Serdar Sağlamtunç / FCSI

Cüceler deve iken, ben beşiğimi sallarken

Cüceler deve iken, ben beşiğimi sallarken
Herhangi bir profesyonel iş dalında önderlik ve liderlik kaygısı o dalda çok büyük atılımlara ve icatlara yol açarak muazzam dinamik yapıları oluşturur. Bu yola girildiği zaman sürekli ilerlemek ve arkanıza bakmadan örnek model oluşturmak tarzında kendinizle yarışmanız gereklidir.
Eğer sonuçları göz önüne getirirseniz oldukça keyifli ve ufuk açıcı eylemler olduğu görülebilir. Bunun tam tersi ise sıfır çaba ve tembellik ile çalçene konuşmak ve algı yönetmektir. Önde koşana yetişmek için farklı yollar denemek yerine kendisinin sıranın arkasında olduğu yerin ne kadar güzel ve tatminkâr olduğunu etrafa ballandırarak anlatarak zaman tüketilir. 

Turizmin ülkenin döviz gelirinde önemli bir yer aldığı çok uzun yıllardır söylenegeliyor. Acaba? Burada iki soru önemli:

1. Eldeki kaynak ile sağlanan gelir sektörü ileriye taşıyor mu?
2. Kazanım söz konusu mu?

İlk sorunun en can alıcı yeri, eldeki yatak kapasitesi ve devletten sağlanan teşvikler sonucunda otel ve yiyecek içecek sektörüne yapılacak yatırımın cazibesinin sorgulanmasıdır. Bu yapılmamaktadır. Çünkü arazi ve yatırım teşvikleri hem tembelliğe yol açıyor hem de turizmde çeşitlilik konusunda yeniliklerin araştırılmasına engel oluyor. Varsa yoksa kelle sayarak algı yaratmanın dışında son yirmi yılda gelişim yok. Demek ki sektörel bir fikir uzlaşısı sonucunda yeni bir paradigmaya gereksinim var. Eğer bu yapılırsa gerçekte olması gereken eldeki potansiyelin değeri ortaya konulacaktır.      

İkinci sorunun yanıtı daha kolay gibi çünkü 5* tesislerde 2* misafir ağırlanması ve tesislerde tutulan turistlerin farklı harcamaları pek de söz konusu olmamaktadır. Eğer bir tesis sadece ucuz olduğu için tercih ediliyorsa bu yapının ciddi olarak yapısal değişiminin masaya yatırılması gereklidir.   

Bu gerçekleri yani zayıf tarafı aklımızda tutarak konuyla ilgili neler yapılabilir sorgulamasında beyin jimnastiği yapmakta sonsuz faydalar vardır. Burada farklı bir yöntem geliştirip hem zayıf tarafı güçlendirebilir ama daha önemlisi yakın erimde küresel turizmin öne süreceği riskleri bertaraf etmek şansı yakalanabilir. Geçen yazımda bahsettiğim suyun önemi yabana atılmamalıdır. Diğer bir ana madde küresel anlamda ortaya atılan “sürdürülebilirlik” kapsamına uyumdur. Bunu alışılageldik dıj güjler istiyor olarak değil ama ne kazanabiliriz sorgulaması ile uygulanabilir planların yapılması yoluna gitmek şeklinde tavır değiştirebiliriz. Bu kapsamda atıklar ve israf otelcilik ve yiyecek içecek sektörüne çığır açıcı metotlar kazandırabilir.   

Salgın döneminde gerileyen turizm sektörünün küresel anlamda gelişim için birçok yabancı meslektaş ve örgütle toplantılar yaparak bazı tespitler yaptık. Bunların benzerini yurt içinde yapmak mümkün olmadı çünkü ne işletme tarafı ne de cihaz üreticileri yaşanan karmaşanın farkındaydı. Henüz bu durumda değişiklik yok. Hâlbuki yurt dışında işletim, gıda üretimi ve işlenmesi konularında büyük değişimler yaşandı. Bunun çıktılarından önemli birisi ise israf tanımın doğru yapılması yanında atıklar konusunda geri kazanım usullerinin hayata geçirilmesiydi. Her iki konu tohumdan çöpe olan uzun yolu akılcı yöntemler ile döşeyerek birden fazla kazanım elde etmek prensibine dayanıyor. Bu konuları daha önceki yazılarımda paylaştığım için tekrar etmeden farklı bakış açıları sunacağım.

 * Öncelik tohumdan çatala olan serüvenin özellikle Anadolu coğrafyasına sahip bir ülkedeki önemini de öne çıkartarak biyoçeşitliliğin ve özgün yerel ürünlerin değerlendirilmesidir. Sadece bu yapılırsa döviz harcanarak temin edilen tüm gıdaların yerlileri hem menü çeşitliliği hem de yemeklerde kadim tatları öne çıkartan çok kapsamlı bir değişime kapı açacaktır. Burada bir vurgu yapmak zorundayım. Türk mutfağı, Osmanlı mutfağı ile aynı değildir. İlki halkın, ikincisi sarayın izlerini taşır. Dolayısıyla ilki zengin çeşitlidir, ikincisi şatafatlı ancak kısıtlıdır. Bunların keşfi ve sentezi halen bakir durmaktadır.

* Özellikle yeşil yapraklı gıdaların tarladan çatala yolculuğunda ürünün kaybı ortalama %55’tir ve bunu basit teknolojiler kullanarak sıfırlamak olasıdır. Kazancın ne kadar olduğu da ortadadır. Buradan akıllı üretim ve hasat teknikleri yanında yerel zenginliklerin ve çeşitlerin öne çıkartılması kazanımı artırıcı etki yapacaktır. Sadece bu atılımın turizmde nasıl bir dinamizm kazandıracağı kolaylıkla görülebilir ve hesaplanabilir.

* Gıdanın üretimi ve servis sunumunda faydalı değişiklikler ile ham malzemenin kendi besin değeri açısından ve dolayısıyla doğru beslenme pratiklerinin sağaltıma katkısının farkına varılması ile denge sağlanması, bunun sonucunda son yıllarda özellikle genç neslin sıkıntısı olan obezite ve diğer sağlık sorunlarının sıfırlanması olasıdır. Bu konudaki uyarılarıma sorun çözülene kadar devam edeceğim. 

* Sürdürülebilirliğe koşut gereksinim kadar gıda üretimi üzerinde çok faza çalışmamız gereken bir konu. Bu kavram hasattan depo şartları ile hazırlıklar ve pişirme işlemlerini kapsamaktadır. Böylece hem gıda hem de cihaz üreticilerine yeni alanlar açacak farklı yöntemler uygulanması olanaklı kılınacaktır. Bu büyük değişim yurt dışında ve sektörde ileri ülkelerde başlamıştır.

* Atık yönetiminin kapsamında yer bulan üretilen gıdanın tabakta veya pakette tamamen tüketilmesi, öngörülemeyen durum ve şartlarda ise yeniden değerlendirilme koşullarının teknik ve mühendislik alt yapısının önemi. Bu iki kademeli bir işlemdir. Birincisinde gıdanın tam tüketilmemesindeki nedenlerin izlenmesi, bunun kalite mi yoksa farklı başka nedenleri mi olduğunun yanıtlarının aranmasıdır. Yapay zekâ kullanılarak izleme ve kayıt için programlar geliştirilmiştir. Böylece sorunun yanıtını bularak kritik eşik noktaları giderilmektedir. İkinci durumda el değmemiş ve yenmesinde sakınca olmayan gıdanın emniyetli olarak korunup farklı bir tüketiciye en kısa yoldan ulaştırılmasıdır. El değmiş olanlar ise dört ayaklı dostlara besin olarak hizmet edecek şekilde tasarlanabilir. Gün sonunda tamamen değerlendirilmiş olan ham gıda, ürün, atık ve kazanımlar çok büyük faydalar sağlamaktadır.

* Süreç kapsamında otelcilik ve yiyecek içecek sektörlerinde çalışanlar kadar misafirlerin de eğitimi tablonun bütününü oluşturmaktadır. Böylece kalıcı bir farkındalık yaratılarak küresel zihin yapısında ileriye dönük olumlu değişimler sağlanmaktadır. Burada bahis konusu edilen seviye yakalandığı zaman bölgesel ve küresel açlık korkusu yanında sağlıklı nesillerin oluşması çok büyük kazanımlar sağlayacak etkiye sahiptir.

Kısaca bahsettiğim konunun değişim gücü ve evrene faydasını görebiliyor musunuz?

Bu Makale 11.05.2024 - 15:49:38 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.