Sektörde birincil çözüm nakit yaratma gücünü korumak
Turizm sektöründe son dönemlerde gerek kamu gerekse STK‘lar ve sektör örgütlerince, yaşanan olağanüstü durum için çözüm arayışları devam etmektedir. Ancak şu ana kadar somut bir ekonomik çözümleme metodu ortaya konulmuş değil ve maalesef, bu konuda geç kalmamak gerekiyor. İşletmeler için nakit yaratmak 'varoluş nedenidir'.
Özellikle nakit akışının çok yavaşladığı ve (sektörün mevsimsel ticari döngü özelliğinden dolayı) ikame pazarlardan da nakit ikamesinin transfer edilemediği şu günlerde, sektör için nakit yaratmak var olmak demek ve sürdürebilirliğin en önemli güvencesi.
Şu an Avrupa dâhil olmak üzere, tüm pazarlarda durgunluk, büyüyememe gibi ekonomik baş faktör etkenler mevcut. Rusya Federasyonu, Bağımsız Devletler Topluluğu ve diğer MENA bölgesi pazarlarda da siyasi/jeopolitik değişkenlikler ve belirsizlikler hakim. Bunların yanında, Avrupa tarafında büyüyememe, durgunluk; RF VE BDT ülkelerinde küçülen ekonomiler, işsizlik, yüksek devalüasyonlar ve tüketim alışkanlıklarında sert değişiklikler; MENA bölgesinde kaotik ortam ve ülkemizle olan siyasi ilişkiler 2016 yılında da önemli sosyo-ekonomik riskleri oluşturmaya devam edecektir. Diğer taraftan, dışsal değişkenlerde ise Orta Doğu politikaları ve güvenlik endişeleri artık günlük hesapların ayrılmaz parçası olmaya devam edecek gibi gözükmektedir. En önemli parametre artık güvenlik konusu olmuştur.
2016 turizm yılının özellikle kitle turizmi ve özellikle Antalya bölgesi için zorluklar içerdiği herkesçe kabul edilmiş durumdadır. Bugün öncelikli iş, sektörün ve işletmelerin devamlılığını sağlamak için finansal ve mali çözümlerin zaman kaybetmeden hayata geçirilmesidir.
Sektörün nakit akışına ihtiyacı vardır. Antalya‘nın şu an itibarıyla yaklaşık 4 milyar dolar dolayında turizm kredi stoku vardır. Bu rakam son on yıldaki yatırımların etkisi ile oluşan bir rakamdır. Bu rakamın en az yüzde 45- 50 kadarının da Rusya ve BDT pazarına yönelik yatırımların finansmanında kullanılan O/U vadeli krediler olduğunu öngörmekteyiz. Son yıllarda bölgede yapılan konaklama tesislerine baktığımızda, tesislerin yapı olarak bu pazara hitap eden tesisler olması bu öngörüyü desteklemektedir. Yaşanan ve devam kriz nedeniyle en çok bu işletmeler ve bu işletmelere nakit yaratamayan kaynak sağlayıcılar likidite krizine doğru gidebilir.
Bir kez daha hatırlatmakta yarar var;
Oluşabilecek finansal darboğazı önlemek için, katma değer yaratan tüm işletmelerin ve tesislerin faaliyetlerine mali açıdan sağlıklı bir şekilde devam etmelerinin sağlanması, rasyonel bir şekilde faaliyetlerini sürdürebilmeleri ve özellikle istihdam kaybının önlenebilmesi için finansal borçlarının yeniden yapılandırılması gerekmektedir.
Finansal krizler ve darboğazlar sonucu 2002 ve 2006 yıllarında uygulanan Finansal Yeniden Yapılandırma Anlaşması ( İSTANBUL YAKLAŞIM diye anılır) ve KOBİ’lerin mali sektöre olan borçlarının yeniden yapılandırılması ile birçok işletme faaliyetlerini normalleştirdi, donuk ve tahsil kabiliyeti zora girmiş finansal borçlarını yapılandırarak ödeme/tahsil edilme imkânına kavuştu. Ancak bu tür toplu finansal çözümlemeler yasa gerektirmektedir. Bu yasa ya da benzer bir yasa, bankacılık sektörünü de bir çok açıdan (mevzuat vb.) rahatlatacak ve karar almada yasal bir desteğe kavuşulmuş olacaktır.
Burada zaman aleyhimize işlemektedir. Birincil öncelik sektöre can suyu nakit desteğidir. Nakit akışı desteği olmadan bu darboğazdan çıkmak zor gözüküyor. Akabinde iş yapma metotlarına bakıp yapısal sorunları palyatif tedbirlerle değil, kalıcı ve geleceğin turizmini yaratacak şekilde ele almalıyız. Nakit yaratma potansiyeli ve gelecek riski olmayan çok güçlü, dirençli hale gelen sektörün bugün içinde bulunduğu geçici durum ilk öncelik olarak finansal destek ile aşılabilir.
Nakit yaratma gücü sektörün, işletmelerin değeri ve geleceği açısından en belirleyici değişkenlerin başında gelmektedir. Bu gücü koruyalım, destekleyelim, kaybetmeyelim.
Bu Makale 26.01.2016 - 11:46:01 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
-
Fethi Bey son iki yazınızda da turizm sektörü ile ilgili özellikle de konaklama sektörüne yönelik İstanbul yaklaşımı benzer bir yeniden yapılandırmayı gündeme getirmektesiniz. Bu noktada özellikle Antalya bölgesinde son 10 yıldaki bol para döneminde yapılan " özkaynak " dahi konmayan ve neredeyse tamamen banka kredisi , acenta ödemesi ve satıcı finansmanı ile finanse edilen fizıbl olup olmadığı tartışmalı çok sayıda tesis yapıldı.Side evrenseki bölgesinde ve son dönemde Kundu bölgesinde 2. ve 3. bandı geçin 4. hatta 5. bantta yapılan otel yatırımları mevcut ...Yani hem bankalar hem otel yatırımcıları biraz kendileri etti kendileri buldu durumundayız diye düşünüyorum.
Yazarın diğer yazıları
Tüm Yazıları
-
11.09.2024 - 12:49:46 - ‘Nakit varlığının, hayati önem içerdiği dönemdeyiz’
-
26.08.2024 - 09:31:47 - Resort konaklamada kur, enflasyon ve fiyatlama ilişkisi
-
08.04.2024 - 08:57:11 - Turizmde beklenti yüksek
-
21.02.2024 - 09:55:37 - ‘Turizme 1 milyar dolar ayırdık’
-
13.02.2024 - 19:31:08 - Cari açık, ödemeler dengesi ve turizm
-
05.02.2024 - 10:08:31 - Turizme dair
-
20.11.2023 - 08:47:55 - Turizmde yüksek sezon yabancı giriş sayıları ve kur, faiz, parite, enflasyon ilişkisi 2023
-
25.07.2023 - 16:20:46 - Resort turizmde fiyatlar ve doluluklar
-
01.07.2023 - 09:21:21 - Turizm, döviz, maliyet, gelirler
-
01.05.2023 - 09:17:45 - Turizmde zor üçlü!
-
21.11.2022 - 12:25:13 - Turizmde yüksek sezon değerlendirmesi
-
08.08.2022 - 11:08:44 - Turizm alanı tahsisleri
-
21.07.2022 - 17:07:27 - Faizler artıyor
-
06.07.2022 - 14:04:34 - Kitle turizmde yaz hareketliliği ne getirecek?
-
13.05.2022 - 14:43:54 - Turizmde parite derdi derinleşiyor
-
09.05.2022 - 10:05:25 - 14 binden, 14 milyona ve milyonlara koşan Antalya
-
30.04.2022 - 14:48:55 - Türk rivierası için ‘hayat yeni’ başlıyor
-
29.04.2022 - 14:19:46 - Turizm bu ülkenin gizli gücü ve en net döviz sağlayıcısı, parlatalım
-
29.03.2022 - 10:45:07 - Rusya’da sosyo-ekonomik gelişimeler
-
22.02.2022 - 10:55:19 - 2022 yaz sezonuna dönük beklenti yüksek