Birgül Akgül

Soru ‘sektör ne zaman toparlanır’ değil, ‘dünya ne zaman normale döner’ olmalı

Soru ‘sektör ne zaman toparlanır’ değil, ‘dünya ne zaman normale döner’ olmalı

Sektörün ne zaman toparlanacağına yönelik birçok öngörüde bulunuluyor ancak bu soruyu dünya ne zaman normale dönecek şeklinde güncellememiz gerekiyor. Bu küresel krizden tüm sektörler ciddi şekilde etkilendi. Çok güçlü devletler bile bu tecrübe edilmemiş olay karşısında çaresiz kaldı. Bu nedenle olay bir ülkenin veya sektörün değil; tüm dünyanın sorunudur, zaten bu yüzden bu kadar ciddiye alınmadı mı?

Tüm sektörlerin etkilenmiş olması toplu bir dayanışma modeline dönüşebilir

Hepimiz birbirimizin müşterisiyiz. İyi niyetli dayanışma ruhu bir yana, hayatta kalma dürtülerimiz bizi kaynaklarımızın tükenmesini engellemeye yöneltecektir. Kiracı olmazsa ev sahibi, ev sahibi olmazsa doğalgaz faturası, o olmazsa bu, bu olmazsa şu, sürekliliğini sağlayamaz. Birkaç yıl para kazanmayı değil, düzeni sürdürmeyi hedeflemek zorundayız. Patronundan işçisine, uçak şirketinden tur operatörüne tüm kurum ve kuruluşlar bu dayanışma hareketini başlatmalıdır.

Turizmde hareketlilik olsa bile 2020 beklentilerin çok altında kalacaktır

Unutmayalım ki Türkiye lüks bir destinasyon değil, bu nedenle turist profilimizi ağırlıklı olarak orta gelirliler oluşturuyor. Tüketici bilinmez bir tablo ile karşı karşıya olduğu bu dönemde harcamalarını iyice kıstı, birçok ülkede yaşanan işten çıkarma veya ücretsiz izin uygulamalarının tamamı turizm ve konaklama sektörünü direkt etkiliyor. Salgın hastalığın ardından tüketici bu yıl tatile çıksa bile büyük ihtimalle küçük molalar vererek tatil gereksinimlerini karşılayacaktır. Başka bir ülkeye gitmek yerine kendi ülkesi içinde seyahat eğilimleri artacak. Hastalığın yarattığı iki travma olan ‘’ekonomik daralma’’ ve ‘’kalabalık alan fobileri’’ maalesef sektörümüzü ciddi şekilde etkilemeyi sürdürecek.

Tüketici hijyen ve sanitasyon konularında bilinçlenecek ve çok yüksek beklentiler içinde dönecek

Düne kadar büfe kalabalık, şezlong bulamıyorum diye şikâyet eden tüketici, ilk tatilinden itibaren dedektif kesilecek. Oteller toplu hizmet verdikleri alanlarda ekstra yenilik ve düzenlemeye gitmelidir. Hatta bu ve belki de önümüzdeki yıl birçok hizmet açık havada verilebilir. Antalya sıcağını düşünürsek bu mümkün değilmiş gibi gelebilir ancak bu süreçte kendini yenileyenlerin avantaj sağlayacakları kesin.

Ramazan Bayramı iç pazarda hareketlilik yaratır mı?

Geçen yıl ‘’Krizde yerli turiste sarılan sektör, düze çıkınca kurtarıcılarını unuttu mu?’’ Başlıklı bir makale kaleme almıştım. Bu yıl mayıs, hazirandan değil, ancak belki temmuzdan başlamak üzere birkaç aylık bir hareketlilik yakalanabilir, bunu da mayıs ayı belirleyecektir. İnsan eğilimlerine bakıldığında travmaların atlatılma, normal sayılma, kabullenme süreleri (elbette travmanın şiddetine göre değişecektir) 6-12 ay olarak belirtilmektedir. Bu kriz geçtiğimiz yıl ekim, kasım aylarında yaşanmış olsa idi belki haziran gibi hareketlilik başlayabilirdi. Ancak dünyadaki dalganın bize geç ulaşması ve bizdeki vaka sayılarının hızlı artışı, aşının 12-18 ay daha piyasaya sürülemeyeceğinin aktarılması, ekonomimizin ciddi şekilde yara almış olması gibi nedenler ile ramazan bayramından beklenti içine girmemiz hayal kırıklığı yaratabilir. Aylarca dükkân kapatan, iş yerleri çalışmayan, uçağı uçmayan insanlar sizce önümüzdeki ay tatile çıkarlar mı?

Bu yıl turizmde hareketlilik yaşanırsa bu küçük otellerin lehine olabilir

Küçük oteller ve villalar bu yılın en tercih edilen konaklama yerleri olabilir. Ben tüketicinin kısıtlanma hissinin onu temmuz ayından itibaren seyahat etmeye teşvik edeceğini ancak bu eğilimin yurt dışı veya uzak yerlere gitmek yerine, yaşadığı yere yakın (3-5 saatlik kara yolculuğu ile) bölgeleri değerlendirme şeklinde gerçekleşeceğini düşünüyorum. Nisan ve mayıs ayları, sonraki aylarda yaşanabilecek eğilimin belirleyicisi olacaktır. Bu iki ayı iyi analiz etmek gerekiyor.

Salgın hastalık, gemiyi hızlı terk edenler ile mücadele verenlerin ayırt edilmesini sağladı

Önceki yazımda Kalifiye işveren aranıyor demiştim, yazım özellikle turizm çalışanlarından ilgi ve destek gördü. Henüz ilk vaka görülmüştü ki birçok firma çalışanlarına ‘’cebinde paran var mı’’ bile demeden onları ücretsiz izne gönderdi. Bir de ‘’bu süreci bir süre gözlemleyeceğiz, size sahip çıkacağız, önümüzdeki aylarda yeniden değerlendirmelerde bulunacağız’’ diyerek yöneten, çalışanını anında yarı yolda bırakmayan itibarlı kurumlara şahit olduk. Krizin ardından kurumların tercih edilme veya edilmeme nedenlerini bu ortamda sergiledikleri yaklaşımları belirleyecektir.


Bu Makale 10.04.2020 - 16:15:55 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
  • Serkan Koç 15.04.2020 - 11:45

    "Hayatta kalma dürtülerimiz bizi kaynaklarımızın tükenmesini engellemeye yöneltecektir..." ???????????? Umuyoruz ve böyle olmasını diliyoruz... Kaleminize sağlık...

  • Yelda Karaca 13.04.2020 - 08:55

    Turizm sektöründe kadın vizyonerler gittikçe daha fazla yer alıyor, bunlardan biri de sizsiniz Birgül Hnm. İlgiyle takip ediyoruz. Sevgiler.

  • EMİR HEPOĞLU 13.04.2020 - 03:24

    Birgül hanım tebrik ederim çok yerinde ve doğru tespitler bunlar.

  • Pelin EROL 13.04.2020 - 02:48

    Takip ettiğim nadir yazarlardansınız, Gerçeklik ve vicdan neyi gerektiriyorsa kelimeleriniz hepsini karşılıyor.

  • Bulent Bulbuloglu 11.04.2020 - 05:53

    Birgül hn cok dogru tespitlerde bulunmus yazdıklarının hepsine katılıyorum.Turızmı cok ıyı bıldıgını soyleyen otorıtelerden daha gercekcı bır yaklasım kaleme almıs.Tebrık ederim.

  • Mehmet Güneli 10.04.2020 - 08:16

    Güzel bir yazı tebrik ederim.

  • Pirdal dinçer 10.04.2020 - 08:07

    Katılıyorum bencede Peki Ama küçük bi süpriz olabilirmi Hanı insanlar ülkelerinden bunalıp kendini dışarı atabilirmi

Yazarın diğer yazıları
Tüm Yazıları
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.