Feti Kuyucu

Antalya borçlanmada limitleri zorluyor

Antalya borçlanmada limitleri zorluyor
Turizm denilince haklı olarak aklam hemen, kitle turizmin başkenti olan Antalya gelir, bir yerde barometre gibidir. Hal ve gidişat bu kent ve turizm bölgesi verilerinden takip edilir stratejiler bu kente göre kurgulanır.

Turizm endüstrisinde Antalya bölgesi başta olmak üzere ve Muğla bölgesi ile birlikte kitle turizm kapasitesinin neredeyse tamamını gerçekleştirmektedir. Antalya bölgesinin potansiyeli ve misafir sayısı ülkemize gerçekleşen yabancı turistik seyahatlerin neredeyse yüzde 35’ini oluşturmaktadır. Dolayısıyla da turizm endüstrisinde gözler devamlı olarak Antalya bölgesi üzerindedir.

Önleyici ve riskten koruyucu hiçbir önlem alınmadı

2019 yılında sayısal açıdan rakamlara bakıldığında ülke genelinde ve Antalya genelinde rekor yılı olarak adlandırabiliriz. Gelir bazlı olarak bakıldığı zaman hala 2015 yılı rakamlarını yakalayabilmeyi başarı görür olduk. Oysa ki sektörde önemli bir yapısal sorun devam ediyor; yüksek borçluluk ve borçları çevirebilme güçlüğü. Hızlı ve kontrolsüz büyüme yatırımcıda aşırı risk alma iştahını yıllar itibarıyla artırmıştır. Özellikle hızlı büyüme yılları ve borçlanmada yüksek oranlı artışlar 2007 yılından itibaren yüksek oranlarda seyretmeye başlamıştır. Sektör yapısı gereği bir çok sosyo-ekonomik olaydan direkt ve hızlı olarak etkilenmekte gelirlerde yüksek oranlı dalgalanmalar yaşanmaktadır. 1998 yılından bu yana yaşanan turizmi direkt olarak etkileyen sosyo- ekonomik olayların operasyonel ve finansal yansımalarına baktığımızda önleyici ve riskten koruyucu hiçbir tedbir almadığımız da açıktır. Maalesef burada “ hallederiz, hallolur ” mantığının genel kabul görmüş düşünce yapısını oluşturduğu da görülmektedir.

Yeni şeyler söylemek/sunmak gerekiyor

2018 yılının ortalarından itibaren dövizdeki dalgalanma ve döviz açığı hemen gözleri ihracatçı sektörlere çevirdi kamu otoritesinin geçmiş yıllarda öncelikli sektörleri arasında olmayan turizm sektörünün döviz kazandırıcılığı güçlü bir şekilde hatırlandı ve stratejik / öncelikli sektör gözü ile bakılmaya başlanıldı. Ancak 2005 yılından bu yana hızlı yatırım büyümesi yaşayan sektör gelir artışını ve devamlılığını sürdüremez bir yapıda inişli çıkışlı yıllar geçirmektedir. Turistlerin tatil destinasyonu seçmede bir çok kriter hayatımıza girmiş bulunmaktadır. En önemli kriterler ise artık Güvenlik, Küresel ilişkiler / davranışlar (Kurumsal ve Bireysel) , Özgürlükler, Kolay / Sürekli Ulaşım, Farklı Deneyim fırsatları olarak karşımıza çıkmaktadır. Artık çok oda yaparak bu kriterleri yerine getirmek mümkün değildir. Yeni şeyler söylemek/sunmak lazım misafire'

Yarın elinizdeki varlıkları satmak zorunda kalırsınız

Sektör ve Antalya finansal borca dayalı büyüme döneminin sonuna gelmiştir. Sektör artık son yaşanan 2015 krizi ile birlikte gerçekleri görmeli, buna göre tedbirlerini almalı ve en önemlisi finansal borçlarda net ödeyici konuma geçmeli, yatırım iştahını azaltmalı ( büyüme / satın alma ) ve bu dönemdeki yaşananlar kolay unutmamalı aksi takdirde sektör için bedel daha ağır olabilir. “ İhtiyacınız / sermayeniz olmayan yatırımları yaparsanız yarın elinizdeki varlıkları satmak zorunda kalırsınız “

Özellikle bizim gibi tasarruf açığı olan ülkelerde yabancı kaynaklardan sağlanan fonlar ve sermaye benzeri krediler şirketlerimizin bilançolarında son 10 yılda önemli ağırlıklar/paylar almıştır. Sektör Küresel Risk iştahı, yatırım ortamı ve kaynak bolluğu ile sektör müthiş bir 10-12 yıl geçirmiştir. Türk bankacılık sistemi de bu ortamdan büyümeye dönük uluslararası fonlar sağlamış ve sağladığı fonlar da kolaylıkla çevrilmiştir. Turizm sektörü de bu fonlardan oldukça pay almıştır. Bugün ise bankacılık sektörü yıllara göre artık net ödeyici durumdadır geçmiş. Bu yapıyı da göz ardı etmemek lazım.

Borç baskısı operasyonları tehdit ediyor

Özelikle son dönemde küresel bazda ve yerel bazlı ana konulardan biri yüksek borçluluktur. Gerek kamu borcu gerekse şirket borçlanmaları ve bilanço yapıları üzerinde oluşan borç baskısı tüm tarafları, operasyonları tehdit ve tedirgin etmektedir. Bilançolardaki pasif kalemler yabancı kaynak ağırlıklı hale dönüşmüş durumdadır. Turizm sektöründe ise bu pay daha çok artış göstermiştir.

Bu arada gündemden hareketle Antalya turizm sektörü finansal yükümlülüklerini geçmiş yıllarda olduğu yıl sonlarında değerlendirmeye almakta ve tespitlerimi paylaşmaktayım. Aşağıda Turizm Sektörü Finansal Yükümlülüklerinin gelişimini yıllar itibarıyla sizlere paylaşmaktayım.

fkuyucu

Finansal yükümlükler tablosu bize detaylı izahını verdiğimiz sorunların yıllar itibarıyla biriktiğini göstermektedir. 2007 yılında ülke genelinde toplam turizm borç stoğu 5 milyar TL iken 2019 yılında 88 milyar TL ya ulaşmıştır. Antalya ili finansal borçları 2017 yılında 910 milyon TL iken 2019 yılında 35.4 milyar TL ulaşmıştır.

Antalya tuizminin borcu 785 milyon dolardan 5.9 milyar dolara yükseldi

Döviz cinsinden yükümlüklere baktığımızda ülke toplamı 2007 yılında 4.4 milyar dolar iken 2019 yılında 14.8 milyar dolar olarak gerçekleşmiş, Antalya rakamları ise çok daha ilginç seyretmiştir. 2007 yılında 785 milyon dolar olan borç, 2019 yılında 5.9 milyar dolar olmuştur. Başka bir konu; 2007 yılında toplam finansal borçlar içerisindeki payı yaklaşık yüzde 20 iken 2019 yılında yüzde 40’lara dayanmıştır. Bunun kanaatimce ana sebebi yatırımlarda yüksek oranlı finansal kaldıraç kullanılmasıdır.

Küresel bazda borçluluk sorununun arttığı, finansman olanaklarının değişim gösterdiği, fon sağlayıcı otoritelerin borç verme olanağı ve/veya iştahının değiştiği bir anda finansal krizlerle karşı karşıya kalınabilir. Borçlanmalarda artık net ödeyici olunmalı ve öz kaynaklar güçlendirilmelidir.

Nakit akışına dayalı borçlanma sürdürülemez

Sohbet ortamlarında çok kullandığım ve sevdiğim bir anekdotu tekrar etmek istiyorum.

“Özellikle yüksek katlı binaların merdivenlerinde sahanlıklar vardır.(düz yürüyüş alanları) Bu alanlar merdiveni çıkan insanların bir süre dinlemesini sağlar ve güç toplamasına yardımcı olur. Güç toplayan kişi ise önündeki yeni merdivenleri daha sağlıklı ve en az riskle çıkar “

Çok kıymetli turizm yatırımcılarımıza önerim; yatırımlarında zaman zaman dinlenmeleri, sahanlık misali durum tespiti yapmaları ve geleceğe hazırlanmak için geç kalmadan strateji geliştirmelidirler.

"Fırsatlar hiçbir zaman bitmez, yeter ki siz hazır olun"


Bu Makale 10.02.2020 - 13:40:15 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.