Serdar Sağlamtunç / FCSI

Covid-19 salgını ve yapılması gerekenler

Covid-19 salgını ve yapılması gerekenler
Bazı sokakların içine girersiniz, ilerlersiniz ancak bir yerde yol körlenir ve artık hiçbir yere gidemezsiniz ki bu türe “çıkmaz sokak” adı verilmiştir. Öyküsü de ilginçtir çünkü ortaya çıkış nedeni taassup ve korunmadır. İlkinde kapalı olan sokakta mahremiyet geçerlidir, ikincide sokağa giren tehdit çıkmak için başka yol bulamaz ve içeride hapsolur veya telef olur. Bu kısmen bilimsel tanımların bilinçaltına uyarlanması ilginç sonuçları üzerinde taşır. Herhangi bir iletişimde, ilişkide, anlaşmada veya işleyişte çıkmaz sokak benzetmesi varılmak istenen büyük planı da belirleyecek ipuçlarını üzerinde taşır.

Tanıma sadık kalarak turizm konusuna çıkmaz sokak uyarlaması yapılabilir mi? Bence yapılabilir çünkü çarpık olarak kurulup obez olarak gelişen ancak bünyesindeki sorunları belki farkında olmadığı için bir türlü çözemeyen devasa bir aygıtın durması ve üretkenlikten uzaklaşması söz konusudur. Bu yönüyle tekil turizmi ele almak ve üzerinde ahkâm kesmek sokağın dip kör duvarı olabilir. Diğer yandan turizmi ve onu oluşturan bütünleyici sektörleri de aynı kapsam içine almak olasıdır. Burada bahsedilen her sektörün kendi içinde gelişip ilerlemesinin sağlandığı, diğer sektörler ile sürekli ilişkide olması özünde bir yapının tarifidir. Eğer bu kavram anlaşılırsa, dönen bir bisiklet tekerleği gibi devinim başlar ve durmadan üretime devam eder. Aynı, ekonominin basit dönen çark benzetmesi gibi. Tekerlek durursa bisiklet üstündeki yere düşer ve çark durursa ona bağlı olan her şey durur.

Turizmde her şey yeni baştan düzenlenmeli gibi bir fırsatçılığa kapılmadan iki yıldır hiçbir şey yapılmadan sadece vakit geçirilen salgın düzleminde kim ne yapıyor muhasebesini önemsiyorum. Yurt içi değil ama yurt dışı seminer ve toplantılarda turizmin temel yapı taşlarını değiştirecek çeşitli görüş ve uygulamalar hayata geçti bile. Farkında mısınız? Farkında olmak gerekiyor çünkü bugünkü itinasız ve anlamsız cümlelerle kurulmuş sadece laflardan oluşan gri gölgeler tüm sektörün üzerini adım adım kaplıyor. Güncelde 5* oteli 2* fiyatına zorla pazarlamaya çalışan bir bilinçsizlik söz konusu iken yakın erimde dünyada kurulan yeni düzenin dışında kalarak kayıpların katmerlenmesi uzak değil. Belki bir an durup nasıl ve neden sadece 2* seviyesi oluşturuldu, bunu hangi güçler yaptı diye düşünmek de fayda getirebilir. Diğer yandan verilen teşvikler ve yeni yatırım listelerine bakınca yeniden alınması gereken hiçbir önlemin söz konusu olmayan eski yapının sürdüğünü hayretle görmekteyiz. Belki de içeride bilinçli olarak oluşturulan suni fırtınalar ile etraf göz gözü görmez duruma getiriliyor.

Aynı şartlar altında yabancı yatırımcı ve işletmeler hizmet geliştirici çok farklı programları devreye alıyorlar. İş yapma becerilerini salgın döneminde ortaya çıkan kritik kontrol noktaları ve buradaki risk merkezleri ile yorumlayarak farklı uygulamaları kullanmaya başlıyorlar. Hijyen ve mesafe ana konular gibi görünse de gıda üzerinde muazzam çalışmalar söz konusu. Bu ise gelecek yıllardaki konaklama ve yiyecek içecek sektörlerini etkileyecek faktörleri üzerinde taşıyor. Artık oteller sadece yatılan, restoranlar sadece yemek yenilip içki içilen yerler olmaktan çıkacak. Misafirlerin beslenme ve sağlık riski olmadan istirahat etmesinin yolunu açacak düzenlemeler ve kurallar ortaya atılıyor. Tüm bu değişim kapsamı içinde yeni ve kullanılabilir teknolojiden faydalanılarak Yapay Zekâ ve Nesnelerin İnterneti marifetleriyle çığır açıcı yenilikler uygulamaya konuluyor.

Fiziki gereksinimler sağlık bilgileri ile harmanlandıktan sonra bina planlamasında mimari büyüklüklere yön verecek tasarımlar öne çıkıyor. Benzer şekilde yiyecek içecek hizmet tarzındaki büyük değişime uygun olarak iç planlama ve cihaz parkurlarında büyük farklılıklar söz konusu olacak. Şimdiden mönü listelerinde yer alan daha sağlıklı olan gıda ve pişirme yöntemleri uygulamaya alınmaktadır. Biz zaman sonra tat farkı olmadan ancak pişirmede işlem sırası değiştirilmiş, daha sağlıklı yemeklerin tadına bakabileceğiz. Aynı kapsam içinde insan sağlığına zararlı olduğu tescil edilmiş bazı ek kimyasallar ve metal pişirme yüzey özellikleri değişecek. İleri ülkeler bu konular ile bilimsel çalışmalar yaparken gelişmemiş ülkelerde sorunlar daha büyük ve kritik hale dönüşmektedir.

GDO ve koruyucu olan tüm kimyasallar ileri ülkelerde ortadan kalktı ama gıda üretiminde sorun yaşayan ülkeler için geçerli olan bu durumun değişmesi için yapılması gereken çok büyük sistem değişikliğine gereksinim var. Bizim de içinde bulunduğumuz kümede, üretim yetişmediği için kontrolsüzce ve kuralsız olarak yurt dışından ucuza satın alınan gıda maddeleri toplumsal sağlık problemi ortaya çıkartmanın yanında yurt dışından gelecek turiste iki şekilde etki edecektir: birisinde bu riski satın alan nispeten daha ucuz sözleşmeler söz konusu olacak, ikincide toplumsal duyarlılık göz ardı edilerek genel sağlık krizine kapı açılmış olacaktır. Her iki durumda da konaklama ve yiyecek içecek sektörü maliyetler, hizmet kapasitesi, kalite ve uluslararası imaj konularında zayıf noktaları üzerinde taşıyacaktır. 2008 krizinin etkisini hissetmemiş gibi davranan sektör yine duyarsız kalırsa son darbe mandacılıktan gelecektir. Anlı şanlı ve onlarca milyon dolarla abartılı olarak yapılan tesisler pul olan para ile çoğunluk yabancı ve kim olduğu belli olmayan kişilere haraç mezat satılarak bacasız endüstriden çekilmek zorunda kalınacaktır.

Turizm konusunda iç ve dış kültürel birikimler ile bunun geleceğe yönelik olası yansımalarının ortak bir çalışma şekli oluşturularak yapılmaya başlanması önemlidir. İç kültürel kısmında yatırımcı, işletmeci ve çalışan paydaşların birbiri ile ilişkilerinin düzenlenmesine yönelik çalışmalar yer almalıdır. Şahsen görüp şaşırdığım en kritik konu ülkemizdeki tesislerin gereksiz büyüklüğü ve inşaatın konaklama ve yiyecek içecek gereksinimlerinin önüne geçmiş olmasıdır. Bir tesiste her türlü gıdanın satılması onu özgün yapmaz bilakis sıradan şekle dönüştürür. Çünkü her ürün için farklı bir alt yapı kurgusuna gereksinim vardır. Örneğin tek bir ürün için ortalama 6-8 metrekare alan gerekirken, mönüde 6 ürün varsa alan gereksinimi katlanmaktadır. Bu fazla alan para getiriyor mu sorgulaması önemlidir. Özellikle salgın sonrasında tesislerin fiziki olarak değişim göstereceği teknik olarak tartışılsa da gözle görülen, bugün tesislerin sürekli yenilenmesi ve harcamanın dış makyaj veya kabuğa yapılmasıdır. İçteki öz atlanmaktadır. Böylece ismi bilinen, tadı tescilli kurumlar yerine ortaya karışık bir mönü ile her türlü müşterinin içeri çekilmesi marifet değildir. Bu aksak yapı ne kadar erken değişirse yiyecek içecek sektörü o kadar ilerleyebilecektir.

İlave bir detay olarak nispeten daralan fiziki yapılarda daha fazla aile tarafından işletilen konaklama ve yiyecek içecek tesisi ortaya çıkacaktır. Bu ise tüm turizm eko sisteminde büyük değişikliğe yol açacaktır. Daha çok yerel ve bölgesel bir model tercih edilerek gıda emniyeti, hijyen alt yapısı, mesafe ve yakın ilişkiye dayalı hizmet tarzı şekillenecektir. Bu yapının yeni teknolojik olanaklara açık olarak planlanması, ürün ve hizmetlerin kontrolü büyük değişikliklere yol açacaktır. Bu kapsam içerisine yeşil çözümler, sıfır atık uygulamaları, enerji ve su dönüşümü ile tasarruf ve geri kazanımları ekleyerek bugünkünden çok farklı bir yapıya geçmek olasıdır.

Sektörün aşağıdaki soruları tartışabilecek mesleki, teknik ve ticari seviyeye ulaşması faydalı olacaktır.

1. Salgının öncelediği konaklama ve yiyecek içecek kısmında emniyetli ve güvenli sağlık tedbirleri eksiksiz alınmış mı?

2. Tesiste son teknoloji ve Yapay Zeka müşterinin kolay kullanımına uygun şekilde kurgulanmış mı?

3. Otele özgü bir mönü seçeneğinin otel dışına taşması ve ünlenmesi için çalışmalar yapılıyor mu?

4. Yerel deneyime uygun olarak gezilebilecek ve yiyecek içecek tüketilecek farklı yapılar ve hizmet türü planlanmış mı?

5. Otel deneyimi yanında misafirlere bir sonraki geziyi planlayacakları deneyim paketleri hazırlanmış mı?

6. Kişiselleştirme kavramına uygun olarak müşteriye sunulması planlanan bir çalışılmış senaryo var mı?

7. Sürdürülebilirlik konusunda hedeflenen çevre, gıda, hijyen uygulamalarında yenilikler ve ilerlemeler nedir?

Sizce başka hangi sorular ve konular tartışılmalıdır?


Bu Makale 01.12.2021 - 13:40:26 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.