Temel Aygün: Titanic hem Avrupa'da hem Türkiye'de büyüyecek

Temel Aygün: Titanic hem Avrupa'da hem Türkiye'de büyüyecek
Titanic Hotels Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Temel Aygün, Almanya ve Avrupa pazarlarında yaşanan talep sıkıntısı, Türkiye turizm sektörünün mevcut durumu/sorunları ve Titanic Grubu'nun büyüme planları başlıklarında TurizmGüncel'in sorularını yanıtladı.



TurizmGüncel

Avrupa'da ve Almanya'dan Türkiye'ye dönük talep düşüşünün bu ülkelerde yaşayan insanların yapısından kaynaklanmadığını belirten Aygün, ''Bu siyasi bir olay. Oradaki siyasiler devamlı Türkiye aleyhinde konuşuyor. Bayramımızı bile ayaklanma olarak gösteriyorlar. Avrupa halkı da bu yanlış yönlendirme karşısında Türkiye'ye karşı yanlış bir tutum içine giriyor.'' dedi.

‘’ŞU ANDA YAŞANAN BİR KABUK DEĞİŞİMİ’’

Avrupa'da düşen Türkiye seyahat talebinin medya manipülasyonundan kaynaklandığını savunan Temel Aygün, ''Avrupa halkı medya yayınlarından ve siyasilerin demeçlerinden etkileniyor. Ancak Avrupalı turist Türkiye'nin turizmde çok önemli bir noktaya ulaştığını biliyor ve Türkiye'ye gelmek istiyor. Mevcut olumsuzluklardan bir an önce kurtulmamız gerekiyor ve bunun da kısa süre içinde olacağını düşünüyorum. Şu anda yaşanan şey bir kabuk değişimi ve turizm sektörü kısa zamanda ivme kazanacak.'' değerlendirmesini yaptı.

''TURİZMDE ARKA TEKERLER 2018'DE HAVALANIR, UÇAK UÇMAYA BAŞLAR''

Temel Aygün'e yönelttiğimiz sorular ve aldığımız yanıtlar şöyle:

2016 krizinde sektör temsilcileri, 'Bu yıl İspanya ve Yunanistan'a giden Avrupalı turist ciddi şekilde memnuniyetsizlik yaşadı, 2017'de Türkiye'ye dönecekler.' şeklinde açıklamalar yaptı. Ancak 2017 yılındayız ve Avrupalı turist Türkiye'ye dönmedi. Bu konudaki değerlendirmeniz nedir?

Turizm sektörünü bir uçağa benzetirsek, uçağın ön tekeri kalkışta. Arka tekerler 2018’de havalanır, uçak uçmaya başlar ve biz 2019’da irtifayı tam olarak kazanmış oluruz. Ülke turizminin 2020’den sonra emin adımlarla, çok iyi noktalara geleceğine inanıyorum.

''UCUNDAN TUTMAKLA OLMAZ, HERKES İŞİNE DÖRT ELLE SAHİP ÇIKMALI''

Sektörün şu andaki öncelikli sorunlarından biri de satış fiyatları. Bu fiyatlarla servis ve kalite korunabilir mi sizce?

Bunu şöyle örnekleyebiliriz: Düştüğünüz zaman vücudunuz yara alır. Bunun getirdiği dönemsel bir acı, kabuk bağlama ve iyileşme süreci vardır. Biz bir anlamda, şu an bunu yaşıyoruz. Ama inanıyorum ki yakın tarihte bunlardan kurtulacağız. Bu ülke hepimizin. Turizm sektörü de olsa diğer sektörler de olsa sorumlu kişilerin işlerine sıkıca bağlanması gerekir. Yani ucundan tutmak değil. İşimize dört elle sarılıp sahip çıkmamız lazım. Biz, 7/24 işimizin başındayız. Böyle olması gerekir. Diğer tüm dostlara da bunu tavsiye ediyorum.

''YUMURTALARI AYNI SEPETE KOYMADIK, 2016'YI AZ HASARLA GEÇİRDİK''

Kriz yılında turizm sektörü istihdamda ciddi kesintiye gitti, kar marjları, doluluklar ve satış fiyatları düştü. Genel olarak siz 2016'yı nasıl geçirdiniz, 2017 için nasıl bir fotoğraf var?

Biz grup olarak 2015 yılı öncesinde, tek pazara bağlı değildik. Birçok pazar ile çalıştık. Çok pazarla çalıştığımız için yumurtaları aynı sepete koymadık. Neticesinde, belirli ülkelerle yaşanan sorunlardan kaynaklanan ziyaretçi kaybını başka bir ülke ile kapatmayı başardık. Böylece 2016 yılını az hasarla geçirdik.

2017 yılında ise gayet iyi bir durumdayız. Resort otellerimiz şu an çok iyi bir doluluğu yakalamış durumda. Yurt dışı otellerimiz de aynı şekilde. İstanbul'daki otellerimiz de dolu fakat eski fiyatlara henüz ulaşamadık. Arz, talep yoğunluğu arttıkça fiyatlar da 1-2 yıl içinde yerine oturacaktır.

''BEKLEMEKLE OLMAZ, MÜCADELE ETMELİYİZ''

Yani 2015 seviyelerine çıkar mı diyorsunuz, yoksa daha 3-5 yıl sürer mi? Toparlanmanın daha uzun süreceğini düşünenler de var çünkü?

Yok, buna katılmıyorum. Dersine çalışanların, bu ülke için çalışanların mutlaka olumsuzlukların altından kalkacağına inanmasından yanayım. Daha fazla çalışmadıkça, olduğumuz yerde hep Allah'tan ve hep devletten beklememek gerek. Bir şeyler için mücadele etmeliyiz.

''ÖNCE AYNAYA BAKACAĞIZ''

Türkiye turizm sektörü devletten çok şey mi bekliyor?

Yıllardır söylerim; biz önce aynaya bakacağız. Aynaya baktığımızda ayna bize ne anlatıyor? İşimize gelirken koşarak gelmeliyiz. Eğer işimize gelirken korkarak geliyorsak sıkıntı olur. Tüm çalışanlarımıza da bunu öğütlüyoruz. Tüm turizm sektöründeki arkadaşlara da otellerimizin avukatlığından ziyade misafirlerimizin avukatlığını yapmalarını söylüyoruz. Eğer otellerimizin avukatlığını yaparsak savunmada oluruz ve konuğumuza karşı çok iyi bir tutum içinde olmayız. Misafirlerimizin isteklerini ve sorunlarını dinleyip, onlara yardımcı olduğumuz zaman turizm sektöründe çok iyi noktalara geleceğimize inanıyorum.

''İSTEDİĞİMİZ KADAR BAĞIRALIM, MEDYANIN SESİ DAHA ÇOK ÇIKACAK''

Türkiye'nin son yıllarda özellikle Avrupa'da ciddi bir imaj kaybı yaşadığı biliniyor. Sizce Türkiye bu imaj kaybını ortadan kaldırmak için gerekli çalışmaları yürütebiliyor mu, yeterli tanıtım yapıyor mu?

Bir durumdan başka bir duruma geçmek için belli bir süre beklemek gerekiyor. Betonu attığınız zaman anında üzerine basamıyorsunuz, onun kurumasını beklemek zorundasınız. Biz şu anda o süreçteyiz. Belli şeyler sindirildikten ve bazı şeyler hallolduktan sonra çıkış konumuna geçeceğiz. Ama ülkemizin, diğer ülkelerin başkentlerinde ve önemli şehirlerinin meydanlarında yer aldığı ve yer alacağı günleri yakalamamız lazım.

Sanırım şu an yapılsa bile belki kıymeti olmayabilir demek istiyorsunuz. Doğru mu?

Şu anda Avrupa'da ve Almanya'da karşı propaganda var. İstediğimiz kadar bağıralım medyanın sesi daha çok çıkacak. Biz belki yüz binlere sesimizi duyuracağız ama medyanın sesi kendi ülkesinde milyonlara ulaşacak. Siyasi sorun ortadan kalktıktan sonra her şey düzelecek. Ülkemiz, Avrupa’ya göre daha yeni tesislere sahip. Avrupa’nın çoğu tesisi eski. İspanya’daki, Yunanistan’daki veya başka bir Avrupa ülkesindeki tesisler artık yaşlandı. Haberlere de yansıdığı gibi Avrupa halkı Venedik’te ve Barselona’da olduğu gibi yabancı turiste karşı çıkıyor. Ama bir yandan da turistin bize gelmesini engellemek istiyor. Bu biraz da Avrupa'daki seçimlerden ve siyasi kaygılarından da kaynaklanıyor. Siyasi durum hakkında çok şey diyemem ama benim şahsi fikrim, bu süreç bitecek. Bunun devamlı olması mümkün değil.

BODRUM OTELİ NASIL PERFORMANS GÖSTERDİ? 

Son tesisinizi geçen yıl Bodrum’da açtınız. 2016 kriz yılında açılan bu tesis nasıl bir performans gösterdi?

2016 yılında Bodrum'daki tesis iyi bir performans gösterdi ve şu anda da yüzde 95 doluluk oranına sahip. Bu sektörde kalıcı olabilmeniz için lokasyon seçimini çok iyi yapmanız gerekiyor. Lokasyon, olmazsa olmaz. Ulaşım, olmazsa olmaz. Hijyen ve konforu misafire sağlamadığınız sürece hiçbir yerde başarılı olamazsınız. Bu bir bütündür. Siz hijyeni sağlıyorsunuz, servisiniz çok iyi ama lokasyonunuz yanlış. Bu başarı getirmez. Yatırımlar bir kere yapılır. Ama işletmeler her gün devam eder. Her gün zarar edilmez ve edilmemesi için tesisi uygun bir yerde kurmak gerekir.

''BİLİNÇSİZ YATIRIMLARIN ÖNÜNE GEÇİLMELİ, OTEL ENFLASYONU YARATIYORUZ'

Peki Türkiye’de yapılan tesislerin bu noktada doğru yerlere yapıldığını düşünüyor musunuz yoksa yanlış yatırımlar da var mı?

Tabii ki var. Biz daha öncesinde enflasyon ile yaşayan bir millettik. Şimdi de otel enflasyonu yaratıyoruz. İlgili makamlara danışmadan, kendi bildiği kadarıyla ve sormadan iş yapanlar var. Mesela dairesi ya da yeri var, değeri yok aslında. Ama adam gidiyor kimseye danışmadan buraya otel yapıyor. Yaptıktan sonra, 'Ben otel yaptım gelin bakın' diyor. 'Peki dolu mu?' diye sorduğunuzda 'Boş' diyor. Kimseye sormadan yapılınca, bu durum yaşanabiliyor. Bilinçsizce yapılan yatırımların mutlaka önüne geçilmeli.

''AMBALAJI İYİ BİR ÜRÜNÜ DAHA PAHALIYA SATARSINIZ''

Ancak Antalya’da hala yapımı devam eden birçok otel bulunuyor...

Ülkemiz coğrafi konum olarak çok önemli bir yer. Kutsal dinlerin doğduğu bir ülke. Bütün dünyanın gözü burada. Ve Allah öyle bir güzellik vermiş ki bize; Marmara, Ege, Karadeniz ve Akdeniz ile üç tarafı denizler ile çevrili bir ülke. Ülkemizi, turizm sektörü olarak çok iyi paketlemeliyiz. Normal paketli bir ürünü 10 liraya satarsınız ama ambalajı çok iyiyse 20 liraya da satabilirsiniz. Ülkemizi turizm açısından en iyi şekilde sunmamız lazım. Biz bu sunumları da yaptıktan sonra gelecek yıllar Türkiye’nindir.

Yani turizmin işleyişi ya da yatırımların yönlendirilmesi, standartların belirlenmesi konusunda yeniden bir yapısal düzenleme süreci gerekiyor mu sizce? Örneğin turizm teşvik kanunları, yatırımların izin süreci konularında devletin ya da bakanlığın biraz daha fazla inisiyatif alması, denetlemesi konusunda...

Biz tabii devletimize ve bakanlığa bağlıyız. Bu tip işler ile bağlı bulunduğumuz derneklerimiz ilgileniyor. Onlar da devlet ile iç içe çalışıyor. Bu sektörde başarılı olmak için hepimizin el birliğiyle çalışması gerekiyor. Sektörel sorunları Bakanlık, kurulan dernekler ve işletmecilerin yöneticileri ile birlikte, konuşarak çözebiliriz.

TİTANİC MARKASI AVRUPA GENELİNDE YAYGINLAŞACAK

Titanic Otelleri Grubu’nun şu anda 12 oteli ve bir de golf tesisi var. Başka yatırımlar düşünüyor musunuz?

Bilindiği üzere Almanya’nın başkenti Berlin’de ülkemizi temsil ediyoruz ve bayrağımızı dalgalandırıyoruz. İlk hedefimiz Berlin’di daha sonra Almanya geneli olacak. İlk etapta Almanya'nın büyük kentleri Münih, Hamburg, Frankfurt'ta yatırım yapmayı, daha sonra ise Titanic markasını Avrupa genelinde yaygınlaştırmayı hedefliyoruz.

Nasıl bir büyüme modeli planladınız? Mülk satın alma, işletme, franchise?

Hem franchise vererek, hem mülk alımı ile, hem de işletmecilik yaparak büyüyeceğiz. Ülkemizin misafirperverliğini, mutfağını, kültürünü tanıtmak için bu konsepti uygulamaya hazırız.

Büyüme konusunda oluşturduğunuz bir plan varmı, yoksa hala planlama aşamasında mı?


Planlama yaptık. Makro planımız 5 yıllık olarak mevcut. Onun üzerinde çalışıyoruz. Zannediyorum 2018’de başlayacağız. Şu an projelendirme aşamasında, noktaları belirledik. Artık oralarda yapılanmaya başlayacağız.

''ALMAN BANKALARI KURUMSAL OLMAYAN TÜRK FİRMALARINA SICAK BAKMIYOR''

Son son zamanlarda 'Artık Almanya’da Türk yatırımcıların finansman sağlaması biraz daha güçleşti' şeklinde şeklinde haberler çıktı. Böyle bir durum var mı?

Alman bankaları kurumsal olmayan Türk firmalarına çok sıcak bakmıyor. Ama kurumsallığı yakalamış, rüştünü ispatlamış, oralarda ticareti başarıyla yapmış olan kurumlara kapılarını, her daim açıyor. Önemli olan bu süreci geçmek. Bu süreç geçtikten sonra Alman ve Avrupa bankaları da, uzun vadeli müteşebbüslere sıcak bakacaktır. Önce biz kendimizi kontrol etmeliyiz. Biz görevimizi yapıyor muyuz? Bankalardan, o krediyi alabilecek nüansa, hüviyete, belgeye ve konuma sahip miyiz? Sahipsek, onlar da bizi değerlendirmeye alacaklardır. Biz ise hiçbir belgeyi ya da normu tamamlamadan 'Banka bana kredi vermiyor' diyoruz. Sen önce bir eksiklerini tamamla bakalım. Tamamladıktan sonra mutlaka seni değerlendirmeye alacaklardır. Onların amacı da bizim amacımız da para kazanmaksa çıkarlar mutlaka ortak noktada buluşur.

Bu, siyasi bir şey değil diyorsunuz?

Biz, Alman bankaları ile yurt dışında çalışmaktayız. Allah'a şükür bir sorun ile karşılaşmadık.

TÜRKİYE'DE NERELERDE YATIRIM PLANLIYOR?

Fırsat gördüğünüzde yeniden Antalya'da yatırım yapar mısınız, yoksa 'Antalya artık yatırıma doydu, başka bölgelere açılalım' mı dersiniz?

Antalya denilince ilk olarak akla Belek, 2’inci Lara ve 3’üncü olarak Kemer  gelir. Biz bu bölgelerde mutlaka varız ve olmalıyız. Yarın Kemer’de de olacağız. Rus turistlerin Kemer için böyle bir talebi var. Onlara kendi markamızı ve hizmetimizi sunmak isteriz. Bodrum’da olmayı planlıyoruz. Sezon Bodrum’da yaz sezonu ile kısıtlı olduğu için kışın dağ oteli hizmeti vermeyi planlıyoruz. Uludağ, Kartalkaya, Erciyes, Palandöken gibi noktalarda, yazın Bodrum’da hizmet veren kadromuzu kışın dağ oteline taşımayı planlıyoruz. Böylece personelimizin istihdamını ve servis kalitesini sürekli kılabileceğiz. Biz her türlü altyapıyı ve konforu sağlayabiliriz. Eğitimli insan yetiştirdikten sonra kaybetmemek gerekir.

''İSTİHDAMDA KESİNTİYE GİTMEDİK, 500 FAZLA PERSONEL ALDIK''

Özellikle 2016 krizi sebebiyle turizm sektöründe kalifiye personel kaybı yaşandığı biliniyor. Hem işten çıkarmalar hem de yerinde sayan maaşlar nedeniyle kalifiye personel başka sektörlere, hatta başka ülkere gitti. Sizde durum nedir?

Öncelikle kendi kurumumuzdan bahsetmek isterim. Bizimle yola çıkanlar ile, 'durmak yok yola devam' misali, kesinlikle ve kesinlikle devam ediyoruz. Titanic Grubu olarak kriz döneminde istihdamda kesintiye gitmedik. Bu yıl ise SGK'nın da desteği ile 500 civarında daha fazla personel istihdam ediyoruz. Diğer yanlış lokasyonlu tesislerde bundan etkilenen personel tabii ki olmuştur ve olacaktır da. Ama inanıyorum ki onlar da en kısa zamanda o yatırımlarının karşılığını alacaktır, çünkü ülkemiz çok güzel bir ülke.

''ÖNEMLİ OLAN 30 MİLYON TURİST AĞIRLAMAK DEĞİL, 30 MİLYONU MEMNUN ETMEK''

Buradaki en önemli konu 30 milyon turisti ağırlamaktan ziyade 30 milyonun memnun olmasını ve memnun ayrılmasını sağlamak. Turist artışını ondan sonra düşünmeliyiz. Biz gelen misafirin memnuniyet oranını ne kadar arttırırsak, turist sayısı da o kadar artacak. Turisti doldurdunuz otele ama iyi hizmet vermediniz. Kim gelecek ondan sonra? Bir gelen bir daha gelmeli. Yani ekmeği en iyi yapan biz olmalıyız. Ekmeği en iyi ekmekçiden, iskenderi en iyi iskenderciden vermeliyiz. Hatasız insan olmaz ama devamlı olarak hata yapan var. Doğru tesisleşme ve doğru işletme modeli ile bu sektörü gelecek nesillere taşımak lazım. Gelecek nesilleri düşünmüyorsak ve sadece günü kurtarıyorsak bunlar çözüm değil. Günlük ağrı kesiciler ile bu işi yapamazsınız. Gerektiğinde, komple ameliyatınızı gerçekleştirip yola sıfırdan başlayarak devam etmelisiniz.

ALMANLAR DA RUSLAR GİBİ AKIN AKIN GELİR Mİ?

Son olarak şunu sormak istiyorum. Rusya ile olan kriz aşıldıktan sonra bu yıl çok fazla Rus turist geliyor. Önümüzdeki dönemde böyle bir Alman akımı da yaşanabilir mi sizce? Yani ilişkiler düzeldiği zaman Almanlar da akın akın Türkiye’ye gelir mi sizce?

Kesinlikle yaşanacaktır. İlişkiler düzeldiğinde sadece Almanya'dan değil, siyasi sorunlar nedeniyle ziyaretçi kaybettiğimiz diğer Avrupa ülkelerinden insanlar da Türkiye'ye dönecek. Onların bizi unutmaları mümkün değil. Bizim mutfağımız çok güçlü bir mutfak. Sadece reklamımız yok. Ne olduğumuzu iyi gösteremiyoruz, yetinmeye çalışıyoruz. Belki çok çok iyiyiz ama abartı ile anlatmayı yapmak istemiyoruz. Olduğumuzdan daha fazlasını göstermiş gibi olmak istemiyoruz. Biz haddimizi bilen bir milletiz.




Bu Haber 20.08.2017 - 10:28:35 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
  • FATİH KAYIKCI 22.08.2017 - 07:46

    Temel beyin yorumlarından özellikle "misafirlerimizin avukatı olma" noktasının memnuniyeti sağlama da çok kıymetli olduğunu düşünüyorum. Taktir ettiğim bir diğer konuda "önemli olan kaç kişiye oda satışı değil, sattığımız toplam oda sayısının kaçta kaçını memnun ettiğimizdir. Doluluk oranı kadar ortalama oda geliri de değerli bir bilgidir. Sektörümüzün geneli için etkin bir geri bildirim sistemi ve şikayet yönetiminin gerekli olduğunu düşünüyorum. Biz konaklama sektörü çalışanları olarak misafirden aldığımız her bir liranın karşılığını tam olarak vermekle mükellef olduğumuzu sürekli hatırlamamız gerekiyor. Saygılarımla Fatih Kayıkcı

  • savaş çetin 22.08.2017 - 11:04

    Temel beyin vermiş olduğu örnekler amiyane tabirler Cuk yerine oturmuş

  • savaş çetin 22.08.2017 - 10:55

    Temel beyin vermiş olduğu örnekli cevaplar amiyane tabirle hepsi Cuk diye yerine oturmuş popilizm yapmamış bundan daha güzel anlatılamazdı ..

  • Goca Aamad"ın Torunu 21.08.2017 - 05:50

    Nisa Suresi 54. Ayet der ki: ""Emaneti ehline verin."" Her şey insan elinden çıkar ve bizim bürokrasi kültürümüzde bu ayetin hiç ama hiç bir yeri yok. Memlekette ""niye hiçbir işimiz düzgün değil?"" sorusunun cevabı bu üç kelimelik, kısacık ayette gizli ama görebilene ve işine gelene tabi... ve bir hadis-i şerif de şöyle söyler: ""Nasılsanız, öyle idare edilirsiniz."" Velev ki ben çok şaşırmıyorum...)! Medeniyete adım atmamızın önündeki en büyük engel olan, Orta Asya"dan Anadolu"ya taşıdığımız, binlerce yıllık ""göçebe kültürümüz""ün kapitalizmle tepkimeye girerek dayattığı ""kısa yoldan zengin olma"" dürtüsü nedeniyle bencil bireylerin oluşturduğu kompleks toplumumuzun, oy kullanırken lobici mantıkta salt şahsi çıkarlarını koruma odağında ya da futbol takımlarını birbiriyle kapıştırma yaklaşımında davranış sergilemesi çok da sürpriz değil... Bizim Müslümanlığımız ancak savaş meydanlarında. O noktaya kadar da ancak toplum olarak şeklen Cuma"ya gidiyoruz ve kurban kesip, bir kısmımız da oruç tutuyoruz. Şeklimiz de Allah"a... Allah"ın senin şekline ihtiyacı yok Ahmak! Müslüman ol da önce gıybeti bırak; sonra da kamu görevlerini Allah"ın emrettiği gibi ehline ver. Hani egemenlik kayıtsız şartsız millette ya; ondan diyorum... Eğer müslümansan egemenliğini medya patronlarına verme. Ehline ver ve o da branş ehillerini göreve alsın ve turizm de dahil olmak üzere her işimiz düzgün gitsin ve sadece toplum ve devlet yararına gerekenler yapılsın.. Yine boşa konuştum.. biliyorum..

  • Serdar Sağlamtunç, FCSI 21.08.2017 - 10:29

    Çok ilginç tespitler var ancak her turizm yatırımcısı gibi kafaların karışık olduğu görülüyor. Hani her şeyden ortaya karışık! Turizmin bu kriz döneminde farklı bir tedavi anlayışına gereksinimi var ama anlaşılan kolay yol seçilmesi herkesin istediği metot olmuş. Tanıtım yapılsın, paralar harcansın... Ve turist gelmez. Bunu algılamak gerekli. Farklı modeller ve projeler ortaya konması gerekiyor. Bunların reçeteleri de var ama aşçı sürekli aynı yavan yemeği sunmakta ısrarcı!

En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.