Putin ve Erdoğan bugün buluşuyor, peki taraflar görüşmeden ne bekliyor?

Putin ve Erdoğan bugün buluşuyor, peki taraflar görüşmeden ne bekliyor?
Moskova bugün Türkiye ile Rusya arasında "normalleşme ve iş birliği" temalı çok önemli bir zirveye ev sahipliği yapacak. Türkiye-Rusya Üst Düzey İşbirliği Konseyi'nin (UDİK) 6'ncı toplantısı, Kremlin Sarayı’nda bugün gerçekleşecek. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in resmi konuğu olarak öğlene doğru Moskova’ya gelmesi bekleniyor. Erdoğan’ın beraberinde sekiz bakan bulunacak. Peki görüşmede tarafların beklentileri neler?



 
Uçak krizinin ardından ''normalleşme'' sürecine girdiği ilan edilen ilişkilerde çok sayıda önemli gündem maddesi bugün Kremlin’deki görüşmelerde masaya yatırılacak. İki ülkede yatırım projelerini destekleyecek 1 milyar dolarlık ortak fonun imzası da bugün Moskova'da atılacak.
 
Ancak zirvenin ana konusunun Suriye krizi olacağı belirtiliyor ve Moskova müzakerelerinin, pozisyonları son dönemde yakınlaşan ve IŞİD’e karşı ortak askeri operasyonlara imza atan iki ülke açısından Suriye'nin geleceğine dair büyük önem taşıdığına vurgu yapılıyor. 
 
Münbiç, Rakka ve bölgedeki PYD varlığı ile ABD güçlerinin durumu ve olası ortak politikalar ÜDİK zirvesinde değerlendirilecek. 
 
Moskova zirvesi, tarafların ve diğer yandan toplumların talep ve beklentileri açısından ne ifade ediyor? Kim ne bekliyor? TürkRus'ta yer alan değerlendirmeye göre, bu konuda genel görünüm şöyle:
 
TÜRKİYE  TARAFI: 
 
Ankara, uçak krizi sonrası “normalleşme” sürecinin gereken ve istenen hızda ilerlemediği, Türk tarafı gerekli adımları atarken Rus tarafının özellikle yaptırımların kaldırılması konusunu “ağırdan aldığı” düşüncesinde. Özellikle Suriye krizinde Rusya ile uyumlu politikaları reel politik açısından artık "kaçınılmaz" bulan Erdoğan, yaptığı açıklamalarda sorunları fazla öne çıkarmadan Rusya ile iş birliğinin önemine atıfta bulunsa da, hükümetin ekonomi kanadı bu "yavaşlıktan" duyduğu rahatsızlığı sık sık dile getiriyor. 
 
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin ekonomik yaptırımların kaldırılması konusunda Rusya’nın gönülsüzlüğünü daha net ve eleştirel ifadelere dile getirmesi gözden kaçmıyor. 
 
Türk tarafı, uçak krizinin “özür mesajı” ile aşılmasının ardından Ankara’nın Moskova’yı memnun edecek adımlar attığını, Suriye’deki politikalarını "karşıtlık"tan "paralelliğe" taşıdığını, Türk Akımı gaz boru hattına onay verdiğini, Akkuyu nükleer santrali ile ilgili taahhütlerini yerine getirdiğini, yani “normalleşme” yolunda üzerinde düşeni fazlasıyla yaptığını düşünüyor. 
 
Türkiye açısından şu an, ticari-ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi, dış ticarette 100 milyar dolarlık hacim hedefine odaklanılması, milli paralarla ticaretin yaygınlaştırılması, tarımsal ürünlere konulan yaptırımların tamamen kaldırılması, turizm sektöründe eski seviyelere dönülmesi, Türk vatandaşları ve şirketlerinin Rusya’da yaptırıma konu olan çalışma haklarının geri verilmesi, vizesiz rejime kademeli de olsa geri dönülmesi talepleri masada.
 
Diğer yandan AB ile ilişkileri gittikçe gerilen Ankara'nın, "Rusya ile güçlü müttefikiz" mesajı vermeye ihtiyacı olduğu, bu yüzden Moskova zirvesinden somut kazanımlar çıkmasa bile Erdoğan'ın hem Türkiye'ye hem de dünyaya, "sağlam Moskova-Ankara ittifakı" fotoğrafı sunmak istenmesinin önemine dikkat çekiliyor.
 
RUSYA TARAFI: 
 
Rusya’daki genel görünüm, savaş uçağının düşürülmesinin “özür mesajı” ile normalleşme adımları atılsa da, ilişkilerin eski seviyesine hızlı bir şekilde dönülmesine imkan vermeyeceği, “kademeli” normalleşmenin zaman alacağı yönünde. 
 
Üstelik bu konuda adımların atılmaya başlandığı bir dönemde Ankara’daki Rusya Büyükelçisi Andrey Karlov’un öldürülmesi, bir kez daha “frene basılmasına” gerekçe oldu. 
 
Bir anlamda Moskova’daki kanaat, yaşanan sorunların Türkiye’nin ödemekte olduğu “bedel” olduğu yolunda. 
 
Bu açıdan Rusya kendisi açısından kazanımlar elde edilmesi yolunda (Suriye, enerji projeleri buna örnek) son derece aktif bir tutum izlerken,  Türkiye’nin talepleri konusunda acele etmiyor. 
 
Tarımsal ürünlerde yasak, “yerli üreticileri koruma” gerekçesiyle kademe kademe kaldırılıyor. Türk vatandaşlarının ve şirketlerinin çalışma yasakları masaya getirildiğinde “Zaten eski şirketler ve çalışanlar faaliyetlerine devam ediyor, kapsamlı bir sorun yok” deniyor. 
 
Vize sorunu masaya getirildiğinde, “IŞİD tehdidi ve Türkiye’deki darbe girişimi sonrası faillerin kaçmasına imkan yaratılmaması vize rejimi iki tarafın da güvenliği açısından şu aşamada kaldırılamaz” izahatı yapılıyor. 
 
İş çevrelerinden vize ilgili gelen şikayetlerde ise, “İş adamlarına kolaylık sağlanması için çalışmalar sürüyor. Listeler hazırlanıyor. Bu sorun belli bir vadede aşılacak” deniyor. 
 
Yani Türkiye’den gelen talepler reddedilmiyor ama "hızlı bir kabul” de söz konusu değil. Rusya, “normalleşme”nin hızından memnun ve bunu hızlandırma gibi bir önceliği yok.
 
Diğer yandan pek çok analist, Erdoğan'ın Batı ile ilişkilerde yaşadığı sorunların Putin ile daha "yakın fotoğraf" vermesinin önemini arttırdığınıi Kremlin açısından bunun bir koz olduğunu vurguluyor.
 
Bugünkü zirvede, tarımsal ürünlerde "domates yasağı"nın kaldırılması bekleniyor ama bu Türkiye'yi tek başına tatmin edecek bir adım olmayacak. Ayrıca ortak yatırım fonu kurulması da Rusya ve Türkiye açısından "ileri adım" olarak vitrine çıkıyor. Ayrıca zirvede Türk ve Rus Kültür ve Turizm Bakanlıkları arasında imzalanacak anlaşmayla, 2019 yılı iki ülke arasında karşılıklı kültür ve turizm yılı ilan edilecek.
 
Rusya açısından önemli bir konu da Türkiye S-400 füze sitemlerinin satılması. Moskova, ilişkilerde Akkuyu santrali ve Türk Akımı projesinden sonra S-400 satışı ile yine önemli kazanç peşinde.
 
Bu arada Akkuyu nükleer santralinde  "bürokratik" sorunların tamamen aşılması ve inşaaata bu yaz kesin olarak başlanması da Rusya'nın beklentisi.
 
RUSYA’DAKİ TÜRK TOPLUMU: 
 
Çalışma ve ticari faaliyet yasakları, vize sorunları gibi konularda tatmin edici bir ilerleme olmaması, Rusya’da uzun yıllardır yaşayan-çalışan vatandaşlar açısından artık dayanılmaz sorunlar yaratıyor. Pek çok kişi Türkiye’ye dönmek sorunda kaldı. Pek çok Türk-Rus aile bölündü. Rusya’da geçici ya da daimi oturma izni olanlar bu tür hukuki sorunları daha az yaşıyor ama ticari faaliyetlerde yaptırımlar yüzünden yaşanan engeller, zaten ekonomik kriz yüzünden işleri bozulanlar iyice çıkmaza sürüklüyor. 
 
Son dönemde işleri iyice bozulan, dayanma gücü azalan pek çok işadamı arasında “Mart ayındaki zirvede de sorunlar çözülmezse, Rusya’da hayatı sürdürmek ekonomik açından imkansız ve anlamsız  hale gelecek” kaygısı çok yaygın.
 
Bu arada Rusya'daki Türk toplumunun uzun süredir  beklediği Moskova Yunus Emre Türk Kültür Merkezi'nin binasının satın alındığı ve çok yakında açılacağı haberi, zirve ile ilgili güzel gelişmelerden biri olarak not ediliyor.
 
Farklı kaygı ve hesapların gölgesinde gerçekleşecek zirveden çıkacak sonuçlar iki ülkede de "ihtiyatlı iyimserlikle" bekleniyor.



Bu Haber 10.03.2017 - 10:16:29 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.