Serdar Karcılıoğlu

Artık bir 'tık'la geçmişe gitmek kolay

Nereden nerelere geldik, çok değil daha beş on yıl öncesine kadar turizm ile ilgili konuşmak, gerçekleri göstermek, fikir üretmek ve 'doğru gitmeyenleri' beyan etmek kimsenin aklına dahi gelemeyen konulardı...

Bazılarının akıllarına gelse dahi ellerinde bunu topluma yaymalarına olanak tanıyacak enstrümanları da yok denecek kadar azdı... Sonra, internet gazeteciliği diye bir kavram ortaya çıktı, önceleri büyük siyasi gazeteler kendi internet sayfalarını oluşturdular.
 
Ülke ekonomisinin lokomotifi olabilecek, çok ciddi bir potansiyele sahip Türkiye’nin turizm sektörü, başta hükümetlerin ve diğer partilerin gündemlerine hiç düşmediği için bu büyük siyasi gazetelerde sektörel gelişim ve haberler ile hiç ilgilenmediler...
 
İlk kim bilmiyorum ama her kimse sektörümüze bir 'internet turizmi' gazeteciliği geleneğini başlattı. Gelinen bu noktada sektörel gazeteciliğin artarak devam ettiğini görüyor ve gurur duyuyoruz.
 
Farkında mısınız, her biri çok ciddi ve profesyonelce yönetilen ve sayıları her geçen gün artan turizm gazetelerinde onlarca turizm haberi okumaya, önemli verilere ve bilgilere ulaşmaya başladık.
 
Yılların gazetecilerine taş çıkaran yazıları ile turizmci arkadaşlarımızın köşelerinde nasıl devleştiklerine ve gazetenin sütunlarındaki konu ve konuklara gerektiğince övgü ve eleştirel yorumlar yaptıklarına şahit oluyoruz...
 
Turizmimizde yaşanan sorunlar, eksiklikler, yapılanlar, yapılamayanlar, doğrular, yalanlar, salvolar, atılan nutuklar birer birer göz önüne serili veriliyorlar.
 
Bazılarının toparlanmaya ve üsluplarında daha dikkatli davranmaya başlamalarına rağmen bazılarının halen daha mangalda kül bırakmayacak düzeyde salvolarına devam ettiklerini görebiliyoruz artık.
 
Gün geçmiyor ki, turist sayısında ve turizm gelirlerinde yeni hedefler, turizmin on iki aya yayılması noktasında çalışmalar, yeniden yapılanmalar, göstermelik birleşmeler, beş yıldızlı otellerimizin beş yıldızlı salonlarında yapılan toplantılar,
 
Hemen her fırsatta düzenlenen yüzlerce 'Turizmi Geliştirme Çalıştayları' atılan ve atıldıkları yerden öteye gidemeyen nutuklar, vaatler...
 
Şimdi durup dururken bunları niçin yazdığımı düşüneceksiniz, 
 
Artık elimizin altındaki bu eşsiz turizm yayınlarımızın ayrıca yarattığı imkanları kullanabildiğimizi anlatmaya çalışıyorum...
 
Konuşanların, konuştuklarının artık uçuşup gitmediği, arşivlere dalıyorum... Zaman tünelinde şöyle bir seyahat ediyorum, geriye doğru...
 
Neler söylenmiş, neler yazılmış çizilmiş,
 
Tünelde bir geriye bir ileriye gidip geldikçe görüyorum ki 
 
Meğer ne derin ve dipsiz bir kuyuymuş turizmimiz. 
 
Öncelikli olarak, bir sonuca varıyorum ki o cek - cak’ larla biten vaatlerin hemen hiç biri gerçekleşmemiş...
 
Oracıkta durup duruyorlar, basılı evrakların, kitapçıkların, sonuç bildirgelerinin içlerinde....
 
Acı olan bir başka  ve en önemli bir sonuca’ da ulaşıyorum ki o da turizmin gelişimi için kullanılan söylemlerde de , atılan adımlarda da konu edilmeyen tek şeyin hizmet sektörünün  'insan faktörü odaklı' nüansının, altının çizilmeden geçiştirilmiş hatta farkına dahi varılmamış olmasıdır... 
 
Bu konu ne yazık ki hep 'es' geçilmiş...
 
Yüzlerce milyon dolarlık yatırımlar düşleyin, muslukları, kapı kulpları altından, lüks, ihtişam, gösteriş on numara... Yıldızlar havalarda uçuşuyor ama,
 
Kimsede çıkıp arkadaş, tüm bu sıraladığın fiziksel gelişimleri yapacaksın da;
 
Bu sektöre hizmet vermeye çalışan emekçilerinin itilip kakıldıklarını,
 
Kırk beş derece sıcağın altında, en ucuzundan polyester kumaş üretimi giysileri giydirip, misafirlere karşı temiz ve bakımlı, dişleri fırçalanmış, ter kokmayan filinta gibi elemanlar olmaları istenip,
 
Sağlık ve sıhhi koşullar içermeyen yerlerde yatırılıp kaldırıldıklarını, 
 
Böyle ortamlarda yedirilip içirildiklerini,
 
Kimselerin sormadığı, sorgulayamadığı, gündeme dahi getiremedikleri sonucuna ulaşıyoruz...
 
Çözümü için defalarca ilettiğimiz bir dizi önerilere rağmen, işi bilen profesyonellerin bilgi, deneyim, ve birikimlerine halen daha itibar etmeyen bir düzenin olduğunu...
 
Siz ne kadar atsanız tutsanız da...
 
Turizmin ana nüvesi ve can damarı olan insan faktörünün saha dışına itildiği bir ortamda, 
 
Konaklama sektöründe çalışanların yüzde 87.4 ünün eğitimsiz olduklarını,
 
Dershane ortamlarında verilen turizm eğitimlerinin yetersizliğini, 
 
Turizm okullarında ve verilen göstermelik kurslarda uygulanan müfredat ve eğitim sistemi ile adına 'staj'  denilen ucube bir uygulama programının bu ülkeye  gerçek birer turizmci yetiştirmeye yetmediği konusunun tespit edildiğine, 
 
Ve;
 
Tüm bunların çözümleri konularında vaat de olsa hiç bir bilgi, belge ve çalışmaya var olmalarından sonsuz bir mutluluk duyduğumuz 'turizm yayıncılığımızın' arşivlerinde rastlayamadık...
 
Ama oralarda hep ayağımıza bir şey takıldı...
 
'Nutuk turizmi'
 
Artık, bir 'tık'la geçmişe gitmek çok kolay...
 
Bundan böyle, salvolara dikkat...
 
Sevgilerimle,
 

Bu Makale 18.01.2013 - 14:13:11 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
  • SABRİ ÇAĞLAYAN 24.12.2012 - 10:14

    Sayın Başkan,Her zamanki gibi döktürmüşünüz.Yüreğinize,elinize ve de kaleminize sağlık olsun.Yukardaki arşiv çalışmanız da gayet güzel.Büyük umutlarla bir yerlere ulaşır diye düşünüyorum.Hele son satırlarınızda değinmiş olduğunuz personel konusu,Türk Turizminin Yıllardır KANAYAN YARASIDIR.Bunları tekrar gündeme taşıdığınız için teşekkür ediyorum size.Kolay gele sevgili Başkan..

En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.