Faruk boyacı: Sektörü temsil etmekten uzak köhnemiş yapılar bizi bir yere götüremez

Faruk boyacı: Sektörü temsil etmekten uzak köhnemiş yapılar bizi bir yere götüremez
Küçük Oteller Derneği'nin Olağan Genel Kurulu'nda konuşan Ömer Faruk Boyacı, sektörün sorunlarına değindi. Boyacı, turizm sektörünün krizi yapısal sorunların çözümü için bir fırsat olarak değerlendirmesi gerektiğini belirterek ''Artık ülke turizmini temsil etmekten uzak, köhnemiş yapıların belirleyici olması bizi bir yere götürmez. Perakende sektörü, sağlık sektörü, yeme içme sektörü gibi pek çok yeni sektör ve aktör acilen devreye sokulmalıdır. Statükocu aktör ve yapıların söyledikleri ile bugünkü ve gelecekteki sorunları çözemeyiz.'' ifadelerini kullandı.


Küçük Oteller Derneği Olağan Genel Kurulu Sultanahmet'teki Armada Otel'de yapıldı. Genel Kurul'da bir konuşma yapan Ömer Faruk Boyacı, sektörün içinden geçtiği krize ve yapılması gerekenlere dair bir konuşma yaptı. Boyacı'nın konuşmasının satır başları şu şekilde:

''Dört yıl önce Türkiye Küçük Oteller Derneği’ni kurarken arama toplantısı yaptığımız salonda tekrar birlikteyiz. O toplantıda hep birlikte karar verdiğimiz kuruluş ilkeleri doğrultusunda son derece verimli bir dönemi geride bıraktık. Son dönemde ortaya çıkan krizlere rağmen öncelikli hedeflerimize ulaşmış bulunmaktayız.

Sizlere verdiğimiz faaliyet bülteninde yaptığımız çalışmalarla ilgili ayrıntılı bilgiye ulaşacaksınız. Ben bu konuşmamda; önemli gördüğüm bazı konularda fikirlerimizi ve yaptığımız çalışmaları sizlerle paylaşmak istiyorum.

'ÖNCELİĞİMİZ TEMSİL KABİLİYETİNİ ARTIRMAKTI'

Bu dönemdeki en önemli önceliğimiz; derneğimizin üye sayısını ve temsil kabiliyetini arttırmaktı. İstediğimiz; üyenin ötesinde, mesleğini başarı ile yapan, çevresine duyarlı, değişim iradesine sahip, katılımcı arkadaşlara ulaşmaktı. Bu alanda başarı için ülkenin her yöresinde çalışma yürüttük. Bu özelliklere sahip otellerin hemen hemen hepsini ziyaret ettik ve aramıza katılmaya ikna ettik.
Sizlerin de destekleri ile geldiğimiz noktada, Türkiye’nin 40 farklı yöresinde 255 üyeye sahip bir oluşum haline geldik. İsteseydik çok daha fazla üye sahibi olabilirdik. Bizim için bu ailenin değerlerini benimsemiş olmak her zaman önemli bir seçim kriteriydi. Bu değerleri anlayamayan arkadaşlarla da zaten hemen yollarımızı ayırdık.

Geldiğimiz noktada, birbirine bağlı samimi bir aile oluşturduğumuzu düşünüyoruz. Üyelerimizin karşılıklı sevgi ve saygıları bunun en açık kanıtı. Tüm arkadaşlarımın derneğimizi nasıl sahiplendiklerini görmek beni inanılmaz mutlu ediyor.

Yine bu dönemde en fazla önemsediğimiz konu; toplum algısı içerisinde ve turizm camiasında küçük otellerin bilinilirliğini arttırmaktı. Bu alanda büyük enerji harcadık. Fikirleri ile farklılığını gösteren, temsil kabiliyeti yüksek bir yapı olmak en önemli hedeflerimizdendi.

'KÜÇÜK OTELLERİN SEKTÖR İÇİN ÖNEMİNİ HERKESE ANLATTIK'
 
Bu alanda da çok başarılı olduğumuzu söyleyebilirim. Basın açıklamaları, katıldığımız pek çok toplantı, pek çok kesimle sürdürdüğümüz sağlıklı ilişkilerle bilinilirliği yüksek, saygın bir dernek ortaya çıktı. Her platformda küçük otellerin ülke turizmi için neden önemli olduğunu ısrarla anlattık. Bu alanda bakanlığın ve kamuoyunun farkındalığını arttırdık.

Öncelik verdiğimiz konulardan bir başkası ise eğitim çalışmaları idi. Bölgelerde yaptığımız toplantılar dışında, iki defa yaptığımız küçük oteller buluşması ile vizyonumuzu geliştirmeye çalıştık. Gelinen noktada görüyoruz ki; servis kalitesi ve misafir memnuniyeti inanılmaz derecede artmış bir oteller topluluğu var. Yakın zamanda belirlenen tripadvisor ödüllerini kimlerin aldığına bakmak veya yorum sitelerinin üst sıralarında kimlerin olduğuna bakmak otellerimizin başarısını gösterecektir.

Tüm platformlarda söylediğimiz bir gerçek var. Bu ülkeye duygu bağı yaratan, yazan, çizen, paylaşan neredeyse herkes bizim otellerimizde kalıyor. Bu ülkenin gerçek keyfini onlara biz yaşatıyoruz. Biz; sürdürülebilir, üretken turizm anlayışımızla katma değerin her zaman en büyüğünü üretiyoruz.

'KÜÇÜK OTELLERİN GELİŞTİĞİ YERLERDE, TÜKETİCİLER BÜYÜK OTELLERDE KALMAK İSTEMİYOR'

Yaptığımız çalışmalarla bunun fark edilmesine ciddi katkılarımız oldu. Büyük sanayi devrinden kalmış otellerin yanında, bizler; bilgi toplumu otelleri olduğumuzu ve gelecek trendlerin belirleyicisi olacağımızı çok iyi biliyoruz. Küçük otellerin geliştiği yerlerde tüketicilerin büyük otellerde kalmak istememesi, bunun açık bir göstergesidir.

Önemli gördüğümüz alanlardan bir diğeri ise; sizlerin bulunduğunuz bölgenin turizm politikalarında daha belirleyici ve katılımcı olmasını sağlamaktı. Sizleri bu alanda bilgilendirmeye ve başarılı örneklerle tanıştırmaya çalıştık. Bütün çalışmalarımızda destinasyonun başarısı ile bizlerin başarısının birbirine çok bağlı olduğunu ısrarla anlatmaya çalıştık. Bu konudaki bilinç seviyesinin her geçen gün arttığını sevinerek görmekteyiz. Bizler; sokakla iç içe olan, sokağın nabzını tutan otelleriz. Dolayısıyla sokaktaki gelişmeler bizim için özellikle önemli.

'BAŞARIYI ANCAK SADAKATLE SAĞLAYABİLİRİZ'

Otellerimizin online acentelere olan bağımlılığını azaltmaya, kendi sitelerinden daha fazla rezervasyon almasına yönelik çalışmalar yaptık. Belli bir bilinç yaratmamıza rağmen bu alanda tam anlamıyla başarılı olamadık. Bu konuyu hep beraber yeniden tartışmamız gerektiğini düşünüyoruz. Küçük otellerin sadık misafirlerini, bir program doğrultusunda yaratmanın önümüzdeki süreçte mümkün olduğuna inancım sonsuz. Zaten ancak sadakat üzerinden bu başarıyı sağlayabiliriz.Konuyu fazla uzatmadan genel konjonktürle ilgili de bazı fikirlerimi burada sizlerle ve kamuoyu ile paylaşmak istiyorum.

'SEKTÖR OLARAK KRİZİ İYİ YÖNETEMEDİK'

Bildiğiniz gibi ülke turizmi şu anda inanılmaz bir krizle karşı karşıya. Bu krizi bizlerde en derinden yaşıyoruz. Hükümetin iyi niyetli çabalarına karşılık bu krizi sektör olarak çok iyi yönettiğimiz söylenemez. Türk vatandaşlarına yasak koyma önerisinden tutun, verilecek teşviklerden daha fazla pay kapmak için lobi yapmaya kadar ortada olan manzara; sektörün sorunlarıyla ilgili gerçekçi analiz yapmaktan uzak görünmektedir. Sezonun başlamasına yakın şu günlerde her dakika kaybımız büyümektedir.

'EYLEM PLANI SON DERECE DENGESİZ'

Bir kere, son derece dengesiz bir eylem planı açıklanmıştır. İstihdam konusunda, işletmeleri rahatlatacak çözümlerin öncelikli olarak plan içerisinde olması gerekiyordu. Yine bu ülkede, yalnız deniz turizmi yapılıyormuş gibi, şehir ve kültür turizmine yönelik hiçbir çözümün olmaması da anlaşılır gibi değildir. İstanbul, Kapadokya gibi bölgelerin sıkıntısı planda yoktur.

'KRİZ, YAPISAL SORUNLARI ÇÖZME FIRSATI OLARAK GÖRÜLMELİ'

Bu kriz, turizmin yapısal sorunlarını tartışma ve çözme gibi bir kazanımı beraberinde getirmelidir. Acilen destinasyon pazarlaması anlayışı oluşturulmalı, yerel yönetimlerin ve ticaret odalarının turizmi ciddiye alması sağlanmalıdır. İstanbul Büyükşehir Belediyesinin bile turizmle ilgili bir birimi ve bütçesi yoktur. Dünyanın hangi gelişmiş turizm ülkesinde bu olabilir? Bu kriz, turizmin yalnız kendi ürettiği ciro ile değil diğer sektörlere olan çarpan etkisi ile de ne kadar önemli olduğunu göstermiştir. Sektör, pek çok yan sektörün de krize girmesine ve ağır istihdam kaybına sebep olmuştur.

'TANITIMLARLA ZARARI AZALTABİLİRİZ'

Servis kalitemizi ve insan gücümüzü kaybetmeden krizden çıkmanın yollarını bulmalıyız. Hızlı karar almanın aciliyeti doğrultusunda, Türk Hava Yolları gibi son yılların en başarılı reklam kampanyalarını yapan ve bunu, sahip olduğu koltuk kapasitesi ile destekleyerek yapabilecek kurumlarla güç birlikteliği yapılmalıdır. Bu saatten sonra ancak hızlı kampanyalar ve tanıtımlarla zararı azaltabiliriz.

'YEREL YÖNETİMLER KARAR VERMELİ'

Var olan ülke algısını pozitif etkileyecek büyük bir PR kampanyası da hızla başlatılmalıdır. Bu krizle birlikte yerel yönetimler bir karar vermelidir: Turizm istiyorlar mı, istemiyorlar mı? “Miş gibi ” yaparak bu işler yürümez. Biz ülkenin her yanına yaptığımız gezilerde, parti ayırımı yapmadan belediye başkanlarının turizm konusunda ne kadar ciddiyetsiz yaklaştıklarını gördük. Bu anlayış hızla değişmelidir.

'KÖHNEMİŞ YAPILARIN BELİRLEYİCİ OLMASI TÜRKİYE TURİZMİNİ BİR YERE GÖTÜRMEZ'

Yine hep söylediğimiz başka bir sorun, turizmin aktör yapısı ile ilgilidir. Artık ülke turizmini temsil etmekten uzak, köhnemiş yapıların belirleyici olması bizi bir yere götürmez. Perakende sektörü gibi, sağlık sektörü, yeme içme sektörü gibi pek çok yeni sektör ve aktör acilen devreye sokulmalıdır.

Statükocu aktör ve yapıların söyledikleri ile bugünkü ve gelecekteki sorunları çözemeyiz. İnnovasyonun, big datanın, sosyal girişimciliğin konuşulduğu, teknolojinin birinci belirleyici olduğu yeni dünyada başka türlü rekabetçi olunamaz.

Konuşmamı tamamlarken, yaşadığımız süreç içerisinde bizleri destekleyen herkese, siz üyelerimize, bizi hiç yalnız bırakmayan basına, fuar desteği veren bakanlığa, sponsorluk desteği veren tüm kıymetli işletmelere ve proje ortaklarımıza teşekkür ediyorum. Derneği yeni yönetime büyük bir gönül rahatlığı ile devrediyorum. Eminim ki; bayrağı alıp çok daha ileri noktalara taşıyacaklar. Hepsine sosuz güveniyorum. Yol ve yön gösterici olarak her zaman yanlarında olacağımızdan bir an bile şüphe duymasınlar. Her konudaki farklılığımızı burada da ortaya koyarak, ne kadar katılımcı ve demokratik olduğumuzu koltuğa oturanın kalkmak istemediği bu ülkede göstermek şüphesiz ki çok önemli idi. Hepinize sağlık ve işlerinizde başarı diliyorum.''
 


Bu Haber 03.03.2016 - 10:17:51 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.