Birgül Akgül

8 Mart Dünya Emekçi İnsanlar Günü Kutlu Olsun!

8 Mart Dünya Emekçi İnsanlar Günü Kutlu Olsun!

Sizleri büyük bir adanmışlık hikayesinin kahramanı Umut Araz ile tanıştırmak istiyorum.

Umut Hanım, Antalya Tanıtım Vakfı’nın organizasyonu ile Antalya Kadın Müzesi Prof. Dr. Jale İnan 2021 Antalya Yılın Kadını Ödülü’nün sahibi oldu. Yardım Gönüllüleri Eğitim ve Proje Derneği (YAGEP) Başkanı emekli hemşire Umut Araz, şubat ayında fazlasıyla hak edilmiş bu ödülü kucakladı. Ödül törenindeki konuşmasını dinlerken, ben de salondaki diğer katılımcılar gibi duygulanmış, zaman zaman ağlamaklı olmuştum.

Adanmış bir yardım gönüllüsüne dönüşmesi ise kendi hayatında yaşadığı zorluklardan her seferinde güçlenerek çıkmasıyla mümkün olmuş. Yaşadıkları, Umut Hanım’a müthiş bir empati becerisi kazandırmış. Fikriye olan adını, Umut olarak kendi değiştirmiş…

Çocuk yaşta evlendirilmiş bir anne ile despot ve dayakçı bir babanın 12 çocuğundan biri olarak başlamış hayat serüveni. Zorluklar içinde geçen çocukluk yılları, 8 yaşında yurda verilmesiyle farklı bir bölümün perdelerini aralamış hayatında. ‘‘İyi ki babam bizi yurda verdi, bu sayede okudum, hemşire oldum, kendimi geliştirdim’’ diyor.

Günümüzde bile azalmadığı görülen aile içi şiddeti o da 1970’lerde yaşamış. Parçalanmış bir aile, ortada kalmış çocuklar, birbirinden kopmak zorunda kalmış kardeşler... Neyse ki sonraki yıllarda, kendilerini toplayıp ayakları üstünde durmaya başlamış ve yeniden bağ kurup birlikte güçlenmişler. O ülkemizin büyük çoğunluğuna sirayet etmiş çocukluk travmalarını bahane göstererek kurban psikolojisi ile yaşamaktansa, peki şimdi ben ne yapabilirim demeyi seçmiş bir insan sevdalısı. 11 yıl önce kurduğu derneği YAGEP ise adanmışlık hikayesinin baş kahramanı.

Umut Hanımla ödül töreninde sözleştik. Elimden gelen yazmak, sesiniz olabilirsem ne mutlu bana dedim, kırmadı ve 2 Mart Çarşamba günü, her gün 17.30’da evsizlere Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesinde sundukları yemek dağıtma hizmetine beni de davet etti. Öğlenleri de belediye aş evi evsizlere yemek veriyormuş. Bunu öğrenince mutlu oldum.

Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesinde İstanbul Kafe’de buluştuk. O gün yemek almaya 30 kadar evsiz gelmişti. ‘’Normalde yaklaşık 80 kişiyiz ancak bugün hava çok yağmurlu, çoğu bu yağmurda buraya gelmez’’ dedi. Yemek aracı yaklaştı, evsizler sıraya girip yemeklerini aldı ve buldukları boş masa, banklarda ayak üstü yemeklerini yediler.

3 saatimi orada, onlarla birlikte geçirdim. Bu buluşma sayesinde, karanlık bir sokakta arkamda yürüseler korkacağım insanlara yaklaşmış, onları gözlemleme imkânı bulmuştum. Sokakta yaşamaya alışmış birinin değerlerinin ve korkularının çok farklı olduğunu, neden sokaklarda yaşadıklarını Umut Hanım’dan uzun uzun dinledim.

Umut Araz yürüttüğü çalışmalara bilimsel açıdan yaklaşıyor. Emekli hemşire olmasının yanı sıra şu an 5. üniversitesini okuduğunu söylüyor. Felsefe ve psikoloji eğitimleri almış, hisleri ile bilimi aynı bünyede buluşturmuş özel bir insan Umut Hanım. Orman yangınlarına da koşuyorlar, öğrencilere burs da veriyorlar. Desteklenmeye çok ihtiyaçları var. Yemek firmasına ödeme yapmak için, evsizlere ev kurmak, eşya ve ayakkabı almak için… En az on bin kişiye yemek verdik, şu an 60 öğrenciye burs veriyoruz diyor. Kadın Kooperatiflerinin önemine dikkat çekiyor. Rehabilite ettiğimiz insanlar bu merkezlerde meslek öğreniyorlar diyor.

Antalya’da her yıl oteller renovasyona giriyor, böyle dönemlerde YAGEP’le iletişime geçilip kullanılabilir durumdaki mobilya veya elektronik eşyalar derneğe bağışlanabilir, rehabilite edilip iş sahibi olmuş eski evsizlere kurulacak evlerde değerlendirilebilir. Yemek giderlerine sponsor olunabilir.

Şu an Antalya’da 500 civarı evsizin yaşadığını belirtiyor ve rehabilite edilip topluma kazandırılmalarının önemine dikkat çekiyor. ‘‘Kötülüklere çekilmeye, uçurumdan yuvarlanmaya çok müsaitler. Suçlular tarafından kullanılıp, ölüme terk ediliyorlar’‘ diyor. Serzenişleri de var, teşekkürleri de. ‘‘Kepez belediye başkanını sürekli sahada görüyorum, nereye gitsem orada karşıma çıkıyor Hakan Tütüncü diyor ve ekliyor Ümit Başkanımı da çok severim, şu an kullandığımız ofisimizi Muratpaşa Belediyesi bize tahsis etti, farklı projelerde de her zaman destekçimiz Ümit Uysal başkanım diyor. Muhittin Böcek çok hümanist ve vicdanlıdır, aradaki kişiler nedeniyle onunla her zaman iletişim kuramıyorum, taleplerimizin, ihtiyaçlarımızın başkana tam olarak aktarılmadığını görüyorum diyor, üzülerek ve ekliyor ‘‘Evsizler için yapılan barınma evinde şu an suçlular kalıyor, bizim çabalarımızla kurulan barınma evleri amacına uygun kullanılmıyor. Sosyal hizmetlerden psikoloji eğitimi almış donanımlı kişiler evsizlerin rehabilitasyon merkezinde görev almalı, biz yıllarca emek verip onları sokaktan kurtarıp bu barınma evine yerleştiriyoruz ancak orada gördükleri muameleler onları yeniden sokağa itiyor. Konunun hem insani hem de toplumsal bir boyutu var, evsizlerin sayısının artması kent yaşamı için olumsuz bir tehdit ve yozlaşmadır, bu kadar zengin insanın yaşadığı bir şehirde insanların sokaklarda yaşaması ayıptır’’ diyor.

Kimi psikolojik sorunları nedeniyle düşmüş sokaklara, kimi aile içi şiddet, kimi kan davası… Kim bilinçli bir şekilde sokakta yaşamayı seçer ki? Umut Araz kati surette uyarıyor. ‘’Evsizlere yardımı bireysel olarak değil, dernekler veya devlet aracılığıyla yapmalıyız. Bu insanların dünyası başka. Ne kadar yaklaşmak gerektiğini bilmek, bilinçli olmak gerekiyor’’ diyor. Sohbetimiz süresince yanına gelip gidenler oluyor. Bana ayakkabı getirecektin, bu ayağıma olmadı diyenler, abla on lira ver diyenler, benim derdimi de dinle, çok kötüyüm diyenler. Hepsi insan ve hepsi Umut Ablasını seviyor, sayıyor.

Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin Baş Hekimini naçizane tebrik etmek istiyorum. Geçtiğimiz haftaya kadar evsizlerin hastane içinde gece barınmasına izin vermiş. Elini taşın altına koymuş, belli ki halden anlayan, insan seven bir isim. Ancak bazı suistimaller neticesinde bu uygulamayı sonlandırmak durumunda kalmış. Artık evsizler hastane içindeki banklarda geceleri barınamayacakmış. 2 Mart’tan önce bana sorsalar, ne işleri var hastanede tabii ki barınmamalılar derdim, ancak artık diyemiyorum, bu insanlar ‘‘insan’’ biz onları görmüyoruz diye yok olmuyorlar. Rehabilite edilmeleri ise toplum için elzem.

Umut Hanım gibi iyilik için çalışıp, kendini ortaya koyan emekçi bir kadınla 8 Mart’a özel bir röportaj gerçekleştirdim. Ancak ben 8 Mart’ın amacından saptırılmış, kadınları ayrıştıran bir gün olarak kutlandığını düşündüğüm için bu röportaja kadın değil, emekçi insan röportajı adını verdim.

Bence en doğru yaklaşım erkekler için olmayan uygulamaların kadınlar için de olmamasıdır. Kadınlara özel yapılan her uygulama, kutlama, gün vs. kadınları ayrıştırmanın daniskasıdır. Bu yaklaşım kadınların ayrımcılığa uğramasına bilinçsiz bir şekilde hizmet ediyor. 1 yıl kadına yönelik haber, kampanya vs. yapılmasa inanın bana olumsuz olaylarda azalma gerçekleşir! Kadın sorunlarını ve imajını doğru yönetemiyoruz.

Buradan tüm emekçi insanların 8 Mart gününü kutluyorum.


Bu Makale 08.03.2022 - 08:56:31 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.