Mehmet Mülayim

Zehir Zemberek, Kıbrıs Turizm’i 2 - Kıbrıs’ta otel yöneticisi olmak.

İlk yazım ‘Kıbrıs’ta turizme acı bakış açısı’ na aldığım yorumlar ve tepkiler beni heyecanlandırdı ve çok hoşuma gitti. İnanıyorum ki; önemli olan sektör içinde saygılı bir serbest kürsü yaratabilmekse, konuları tartışabilmekse, makalem işe yaradı, beyin fırtınası oluştu ve en önemlisi az da olsa farkındalık yarattı.
 
 
Ben deneyimli sayılabilecek bir otel yöneticisiyim. 26 senedir nereyse aralıksız büyük bir meslek aşkı ile otellerde nefes alıp veriyorum. Ellerinizden öper, 2 evladım babalarını görebilmek için otel koridorlarında, odalarında ve lojmanlarda büyüdü.

Kıbrıs’a giderken çok şey hayal etmişim galiba. İkizler burcuyum, onun verdiği hayalperestlik olsa gerek. Kıbrıs benim için tam bir maceraydı. Maceralar güzeldir, hayata renk ve heyecan katar…
Çalıştığım otele adımımı attığım ilk gün diğer yöneticiler ile tanışmak istedim ‘Yok’ dediler, şaka gibi ama dev gibi tesiste, housekeeping müdürü, ön büro müdürü, satış müdürü ve ekibi, aşçıbaşı, yiyecek-içecek müdürü ve servis müdürü vs. hepsi önceki genel müdür ile birlikte yavru vatandan ana vatana dönmüşlerdi.

İşte o zaman profesyonel yaşamımda gerçek bir deneyime adım atmış olduğumu anladım ve bundan zevk almak için kendimi motive ettim. Kolları sıvadık ve öncelikle ana sıkıntıları çözmek üzere ortaya döktük.

Kıbrıs’ta otel yönetmede aşılması gereken 3 ana zorluk olduğu ortadaydı. Yazması, okuması kolay, bu zorluklar tesislerin hizmet kalitesini, operasyon maliyetini ve karlılığını direkt etkileyen unsurlar.
1 – Mal tedarik etmek; 1 Sebzeci, 3 et toptancısı, 3 beyaz et toptancısı ne verirse verilenleri pazarlıksız almak zorundasınız. Öyle Türkiye’den getiririm hayallerine kapılmayacaksınız. Unutmamalı ki KKTC’de bir devlet, nasıl Türkiye’ye bir şeyi ithal etmenin ağır kuralları varsa, orada da fazlasıyla var, hatta oldukça da korumacı. Ancak korunanların korunmayı hakedecek şekilde işlerini yaptıklarını söyleyemeyiz. 
Gümrükler grevde değilse, bayram veya diğer tatillere denk gelmezse, evrak eksiğiniz yoksa, mesai bitmediyse ve şanslıysanız malınızı sokarsınız. Kıbrıs’tan alacağınız tüm mallar oldukça yüksek bedelle otel depolarına gelecek. İçkinin dışında her şey pahalı. Bu maliyetlerle de Ana Vatan’la ve tüm diğer Akdeniz tatil beldeleriyle destinasyon olarak rekabet etmeniz gerekiyor. Türkiye maliyetlerine inmeniz oldukça zor.

2 – Personel ve Yönetici bulmak; Bu konuya haftaya daha detaylı değineceğim. Ancak Kıbrıslı yetişmiş, deneyimli personel bulmak oldukça güç, yönetici ise turizm sektöründe parmakla sayılır. Benim rastladığım, takdir ettiğim başarılı Kıbrıslı yönetici bir Cratos’ta Pembe Çelik vardır, başkada hatırlıyorum desem yalan olur. Taşıma su ile değirmeni döndüreceksiniz başka çareniz yok. Türk çalışanlarımızın büyük çoğunluğunun gözü ise haklı olarak Ana Vatanda. En yakın zamanda, kendilerine göre ilk iş bulduklarında istifayı basıp kaçacak haberiniz olsun. 

3 – Satış ve Pazarlama; KKTC dünya arenasında kabul gören bir devlet değil. Bunun etkisi ile TC pazarı dışında fazla beklenti içinde olmamak lazım. TC pazarı ise yazı dizimin ilk bölümünde belirttiğim şartlara bağlı. Size iş getirenlerin bir kısmı ‘hep bana, hep bana’ tarzları ile size nefes aldırmayacak. Elinizde onlara mahkûm, seçenek çok değil, pazardaki herkes ile çalışmak zorundasınız, kapris yapma lüksünüz yok. Yabancı pazarlarda gelişme var ancak daha kat edilmesi gereken yol fersah, fersah uzun. Yurt dışı pazarlar ağırlıklı olarak fiyat odaklı. Zaten devletten alınan teşvikler var, sizde fiyatı kırdınız mı Yaz aylarında 299€-399€’ya uçak dahil paket alan Avrupalı turist tesisinizi doldurur. Maliyetler kurtarmaz ve kaldınız mı Casino misafirlerine… 
Bu 3 ana zorluğa ek olarak bazı özel Genel Müdürlük meziyetleri daha taşımanız lazım… 

- Kelle Avcısı; Söylediğim gibi işe başladığım gün bomboş karanlık ofisler bana bakıyordu. O zaman da Kelle Avcılığı başladı. Kıbrıs’ta normal yollardan yönetici veya eleman bulmak oldukça güç. Tanınmış IK partallarından ilan verdim 14 kişi başvurdu, Antalya’da aynı ilanı verdiğimde 600-700 kişinin altında başvuru olmuyordu. Devamlı etraftan birilerini bir şekilde ayartmak için çaba sarf etmeniz gerekiyor. Eğer boş durursanız sizden diğer tesislerin aldıklarının yerini dolduramazsınız. Tüm otel personellerinin hayali ise Casino’ya transfer olmak ve Casino bahşiş potasından faydalanmak. Hâlbuki casino işletmecileri de artık ya o bahşiş potasının yarısına el koyuyor, ya da ödememek için bin dereden su getiriyor. 
 
- Baba – Ağabey; Özellikle Türkiye’den gelen personel çok yalnız kalıyor. Kıbrıs’ta henüz IK politikaları yok. Performans değerlendirmesi, Eğitim, Prim, Sosyal Aktivite vs. gibi konular henüz Kıbrısta otelcilik sektörüne gitmemiş. Kısa zamanda kötü alışkanlıklar edinmemeleri içten bile değil. Kumarhanelerin ışıltılı dünyası onlarda alışkanlık yapabiliyor. Personelinizin iyiliği için izin gününde bile ne yaptığını takip edip, gerekli anlarda acil müdahale etmeniz gerekiyor. ‘Amaann bana ne koca adam’ diyebilirsiniz de, ne yönetici, ne de eleman bulmak kolay değil, ekibinizdeki düzgün çalışanlara cidden iyi bakmanız gerekiyor. Her dertlerine deva olmak için çaba sarf etmelisiniz. Yerine yenisini bulamazsınız. Bunu yaparken de kimi yöneticiler gibi ‘Sen bizim kızımızsın, sen bizim evladımızsın, seni mağdur ettirmem’ gibi cümleler kurup, sonra da altını doldurmadan ve yüzüstü bırakmadan, lafınızın gerçekten arkasında durarak babalığı-ağabeyliği kıvırmadan, adam gibi yapmalısınız. O ‘kızımızsın, evladımızsın’ cümleleri 2 kişiyi yüzüstü bıraktınız mı bir daha kullandığınızda ancak personelin arkanızdan makara geçmesine yarar. Olacaksanız gerçek baba-ağabey gibi olacaksınız, öyleymiş gibi yapmayacaksınız.

- Seracı; Evet yanlış yazmadım, seracılık. Odalarınızı 3 aşağı, beş yukarı aynı şartlarda sattığınız Antalya’dan meyve ve sebzeyi Antalya Meyve-Sebze halinden tam 51% pahalıya aldığı bir destinasyonda birçok otel kendi seralarında sebze yetiştirmek durumunda kalıyor. Sahibi büyük baş hayvancılık yapan turistik tesis olduğunu söylersem bana inanır mısınız? Büyük ihtimalle inanmazsınız ama gerçek. Çünkü et fiyatları fahiş denilecek yükseklikte ve çoğu (hepsi değil) düşük kaliteli. Misafirlerinize taze meyve, sebze ve düzgün et vermek istiyorsanız bunları yapmak zorundasınız.

- Psikolog; Personel psikolojisi, Kumarhane Müdürü Psikolojisi, Kumar oyuncusu psikolojisi, Yönetici Psikolojisi, Devlet-Bürokrat psikolojisi, Kıbrıslı psikolojisi, Kıbrıs acentesi psikolojisi, Türkiye’den gelen göçmen psikolojisi, Koordinatör psikolojisi ve Mal sahibi psikolojisi konularında ciddi bir araştırma yapmış olmanız şart. Bu araştırmaları da göz ardı etmeden davranışlarınızda, söylediklerinizde kullanmak zorundasınız aksi halde bu kişilerle aynı frekansı tutturmanız imkansız. Bu arada kimse sizin psikolojinizi göz önüne almayacak bunuda bilesiniz.

Otellerin en önemli gelir kaynağı olan Casino’ların misafirleri biraz nazlıdır. Onların kaybettikleri, ya da kazandıkları günlerde durumlarına göre şerbet vermek durumundasınız. Kazanıp, kaybettiğini tabi ki söylemeyecek, vücut dilinden siz anlayacaksınız. Kaybetse de, kazansada oteli satın almış edasını anlayışla karşılayacak ve taleplerini harfiyen karşılamak için elinizden geleni yapacaksınız. 

Ve Kıbrıs’ta yöneticiyken rastlayabileceğiniz kötü olasılıklar…

- Kumara kendisini kaptıran yönetici ve elemanlara o kadar çok rastlama olasılığınız var ki. Onlardan performans da alamazsınız ve hızla eriyip yok olurlar.
 
- Alkol (TC’ye göre oldukça ucuz) ve uyuşturucu kullanımı ciddi bir sıkıntı. Personel arasında alışkanlık seviyesinde kullanımına rastlamanız olasılık Hatta ticaretini yapana bile rastlanması olasılıktır.
 
- Misafirlere satmak üzere kargo ile Viagra ve diğer hapları getirten elemanın narkotiğe yakalanması olasılıktır. 
 
- Kumarhane misafirinin resepsiyonun arkasına atlayarak resepsiyonistinizi dövmesi olasılıktır. 
 
- Bir misafiriniz diğerinin burnunu kırması olasılıktır.
 
- Diğer misafirlerin eşyalarını çalarken yakalanan otel misafirinin Kumarhanede iyi para harcıyor diye otelinize tekrar konaklamak üzere alınmasına göz yummanızın istenmesi olasılıktır.
 
- Haberiniz olmadan otel sahibi veya koordinatörünün işe departman müdürü alması veya işten çıkarılması olasılıktır.
 
- İşten tembelliği nedeni ile çıkarmak zorunda kaldığınız eleman için bir bürokrat veya milletvekilinin sizi araması ve geri işe aldırmak için baskı uygulaması olasılıktır.
 
- Taksicilerin sizin veya sizde iş yapan acente ile aralarında çıkan anlaşmazlık nedeni ile otelin yolunu kapatması olasılıktır. 
 
- Departman müdürünüzün yüzüne anahtarları fırlatan şef pozisyonundaki kişinin siyasi veya bürokrat baskısı ile işine geri döndürülmesi ve aynı departman müdürünün o şef ile çalışmak zorunda bırakılması olasılıktır.
 
- Devlet dairesinden TC vatandaşları için alacağınız çalışma izinlerinin orada çalışan bir memur tarafından geçerli hukuki bir zemine oturtulmasından yavaşlatılması veya tamamen durdurulması olasılık.
 
- Otele giriş yapacak büyük bir şirket grubu olduğunu düşünün, patronunuzun grup otele girerken çocukça, şımarık bir kaprisle ‘Ben bunları istemiyorum, almayın otele, atın otelden’ demesi. Onca senelik sektördeki mesleki güvenilirliğinizi beş paralık edip grubu atmamak için kıvranmanız olasılıktır. 
 
- Otele aylar önce aldığınız grubu Casino odalarının artışı nedeni ile otele alamamanız olasılık.
 
- Patronunuz ‘otel eskiyor büyük grup almayın’ demesi olasılıktır.

Hayır, bunların hiç birine bende çalıştığım yerlerde rastlamadım veya diğer otellerde olduğunu da duymadım. Ama ya bunlar olsa, ne kadar çirkin olurdu? Bu olasılıklar başımıza gelseydi nasıl Genel Müdürlük yapardık değil mi? 

Yoksa aranızda bu ve buna benzer olaylar yaşayan var mı?

Umarım bu hafta anlattıklarım sizi Kıbrıs’a gönül vermekten yıldırmaz, çünkü yıldırmamalı tam tersi daha da motive etmeli. TC’de turizm sektöründe bizim dünya standartlarında bilgi birikimimiz ve know-how’ımız var, bunu Yavru Vatan ile paylaşırsak günün birinde KKTC’de de turizmin en az Ana Vatan’daki seviyeye geleceğinden eminim. 

Kıbrıs Cennet’ten bir köşe… İnsanıyla, doğasıyla.

Bir sonraki yazımda sizlere ‘Zehir Zemberek, Kıbrıs Turizmi 3’ de Kıbrıs’ta personeli anlatacağım, eminim turizm öğrencilerinin, çalışanların, yöneticilerin ve yatırımcıların ilgisini çekecektir. 
Kalın sağlıcakla… 
 

Bu Makale 29.04.2013 - 10:57:20 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
  • dostum 08.08.2018 - 12:05

    Herseyi anlattiniz da Ücret ne dir Ücret Müdür olarak Rakam nedir acaba

  • süleyman k. 27.09.2017 - 03:44

    Sn. Müdürüm ağzınıza sağlık otı resepsiyon süleyman

  • Fatih Yetgin 16.01.2014 - 05:02

    Mehmet bey,Kıbrısta nasıl otel yöneticiliği yapıldığını öz cümlelerle ifade etmiş. Ağzına sağlık..

  • bilinmez 24.04.2013 - 10:57

    ah mehmet bey ah ne nuhun gemisinde ne çektiğinizi çoooooooooooooooooooooooooooooook iyi biliyorum çoooook herzaman peşinizden koşmak sizin politikalarınızı uygulamak için can attım ama delilere inandınızda bana inanmadınız neyse yazılarınızı takip ediyorum.....

  • no name 24.04.2013 - 09:54

    mehmet bey çok haklı, teşekkür ediyoruz dile getirdiği için...

  • HAKAN 24.04.2013 - 05:28

    Mehmet bey neredeyse tamamına yakını çok doğru ,adımınızı attığınız anda bir önceki genel müdür ile otelden ayrılan bir departman müdürü olarak yazıyorum bu yazımı ,neden ayrılmak zorunda kaldığımı tahmin etmeyeceğinizi aksine bunu adınız gibi bildiğinize de eminim ,benim asıl üzüldüğüm şu idi kıbrısda geçirdiğim 1 yıl süresince ,bunlar milli servet ,bunlar aslında bizim paralarımız ,hepsi heba edildi ,sonra ne mi oldu ,siz geldiniz ve sizin yazdıklarınızda ortada ,yazınızı soluk almadan okudum ,her anında lobisinde ,koridorlarında ,asma kat ofislerinde sizinle yaşadım ,ellerinize sağlık..

  • Murat Uçan 24.04.2013 - 05:04

    Mehmet Mülayim kardeşim. En son 4 sene önce Hillsideda yemek yemiştik beraber...Kısa sürede bu kadar olayı yazacak neler yaşadın, herhalde bi tek sen bilirsin...Kalemine sağlık. Keindine dikkat et... Sevgiler Murat Uçan Mövenpick Ankara GM

  • SERDAR 24.04.2013 - 01:48

    Mehmet bey bu yazınızı da diğer yazınız gibi ilgiyle okudum.Çalıştığınız işletmenin eski bir çalışanı olarak sizin gibi tecrübeli bir turizmcinin daha anlayışlı,turizmde ve diğer sektörlerde de gördüğümüz adamcılık felsefesinden uzak bir kimliğinizin olmasını dilerdim.Nitekim otele geldiğinizde departman müdürleri yoktu ,doğrudur. fakat orta kademe yöneticiler ve alt kademenin yüzde 85 i hatta 90 ı işlerine devam etmekteydi.fakat siz kıbrıs ı tanımamanız ve tecrübesiz olmanıza rağmen ordaki çalışanlardan yardım almak yerine keni adamlarımı getiriyim kadromu kurayım mevcutlarıda gönderirim mantığıyla zaten nasıl bir genel müdür olduğunuzu kısa sürede gösterdiniz. ben sizin gibi bir yöneticiden bilmediği bir coğrafyaya gitmeden araştırma yapmış olmasını beklerdim.Enazından nasıl zorluklarla karşılaşacağınızı kestirebilirdiniz.

  • Mehmet Mülayim 24.04.2013 - 12:40

    Önceki yazım sonrasında da, polemik yaratmamak için güzel yorumlarınıza çok istememe rağmen cevap vermedim. Kıbrıs çok sevdiğim bir yer, bu yazılarımda dile getirdiklerimi Kıbrıs’ta bulunduğum sürece de hep dile getirdim. Ama maalesef ‘Söz uçar, yazı kalır.’ Dinleyen olmadı. Kulağa çok hoş gelmeyen olayları da yazmaktan çekinmemek gerekiyor. Bora bey müsterih olun ve yazı dizimin son bölümünü lütfen sabırla bekleyin. Yazılarımda bahsettiğim olumsuzluklar, sorunların masaya yatırılması hedeflenerek bu sayfalara dökülüyor. Kol kırılıp, yen içinde kalmasın ki, tedavi edilebilsin.

  • Ali Galip Mısırdalı 23.04.2013 - 02:52

    Mehmet Bey tebrik ediyorum, bir turizmci olarak değindiğiniz konular çok isabetli.Umarım yazınızdan ders çıkartılır ve sorunlara köklü çözümler bulunur.

  • Bayramusta 23.04.2013 - 10:17

    Güzel bir yazı olmuş,demekki kıbrıs turizmi iyiye gideceği yerde hala dibe doğru gidiyor,yazınızdan onu anladım,ilk otelde seracılığı ve sebze meyve yetiştiriciliğini biz başlatmıştık,iyide olmuştu

  • Ersan Kelesoglu 23.04.2013 - 08:27

    Bizi bize ozetlediginiz icin tesekkur ederim,bu yazilarin yerel medyada yayinlanmasi icin caba sarfedecegim,belki daha genis kitlelere ulasirsa birilerinin dikkatini ceker.Kibrisin en buyuk 2 sorunu 1Tesvik sistemi,2Kumarhane sorunudur,bu sorunlari dogru bicimde cozmeyi basamazsak,yazinizin son bolumundeki temennilerinizin gerceklesbilmesi hayalden oteye gecmez.

  • Olcay kinyaz 23.04.2013 - 07:20

    Yorumlarınız bu işe gönül vermiş deneyimli KKTC turizimini olması gerektiği gibi bir yerlere getirme çabası , kutllarım . Ben de başımdan geçen olayı kısaca anlatmak istedim Mayıs ayında arkadaşlarla turizim cenneti Girne de 5 yıldızlı bir otelde tatil yaptık , Ayrılırken arkadaşıma ek bir fatura çıkarıldı , 50 tl ayrıntı banyo havlusu saç boyasından lekelenmiş bu ücretin ödenmesinin şart ollduğu söyleni , belki çok önemli bir para değil ama bu kişilerin aynı otele gelmesi çok zor , havlu yıkanmayla temizlenecek durumda , bilemiyorum otelde haklı olabilir mi ? Neticede araya girip siz ne yapıyorsunuz dedim , gelen kişilerde hukukçu kimlikleriyle gittikleri ortamda otelinizdeki bu olayı konu ederlerse , işte basit bir turizim sektesi neyse bir başka yöneticiyi çağırdılar durum düzeldi .Keşke hiç olmasaydı Bu konuda yorumlarınızı duymak isterim .

  • Bora ÖZGEN 23.04.2013 - 12:04

    Mehmetcim Yukarıdaki satırlarından tüm bahsettiklerini birebir yaşadığını hissedebiliyorum... Otelcilerin çok zor şartlar altında Türkiye ve diğer destinasyonlar ile rekabet etmek zorunda olduklarını da buraya turist getiren bir insan olarak gözlemliyorum. Kabul etmek gerekir ki devletin verdiği teşvikler sayesinde TURİZM Kıbrıs ta son 3 senedir her sene 30 40 oranında büyümekte. Ne Devlet ne özel sektör gelişimin bu denli olabileceğini tahmin edemediğinden ve hiç bir deneyimleri olmadığından, yazında bahsettiğin istihdam sorunu, nitelikli personel sorunu, mal tedarik sorunu, personel için konaklama sorunu...vs gibi hiç bir sorunu akıllarına bile getiremediler... Diğer saydığın tüm olumsuzluklar Adada sadece Turizm Sektöründe değil tüm sektörlerde yatırımcıların ve yöneticilerin karşı karşıya kaldığı sorunlar. Aslında hepimiz biliyoruz ki Ana Karalara kıyasla Akdeniz deki tüm Adalar bu tarz olumsuzluklara sahipler... Ada ların kaynak ve tedarik imkansızlıkları, Adalarda ki yerel yöneticilerin rekabetçilikten yoksun popülist yaklaşımları, personelin küçük coğrafyalarda yerel denetimsizliklerden dolayı ALKOL ve CASINO ile sürekli karşı karşıya gelmeleri vs... Umarım senin yazdığın bu konular KKTC deki ve TC deki ilgili makamların dikkatine de ulaşıyordur. Çünkü bazı kurallar ve regülasyonlar muhakkak ki DEVLET tarafından konulmalı ve denetlenmeli. Benim de bu yazdıklarını ilgili makamlar ile paylaşacağıma emin olabilirsin. Endişe ettiğim tek şey senin iyilik yaptığını düşündüğün bir konuda Kıbrısa zararının dokunmasıdır Çünkü yazını okuyan insanlar eminim ki sürekli NEGATIF duygular yükleniyorlar... Bu satırları okuyan herhangi birisi acaba Kıbrısa yatırım yapmaya, yöneticiliğe veya çalışmaya gelir mi??? Şimdi bana diyebilirsin ki İşte bene insanları bilgilenirmek için ve hazırlıklı olmaları için bunları yazıyorum... Tartışma yaratmak ve konuya ilgi çekmek fikri tamam ama, sonucu olumluya çevirmek için ifade tarzını değiştirmek ve ELEŞTİREL yapıdan YAPICILIĞA dönmek lazım. Bir önceki yazına yaptığım yorumda da bunu vurgulamaya çalışmıştım.

  • Seref Ursavaş 22.04.2013 - 11:06

    Sevgili Mehmet Bu kadar kısa sürede Kıbrıs ı bu kadar iyi tanımış olmanı tebrik ederim.

  • Sahin Senai 22.04.2013 - 10:49

    Hem dogma bume bir Kibrisli hem de bir otelci olarak 2 yaziyi da soluksuz okudum, devamini bekliyoruz merakla. Kalemine saglik

  • Kaplan Uğurlu 22.04.2013 - 08:27

    Mehmet Bey, Vermiş olduğunuz bilgi ve tecrübelerinizi paylaşmanızdan ötürü teşekkür ederim. Bir turizmci ve akademisyen olarak ibretlik bir yazı.. Çözüm üretilmesi gereken sorunlar.. Devlet ve sektör birlikte hareket etmeli..

  • Pınar pekbaş 22.04.2013 - 07:57

    Harika bir yazı .. Mevcut durum ancak bu kadar iyi anlatılabilirdi ..

En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.