Zafer Cengiz

Bakan Günay acaba Godot'yu mu bekliyor?

Ülke turizminde erişilen noktada, ekonomik yönden çok dikkate değer bir konuma gelindiği ve hacimsel olarak büyük eşiklerin aşıldığı malumdur. Bugün (gözüken haliyle) 30 milyon yabancı turist ağırlayarak 20 milyar dolarlık turizm girdisi sınırlarını aşan Türkiye’de turizm endüstrisi yine dikkatleri topluyor. Fakat bu mekanizmada yaşanan sıkıntıların (artık) aşılması konusunda hemen hiçbir gündem oluşmamaktadır.

Araştırmacı turizm yazarlığı misyonumuzda, yıllardır bu yaralara sürekli olarak parmak bastık. Özet olarak tekrar ifade edelim; Türk turizminin hak ettiği nokta, gelinenin 2-3 kat ötesindedir ve turizm ekonomisi sayesinde bu ülke çektiği sıkıntılardan rahatça kurtulabilir. Ama bunun için gerekli ortam, oluşan yapısal darboğazların aşılması için sürekli ertelenen önlemlerin alınmasından geçmektedir. 
 
Turizmin sorunları kapsamında piyasada dile gelen konular, tamamen yüzeysel sonuçlardır. Ustalık dönemine gelindiği ‘ifade edilen’ bir dönemde, artık bunların (daha fazla zaman kaybetmeden) çözümü için somut adımların önünde (zihniyetler dışında) hiçbir engel yoktur. Yakın tarihte yaşanan gelişmeler ışığında her şey açıklığa kavuşmuş olsa da, basiretler bağlanmışçasına sorunlar sürdürülmektedir. 
 
TURİZMİN DARBOĞAZLARINDA YAKIN TARİH KRONOLOJİSİ 
Durumu tekrar açık ve net şekilde sergilemek gerekirse, 1970’lerde niyetlenilen turizm atılımlarında beklenen gelişme, 1980’lerdeki Özal tedbirlerinin getirdiği ivme ile hızlanarak 1990’larda Türkiye’de turizmin ‘hızla palazlanması’ ortamı gerçekleşti. Fakat planlama ve örgütlenme altyapısındaki detaylar yetersiz olduğundan, belirmeye başlayan ciddi sorunlar nedeniyle de engeller iyice belirginleşti.  
 
2000’lerin başlarında erişilen bu noktada, sağduyulu çözüm arayışları süreci sonucunda 2003-2005 döneminde girişilen “turizmde 2'inci hamle” çıkışıyla ilk toparlanma atılımına girişildi. Bu dönemdeki Bakan Erkan Mumcu ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “özgün” konuşmalarına, aşağıda verilen bağlantıdan erişerek rahatça detayları değerlendirebiliriz. Durum özetini de, kronoloji tablosundan algılayabiliriz. 

 
2005 başlarında göreve gelen Bakan Atilla Koç döneminde ise, söz konusu birikimi kalıcı ve sürekli hale getirerek tescilleyen bir eylem gerçekleştirildi. 2023 Turizm Stratejisi ve ilk dönem için detaylı eylem planını içeren bu atılım, 2007 başında Resmi Gazetede de yayınlanarak ‘resmen’ yürürlüğe girdi. 2 ay sonra 5 yaşını dolduracak olan bu planın belgelerine de, aşağıdaki adreslerden ulaşılabilir. 
 
Sonuç ve çok özet olarak değerlendirmemiz şöyle; Türk turizminin gelişme döneminde yakalandığı hastalıklar sonucunda ciddi bir konsültasyon yapılmış ve reçete olarak 2023 Stratejisi yazılmıştır. Bu kararlı ve tutarlı (hastalığa karşı ilaç) sürecin neden uygulanmadığı ise, hala belirsizliğini korumaktadır. Hastalık mı geçmiştir? Yoksa geçiştirilerek tedavisi ihmal mi edilmektedir? Bir bilenler söylesin…!
 
İşin daha da vahim yönü, gelişen turizmimizin cephelerinde (her türlü olumsuzluklara rağmen rakiplere karşı) kahramanca çarpışan tüm turizm paydaşlarının bu duruma nasıl bu kadar uzun sürelerdir ‘duyarsız’ kalmalarıdır. Biz (yazarlık görevimizle) üzerimize düşen çabaları yaparak 2010 yılı boyunca defalarca bu kritik durumun altını çizdik ve sustuk. Ama fiili durum halen ve ısrarla sürdürülmektedir. 
 
TURİZMİN İÇİNE DÜŞTÜĞÜ DARBOĞAZLAR NASIL AŞILACAK?
1971’den bu yana (hasbelkader) edindiğimiz planlama bakış açısı taşıyan makro turizm tecrübemiz ile net bir şekilde gördüğümüz bu olumsuz durum, hiç de iç açıcı değildir. Turizmin vitrininde sergilenen ışıltılı ürünlerin arkasındaki depo ve imalat tezgahlarında, çok vahim manzaralar süregelmektedir. Oluşan turizm endüstrisinin temel yapısı ise, gelişme depremleri karşısında iyice yetersiz kalmıştır. 
 
Bu gerçekçi koşullar karşısında, sağduyulu çözüm ‘günü kurtarabilerek mutlu olmak’ değildir. Eskiyen ve yetersizliği yıllardır defalarca kanıtlanmış olan planlama ve örgütsel altyapının değiştirilmesi ise, artık ‘kaçınılmaz’ bir haldedir. Burada- Planlama: “Ne yapılacak?” ve Örgütlenme- “Nasıl Yapılacak?”gibi temel sorulara cevap arayan-bulan-uygulayan mekanizmaların oluşturulması ve uygulanmasıdır. 
 
Hal böyle iken, ustalık dönemine girdiğini kendisi açıkça ifade eden bakanımızın, dün İstanbul’daki silüet konusundaki (rant lobicilerini azarlayan) demecindeki satır arkası, bizi çok fena üzmüştür. Zira, her kentte ve herkesin arkasına polis katılamayacağı için yapılması gereken, konuyu kamuoyunda dile getirmek değil, toplumsal duyarlılığı yerelde uygulayacak olan STK kültürel altyapısını geliştirmektir. 
 
Bu hastalığın ilacı ise, 5 yıldır cebinde gezen 2023 stratejisindeki “Turizm Konseyi” reçetesindedir. Her kent ve yöredeki tüm paydaşların yasal platformda bir araya gelerek sürekli ve kamusal dayanışma içinde çalışmaları ile gelişecek turizm kültürü, her destinasyonu düze çıkaracak modeldir. 5 yıldır eczaneden bu reçeteyi yaptırarak kullanmayan bakanımız, nasihat ve çıkışmalarla mı düzen kuracak? 
 
Artık her şey açıklığa kavuşmuş ve turizmin müzmin hastalıkları gereksiz ve çekilmez bir konuma erişmiştir. Üstelik (hasta gezip yıpranarak ömrü kısaltmak misali) uğranan makro kayıplar ve yitirilen zaman gibi unsurların baskısı ile birlikte, gelecek kuşkusu gibi kabuslar da yaralara tuz-biber ekiyor. Turizmin aktif ve pasif tüm paydaşlarının bu durumu idrak etmeleri ve çözüme odaklanmaları gereklidir. 
 
Diğer yandan, artık “usta bakanımız”ın da bulunduğu görevin kapsamında ‘uygulama sorumluluğu’ da bulunduğunu idrak ederek ‘gereğini yapmak’ gibi bir atılıma girmesi için (herhalde) turizm sezonunun açılması beklenmeyecektir. Eski turizm bakanlarının büyük mazeretleri vardı; Yetkisizlik, görev süresi kısalığı, belirsizlik gibi koşullar onları tarihe mal etti. Güncel koşullarda ise, bakanımızın mazereti ne? 

Artık bugün;bir durup- bin düşünmenin ve (kış uykusu rehavetine düşmeden) harekete geçerek gayet net olan makro çözümlerde aktifleşmenin tam zamanı değil mi? Yoksa Godot’yu mu bekliyoruz? 

http://www.kultur.gov.tr/TR/belge/1-6815/eski2yeni.html - Mumcu & Erdoğan / Açılış

http://www.kultur.gov.tr/TR/belge/1-61449/turizm-stratejisi-2023.html  - RESMİ PLAN Sayfası

http://turizm-stratejisini-masaya-yatırıyoruz/?tg=guncel&i=2722
- PLAN Özeti & EYLEM Tablosu

http://turizmguncel.com/haber/bakan-gunaydan-rant-acgozlulugu-uyarisi-h8348.html  - Dünkü Günay Haberi & Yorum
 

Bu Makale 06.12.2011 - 17:17:29 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
  • Zafer Cengiz 17.12.2011 - 04:11

    Kıymetli yorumkatkılarınız için teşekkürler Sn.Can... EteSüte girmeksizin Turizmin Türkiyeyi DÜZE ÇIKARTACAK bir enüstri haline gelebileceği Artık AŞİKAR hale gelmiyor mu...??? Azıcık İHTİMAM ile girilebilecek bu süreçte (ezilen personel bile dahil) HERKES MUTLU olmayacak mı...??? Bu mutlu yarınları engelleyen durum ise (ancak) BASİRET BAĞLANMASI kavramıyla ifade edilebilir... Bize düşen görev (araştırmacıyazar misyonumuzla) DOĞRULARI SERGİLEMEK... Sn.Erdoğan ise (fikir değiştirmediyse?) yazımız altında yer alan 2004 yılı konuşmasında (göz yaşartıcı düzeyde) turizme inandığını açıkça İLAN etmiştir... Bugün bakanınız (5 yıldır yürürlükteki) 2023 stratejisini uygulamıyor diye konuyu başbakana götürmek (herhalde?) bize düşmemelidir..? Ne dersiniz...???

  • Zekeriya Can 15.12.2011 - 10:44

    Sn Cengiz,Sn Bakanımızın Mazereti,Yetkisiz yetkili olmaktır.Gorunen o ki bütün ipler Sn Basbakan da.Öyle,olmamış olsaydı.Herşeyden önce Dunyanın en pahalı YAKIT,ELEKTRIK,ILETİŞİM,ALKOLLÜ İÇECEK,ET SÜT ÜRÜNLERİNİ kullanan Türk Turizimcisinin sesine yanıt alınırdı.Bundan Sn Bakanın bihaber olmasının imkanı yok.Peki bilmezmi Sn Bakan.Bu maaliyetler ile turizmcinin tek oynayabileceği kalem personel maaliyetidir.Buda kaliteyi aşağı çekecektir.Aşırı fiyatlandırmanın kaçakçılığı körükleyeceğini,daha kaç insanın telef olacağı olasılığını bilmezmi Sn Bakan.Kısacası,bugünün problemlerini çözme yetisini kaybedenlerden.Ciddi bir çalışma ve insiyatif gerektiren,ileriye dönük planlamaya girmelerini beklemek iyimserlik olur.Kısacası,GODOTYOyu beklemeyen tek insan Sn.Başbakan.Eğer çözüm isteniyorsa,olumlu veya olumsuz net cevap isteniyorsa.Gidilecek yer Sn Erdoğanın makamıdır...

  • Zafer Cengiz 14.12.2011 - 04:47

    Azıcık kötümser yorumunuza ve özellikle de gemi örnekli uyarınıza teşekkürler Sn.Girişimci... Bu vesileyle de 35 satır daha NETYORUM yapalım: Türk Turizmi ile yakından haşırneşir olarak YAŞLANMIŞ ve kaşarlanmış bir UZMAN olarak GEMİNİN her yerini (göz ucuyla bile olsa) TAKİP etmekteyiz elbette teknedeki misafir yolcu misali NETleşen ACİL sorunları (kenimizce) gemidekilere DUYURMAK UYARMAK görevimizi HAYATİ VİCDANİ yönlerden (her koşulda) sürdürmek zorundayız... AMA Ümitliyiz Zira olmaz bu kadar sınırına gelinmiş ve ÇOK da ZAMANLAR YİTİRİLMİŞTİR... Artık TÜM gemideki TAYFALAR ( hatta YOLCULAR bile) Uzunca süren KIŞ Uykularından ATELETTEN UYANARAK GEREKLİ TEDBİRTOPARLANMA ATILIMI Sürecine ACİLen girmelidir... Yoksa Açık denizlerde gerçekten DURUM VAHİMdir...?

  • Girişimci 13.12.2011 - 01:33

    Daha önce de benzer yazılar yazdınız, bu turizm stratejisi neden uygulanmıyor diye dinleyen oldu mu. bundan sonra olur mu. zannetmem. bir yolculuğa çıkarken önce geminizi tamir edersiniz yola dayansın diye, yeterince erzak ve mürettebat alırsınız. işte strateji denen rotaya ondan sonra girersiniz. sektörde işler fena değil ama potansiyelinin çok altında. o halde durum kötü değil mi. peki kaptan köşkünde işler yolunda mı sizce. onu bir de ordakilere sorun. offtherecord neler söylerler size.

Yazarın diğer yazıları
Tüm Yazıları
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.