'Zevksizlik, taklit ürün, turist sağma merkezi... Kimliksiz turizm beldeleri'

'Zevksizlik, taklit ürün, turist sağma merkezi... Kimliksiz turizm beldeleri'
Hürriyet yazarlarından Melike Karakartal, Turizm bölgelerindeki aynılaşma, sahte ürün, fahiş fiyat ve kaybolan doğal güzelliklerin sektörü nasıl etkilediğini kaleme aldı. Bazı turizm merkezlerinin 'turist sağma merkezi'ne dönüştüğünü yazan Karakartal, yaşanan sorunların ise kaçınılmaz olduğunu ifade ediyor.



İşte Melike Karakartal'ın "Turizm ağlıyor." Ya ne olacaktı? başlıklı yazısı:

"Yazlık belde' deyince aklınıza ne gelir? Eskiden olsa "Bir plaj, bir bakkal, bir kahve, küçük esnaf dükkanları, çevrede tarihi mekanlar, nefes kesen doğa" olarak özetleyebilirdik.
Şimdi ise herhangi bir yazlık beldenin merkezini düşündüğümüzde şehir fark etmeksizin aynı sokağın görüntüsü var.

Nasıl bir sokak o? Öncelikle rengarenk adi tişörtler satan bir dükkan... Sattığı tişörtlerin hepsinde ünlü bir markanın logosu var. Veya yakalarını kaldırınca altından büyük puntolarla yazılmış "Zıkkımın peki" pespayeliğinde markanın adı görünüyor. Elbette tamamı taklit.

Taklit seli devam ediyor: Yan dükkanda, yine görme duyumuzu iflas ettirecek kadar büyük bir zevksizlik ve renk cümbüşü içinde plastik deryasına dalıyoruz. Bu defa taklit mallar, kulaklıklar. Son moda renkli kulaklıkların, binlerce liralık çantaların en adi taklitlerini bulmak için Bodrum, Marmaris, Alanya veya Antalya, herhangi birinde şöyle kısa bir "merkez" turu yapmak yeterli.
Sonra yemekçiler geliyor. Sosislinin sabahtan akşama kadar kaynadığı suyun buharı-adi kaşar peyniri-ağır etin o burun direği sızlatan, insanda öğürme hissi oluşturan benzersiz koku karışımı çökmüştür kaldırımlara.

Yol boyunca taklit mal satan dükkanlar ve sıcaktan içi bayılmış adi yiyeceklerin baygın kokusu, Türkiye'deki herhangi bir yazlık beldenin ortalama atmosferini oluşturur.

Kendine has dükkanların yerine zincir parfümeriler, zincir dondurmacılar, zincir marketler veya zincir kahveciler açılmıştır. Büyükşehirde ne yiyor-içiyorsanız, aynı plastik tadı, aynı plastik ortamı gittiğiniz eski balıkçı kasabasında da bulun diye buraları da istila etmişlerdir.

Zaten bu istila, bir tatil beldesine "Artık burası da bitmiş" demeniz için, rengarenk taklit ürünler satan mağazalardan sonra gereken son vuruştur.

Orası da artık İstanbul'un Ege'deki veya güneydeki bir uzantısıdır.

Kalıbımı basarım, eğer imkanımız olsa da birileri bizi ışınlayıp Bodrum'un, Marmaris'in, Alanya'nın, Çeşme'nin herhangi bir sokağına koysa, hangi tatil beldesinde olduğunuzu anlayamazsınız.
Hepsi birbirinin aynıdır, taklit ürün mağazalarından yemekçilerine, o ağır büfe kokusundan esnafın "Yesplissss", "Hello görlz velkağm" deyişine...
Aynıdır.

Ortadoğu tipi açıkhava AVM'leri

Düşünürsünüz, "Tatil beldelerinin kimliğini kaybetmesine kim izin verdi?" diye.

Paranın ve popülaritenin kölesi olunca, her mekan, her insan, her eğlence, her şehir birbirine benziyor. Nevi şahsına münhasır niteliklerini kaybediyor.

Sonra "merkezden kaçış" başlıyor. Komşu koylara, biraz daha az talan edilmiş, en azından talan sırasında "tarihimizi ve kültürümüzü muhafaza edelim" kaygısı yaşamış insanların popülerleştirdiği yerlerin hissesi yükseliyor.

Tabii oranın da sonu aynı. Açılacak ilk taklit ürün dükkanıyla oraya veda zamanı da yaklaşıyor. Sonra bir kahveci, bir zincir market, bir zincir dondurmacı derken... O da kaçtığınız şehre benziyor.
"Böyle bir yerde kim vakit geçirmek ister Allah aşkına?" dedirtecek hale geliyor, hızla.

Bu pespayelik, her gün kötüleşen turizm sorununun mimarlarından biri. Kötü servis-fahiş fiyat dengesizliğinin, gözleri kör edecek düzeydeki estetik yoksunluğunun hakim olduğu ve kaypaklığın, Şark kurnazlığının yol gösterdiği bir tatil atmosferi içine varlıklı, zevk sahibi turist gelmiyor. Gelse de teknesinden inmiyor.

Ülkenin kaos ortamı, tutarsızlığı, yerli ve yabancı turistleri son damlasına kadar kazıklama sevdası ve ucu tutulamaz pahalılık eklenince kaçınılmaz sonuç: "Turizm ağlıyor."

Kültürü paraya kurban veren, her yeri Ortadoğu tipi açıkhava AVM'sine benzeten bu anlayışla, bu zevksizlikle, bu "turist sağma" merkezli ticaret anlayışıyla daha çok ağlar."






Bu Haber 13.08.2015 - 10:10:56 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
  • TURİZMCİ 23.08.2015 - 12:00

    Merhaba arkadaşlar yazı çok güzel tesbitler yerinde fakat bunun sonuçu nedir ne yapmak gerekir nelere önlemler alınması lazım birazda onlardan bahsedelim. evet kale içindeki esnafın durumu yukarıda anlatıldığı gibi geleni kazıklıyalım zihniyeti diğer yerlerdeki durum farklı mı ? bunda denetleme yapacak olan kurum ve kuruluşlar ne kadar denetleme yapıyorlar.bir de bir sokağa giriyorsunuz bilgisayar gibi hangi iş iyi gidiyorla en kısa zamanda kopyala yapıştır misali aynı işten üç beş tane açılıyor sonuç olarak hepsi birden batıyor.çünki hiçbir araştırma yapmadan yapılan yatırımlar bunlar aynısını otellerde yapıyor bir beldeye aynı sistemde onlarca otel sonuç hüsran 1520 dolara misfir ağırlanıyor ne kadar ağırlanırsa herşey dahil sistemi ile tabiii dışarıda ki esanaf ta perişan bu durumda ucuz etin yahnisi yavan olurmuş ...aynı sokağa bes terlikçi 5 ev tekstili 4 kuyumcu 5 ucuz ve markasız konfeksiyon(tabii markalı diye satılıyor ÇAKMA) ÜÇ BEŞ TANEDE HEDİYELİK HEPSİ BİR BİRLERİ İLE REKABET İÇERİSİNDE DÜKKAN SAHİPLERİ İSE ellerini oğuşturuyorlar içerideki cıksında 35 bin euro fazla birine kiraya vereyim diye insafsızlar buna çanak tutan tabiki bizim büyüklerimiz idarecilerimiz kamu görevlilerimiz. deseler bu sokakta 2 adet eczane 2 adet hediyelikci 2 adet kuyumcu vs şeklinde niye büyük AVM lerde belli yerlerde herşeyden bir tane konmaya çalışılıyor herkez iş yapsın diye ..yazık yazık bir sene daha böyle lak lak la geçti ne diyelim darısı diğer seneler ......

  • Y. Murat Özgüç 14.08.2015 - 11:09

    Tespitler tam nokta atışı misali ve maalesef böyle. Beldibinde sahilde milyon dolarlık tesis yolun arkası bu tasvir edilen dükkancıklarla dolu ne yaman çelişki. Mykonos gibi neredeyse 5 tane ağacı olmayan adada kriz falan dinlemeden hala para kazanıyorlarsa bir birlik beraberlik ve saygı ortamına borçlular bunu ve pazarlamaya. Adada plastik 1 tane örnek diye sandalye, çakma herhangi bir ürün, zincir bir mağaza, kahveci yada restauarntda yok. Sokakları adeta parfüm kokuyor. Çılgın partileri vs. bahsetmiyoruz bile. Adam Pelikanı sembol yapmış millet onunla 2 resim çekeyim diye debeleniyor. Mağazalar marka ürünlerle dolu, yada dizaynır sandaletçeiler, 700 Euroya kösele sandalet satmak için dükkan açan o insanların önünde şapka çıkartmak lazım Ve yöneticileri kutlamak. Depositosuz pet şişe içecekler orada depositolu, Kola 1,5 Euroysa şişe de 1,5 Euro, sıkıysa at sokak ortasına içtikten sonra Bizde serbest piyasa ekonomisi adı altında herşey mübah. Memleketi ancak shopping gruplarına pazarlamayı beceriyor gibiyiz sanki, sonuç işte yazıdaki gibi, estetik desen o zaten ancak ansiklopedik bir kelime gibi kaldı.....

  • SABAN OKSUZ 14.08.2015 - 06:44

    Coookk dogru...

  • sanayi turizmi 13.08.2015 - 07:37

    sanayi tipi turizmi ilk turkler icad etmistir , heryere 1000 odali , 500 personelli devasa kominisim eskisi tatil binalari yaparak , tum sahil seridini mahvetmis ve hep turist gelecek sanilmistir , cunku bu oteller fabrika gibi surekli calismasi gereken tesislerdir , ve simdiki gibi siparisler durunca bunlarda korkunc bir servis kalite erozyonu baslar ve sonunda sarmal olarak hepsi batar..koca yunan adalarinda toplasan 12 tane 5 yildiz otel yoktur..hepsi sevimli aile otelleri...babadan ogula 100 sene isletirler boyle tesisleri

  • Kaleiçinde Esnaf Var mı? 13.08.2015 - 05:44

    Kale içinde şahit olduğum olaylar insanın midesini bulandırıyor. Bir kese kağıdı ay çekirdeğini 15 euroya utanmadan satan zihniyet, dükkanın önünde sandalyeye oturup bira içen esnaf, sakal tıraşı bile olmaya tenezzül etmeyen hatta müşteri geldiğinde ayağa bile kalkmayan satış elemanları olduğu sürece değil Antalya Türkiyede turizmin bu kadar dayanmış olması bile mucizedir. Keni akrabalarımdan da hediyelik eşya işi yapanlar olduğu için alım satım yapanların koydukları karı duyunca ağzım açık kalıyor. Tabi mal sahiplerinin dükkanlarına istedikleri fahiş kira bedelleri de işin tuzu biberi oluyor.

  • yerli turist. 13.08.2015 - 12:26

    Eksiği var fazlası yok yazının. Özellikle Antalyada Kaleiçi esnafının ağlamasına anlam veremiyorum. Yıllarca sömürülen ziyaretciler artık gelmiyor , Antalyaya gelen de otelden cıkmıyor. Her şey dahilin ayıplanacak bir tarafı yok. Dönerciler çarşısından yenilen kazıkları yol yapsak aya gider. Nerede yiyecek turist yemegini? Ettiklerinizi çekiyorsunuz. 5 TLlik çin malını 25 Euroya satmanın sonucları bunlar. Üzerine global krizler, terör de eklenince ballı kaymak oldu. Hepinize hayırlı olsun.

En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.