ICCA CEO'sundan Türkiye'ye sert eleştiri: Sizin işinizi biz yapamayız
Dünyanın önde gelen toplantı, kongre ve etkinlik uzmanları, global MICE sektörünü ve Türkiye'yi masaya yatırdı. Yapılan değerlendirmelerde, Türkiye'nin güçlü bir iletişim stratejisine sahip olması ve harekete geçmesi gerektiği vurgulandı.
TurizmGüncel
Bu yıl dördüncü kez düzenlenen Ace of MICE kapsamında, 'MICE profesyonelleri geleceği inşa etmek için bir araya geliyor’ başlıklı bir panel düzenlendi. Panelin moderatörlüğünü MPI Turkey Başkanı Elif Balcı Fisunoğlu gerçekleştirirken, Uluslararası Kongre Organizatörleri Birliği (ICCA) CEO’su Martin Sirk, ICCA Avrupa Bölgesi Yönetim Kurulu Üyesi Marta Gomes, SITE Başkanı Rajeev Kohli ve Harry Fine Associations Başkanı Harry Fine panele konuşmacı olarak katıldı.
İşte panel katılımcılarının değerlendirme ve yorumları:
.jpg)
ICCA Avrupa Bölgesi Yönetim Kurulu Üyesi Marta Gomes:
BİZİ EN ÇOK ZORLAYAN KONU GÜVENLİK
''Son zamanlarda, Hindistan, Çin, Rusya gibi ülkelerin de artan sayıda etkinlik ve kongreye ev sahipliği yaptığını görüyoruz. Birçok farklı jenerasyon bu etkinliklere katılmaya başlıyor. Bu değişiklikler de bizim açımızdan farklı zorluklar anlamına geliyor. Bir diğer önemli nokta da teknoloji. Teknolojinin sürekli gelişmesi, organizatörler olarak bizleri de çok hızlı ilerlemeye itiyor. Aynı zamanda eğitimlere katılmanın giderek bireyselleştiğini, insanların etkinliklerin değerini kendileri ölçerek katılıma karar verdiğini görüyoruz. Bireye ulaşma konusunda da çalışmalar yapmamız gerekiyor. Bunun dışında vizeler, ulaşım ve Brexit gibi konular da bu aralar gündemimizde yoğun olarak yer alıyor. Bizleri en çok zorlayan konuların başında ise güvenlik geliyor.
Teknoloji alanındaki zorlukların başında masraflar geliyor. Herkes her an internet erişimine sahip olmak, mobil cihazlarını sürekli şarj edebilmek ve daha interaktif alanlar bekliyor. Konferans odalarını ve salonları buna göre dizayn etmek durumunda kalıyoruz.
''İNTERNET ÜZERİNDEN YAPILAN KONFERANSLARA KATILIM YÜZDE 70 ARTTI''
Bu noktada, üniversite eğitimindeki değişimi de göz önünde bulundurmak gerekiyor. Yeni jenerasyonlar ‘festival gibi’ konferanslar ve daha küçük toplantılara katılmak istiyor. Bu sebeple bizler de etkinliklerimizde normalden farklı alanlara yöneliyor, etkinliklerimizde daha profesyonel konuşmacıların konuşmasını sağlamaya çalışıyoruz. 2014-17 arasında, internet üzerinden gerçekleşen konferanslara katılımın yüzde 70 oranında arttığını görüyoruz. Geçen yıl 30 bin delegeli bir kongreye katılımın 25 bin civarında internet üzerinden yapıldığını gördük. Dolayısıyla önümüzdeki yıllarda bu tarz konferans ve toplantıların hızla artmaya devam edeceğini öngörüyoruz.’’
SITE Başkanı Rajeev Kohli:
GELECEK, BUGÜN NE YAPTIĞINIZA BAĞLIDIR
''SITE yaklaşık olarak 2 binin üzerinde üyeye sahibiz. 80'den fazla ülkede uluslararası etkinlik organizatörlerini bir araya getiren bir kuruluşuz. Ben burada istatistikler vermek istemiyorum. Bunlara her yerden ulaşmak mümkün. Ben size nereye doğru gittiğimiz konusunda görüşlerimi aktarmak istiyorum. Gandi şunu söylemiş: Gelecek, bugün ne yaptığınıza bağlıdır. Burada konuşmamız gereken Türkiye etkinlik sektörünün şu anda neler yaptığı.
''NASIL BİR GÖRÜNÜM SERGİLEDİĞİNİZ ÖNEMLİ''
Küresel terör oranları konusunda her yıl yapılan Küresel Terörizm Endeksi'ne göre, Hindistan terör saldırılarında altıncı, Türkiye ise on dördüncü sırada. Ancak dışarıdan görünen şey bunun tersi. Dolayısıyla şunu görüyoruz: Olay nasıl bir görünüm sergilediğinizle alakalı. Etkinlik organizasyonunda insanları çekecek olan şey son tahlilde otelleriniz ve salonlarınız değil, yarattığınız dokunuş.
Paris'te, İstanbul'da, Brüksel'de yaşanan hadiseler yine başımıza gelecek. Buna hazırlıklı olmak zorundayız. Böyle bir dünyada yaşıyoruz.
Size soruyorum: Türkiye organizasyon sektörü şu anda içinde olduğu tabloyu değiştirmek için ne yapıyor?
''EN BÜYÜK SORUN İLETİŞİMDE''
En büyük sorun iletişimde. Oteller, hava yolları gibi farklı paydaşlar arasında iş birliği eksik olduğunda sorunlar ortaya çıkıyor. Ben bir uzman olarak, Türkiye'de pozitif noktaların ortaya yeteri kadar çıkarılmadığını görüyorum. Pek çok ülkede çalıştım. Şunu söyleyebiliyorum: Devlete sırtınızı dayamayın. Devletin zaten bir işi var, olay son tahlilde özel sektöre düşüyor. Bir araya gelin ve farklılıklarınızı kullanarak pozitif şeyler ortaya çıkarın. Örneğin, medya yönetimi bir sanattır. Sizin endüstri olarak tüm dünyaya pozitif mesajlar yaymak için elinizden geleni yapmanız lazım. Biz sizin dostlarınız olarak size destek olmak, verdiğiniz pozitif mesajları dünyaya yaymanız konusunda destek olmak istiyoruz. İletişimi değiştirmekle kalmayalım, daha da ötesini yapalım.
Çok zor zamanlar geçiren 2 ülkeden örnek vermek istiyorum. Biri İrlanda biri de Kolombiya. Onlarca yıl terör saldırılarına maruz kalan İrlanda, Avrupa'nın en güvenli ikinci ülkesi konumuna geldi. Dünya ne yaptığınıza, faaliyetlerinize bakar. Kolombiya da aynı şekilde. Size güveniyoruz, desteğimiz her zaman yanınızda. Şimdi herkese buranın ne kadar güzel bir ülke olduğunu gösterme zamanı.‘’
Harry Fine Associations Başkanı Harry Fine:
25 YILDIR TÜRKİYE'Yİ BÖYLE GÖRMEMİŞTİM
‘’25 yıldır Türkiye ile ilgiliyim. 25 yıl boyunca Türkiye'nin bu kadar kötü bir durumda olduğunu görmemiştim. Ancak umutlu olmak zorundayız. Bu durum değişecek. Ben bu iyileşmenin daha yakın zamanda olması için yapılması gerekenler hakkında bilgi vermek istiyorum:
Ben Avrupa'da Türkiye'de toplantı vb. yapma konusunda konuştuğumda, insanlar kesinlikle tercih etmeyeceklerini söylüyorlardı. Şu anda durum biraz daha ilerlemiş durumda ancak yine de pek parlak değil.
''ÖNCE BİR EYLEM PLANI OLUŞTURUP BUNU DÜNYAYA BAĞIRARAK ANLATMALISINIZ''
İlk yapılması gereken bir eylem planı oluşturmak ve bunu ‘bağırarak’ tüm dünyaya duyurmak olmalı. Türkiye'nin bir destinasyon olarak algısının değişmesi gerekiyor. İnsanlara 'Türkiye'ye gelme riskini almak ister misiniz?' diye sorduğunuzda cevap genelde 'hayır' oluyor. Ancak İstanbul sokakta yaşanan olaylar açısından Avrupa'daki en güvenli şehirlerden birisi. İnsanlara bunu anlatmak, onları haberdar etmek zorundasınız.
Örneğin, partnerlerinizden bir etkinliklerini Türkiye'de gerçekleştirmelerini isteyebilirsiniz.
Örneğin Martin (ICCA CEO'su) buraya bir etkinlik getirmeyi başarırsa bu insanlara güven verecektir. Çünkü insanlar nasıl bir mesaj verdiğinize çok çok dikkat ediyor. Buna çok kafa yorarak ilerlemek lazım çünkü etkisi düşündüğünüzden daha yüksek olabilir.
Son ICCA toplantısında Türkiye'den bir kişi vardı, THY'den ise kimse yoktu. Eğer oyunun içerisinde olmazsanız, pazara çok yanlış mesajlar verirsiniz. Asıl verilmesi gereken mesaj, tüm etkinliklere katılarak ‘ben bu oyunda varım ve her şeyi yapmayı hazırım’ olmalıdır.
''İSRAİL VE TUNUS'A BAKIN''
Her zaman başkalarından öğrenilecek şeyler vardır. Örneğin turizmde bu açıdan İsrail'e ve Tunus'a bakabilirsiniz. Tunus vize konusunda kolaylıklar sağlıyor, oldukça zor bir ülke olan İsrail de önemli adımlar atıyor.
İnsanlar bazen bazı ülkelerden uzaklaşabiliyor. Ancak hem kendiniz vazgeçmemeli hem de ortaklarınızdan dostlarınızdan destek almalısınız.
Her şey kötüye gitse de, bunu kötü olarak yansıtmayın. Gerçekçi ama pozitif olun. Verdiğiniz hizmete değer katın. Bunu sürekli fiyat kırarak yapamazsınız. İndirim o anlık sıcak piyasa akışı sağlar ancak uzun vadede bir yatırım değildir.
Türkiye'nin her türlü muktedirliğe hazır bir şekilde iş yapmaya hazır olduğunu herkese göstermesi gerekiyor.''
ICCA CEO'su Martin Sirk:
TOPLANTI SAYILARI KATLANARAK ARTIYOR
''Ben Türkiye yerelliğinden uzaklaşıp global ilerlemelerden bahsederek size moral vermek istiyorum. Biz 95 ülkeyi temsil ediyoruz. Toplantı sayılarının her 10 yılda bir katlanarak arttığını görmekteyiz. 2016 yılında da bu artış yakalandı. Türkiye yerel olarak çeşitli sebeplerle bundan faydalanamamış olsa da, global anlamda sektörün ilerleyerek yoluna devam ettiğini görebiliyoruz.
''GÜVENLİ DESTİNASYON DİYE BİR ŞEY YOK''
Güvenli destinasyon diye bir şey yok. Esas sorun herkesin bunu anlamasını sağlayabilmek. Bir bomba patladı diye bir yeri güvensiz olarak niteleyemezsiniz. Ancak Türkiye'nin işini biz yapamayız. Ülkenizin nasıl bir yer olduğuna dair bilgiyi biz yaratamayız. Bu bilgiyi bir ekip çalışmasıyla siz yaratmak zorundasınız. Türkiye sahnenin arkasında çalışmaya ve hep bireysel faaliyetlerde bulunmaya alışmış. Bu değişmek zorunda. Biz buradayız, bilgileri bize verin biz de bunları elimizden gelen tüm kanallardan yayalım.''
Kurumsal alan daha kırılgan olabilir ancak siz de online ortamda ve yüz yüze görüşmelerle büyüyebilirsiniz. Şu anda böyle görünmediğini biliyorum ama global gelişmeleri inceleyerek umutlu olmalısınız.
İşin tedarik kısmı da sürekli gelişiyor. Sürekli yeni kongre ve toplantı salonları ve iş otelleri açılıyor. Dolayısıyla etkinlik sayısı artsa da rekabet ve mücadele sürecek. Değişimin sektörün tüm alanlarına nüfuz etmesi gerekiyor.
Şu anda pek çok alanda devrimler yaşanıyor. Tarım, sağlık, teknoloji... Tüm bu alanlardaki gelişmeler gerek kurumsal, gerek uluslararası kuruluşların daha fazla toplantı ve etkinliğe imza atmasına sebep olur.
Devir iş birliği devri. Artık sınırlar ve disiplinler arası iş birliğini arttırmalıyız.
Nobel ödülü kişisel bir başarı gibi göürnebilir ama bunun arkasında genelde 20 kişinin emeği vardır.
Büyük anlaşmaların iş birliklerinin büyük kısmı yüz yüze olan toplantılara bağlıdır. Sanal anlamda yapılandırılabilir, ancak birebir toplantı yapmadan bu anlamda bir mesnet oluşup oluşmayacağı tartışmalıdır.
''BİRE BİR TOPLANTLAR ÖNEMLİ''
Bütün kayda değer iş birlikleri birebir toplantılarda elde ediliyor. Güven sağlamak çok önemli. Ben de bu alanın açık olduğuna inanıyorum. Şehirler ve ülkeler kendilerini açık olarak ifade ederlerse uzun vadede kazanan taraf olacaklar. Türkiye'nin karşılaştığı kısa vadedeki zorluklara rağmen umutlu olmanızı istiyoruz. Global sektörün ilerleyişine zeki bir şekilde dahil olursanız siz de buradan kazançlı çıkarsınız.''
Bu Haber 22.02.2017 - 13:42:29 tarihinde eklendi.
