmuş. Birçok bina fiilen bitik durumda, ön tarafları makyaj vasıtası ile ‘’mihrap yerinde’’ dedirtiyor. Arka taraflar ise çamaşırhane, mutfak, teknik servis, depolar vesaire ikinci dünya harbinden bu yana ellenmemiş gibi özenle korunuyor. Değil lejyonella, henüz tanımlanamamış bakteri ve mikroplar yüzünden hastalıklar ve beklide ölümler kuvvetle muhtemel. Hatta bir tür mutant yaratık bile ortaya çıkabilir yakında, inanın bana. Adını da ‘’Kemer Canavarı’’, ‘’Çamyuva Ejderi’’ ya da ‘’ Akdeniz YETİ’si ‘’ koymak bölge turizmine katkıda bulunabilir. Her yıl yüz binler bizim istemeden yarattığımız bu yaratıkları görmeye gelir, ülkeye de milyarlarca dolar girdi olur.
İşte parlak Türk zekası ve zeki Türk turizmcisinin sektörü canlandırmak amaçlı dahiyane çalışmaları. Takdir etmek lazım.
Bu Makale 16.04.2012 - 10:32:58 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
-
Sevgili arkadaşım Emir , Çok hassas bir o kadar da doğruları yazmışsın ama bunların hepsini inşallah eğitim , eğitim ve yine eğitimle aşacağız. Ağzına sağlık