Serdar Karcılıoğlu

Temenni ediyorum!

Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Ertuğrul Günay'ın uzunca bir zamandan beri sektör temsilcilerini bir araya getirmek için gösterdiği olağanüstü çaba sonucu, Türkiye turizm sektöründe topyekun işbirliği için sektörde faaliyet gösteren sekiz kuruluşun oluşturduğu “Türkiye Turizm Meclisi” kuruldu.

Hayırlı, uğurlu olsun.
 
Bu sekiz kuruluşun sektördeki temsil sürelerine bakıldığında;
 
Kimilerinin 25 yılı aşkın,
 
Kimilerinin 10 yılı,
 
Kimilerinin ise ancak çiçeği burnunda olduğunu görüyorsunuz.
 
Türkiye'nin turizm geçmişinin yirmi yedi, yirmi sekiz yıllar civarında olduğunu düşünecek olursak bunların büyük bir bölümünün neredeyse Türk turizmi ile yaşıt oldukları ortaya çıkıyor.
 
Oysaki Türk turizmindeki sorunlar yumağı her geçen gün iyileşeceğine kötüye gidiyor..
 
Neredeyse sektörel bazda çözülmüş hiçbir sorun yok,
 
Biz hala daha, teknik alt yapı eksikliğini konuşurken,
 
Biz hala daha, yol,elektrik ve suyu konuşurken,
 
Biz hala daha. Eğitilmiş iş gücü eksikliğinden bahsederken,
 
Biz hala daha, aradan 28 yıl geçmesine rağmen “marka” olmak hayalleri kurarken,
 
Biz hala daha, her yıl pamuk ipliğine bağlı bir inen bir çıkan doluluk oranlarını konuşurken,
 
Biz hala daha ülkemize gelen gerçek turist sayısı ve döviz girdileri üzerinde bir mutabakata varamamışken,
 
Sayın Bakan tüm bu sorunların çoktan farkına varmış. Hem de Türkiye Turizm Meclisini oluşturan kurumlardan daha fazla tur bindirmiş gidiyor.
 
Eksik de olsa yanlışta olsa, hemen her konuşmasında Türkiye’nin Dünya’nın yedinci turizm ülkesi olduğunu söylemesi,

Çelişkiyi görse de 30 milyon turist sayısı, 25 milyar dolar turizm girdisi rakamlarını her fırsatta dile getirmesi,

Bu sektörün ülke ekonomisi için ne kadar önemli olduğu ve vazgeçilemeyeceği mesajını sürekli dinamik tutma stratejisindendir.
 
İnce ince politik tecrübesini ortaya koyuyor, mesajlar veriyor.
 
Bu ülkede rakip ülkelerin besleyip kolladığı, turizme karşı önemli direnç gösteren güç odaklarının olduğuna işaret ediyor.
 
Bu ülkenin sosyal, politik, bazı dinamikleri olduğunu gösteriyor.
 
Sektörel istekler karşısında zorlandığı alanları anlatmaya çalışıyor.
 
"Ben tek başıma bunlarla baş edemem. Birleşin, bana destek verin" diyor.
 
Ya yukarıdakiler, sizler!
 
Türkiye Turizm Meclisi'nin saygıdeğer temsilcileri!
 
Bu oluşumu kurar ve o “KURULUŞ İLKELERİ” nin altına imzalarınızı atarken, hiç öz eleştiri yapıp,
Bu güne kadar sektörün gerçek sorunlarını teşhis edebildiğinizi düşünüyor musunuz?
 
Teşhis edip de şahsi menfaatlerinize ters geldiği için dillendirmekten çekindiğiniz sorunlar oldu mu? 
 
Örneğin, kesinlikle “İnsan odaklı” bir sektörde “ucuz iş gücü” anlayışı ile tesis ve işyerlerinizde görev verdiğiniz yönetim kademelerinin sorunları sizi hiç alakadar etti mi?
 
Sektörün sürdürülebilir kalite anlamındaki konumunda çok önemli bir yer teşkil eden “ MESLEKİ ARA ELEMAN” kısaca “PERSONEL” politikalarının düzeltilmesi konusunda herhangi bir girişiminiz oldu mu?
 
Türk Turizmine yön vermek adına kurulmuş olan örgütünüz bu konularda, herhangi bir çözüm önerisi getirdi mi?
 
Hadi getirmedi diyelim, bundan sonra getirecek misiniz..?
 
Ayrıca bu birleşim o kadar zor muydu?
 
Bir çok kez denenmesine rağmen neden gerçekleşmedi?
 
Sayın Ertuğrul Günay bir toplantıda, Bakanlar kurulunda kendisine “siz bakan mısınız? yoksa turizmci misiniz?” diye sorulduğunu hatırlatıyor.
 
Bu mesaj niçin iyi okunamadı?
 
Şimdi bu noktada;

Evet biz bu mesajları aldık.
 
Aklımız başımıza geldi.
 
Kayıtsız ve şartsız hiç bir politik ve "şahsi çıkar" kaygılarımız olmaksızın bu kez bir araya geldik, 
 
“ÖLMEK VAR DÖNMEK YOK” diyorsanız sizlere içten tebrikler….!
 
Yok hayır, "yakında koltuk kaygımız, temsil sıramız, gücümüz… ön plana çıkacak, bu çaba da heba olup gidecek" diyorsanız yazıklar Olsun…
 
Temenni ederim olmaz.
 
Hep birlikte yaşayıp göreceğiz…
 
Not: Türk turizminin en önemli ve birinci derecedeki sorunu turizmin aynası olan tesislerin yönetim zafiyetleri ve eğitilmiş iş gücü eksikliğidir,  Hal böyle iken, bu meclisin kurucuları arasına Profesyonel Otel Yöneticilerini ve bağlı oldukları en etkin örgütleri BOYD ve POYD’ un davet ve temsil edilmemiş olmasının, çocuğun premature doğumu ile eşdeğerde olduğuna inanıyorum….
 
Yanlış teşhis hayat bitirir.
 
Bir kolu olmayan olgu arzu edilen sonuca ulaşamaz.
 
Sektörümüzdeki, personel sorununun, ucuz iş gücü alışkanlığının ve inadının getirdiği yönetim 
 
zafiyetinin Türk Turizmi için ne anlam taşıdığını, bir sonraki yazımda ele alacağım.
 
Sevgilerimle...
 

Bu Makale 06.07.2012 - 16:26:29 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
  • Mustafa 26.06.2012 - 03:05

    Serdar beyin makalesi çok önemli bu düşüncelerini bizzat sayın bakanımıza iletse de. Mesele beyin cimlastiği olmaktan çıksa ve bir yerden yeniden var gücümüzle millî Turizim politikamızı başarıya ulaştıracak parkurda ilerlesek diyorum.

En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.