Feti Kuyucu

Turizmde yüksek sezon yabancı giriş sayıları ve kur, faiz, parite, enflasyon ilişkisi 2023 

Turizmde yüksek sezon yabancı giriş sayıları ve kur, faiz, parite, enflasyon ilişkisi 2023 

Geleneksel hale getirdiğim Antalya Rivierası yüksek sezon değerlendirmesinde yine sizlerle birlikteyiz.

2022 yılında her şeye rağmen yüksek sezonda güçlü bir geri dönüşe şahit olduk. 2022’de koronavirüsten, çıktık hayat normalleşiyor derken jeopolitik gerilim ve RusyaUkrayna çatışması/savaşı bölgesel etkide kaldı. Tabi ki olumsuz etkileri oldu ancak ikame pazarlarlar imdada yetişti.

2023 yılına yüksek umutlarla ve beklentilerle girildi. 2023 gündeminde görünen en önemli parametre genel seçimler ve etkileriydi. Son yıllarda süregelen, uygulanan para ve maliye politikaları tüm kesimleri etkilemiş, düşük kur/düşük faiz ve gevşek maliye politikaları tüm paydaşlarda belirsizliğin ve öngörülemezliğin hâkim olmasına neden olmuştur. Uygulanan para/kur politikalarından en çok etkilenen sektörler arasında mal ve hizmet ihraç edenler olmuştur. Turizm sektörü de 2023 yılının ilk beş ayında yüksek enflasyon, yüksek girdi maliyetleri ve düşük kurlar ile karşı karşıya kalmıştır. Kurlardaki baskı nedeniyle ilk beş ayın oldukça zor geçtiği bir dönem olmuştur. Ayrıca 6 Şubat 2023  tarihinde gerçekleşen büyük depremde büyük can ve mal kaybı oluşmuş, yakın ve uzak coğrafyada dikkatleri ülkemize çekmiştir. Bu büyük doğa olayında ülkemizde ve insanımızda önemli bir kayıplar oluşmuştur. Sosyo-ekonomik olarak yüksek stres yaratmıştır. Bu olağandışı beklenmeyen zamansız olaydan tüm ülke ve tüm paydaşlar olumsuz etkilenmiştir.

Sektörde bu dinamiklerle aktivitesine devam etmeye çalışmış, yüksek sezonu ve yaz tatili dönemini umutla beklemeye başlamıştır. Yoğun pazarlama faaliyetleri, sektörel ve ulusal/kamusal platformda güçlü bir şekilde devam etmiştir. Rusya pazarı yaptırımlarla kilitlenmiş ancak dolaylı aşımlarla tamamen kapanmamış bir şekilde olumsuzluklara rağmen aktivite devam etmiş, her şeye rağmen yüksek sezonda en fazla yabancı misafir sayısı bu pazardan gelmiştir.  Ukrayna pazarında ise önce can güvenliği/yaşamda kalma mücadelesi ana kriterdi, bu pazar da kayıplar yüzde 75’lere yaklaşmıştı. (Savaş nedeniyle gelişler tatil dışı ikamet ağırlık bir yapıya dönüşmüştü).

Dünya’da bol parasal ve mali teşvikler ve gevşek para politikaları pandemi sonrası hızlı talep yükselişi ile enflasyon körüklemiş bütün ülkeler için riskleri artırmış ve merkez bankaları oluşan yüksek enflasyonu kontrol altına almak için bu kez faiz artışlarına başlamıştır. Ülkemiz ise bu süreçte mevcut para politikasına devam etmiş ve riskler hızlı bir şekilde artmaya başlamıştır. Politika değişikliği seçimler sonrası başlamış rasyonel para politikalarına geçilme kararı alınmış ve uygulama başlamıştır. Yüksek sezon öncesi kurlarda beklenen dengelenme sağlanılmış bir önceki yılın aynı dönemine göre yüksek sezonda (Haziran – Ekim ) ortalama dolar/TL yüzde 51, euro/TL ise yüzde 61 devalüasyonla sezon geçirilmiştir. Gelinen noktada yüksek enflasyon ve kurdaki kontrol devam etmektedir.

2024 yılının ikinci yarısında ve turizmin yüksek sezonuna denk gelen dönemde yine kurlarda beklenti yukarı yönlüdür. Yerel seçimlere kadar kurlarda baskının devam edeceği ortak bir kanıdır.  2024’ün mayıs ayında enflasyonun en yüksek seviyeye (yüzde 75) ulaşacağı yönünde TCMB tahmini vardır. Seçimlere kadar 2022 yılının ilk beş ayına benzer bir kur hareketi olacağı seçimler sonrası kurlarda yukarı yönlü bir çıkış olacağı beklentisi genel bir beklentidir.  Hükümetin OVP’de de ortalama dolar kuru 36,78 olarak hedeflenmiştir. Ancak bazı aracı kurumlar bu rakamları yukarı yönlü revize etmektedirler. 2023 yılında turizm geliri hedefi 55 milyar dolar olarak, 2024 yılında 59,6 dolar, 2025 yılında 64,7 milyar dolar ve 2026 71,3 milyar dolar olarak hedeflenmiştir. Enflasyondaki yükseklik en az iki yıl bizimle olacak görünmektedir. 2024 yılında TCMB'nin tahmini yüzde 36,  piyasanın beklentisi ise yüzde 40’ın üzerindir. Kısaca bu iki belirleyici, döviz kuru ve enflasyon sektörü etkilemeye devam edecek.

Ayrıca küresel satın alma gücü zayıflığı da ilave risk oluşturmaktadır. Tüm destinasyonlarda yüksek rekabet ön plana çıkmıştır. Ayrıca dolar/euro paritesindeki oynaklıkta gelir yönetimini olumsuz etkilemektedir. Turizm sektörü birçok krizlerden başarılı bir şekilde çıkmayı başarmıştır. Yıllar itibarıyla güçlenen rekabet gücü, dayanıklılık, tanınırlık, yeni tesis yapısı ve lojistik avantajı, hizmet/ fiyat dengesi potansiyelde önemli bir güç olmuştur. 2024‘te en önemli risk İsrail‘de süren yereldeki çatışmaların bölgesel çatışmaya dönüşme riskidir. Ayrıca politika yapıcıları arasında yaşanacak gerilimler siyasi risk olarak ajandada yer almalıdır. Bu riskler büyümezse 2024 yılı Avrupa Bölgesinin yükselen talebi ile hasarsız atlatılır. Bazı pazarlardaki yükselen potansiyeller (İngiltere, Doğu Avrupa ve diğer potansiyeli düşen pazarlar) Rusya ve Ukrayna pazarlarını ikame edebilir.

Ana konumuza gelecek olursak yukarıda açıklamaya çalıştığım sosyo-ekonomik olaylar ışığında makro rakamsal değişimleri ele alalım. (Rakamlarda kitle turizmin başkenti Antalya ili yabancı girişleri baz alınmıştır)

Her şeyden önce yüksek sezon yabancı misafir giriş sayıları ile para piyasası parametreleriyle ilişkisine bakalım. Kitle turizm yapısı gereği hareketlilik/mevsimsellik içermekte olup çok önemli bir potansiyel yüksek sezon dediğimiz Mayıs – Ekim aylarında gerçekleşmektedir. Satış hacimlerimizin/gelirlerimizin yaklaşık yüzde 75-80’i bu aylarda oluşmaktadır. Oransal olarak yüksek satış hacminin bu aylarda oluşmasıyla birlikte gider kalemlerinin de çok büyük kısmı yine bu aylarda oluşmaktadır. Doğal olarak maliyetlerimiz, karlılıklarımız ve yüksek nakit akışı da bu aylarda oluşmaktadır.

Aşağıdaki tabloda, 2019 ile 2023 yılları arasında Antalya ili yüksek sezon yabancı giriş sayıları ve bazı rakamsal parametreler bulunmaktadır.

 

2023 yılında yüksek sezonda bir önceki yıla oranla sayısal anlamda turist sayısında artış yaklaşık yüzde 11’dir. 2023 yılında dolar/TL yüksek sezonda ortalama olarak bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 46,58, euro/TL ortalama yüzde 55,13  oranında artış göstermiş. Çok önemsediğimiz parametreler arasında yer alan euro/dolar paritesi ortalama 1.08 civarında seyretmiştir. Dolar lehine gelişme devam etmiştir.  Borçlanmada ana parametre olan libor/euribor ise bu dönemde borçlu aleyhinde olmaya devam etmiş libor/euribor sıkı para politikaları faizleri ortalamada yüzde 4,5’lere yaklaşmış ülkemiz CDS riski ile endeksli kredilerde fonlama maliyetleri yüzde 9–11’leri bulmuştur. Kredi kanalları daralmış krediye erişim güçleşmiştir. Her şeye rağmen beklentilerin üzerinde bir yüksek sezon yaşanmıştır. Gerek gelir tarafında gerekse sayısal performans tatmin edici düzeyde gerçekleşmiştir. Antalya Rivierasının yüksek rekabet gücü, yüksek tesis/hizmet kalitesi ve lojistik anlamda kısa sürede ulaşılabilir bir yaz tatili destinasyonu olması güçlü bir avantaj olarak rakamlara yansımaktadır. 

Küresel olarak tüm sektörlerde dönüşüm güçlü bir şekilde devam etmektedir. Seyahat endüstrisi de bu değişimden payını almaktadır. Trendler ve misafir beklentileri değişmekte bütünsel ve kişisel beklentiler artmaktadır. Turizmde bütünsellik ön plana çıkmaktadır. Tüm bileşenler şehir, insan, yaşam, altyapı, kültür, tarih, dijitalleşme, sosyal medya, yönetişim, sanat ve eğlence hep birlikte bütünsellik içerisinde olmak zorundadır. Gelecek bu şekillenme etrafında olacaktır. Farkındalık ne kadar kısa sürerse pozitif ayrışma o kadar güçlü olacaktır. Küresel ve ulusal iş metotları yeni yaklaşımlar içermektedir. Yeşil dönüşüm turizmde de yeni motto olacaktır.

Siyasal, jeopolitik belirsizlikleri, ekonomideki dalgalanmaları, dijital değişimi/dönüşümü, istihdam sorunlarını ve çalışanların haklı/artan taleplerini, misafir beklentilerini doğru stratejilerle yöneten kurumlar sektörde ayrışacaktır. Artık geçmiş başarılar bizi geleceğe taşımayacaktır. Dönüşümü ve değişimi fark edip bu yönde karar alanları çok güzel bir gelecek beklemektedir. Türkiye ve Antalya turizminde güçlü bir büyüme döneminin başlayacağını düşünmekteyim. Dünya turizminin büyüme potansiyelinin iki katı bir potansiyele sahip ülkemiz ve özellikle Antalya Rivierası geleceğe umutla bakmalı ve hazırlanmalıdır.

“Altın kural: Kendinizi misafirinizin yerine koyun”


Bu Makale 20.11.2023 - 08:47:55 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.