Mete Vardar uyarıyor: Deniz bitti, ya şimdi önlem alırız ya da...

Mete Vardar uyarıyor: Deniz bitti, ya şimdi önlem alırız ya da...
Jolly Tur Yönetim Kurulu Başkanı Mete Vardar'la, yükselen dövizin outgoing turlarına etkisini, seyahat acentelerinin problemlerini, 2017 yılında iç pazarın nasıl bir seyir izleyeceğini ve Jolly' Tur'un büyüme stratejisini konuştuk. Bazı acentelerin vatandaştan para toplayıp rant oluşturmak üzerine kurulduğunu belirten Vardar, ''deniz bitiyor, bir an önce tur operatörlüğü yasası çıkarılmalı'' çağrısında bulundu.


Savaş Daş - TurizmGüncel
 
Döviz kurlarındaki artışa iki yönlü bakmak gerektiğini belirten Mete Vardar, dövizin artmasıyla birlikte iç pazarda Türk misafirlerin avantajlı duruma geldiğini ifade etti. Vardar, ''Bilindiği üzere biz 2017 yılının kontratlarını ağustos ayında yapmaya başladık ve 21 Kasım'da erken rezervasyon kampanyasını başlattık. Kontratların yüzde 90'ı şu anda bitmiş durumda. Otelcilerimizin iç pazarı daha fazla benimsemesinden dolayı, kontratları geçen yılki rakamlara yakın TL fiyatları üzerinden yaptık. Yani döviz artışını fiyatlara yansıtmadık. Bu nedenle yerli müşteri, resort bölgelerinde, erken rezervasyon indiriminin üstüne yüzde 15-20'lik kur farkı avantajıyla tatil yapabilecek. Bu bence çok ciddi bir avantaj. Özellikle bu aylarda rezervasyon yapanlar, çok avantajlı tatil satın alabilir duruma geldi.'' dedi.

''DÖVİZDEKİ DURUMU DEZAVANTAJ OLMAKTAN ÇIKARDIK''
 
Öte yandan yurt dışı turlarda döviz artışından dolayı yüzde 15-20 arasında fiyat farklılıkları oluştuğuna dikkat çeken Vardar, Jolly Tur'un kur sabitleme, daha avantajlı ve ekonomik paketler sunma gibi yollar izleyerek müşteriye seçenek oluşturduğunu belirtti. Vardar, ''geçen yıl 77 tane farklı tur paketimiz varken, şu anda bu sayı 60 ülkeye yapılan 153 tur paketine ulaştı. Bu yıl ciddi anlamda ekonomik paketler oluşturarak misafirlerin beğenisine sunduk. Öte yandan, orta ve üst gelir gruplarına mensup kitleye dönük de farklı paketler oluştırduk. Örneğin Orta Avrupa'ya baktığınızda, 299 euro ile 599 euro arasında 4-5 tane farklı tur paketi olduğunu görüyorsunuz. Bu nedenle, misafirin beğeneceği uygun paketlerle dövizdeki mevcut durumu dezavantaj olmaktan çıkardık.'' değerlendirmesinde bulundu.

''DARBE GİRİŞİMİNDEN SONRA 44 MİLYON TL İPTAL ÖDEMESİ YAPTIK''
 
Seyahat acentelerinin birer finans kurumu olmadığını söyleyen Mete Vardar, dövizin istikrarsız seyrettiği şu günlerde nasıl bir yol izlediklerine ilişkin ise şu bilgileri verdi:
 
''Acenteler olarak yurt dışı turlarda 8-9 ay sonranın paketlerini satışa açıyoruz. Bu turların bileşenlerine göre ödeme periyotlarımız değişiyor. Mesela hava yollarını önce ödüyoruz. Destinasyonlardaki otelleri ise zamana yayarak ödüyoruz. Sattığımız yurt dışı turlarda ise günlük döviz alıyoruz ve bir riske girmiyoruz. Misafirden ücreti, o günkü kur üzerinden TL olarak alıyor, hemen dövize çeviriyor, ödemelerimizi kasamızda döviz olarak tutuyoruz. Havalimanı saldırısı ve darbe girişiminden sonra Jolly Tur olarak 44 milyon TL iptal ödemesi yaptık. Söz konusu iptal, yaklaşık 40 bin yolcuya tekabül ediyor. Bu 44 milyonun yüzde 80'i yurt içi, yüzde 20'si ise yurt dışı turlardaydı. İptaller yaşanırken ne yurt içi ne de yurt dışındaki partnerlerimize yaptığımız ödemeleri geri almadık. Burada özellikle Türkiye'deki otellerimiz hiçbir müşterinin parasını yakmadı. Para otelde kaldı ancak biz Jolly Tur'un finans gücüyle bu iadelerin tamamını müşteriye yaptık. Misafirimizin her zaman olduğu gibi güvenini bir kez daha kazandık.’’

''ACENTELERİ, OTELLERİ VE HAVA YOLLARINI KAPSAYAN BİR BİRLİK OLMALI'
 
Türkiye’deki seyahat acentelerinin sorunlarına dönük de açıklamalarda bulunan Vardar, her yıl yüzbinlerce kişiyi tatile çıkaran acentelere dönük kapsamlı bir yasa olmadığını ve bu konuda acentelerin kendilerini yeterince anlatamadığını ifade etti. Vardar, şu değerlendirmeleri yaptı:
 
‘’Bu konuda Türkiye Seyahat Acentaları Birliği, Türkiye Otelciler Federasyonu ve diğer birlikler bir takım çalışmalar yürütüyor. Ancak, bunun birlikte, bir çatı halinde yapılması gerekiyor. Çünkü, otelcilerden, hava yolu şirketlerinden kopuk bir seyahat acenteciliği düşünülemez. Otelci dostlarımız da acenteler olmadan faaliyet yürütemez. Dolayısıyla bu birliğin bir şekilde sağlanabilmesi lazım. Örneğin, seyahat acenteleri olarak bağlı olduğumuz kanun kapsamında müşteriye karşı çeşitli iade yükümlülüklerimiz var. Ancak otellerin böyle bir yükümlülüğü söz konusu değil. Müşterinin 1 ay evvel rezervasyonunu iptal etmesi durumunda biz ücret iadesi yapıyoruz, bu noktada oluşan problemleri otellerle ikili ilişkilerimiz sayesinde çözebiliyoruz. Ancak bu durumları kapsayan bir kanun yok. Aynı şekilde, hava yolu şirketleri ve kruvaziyer şirketleri ile yaptığımız anlaşmalarda da benzer problemler yaşanıyor.
 
‘’DAMGA VERGİSİNİN DÜŞÜRÜLMESİ YETERLİ DEĞİL’’ 

Şu dönemde yaşanan en olumlu gelişme olarak damga vergisinde yapılan değişikliği gösterebilirim. Bu kanun değişmeden önce yüzde 2 oranlarında damga vergisi ödüyorduk. Seyahat acentelerinin kar marjı zaten yüzde 3 seviyelerinde. Yapılan değişiklikle, damga vergisi yüzde 1 oranına düşürüldü. Bu sayede kazandığımız az miktar paranın yüzde 50'sini bu şekilde harcamaktan kurtulmuş olduk. Ancak bu da yeterli değil. Biz şirketlerimizi çok düşük gelirlerle idame ettirmeye çalışıyoruz. Seyahat acentelerinin daha fazla önemsenmesi ve ciddi anlamda desteklenmesi gerekiyor.
 
Sorunlar bu kadar da değil… Ülkemizde ciddi anlamda kaçak acente faaliyeti de yürütülüyor. Belgesi olmayan şirketler uçak bileti satıyor, organizasyon yapıyor, dernekler aracılığıyla turlar düzenleniyor. Tablo böyleyken, sayısı 7 bini bulan seyahat acenteleri, milyona yakın kişiye istihdam sağlayan bu yapı nasıl ayakta duracak?
 
‘’TUR OPERATÖRLERİ YASASI MUTLAKA ÇIKARILMALI’’
 
Onlarca seyahat acentesi kapanıyor, yerine onlarcası açılıyor. Bu alanda sağlam bir denetim yapısı da işlemiyor. Biz çok uzun süredir tur operatörlüğü yasası getirilsin diyoruz, dilimizde tüy bitti. Buradaki amacımız bazı kişilerin bu işi yapmasını engellemek değil. Kota koyalım, 10 bin kişi yapabiliyorsa o kadar teminat alınsın, 1 milyon kişi yapabiliyorsa o kadar teminat alınsın. Bu kadar ihtiyaç duyulan bir yasasın çıkarılmaması hayret edici bir durum. Ya kendimizi anlatamadık ya da başka sebepler var. 
 
‘’İÇ PAZAR 25 MİLYON SEYAHATÇİYE ULAŞABİLİR’’
 
Şu anda 5 milyon kişi seyahat acenteleriyle seyahat ediyorsa, sorunlarımızı çözmemiz halinde bu sayı 5 sene içerisinde 25 milyona çıkar. Biz iç pazardaki tur operatörleri olarak eksiği kapatmaya talibiz, ama bunun için bir takım unsurların yaratılması lazım. 
 
‘’ACENTELER İNTERNET SİTELERİYLE REKABET EDEMİYOR’’
 
Öncelikle seyahat acentelerine güveni tekrar kazandırmamız lazım. Bizler vergilerimizi eksiksiz ödüyor, tüm yükümlülüklerimizi yerine getiriyoruz. Ancak şu anda tüm bu yükümlülüklerden muaf olan internet siteleri ile rekabet eder hale geldik. Bu sitelerle yüzde 8-13 civarında maliyet farkımız var. Biz bu şirketlerle uzun vadede nasıl rekabet edeceğiz? Jolly Tur olarak satın alma gücümüz vasıtasıyla rekabet etmeye çalışıyoruz, ancak pek çok şirket bu rekabet içerisinde olamıyor ve ne yazık ki hak ettiği değerin gerisinde kalıyor. Yeni Bakanımız Nabi Avcı, daha önceki bakanlarımız gibi cansiperane bir takım çalışmalar yapıyor. Seyahat acenteciliğinin önemini ancak bununla ilgili gereksinimlerin hızlı bir şekilde yerine getirilmesi gerektiğini bir kez daha ‘haykırmak’ istiyorum. Bu konular çözülürse biz de rekabet içerisinde var olabilir, iç pazarda çok ciddi büyüme yakalayabiliriz. Böyle bir büyümenin istihdama da çok büyük katkısı olur.’’
 
‘’MİSAFİRİN PARASINI NAMUSUMUZ GİBİ KORUMAK ZORUNDAYIZ’’
 
Böyle zor rekabet koşulları altında çalışan seyahat acentelerinin hizmet kalitesini düşürme yoluna gidip gitmediğini sorduğumuz Vardar, sorumuzu şu şekilde yanıtladı:
 
‘’Geçmiş yıllarda fiyat her zaman çok ön plandaydı. Ancak misafirlerimiz artık tatillerini satın alırken şirketin güvenilirliğine ve sigorta altyapısı olup olmadığına da dikkat ediyor. Çünkü biz bir nevi banka görevi görüyoruz. Bütün yıl çalışarak tatil için birikim yapan misafirlerimiz, seyahatlerinden 7-8 ay önceden bizlere ödeme yapıyor. Herkesin bu sorumluluğun bilinciyle hareket etmesi gerekiyor. Tatilin bir lüks değil ihtiyaç olduğunun da bilincinde olarak, bu parayı namusumuz gibi korumak zorundayız. 
 
‘’DENİZ BİTTİ; YA ŞİMDİ ÖNLEM ALIRIZ YA DA…’’

Hem bu yıl hem de geçtiğimiz senelerde bazı usulsüz, batmak üzerine kurulan birçok seyahat acentesi gördük. Misafirin parasını toplayıp bu parayla bir tür rant oluşturmak amacıyla kurulan acenteler oluyor. Senelerce bu tür olumsuzlukları gören misafirler artık güvenilirliğine inandıkları seyahat acentelerini tercih ediyor. Ancak hala bilinçsiz bir misafir kitlesi var. Şirketin güvenilirliğine, sigorta altyapısı olup olmadığına, daha önceki misafir yorumlarına bakmadan sadece uygun fiyatlı olduğu için alışveriş yapıyorlar ve mağdur oluyorlar. Bu durumda da yalnızca o şirketlere değil, tüm seyahat acentelerine dönük negatif bir algı oluşuyor. Bu da sektöre ciddi bir zarar veriyor. Bunu engellemek için de ciddi kontrollerin yapılması, altyapı oluşturulması ve tekrar söylüyorum, mutlaka bir tur operatörlüğü yasasının öıkarılması lazım. Çünkü deniz bitiyor, artık sonuna geldik. Bu unsurları ya şimdi hayata geçireceğiz ya da bir daha böyle bir fırsatımız olmayacak.  
 
‘’2017’DE DOLULUKLAR DA FİYATLAR DA ARTAR’’
 
2017 yılında yerli turiste dönük fiyatların geçtiğimiz yıllara göre artıp artmayacağını sorduğumuz Mete Vardar, 2015 yılına kadar tatilini erken rezervasyon döneminde satın alanlarla sezonda satın alanlar arasında yüzde 30 civarında bir fark olduğunu, ancak bu yıl farkın yüzde 15’lere gerilediğini ifade etti. Vardar, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
 
‘’Sektör olarak 2016 yılında çok ciddi bir sınav atlattık. Bu krizden önemli dersler alan otelcilerimiz, pazarlama çalışmalarına ağırlık vererek var olan pazarları geliştirmeye ve yeni pazarlar yaratmaya çalıştılar. Rusya pazarının da tekrar açılmasıyla, 2017 yılında dolulukların çok daha yüksek olacağını düşünüyorum. Özellikle yüksek sezon dediğimiz haziran, temmuz, ağustos aylarında doluluklar 2016 yılından çok daha iyi olacaktır. O yüzden 2017 yılında da erken rezervasyon fiyatlarının sezon fiyatlarına göre tıpkı 2015 yılındaki gibi yüzde 30 civarında daha avantajlı olacağına inanıyorum.’’
 
‘’1 MİLYON HEDEFİNİ GEÇEBİLİRİZ’’
 
Jolly Tur, 2017 yılında önüne 1 milyon misafir hedefini koydu. Bu hedef sektörde oldukça iddialı bulundu. 1 milyon hedefinin hangi koşullar altında geçerli olduğunu sorduğumuz Vardar, şunları söyledi:
 
‘’Biz geçen sene darbe girişiminden sonra yaklaşık 44 milyon TL iade yapmamıza, yalnızca Türkiye turizminde değil, Belçika, Fransa ve Almanya’da da yaşanan olaylardan sonra tüm dünya seyahat sektöründe bir daralma yaşanmasına rağmen, yüzde 23’lük büyüme oranına ulaştık. Çünkü Jolly Tur olarak sürekli yenilikler yapıyor, teknolojik altyapımızı geliştiriyor, online sistemimizde ciddi yatırım yapıyor ve misafirlerimize daha yakın olmak için yeni ofisler açıyoruz. Günün şartları ne olursa olsun, uzun vadeli planlamalarla şirketimizin büyüme hızında geri adım atmıyoruz. 2016 yılını yüzde 23’lük büyümeyle 760 bin paksa ulaştık. 1 milyon hedefi, stabil bir hedef. Şartların ne çok kötü ne de çok iyi olduğu bir yıl geçirdiğimiz taktirde bu hedefin üzerine dahi çıkabiliriz. Otellerimiz artık iç pazara çok daha fazla önem veriyor, avantajlar sunuyorlar. Türk misafir eski yıllara göre çok daha fazla önemseniyor. Halkımız da tatilin bir lüks değil ihtiyaç olduğunu ciddi anlamda benimsedi. 
 
Elbette umudumuz ülkemizin artık rahata ermesi. 2017 yılının huzurlu ve refah içerisinde bir yıl olmasını, insanların rahatlamasını diliyoruz. Her şeyi hak eden bir halkımız var, umarım birlik beraberlik içerisine güzel günlere doğru gideriz…’’
 
JOLLY TUR 5 YIL SONRA NEREDE OLACAK?
 
Jolly Tur şu anda Türkiye’deki en büyük seyahat acentelerinden birisi. Peki, Jolly Tur’un kısa ve orta vadeli planları ne? Şirket 5 yıl sonra nasıl bir yerde olacak? Mete Vardar, hedeflerini şu şekilde anlatıyor:
 
‘’Jolly Tur, sadece ana kadrosunda 570 kişiye, acenteleriyle beraber ise yaklaşık 3-4 bin kişiye istihdam sağlayan bir firma. Türkiye’deki saygın tur operatörlerinden bir tanesiyiz. Sadece karlılık üzerine çalışmayan, bir vizyon sahibi, bu işi keyif alarak layığıyla yapan şirketlerden biriyiz. Biz ailece bu işten başka bir iş yapamayacağımızı düşünüyoruz. Çok keyif aldığımız bu işi yaparken de hem günün gerekliliklerini yerine getirmek, hem de geleceğe dönük uzun vadeli planlar yapmak durumundayız. Biz 4-5 sene önce bir plan yaptık ve bu plan çerçevesinde gidiyoruz. Teknoloji ve misafir memnuniyetine kendimizi adamış durumdayız. Jolly Tur ulusal bir marka olarak kalmayacak, dünyada da Türkiye’nin bir değeri haline gelecek. Bu amaçla, teknolojiye önemli yatırımlar yapıyor, tüm altyapımızı yeniliyoruz. Yurt dışında önemli bir yapılanmaya gidiyoruz. Kendi online yapımız aracılığıyla, yurt dışındaki turistleri Türkiye’deki otellere getirebilmek için ciddi bir yapı oluşturuyoruz. 
 
‘’2017 JOLLY TUR İÇİN ÇIKIŞ YILI OLACAK’’
 
2017 bizim için önemli bir geçiş senesi. 1986 yılında kurulan şirketimiz, 2004 yılında Almanya ve Rusya’daki tur operatörlüğü ortaklığını bitirerek yeni bir evreye girmiş oldu. 2016 itibarıyla, üçüncü evreye geçiş yapıyoruz. Yürüyen değil koşan, altyapısını tamamlamış, hazırlıklarını bitirmiş bir şirket olarak 2017 yılına giriyoruz. 2017 yılının Jolly Tur’un çıkış senelerinden biri olacağını umuyoruz. 
 


Bu Haber 01.12.2016 - 20:05:12 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.