Mezelere ruh katmask!..

Meze konusundaki bu yazımı sevdiğim, değer verdiğim bir arkadaşımın ricasıyla kaleme almıştım... Sonra kullanılmadı ne yazık ki... Neden derseniz? Öyle!.. Bazı şeyler bizde kalır bilirsiniz... Ama içimde de kalmış olacak ki sizlerle paylaşmak istedim birden... Benim bakış açımla başka bir kimliğe büründüklerini göreceksiniz... Ve bakalım bana hak verecek misiniz?..
  




Arktrisi gölgede bırakan minik yıldızlar!..

 

Özene bezene, sevgiyle hazırlanan, yaratıcılığa son derece açık, binbir çeşit malzemenin hiç hır çıkartmadan aynı zeminde buluşabildiği, bir ressamın paletindeki boyalar kadar renkli, her biri özel bir ruh, tat taşıyan cilveli oyuncular adeta... Hiçbiri rol çalma gayretinde değil üstelik... Hepsi tam olması gerektiği kadar... Karar... Sözünü ettiğimiz kimi yıllar öncesinden günümüze ulaşmış, haklı bir şöhrete sahip kimi yeni yeni parlayan ‘yıldızlar’... Ya da bizim kültürümüzdeki adıyla ‘mezeler’... Mezelerimiz...

 

Hülya Akyurt

 

Ucu bucağı zor bulunan, zengin mi zengin bir imparatorluk... Kültürler moziği Osmanlı İmparatorluğu’nun çok sesliliği, mutfağına damgasını vurmasa şaşırmak gerekmez miydi?.. Ve elbette köklü Türk mutfağı... Peki yedi ayrı bölgeden gelen reçeteler?.. Türkiye’nin apayrı coğrafyalarının eseri, ifade edilemez sayıdaki yerel tarifler?.. Sofralarımıza kimi zaman Akdeniz’in coşkusunu, Karadeniz’in bereketini, kimi zaman Ege’nin doğasını, çeşitliliğini; Anadolu’nun emeğini, Doğu’nun baharatlı nefasetini taşıyan mezelerimiz değil mi?



 

Çeşit çeşit mezelerle süslü bir masayı görünce içi gitmeyecek, canı çekmeyecek olmak mümkün mü? Bu öyle bir birliktelik ki, küçük küçük porsiyonlar halinde sunulmalarına, aralarında herhangi bir bağ olmamasına karşın yine de bir ahenk söz konusu... Zıtların uyumu yani... Deniz mahsullleri, yoğurtlu mezelerle boğuşmuyor mesela! Ya da sebzeli yani doğal olan, kızartmaya kafa tutmuyor! Balıklar, zeytinyağlılara baş kaldırmıyor! Bu sofra adeta Mevlana öğretisindeki gibi ‘Ne olursan ol, gel’ diyor...

 

Sonrasında ne mi oluyor?.. Gökkuşağı gibi bir renk cümbüşünde birbirinden lezzetli mezelerin oluşturduğu tablo gibi bir masa karşılıyor gelenleri... Kimi yoğurtlu beyaz, kimi domatesli kırmızı, kimi havuçlu turuncu, kimi maydanozlu yeşil...



 

Herkes kendi gönlüne göre az az alarak -burada paylaşım önemli çünkü- kendine özel bir tabak hazırlıyor... Kadehler kalkıyor, tadımlar, başlıyor... Eğer bilinmedik bir şeyler varsa karşılıklı görüşler bildiriliyor, hangisi çok beğenildi, ne nasıldır, yorumlar sohbetten eksik olmuyor... Çoğu zaman hele de aç karnına daha da tatlı gelen bu meze faslından sonra gelen ara sıcaklar, ana yemekler ise asla o tadı bırakmıyor! Ne damaklarda ne akıllarda ne de gönüllerde... Varsa yoksa bu sofraların baş tacı ‘mezeler’... Buna maçın galibi baştan belli de diyebiliriz bir anlamda. Minik devler, her daim yürekleri fethediyor... Ardından gelenler aynı etkiyi bırakamıyor...



 

Şimdilerde mezelerimiz, özellikle beş yıldızlı otellerde, şık restoranlarda farklı; tek lokma halinde, mini kaşıklarda, özgün kaplarda servis ediliyor. Kokteyllerde bile bu tip şık sunumlar karşımıza çıkıyor... Evlerde de misafirlerini en iyi biçimde ağırlamak ve tüm hünerlerini sergilemek isteyenler yine mezelere ağırlık vererek masalarının üzerini çeşit çeşit mini lezzetlerle donatıyorlar. Genç nesil ise artık annelerinin mutfağını red etme meylinde olduğundan daha yaratıcı tatların peşinde... Sürekli denemeler yapma halinde... Kreatif Türk Mutfağı, böyle böyle gelişiyor... Bunun için uzmanları izlemek de gerekiyor... Ama sırf yaptıklarını iş gibi görenleri değil de yaptığı işe kalbini koyanları... Ruh katanları... Eğer siz böyle düşünenlerdenseniz şayet şu an bu yazı doğru o zaman... Sevgiyle, özenle hazırlanan özgün ve leziz mezeler "unutulmazlar"... İçine sevgi konulan herşeyin daha güzel olacağını ve bunun mutlaka anlaşılacağını hiç unutmayanlara özel!.. 

 

hulya.akyurt@gmail.com

 

 

not: görseller internet ortamından alınmıştır, teşekkürler...

 

 

 



Bu Haber 25.09.2012 - 15:48:04 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
  • Aysem Sener 23.07.2012 - 09:01

    Yaratici Turk mutfagini bu kadar guzel anlatan birine az rastlanir dogrusu Yazi da konusu kadar yaratici olmus, keyifle okudum. Tesekkurler

  • MURAT ATABEY 04.05.2012 - 02:32

    EWT MUGLAMIZIN HER TARAFI EŞSIZ GUZELLIKLERLE DOLUDUR TATIL ICIN MUGLA BOLGESINDEN MAHRUM KALMAYINIZ DOGA GUZELLIKLERI SAHILLERI ICINIZI ISITICAK SICACIK GUNEŞİ VE AMBIYANS COK KALITELI İZMİRDEN HERKESE SEVGİLERLE

  • Şükrü Çelik 12.04.2012 - 08:25

    Mutfaktaki lezzetli yemeğin ana hammeddesi sevgi ve özen oldukça lezzet kaçınılmazdır. Sevgisiz ve özensiz yapılan yemeğin lezzeti de olmaz.

  • gülcan sert 13.12.2011 - 05:54

    ben çok etkilenim daha önce mezeler yada diğer yemekler üzerine yazılmış olan hiç bir yazı beni bukadar etkilememişti.elinize yüreğinize dilinize sağlık ....

En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.