Serdar Karcılıoğlu

Bodrum kalite odaklı bir destinasyon mu?

Hemen her toplantıda kürsüye çıkan yetkililerimiz, “Bodrum dünya başkenti, marka şehir" vs'lerle sözlerine başlıyorlar.

Yıllardır turizmde marka olmanın gerekliliklerini anlatıp duruyoruz,  ama bu sendromdan bir türlü vaz geçemediğimiz gibi, marka değerini için yapılması gerekenlerini de hep es geçiyoruz.
 
Acaba biz mi yanlış biliyoruz, yoksa bilmediğimiz bir takım doğa üstü güçler mi bu marka değerini yükseltiyorlar? En azından öyle görünmesini mi, sağlıyorlar diye merak ettik.
 
Bodrum'un yukarıdan nasıl göründüğünü öğrenmek için dünyaca ünlü bir yabancı tur operatörünün ağır abisine; 
 
“Sir, Bodrum sizce bir destinasyon mu?" diye sorduk.
 
"Biz dünyada irili ufaklı on dört on beş turizm destinasyonu ülkeye operasyon yapıyoruz" diye söze başladı.
 
Pazardaki yüksek pay oranlarından ciddi milyar dolarlara ulaşan cirolarından falan bahsettikten sonra;
 
"Sizin ülkeniz yani Türkiye bizim üzerinde çalıştığımız ve önem verdiğimiz bir destinasyon" diye devam etti.
 
"Operasyon yetkililerimiz, ülkenizi resort turizm açısından iki bölgede değerlendiriyorlar: Antalya ve Güney Ege.
 
Arkadaşlarımız, diğer tüm destinasyonlarda olduğu gibi sizde de kıstas olarak bulundukları yılın Nisan ayının minimum  ürettiği misafir sayısını göz önüne alarak bir sonraki yılın yaz planlamasını yapıyorlar, 
 
Bu kompüterize olmamıza rağmen  çok ince ve detaylı bir o kadar da uzun bir çalışma gerektiriyor.
 
Türkiye masası ekibi operasyon odasına kapanıp seçtikleri destinasyonları, havaalanları, başta yolları olmak üzere tüm teknik altyapılarını, tesislerin fiziki durumlarını, kalite ve hizmet anlayışlarına, uyguladıkları konseptin verimine, misafir memnuniyetine en önemli baz teşkil eden turizm çalışanlarının ortalama eğitim düzeylerinden, kalifikasyonlarına kadar daha onlarca konuyu masaya yatırıp kafa patlatıyorlar.
 
Şehriniz, belediyeleriniz nasıl çalışıyor, 
 
Otelleriniz nasıl idare ediliyor, üst düzey yöneticilerinizin eğitim, deneyim ve vizyonları yeterli mi, 
 
Hangi tesislerde kurumsal bir yapı var, 
 
Yatırımcının işletmeye müdahale sınırları ne oranda,
 
Personel politikaları ne durumda,
 
Misafirle 24 saat yüz yüze olan ara elemanlarınıza ne kadar önem veriyorsunuz,
 
Onlara rahat bir yaşam hakkı veriyor musunuz,
 
Personel başta olmak üzere misafirlerin hijyenik bir ortamda hizmet almalarını sağlıyor musunuz,
 
Yani kısaca bizim binada, destinasyonlar, markalar... adeta BBG evi gibi 
 
Şablon ancak böyle ortaya çıkıyor..."
 
Anladım!
 
Bodrum, bunun neresinde?
 
Genelden özele gidelim istersen,
 
Olur! 
 
Tüm bu titiz çalışmalar ve değerlendirmeler sonucunda;
 
Kontratları yapılarak kontenjanları belirlenmiş otel yatakları içerisinde kayda değer görülenler çevresel etkenlerde göz önüne alınarak belirleniyorlar.
 
Bu sayıdan yola çıkarak operasyonun en riskli bacağı uçak koltukları hazırlanıyor.
 
Anlayacağınız öyle gözü kapalı yapılı verilecek bir iş değil bizimki.
 
Küçücük hata büyür, yok eder batırır...
 
Sıfır hata olmazsa olmazıdır turizm operasyonlarının.
 
Abi, dayı ilişkisini affetmez.
 
Birileri bir yerleri abartıyorlar diye oraya odaklanılamaz.
 
Pozitif veriler geçerlidir
.......................................
 
İşte tam da bu noktada, 
Tüm Antalya bölgesinin planlaması ve kalkülasyonu için aralıksız on on beş günlük bir ekip çalışması yapılırken,
 
İzmir, Kuşadası, Çeşme, Bodrum, Marmaris, Dalaman, Fethiye’den oluşan Güney Ege’ye dört, beş günlük zaman ayırmak yeterli oluyor...
 
Ya Bodrum için?
 
Söyledim ya, hepsine sadece dört beş gün!
 
Yani ne demek istiyorsun?
 
Datalar var ellerinde, 
 
Tüm Güney Ege için dört beş gün çalışıyor Türkiye masası.
 
........................................
 
Ünlü ve tatlı bir cadı dizisi hatırlıyorum, adı Sementha idi.
 
Burnunu oynatınca dünyada her şey yer değiştiriyordu.
 
Bodrumu seçecek turist bu verileri göz önüne alacak.
 
Sementha’nın  cadılığı tek bu seçimde işe yaramıyor. 
 
..........................................
 
Tam da bu yazım biterken bir son dakika haberi düşüyor ekranıma.
 
“TUI Türkiye’deki ürün sayısını azaltıyor” diye
 
"Sebep ne" diye bakıyorum.
 
Özetle, rekabet ortamının en üst düzeyde olduğu sektörde kalite faktörü odaklı destinasyonlara ağırlık vermek olduğunu öğreniyorum.
 
Bodrum inşallah bu düşüşten nasibini almaz.
 
Marka şehir olduğuna göre!
 
Almamalıdır.
 
Sevgilerimle
 
 

Bu Makale 13.12.2012 - 16:17:24 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
  • Misafir. 05.12.2012 - 09:57

    Sayın başkan. Hiç bir şekilde, şimdiki zamanda varlığını sürdürememiş Bodrumu Bodrum yapan değerlerden bahsedelmiyor. Bunlar Bodrumu Bodrum yapan Cevat Şakir Kabaağaç, Dünyanın 7 harikasından 1i sayılan ki Mısırın Pramitleri kadar değerli Mozele, ve Bodrumun narenciye Bahçeleri. Sanırsam Bodrum bu değerlerine sahip çıkabilse keninden bahsettirebileceği bazı değerlere sahip olacak. Çok merek etmişimdir, Bodruma gelen turistlerin yüzde kaçı mozeleyi gezmiştir ki mozelenin nerede olduğunu bile bilmeyen ve varlığından haberi olmayan turist vardır. Cevat Şakirin edebiyatçı kimliğini kullanmak yerine 80li 90lı yılların popüler kültür varlıkları kullanılyor. Bir zamanlar Bodrum narenciye bahçelerinin arasında kurulu iken şimdiki zamanda narenciye bahçeleri bodrumun betonermesi arasında varlık savaşı veriyor. Bu tür konuları ve Türkiye Turizimi için büyük öneme ve kapasiteye sahip olduğunu düşündüğüm ve Bodrumu merkez olarak düşündüğüm gulet mavi tur turizimi konularına da değinmeniz dileğiyle. Ayrıca

  • Sabri ÇAĞLAYAN 03.12.2012 - 02:16

    Sevgili Başkan,Bu çok pozitif yazınızı,Tüm Turizm Camiasına Okutmak değil de ezberletmek lazım.Özellikle Patron Tayfasına, Sayın Başkan,Bu değerli çalışmanızı Tüm Turizm Camiasına okutmak değil de ezberletmek lazım.İşte gerçekler.Bu gerçekleri Patron Tayfasına,Siyasilere,Lokal Yöneticelere hepsine ezberletmek lazım.Kolay gele.

En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.