Zekeriya Şen

Deneyim, gerçek lükstür…

Deneyim, gerçek lükstür…
Turizm endüstrisi, ne kadar çok para harcanırsa, o kadar mutlu olacağımıza dair bize güvence vermek için çok emek ve zaman harcıyor.

Normal koşullar çerçevesinde denklem genellikle son derece ikna edici görünüyor ve bazen eğer imkânlarımız ve kaynaklarımız izin verirse, bize söyleneni birebir yaparız.  Bu yönlendirmeler ve denklemler sonucu tam okyanusta ya da eskiden fabrikalarla dolu ve şimdi şık butik tatil köyleriyle dolu trende (modaya) uygun bir bölgede, gerçekten çarpıcı bir yer seçmeye odaklanırız.  Konaklama tesisinin çok güzel başucu lambaları, duvarlarında güzel sanat eserleri ve havalı banyo markaları ile bezenmiş lüks bir mermer banyoya sahip olması en temel özelliklerin arasında gelir. Bakılınca cillop gibi, hizmet ise kusursuz... Çok  övgü alan restoranlarda yapılan rezervasyonların tatmin edici duygusu. Havalimanında sizi karşılamak için ayarlanan markasını bile telaffuz edemediğimiz lüks araçlar. Hele hele can alıcı vuruşların başında gelen çocuklar; oyun merkezleri, psikolojik akıl oyun merkezleri, oyun cennetleri vb. Bir tarafta özel oda hizmetçisi, tenis öğretmeni, hatta özel asansör gibi ek hizmetlere ödenen o ekstra paralar. Kendimizi çok şanslı hissederiz değil mi? Hatta hayatımızın tatilini yaşadığımızı düşünürüz.

Ancak tüm bu harcamaların ortasında, insan memnuniyetinin çok önemli bir bileşenini ihmal edilmiyor mu acaba? Oysa biliyoruz ki tüm tatmin kapasitesi, her şeyden önce duygusal esenliğe bağlıdır, onunla aynı kaynaktan beslenir.  En ufak bir psikolojik rahatsızlık milyona mal olan bir otelin ve şoförlü bir otomobilin faydalarını saniyesinde yok edebilir.  Yakın bir arkadaşınız veya ortağınız söz konusu tesis hakkında küçümseyici bir yorum yaparsa, yediğiniz en kaliteli yemeğin lezzetinin pek önemi olmayabilir. Herhangi sarkastik bir yorum yediğimiz yemeğin, havyarın, içtiğimiz en lüks şampanyanın aromasını kendi içimizde bozabilir. İşte o alaycı yorumun kurbanı olmak...

Çok basit bir örnek daha vermek gerekirse; on yaşındaki huysuz bir çocuk, bahçıvan ordusuyla yaratılan o bahçenin keyfini veya müze küratörlerinden oluşan bir ekibin çabaları sonucu süslenen otelin her köşesini tek başına boşa çıkarabilir.  Ya da birlikte olduğunuz kişi sizinle gerçekten istediğiniz şekilde aynı sinerjiyi tesisten almaz ve yüz asar ise, işte o zaman etrafınızdaki bazı küçük krem tüplerinin, Donatella Versace tarafından kişisel olarak seçilmiş olması ya da yastığınızın üstüne konulan el yapımı trüf mantarlı Belçika çikolataları bir teselli olmayacaktır.  

Uçsuz bucaksız, kişisel olmayan, duygusuz bir mesafeden bakıldığında, bunlar komik olaylar gibi gelebilir size; yakından bakıldığında kendi içlerinde depresif boyutta birer  trajedi olabilirler. Bu yazım, kalıplaşmış ifadesiyle lükse karşı bir argüman asla değil - sadece bu ifadenin sınırlamalarının bir analizi. Aynı deneyimler, son derece kısıtlı bir bütçeyle de  kolayca başınıza gelebilir. Seyahate çok fazla para harcamanın anlamsızlığını asla tartışmıyorum ama bundan çok daha önemli olan bir faktör var ki asıl meselem o. Topyekûn mutluluk, duygusal tatminin merkezinde yer alıyor. Bu duygusal tatmin ise çok büyük paralar harcamanın ötesinde ruhunuzu besleyen lüks açılımlar ile de paha biçilmez bir evreye taşınabilir. Buradan yola çıkarak lüks tanımı sınırlandırılmış tanımın dışında bir kavram aslında. Sadece para harcamak değil aksine tam ve mutlak anlamda duygusal haz ve deneyim. Gerçek deneyim gerçek lükstür.


Bu Makale 28.12.2021 - 10:44:12 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
Yazarın diğer yazıları
Tüm Yazıları
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.