İkinci konutların yanına otel ekleyelim, turisti 12 ay bağlayalım

Savaş Daş-Turizm Güncel
 

Türkiye’de Özal’ın başlattığı hamleyle turizm sektörü her yıl ortalama yüzde 8 ila 15 arasında düzenli olarak büyüdüğünü ve dünyada turist sayısı bakımından 7, Döviz gelirleri bakımından 9. sıraya yerleşerek herkesin gıptayla baktığı bir turizm bölgesi haline geldiğini belirten Çakır, bu gelişmenin yeterli olmadığını ve Türkiye gibi üç kıtanın merkezinde duran, kimilerine 3, kimilerine göre 5 bin yıllık bir ülkenin daha iyi yerlerde olmayı hak ettiğini söyledi. Çakır, “ Turist sayısındaki ve gelirlerdeki artışın yegane nedeni şehir ve resort otelciliği değil, aynı zamanda turizmi çeşitlendirerek kongre, sağlık, golf turizmi gibi daha pahalı turizm alanlarına dair vizyon geliştirmemizin sonucu. Dolayısıyla bizim de önümüzdeki hedeflerimiz bu olmalı ve önümüzdeki 10 yıl çok sıkı çalışarak Türkiye’yi ilk üçe yerleştirebilmeliyiz” diyor.

Recai Çakır ile yaptığımız söyleşiden öne çıkan başlıklar şöyle:

ÇEVRE KALİTESİ DÜŞÜK

Son yıllarda oteller çok yüksek standartlara ulaştılar. Ancak çevre anlamında bakıldığında çevrenin aynı noktada olmadığını görüyoruz. Buna ilaveten bir de ulaşım sorunları hala çözülebilmiş  değil. Bunları çözdüğümüz zaman Türkiye ilk üçe oynayacak bir ülke. Bana göre Avrupa’dan BDT ülkelerinden ve diğer önemli şehirlerden Türkiye’nin turizm bölgelerine direkt uçuşların başlaması gerekiyor. 
 

Ayrıca, biz yine ikinci konut olarak adlandırdığımız, yazlık yerlerdeki villaları ve evleri yeni konseptler ekleyerek ve bunları otellerin yanına inşa ederek  otel hizmetleri verdiğimiz rezidanslar yaratabilirsek, hem yüksek kalitede konaklama hizmeti sunarız, hem de orada ev alan turistleri yılın 12 ayı ülkemize bağlayabiliriz. 

VİLLALARI VE EVLERİ OTEL OLARAK İŞLETİYORUZ

Kadıkale Resort adlı bir otelimiz var işlettiğimiz. Ama biz az önce bahsettiğim rezidans artı butik otel sistemini kurduk ve Gardens of Babylon ismiyle Bodrum’da bir yıldır faaliyette. Tamamen yüksek kalitede olan ve günlüğü 500 eurodan başlayıp 1500 euroya kadar çıkan çok üst segmente hitap eden villaları ve evleri otel olarak işletiyoruz. Son yıllarda Türkiye’de rezidans kavramı çok duyulmaya başlandı ancak gerçek rezisans, bir otelin yanındaki apart otel aneksidir. Yoksa biraz lüks konut yapanlar adına rezidans diyorlar, bu doğru değil. 

 

Sistemi 12 ay çalışacak şekilde kurduk. Burada sağlık ve spa turizmine yöneldik. Dr Ender Saraç ile bir anlaşma yaptık ve Saraç’ın danışmanlığında burada 12 ay boyunca hizmet veren sağlık ve yaşam merkezi kurduk. 3 bin metrelik bir spa merkezi ve 500 kişilik bir kongre merkezimiz var. Dolayısıyla, hem kongre merkezi, hem sağlık hem de spa ile 12 aya ulaşmaya çalıştık. Gardens of Babylon’u Babil’in Asma Bahçeleri’nden esinlenerek yaptık ve kendi içinde özel bir konsepti var. Gardens of Babylon’un her odasına ayrı bir krallığın odası inşa edildi.  Osmanlı, Roma, Mısır…

2-3 YIL ÖN ÖDEMESİZ 10-12 YILLIK KREDİLER GEREKİYOR

Türkiye’de yeni ve kaliteli otel yatırımları sürekli artıyor ve bu anlamda Avrupa’nın bile ilerisindeyiz. Şimdi yapılması gereken şey, eski otelleri de yenilemek. Ama hala Türkiye’de buna dair hala finans sıkıntıları yaşanıyor. İşletmeciler mesela 2-3 yıl ödemesiz 10-12 yıllık kredilere ihtiyaç duyuyorlar. Finansman sorunu çözüldüğü taktirde Türkiye’deki turizm potansiyeli bir anda iki katına çıkar. Turizm yatırımları çok pahalı olmaya başladı. 5 yıldızlı oteli geceliği 70-80 auroya satıyorsunuz. Avrupa’da 3 yıldızlı konaklamak bile en az 150 euro. İstanbul mesela bunların arasından sıyrıldı çünkü şehir oteli yılın 12 ayı açık ve Kültür Başkenti olmasından dolayı popüleritesi oldukça yükseldi. Neticede İstanbul’un 5 yıldızlı otellerde oda fiyatları 200 euro civarına geldi. İşte bu değişimi tüm Türkiye sathına yaymak zorundayız. 

TÜRKİYE’DE TURİZM PLANLAMADAN YOKSUN

Otellerin gelişigüzel çoğalması da ayrıca bir planlama sorunu. Bunun planlamasını devletin yapması gerekiyor. Ülkenin ne kadar doktora, ne kadar mühendise ihtiyacı olduğunu belirler ona göre fakülte açarsınız. Ama bugün bakıyorsunuz sürekli edebiyat fakültesi açılıyor. Türkiye’nin bu kadar edebiyat fakültesine ihtiyacı mı var? Turizmde de durum farklı değil. Türkiye’nin turizme dair bir mastır planı yok.  Mastır planlar çıkarılıp, mesela önümüzdeki 10 yılda Türkiye’nin ne kadar yeni yatağa ihtiyacı olduğu belirlenip yatırımların ona göre düzenlenmesi gerekiyor.