Serdar Sağlamtunç / FCSI

Turizmi Teşvik Kanunundaki değişiklik ne getiriyor?

Turizmi Teşvik Kanunundaki değişiklik ne getiriyor?
Öngörü: Bir işin, durumun gelecekte ne olacağını, nasıl devam edeceğini anlamak ve ona göre davranmak.

Sel ve yangın son günlerin can yakıcı iki doğa olgusu. Dikkat edin, felaket veya afet demiyorum. Çünkü aklı başında ve yeterli eğitimli bir kişi içinde bulunduğumuz evren ve onun nasıl çalıştığı hakkında biraz bilgi sahibidir. Böylece gece ve gündüz nasıl oluşur, neden yaz ve kış dönemleri vardır, baharların özelliği ve önemi nedir, nasıl yağmur ve kar yağar gibi milyonlarca sebep sonuç ilişkisi için irtibat kurulabilir. Hepsinde tek bir kadim ve geçerli kural vardır, doğayı takip ederek ve doğa ile birlikte yaşamayı öğrenmek. Öngörü olmayan tersi durum ise bugünkü vahim tabloyu ortaya çıkartır ve çıkartmaktadır.

Buna karşı yangının başladığı günlerde, 28 Temmuz 2021 de Resmi Gazetede (*), Turizmi Teşvik Kanunu içinde değişiklik öngören 7334 sayılı bir yasa yayınlandı. Böylece turizm yatırımlarında doğal, tarihi ve kültürel denetim unsurları olan ÇED, belediye denetimi ve kontrol dışına çıkartılacak ve çok kısa sürelerde isteyen istediği yerde yapılaşma yapabilecek. Orman ve kıyı arazilerinin Turizm Koruma ve Gelişim Bölgeleri (TKGB) paravanı kullanılarak turizm yatırımlarına açılması, kıyıları ve milli park alanlarını halkın ücretsiz kullanımına kapatacak. Diğer herhangi bir bakanlığın tasarrufunda olan kıyı, göl, dağ gibi doğal alanlar önce bakanlığa devredilecek sonra bir imza ile yapılaşmaya açılacak. Tam bir turizm kıyımı öngörüsüne karşı şimdiye kadar hiçbir karşı fikir üretmemiş olan STK’lar uyanır ve gelecek için tehlikeyi görebilirler mi?

Dünya üzerindeki insan ve onun hükmetme dürtüsü, evrensel sistemi kendisine uygun çalışacak bir saat şekline dönüştürmek için tüm çabayı göstermektedir. Bu amaçla ilerlemeler endüstriyel gösterge ile tarif edilme şekli seçilmiş ve Endüstri 1,2,3,4 adlandırmaları yapılarak bugün 5 e kadar gelmiş durumdayız. İlerleme insanın daha konforlu yaşam sürmesi için yapılır öngörüsü bugün şaşı durumdadır. Bunun nedeni, öne çıkan veya normal vatandaşın yerine karar veren elit bir zümrenin tüm insanlık adına karar verme cüretini kendinde bulmasıdır. Sosyolojik ve politik aldatmacalar ile bir küçük zümrenin dünya üzerindeki %95 gibi bir çoğunluğa hükmedeceği bir sistem kurgulanmıştır. Belki ilk başta bu tür bir sapma öngörülmemiş olabilir ama kapitalizm adı verilen ve demokrasi sosu ile bezenen garip bir politik kurgu zorla sürdürülmek istenmektedir.

Son yıllarda çok açık bir şekilde ispat edilen sözde demokrasi havarisi ülkelerin hiçbirinde insan özü ve faydasına gelişmenin söz konusu olmadığı ispatlanmıştır. Bu bize MÖ yıllarda Sokrates, Platon ve Aristotales tarafından dile getirilen demokrasi eğer iyi hazmedilmez ise demagog üreteceği, demagog ise diktatör oluşturacağı gerçeği her kıtadan her ırktan ülkelerde gerçekleşmiştir. O halde “demokrasi” değil 3D ye dikkat edilmesi gerekli. Bu konuda Abraham Lincoln “Demokrasi, halk tarafından seçilenlerin halk için idaresi” şeklinde tarif etse de, insanlık tarihinin “oligarşiden zorbalığa, oradan demokrasiye” geçiş yolunun tersine işlediği bugünkü yönetimlere dikkat çekmek ve uyanık olmak gereklidir. Çünkü bir ülkede seçimle başa gelen insanlar tüm diğer insanların haklarını düzenleyecek şekilde din, inanç, ekonomi, eğitim, inanış, ırk, cinsel tercih, adalet gibi temel haklarda kendi fikirlerini dayatmak değil tümü kucaklayacak mesafeleri bırakmaları önemlidir.

Güncele dönüp apolitik bir düzlem oluşturarak irdeleme yaparsak, eğitim, sağlık, ekonomi, sosyal hayat, adalet, çevre konularında tümü koruyup hakları düzenleyecek bir kurgu tarifi yaparak bu sistemi tartışmaya açmak gerekli görünüyor. Bu açıdan bakınca bir dizi soruları sormak gerekli.

1. Bilimsel olarak evrendeki geleceğe dair değişimler takip ediliyor mu?

2. Çevre ve kirlilik temelinde bilimsel kabul görmüş senaryolara karşı hazırlık yapılıyor mu?

3. Sel riskini azaltmak ve kayıpları sıfırlamak için yapılması gerekenler biliniyor mu?

4. Ormanlar, oluşması, korunması ve yangın riskine karşı önlemler tespit edilmiş mi?

5. TEMA ve rahmetli Hayrettin Karaca tarafından uzun yıllardır dile getirilmiş çöl olgusuna karşı tedbir alınması gerektiği biliniyor mu?

6. İçilebilir suların yetersizliği, yer altı sularının yağmalanmasına karşı tedbirler alınıyor mu?

7. Turizm bacasız ve temiz sanayi ise onun beyazını korumak için gereken tedbirler alınıyor mu?

8. Yapmak ve meydana getirmenin yıkmak ve yakmaktan çok daha zahmetli ve zor olduğu biliniyor mu?

Yansız olarak bakıldığında bu soruların yanıtı HAYIR olarak görünüyor. Peki, bunları nasıl “evet” şekline dönüştürürüz? İşte asıl mesele bu. Böyle bir çalışma öngörüsü uzun zaman alacaktır ama bu kavramları engelleyici kafa ve düşünceler ortadan kaldırılırsa süratle yeni bir başlangıç yapılabilir.

* Bu ortamda insanın dünya için önemli ama kendisinin patron olmadığı ve diğer yaşam formlarının evrene ve kendi yaşamını dengede sürdürmesine katkı yaptığı gerçeğini öğrenmesi önemlidir.

* 2030 ve 2050 yıllarını kapsayan bilimsel çalışmaları ele alarak daha da ilerletip 2150’li yıllar için öngörüler yapabilecek önermeler öne çıkartılmalıdır.

* Turizm ve geleceği konusunda abartmadan ve doğayı takip ederek bu topraklardaki kadim zenginlikleri dünya ile paylaşarak hizmet kalitesini ve kazanımları artırıcı planlar yapılmalıdır.

*Karbon ayak izi, su ayak izi, temiz hava-su-gıda-enerji dörtlemesi, kirlilik kapsamında gürültü-radyasyon ikilisi konularında halka aydınlatıcı, kolay uygulama yolları anlatılmalıdır.

Şu anda ağlamak, iç karartmak, negatiften beslenmek, abartılı yalan haberlerin yayılmasına destek olmak yerine yapılmayanları sorgulamak ve yapılmasını sağlamak için bir araya gelerek el birliği ile işe koyulmak vaktidir.

Şişik egolar, büyük unvanlar, bilgisiz dalkavuklar, akılsız kararlar ve uygulamalar yerine toplum için ve halk adına öngörülebilir çalışmalar yapılması vakti gelmiştir.

(*) https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2021/07/20210728-2.htm


Bu Makale 02.08.2021 - 10:41:17 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
  • No name 03.08.2021 - 10:51

    Siz böyle değerli yazılar yazıyorsunuz ama anlaması gerekenler anlamıyor. Onların derdi rant! Vatan hainlerini doyuramadık gitti. Nerelerine kadar yiyecekler, yanlarında ne götürecekler? Ülkenin düşmanları içerden.

En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.