Feti Kuyucu

“Antalya önde gelen yaz tatili destinasyonu olarak ilgi ile takip ediliyor”

“Antalya önde gelen yaz tatili destinasyonu olarak ilgi ile takip ediliyor”

Seyahat endüstrisi pandemi nedeniyle iki yıldır son zamanların en büyük krizi ile karşı karşıya olup çıkış aramaktadır. Pandemi etkisi, özellikle 2020 yılında küresel turizmde büyük gelir kayıplarına neden olmuş ve öngörülebilirlik tamamen ortadan kalkmıştı. 2020 sonlarına gelindiğinde, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin aşılanma oranı arttıkça, seyahat kısıtlamaları yavaş yavaş azaltılmış kontrollü seyahat hareketleri başlamıştı. 2021 yılına sektör umutla ve temkinli başlamış ancak yine de tedirginlik hep var olmuştur. Bazı pazarlardaki esneklikler sonucu 2021 yılında Türkiye turizmi Akdeniz çanağındaki rakiplerinden ayrışmıştır.

2021 yılı yaz aylarına doğru biraz daha nefes alan toplumlar, seyahat kısıtlamalarındaki kurallı normalleşme ile seyahat eder hale gelmeye başlamıştı. 2020 yılı çöküş rakamlarından sonra turizm seyahat endüstrisinde hareketlilik / istek ve özellikle Akdeniz çanağında yaz tatili hareketliliği rakamlara olumlu yansımış ve geri dönüş başlamıştır.

Uluslararası turizmin geleneksel yaz tatili destinasyonu ve ulaşım kolaylığı potansiyeli yüksek olan Antalya bölgesi (Türkiye rivierası)  pandemi ile birlikte “güvenli tesisler“ mottosu ile endüstride hemen öne çıkmış bunu iyi hizmet ve ulaşılır fiyat dengesi ile de desteklemiştir. Antalya resort bölgesi her zaman dünya seyahat endüstrisinde önde gelen bir yaz tatili destinasyon olarak ilgi ile takip edilmektedir.

Antalya turizmi ve turizm ekonomisi ile ilgili olarak benim de geleneksel hale getirdiğim turizm sektöründe yüksek sezon değerlendirmelerimde 2021 yılı rakamlarını ele alıyoruz.  2020 yılına küresel anlamda damgasını vuran, tarih sayfalarında önemli bir not ve olağanüstü bir küresel vaka olarak yerini alacak olan koronavirüsün etkileri yavaşlayıp kontrol altına alınsa da hala pandemi etkileri ve endişeleri rakamlara yansımaktadır. 

Pandemi, tüm sektörlerde olduğu gibi turizm sektöründe de trendlerde, kararlarda ve davranışlarda çok hızlı değişim göstermiştir. Toplumlar ve bireyler tüm konsantrasyonlarını sağlıklı kalmaya yoğunlaştırmış, ülke yönetimleri ve bireyler sert sosyo- ekonomik tedbirler almışlar ve halen almaya devam etmektedirler. 

Turizm sektörünün yüksek oranlı net döviz sağlayıcı sektör olması sebebiyle döviz açığı olan ülkelerde olası döviz krizlerinde dört elle sarılın, önemi gittikçe ortaya çıkan para ve maliye politikaları ile desteklenen bir sektör konumundadır.

Ülkemiz döviz kazandırıcı hizmet gelirleri içerisinde önemi yüksek bir sektördür. 2021 yılı Eylül itibarıyla oransal payı %33 civarındadır. Cari dengeye net en yüksek katkı 13 milyar dolar ile seyahat gelirlerinden gelmiştir. Net döviz sağlayıcılığı yanında istihdama da katkısı yüksek olan turizm sektörü, özellikle pandemide özel ilgi gösterilmesi gereken selektif sektör olduğunu bir kez daha ortaya çıkarmıştır. 2021 yılında da cari fazla oluşmasında önemli katkı sağlayarak ne kadar önemli bir sektör olduğunu hatırlatmıştır.

Olağan faaliyet yıllarında 34,5 milyar dolar gelire ulaşan turizm gelirleri ülkemiz için cari açığın önemli bir finansman kaynağıdır.  Eylül 2021 itibariyle Turizm gelirleri Pandemi etkisinden arınmaya başlayarak bir önceki yılın aynı dönemine göre %107 artış göstererek 16,8 milyar dolar gerçekleşmiş olup yıl sonu beklentisi 19 - 20 milyar dolar civarındadır.

Ana konumuza gelecek olursak yukarıda açıklamaya çalıştığım makro düşünüleri rakamsal değişimlerle birlikte bakalım.(Rakamlarda Antalya İli Yabancı Ziyaretçi Girişleri baz alınmıştır)

Yavaşlayan pandemi gölgesinde gerçekleşen 2021 yılı yüksek sezon verileri; yabancı misafir giriş sayıları ile para piyasası parametreleriyle ilişkisine bakalım. Hatırlatmak gerekirse; özellikle bölgemizde kitle turizmin çok önemli bir performansı yüksek sezon dediğimiz Mayıs – Ekim aylarında gerçekleşmektedir. Satış hacimlerimizin yaklaşık %80-85’i bu dönemde oluşmaktadır. Oransal olarak yüksek satış hacminin bu aylarda oluşmasıyla birlikte, gider kalemlerinin de çok büyük kısmı bunun sonucu olarak da esas maliyetlerimiz ve karlılıklarımız da bu aylarda oluşmaktadır.

Aşağıdaki tabloda, 2016 ile 2021 yılları arasında Antalya ili yüksek sezon ayları yabancı giriş sayıları ve bazı rakamsal parametreler bulunmaktadır.

Yavaşlayan kısmı kontrol altına alan pandemi etkisi, sektöre 2021 yılında nefes aldırmıştır. 2020 yılında rekor düşüşler, 2021 yılı gelişmeleriyse umutların yeşermesine imkân vermiştir. 2021 yüksek sezonda 2020 yılına göre %168 oranında bir artış gösteren sayısal girişler 2017 yılının yüksek sezon rakamlarının gerisinde kalmıştır.

2021 yılında ise yüksek sezonda ortalama olarak dolar/TL kuru 2020 yılına oranla  %21 artış göstermiştir. (Yüksek sezon ortalaması)  Aynı dönemde euro/TL de ise artış  %25 oranında gerçekleşmiştir.

Önemsediğimiz parametreler arasında yer alan euro/dolar paritesi ise 2021 yılında yüksek sezonda Euro lehine gelişme göstermiştir.  Ancak önümüzdeki süreçte parite gelişimi dolar lehine dönmüştür. Böyle devam edeceği varsayılmaktadır.

Borçlanmada ana parametre olan libor ise bu dönemde borçlu lehine gelişmiş ve önemli oranda düşüş göstermiştir. Olası faiz artışları libor endeksli krediler için önümüzdeki dönemde risk oluşturmaktadır. 

Enflasyon ise 2021 yılında yüksek sezonda aylık ortalamalarda önemli değişim göstererek TÜFE ortalama % 18,94 olarak gerçekleşmiştir. Maliyet baskısı konaklama sektöründe artış trendindedir.

Antalya turizm kredileri stok borçluluğun pandemi etkisi ile artış eğilimine girdiği, 2020 yılına göre 2021 yılında sabite yakın seyrettiği görülmektedir.  Bu yıl özellikle anapara ve faiz ödemeleri ilave krediler yoluyla finanse edilmiş, önemli oranda yapılandırmalar gerçekleşmiştir. 2021 yılındaki olumlu performans, bazı finansal taahhütlerin yerine getirilmesine olanak sağlamıştır.

Bir kez daha görülmüştür ki turizm sektörü olası daralmalarda yapısı gereği en hızlı olumlu ve olumsuz tepkiyi veren bir sektördür. Ancak önemli olan krizlerde erken geri dönüş gösteren nadir sektörlerden birisi olduğu da açıktır.

Sorunlar bitti mi? Hayır. Konaklamadan, tur operatörlüğüne kadar var olan turizm ekosisteminde sermaye eksikliği, nakit açığı devam etmektedir. Nakde ve nakit akışına yüksek bağımlılık / ihtiyaç önümüzdeki dönemde de devam edecek. 2020 yılında ve 2021 yılında kapalı olan tesislerin faaliyete başlaması ile bu ihtiyaçlar paralelinde 2022 yılında sektör fiyatlama riski yaşayabilir.

2022 yılında beklenen ve özlenen bir turizm sezonu geçirmek dileğiyle.tablo1tablo2


Bu Makale 01.12.2021 - 11:50:56 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.