2012 zor olacak demiştik ama...

Çok değil, daha 20 ekim tarihinde yine bu köşede aynı başlıkla 2012 sezonun zor olacağını belirtmiştim.

Ve şimdiden ilk 3 ayda sezon gelirleri ve satışların iyi gitmediğini, özellikle yapılan en büyük hata 2011 ile karşılaştırma yaparak % 20 düşüş olduğu belirtilmektedir.

Öncelikle şunu belirtmeliyim; 2012 zor bir yıl olacak derken ben 2011 kıyaslamasını hiç kale almadım çünkü muazzam bir yanlış olur. 2011’in ilk 3 ayında patlak veren Arap baharının tüm Mısır uçaklarının Antalya’ya kaymasını sanırım Türkiye artık iyi gidecek sandık. Halbuki yaşanan bu doluluklar tamamen suni bir pay idi. Hiçbir zaman Antalya’da şubat ve mart aylarında açık oteller böyle doluluk yaşamadı. Üstelik aksiyon da vermeden... Sizce bu durum biraz anormal değil miydi? Her zaman böyle mi devam edecek sandık?

Mart ayında Çek, Slovak ve Bulgar product’ı yaptığım zamanlarda Side bölgesinde hangi açık otele gittiysem ağzına kadar doluydu ve restoranlarda masa dahi bulamıyorduk. Yolcuların tümü alman ve kimle konuştuysak mısır olarak aldıkları rezervasyonun mecbur sideye döndüğü idi.

Hatta tüm Antalya otelleri 2011 sezonunun dahi iyi geçeceğini umarak bazı pazarları daha mart ayından tüm sezon genelinde stoplamaya dahi başlamışlardı. Sezonluk garantili oda kontenjanı ararken hiç kale almadılar, yer yok dediler, kontenjan doldu dediler, hatta kontrat fiyatlarını dahi arttırmaya çalışıp oda tutmak istiyorsanız buyurun önden ödeyin kontenjanınızı tutun dediler. Sonra ne oldu? Mayıs geldi ve otellerin hepsi de “işte bazı gruplar iptal oldu, yer açıldı” diyerek aksiyon üzerine aksiyon verip panik olmaya başladılar.

Ardından bir yıl önce yapılmakta olan kontratların fiyatlarını 2012 için % 15 ila 20 oranlarında arttırıp imza attılar. Her zaman aynı senaryo yaşanıyor. Bir yıl sezon iyi giderken gelecek yılın da aynı olacağını düşünerek kontratları yüksek fiyattan yapıp erken rezervasyon döneminde tüm satışları ya İspanya’ya kaptırıyorlar, ya Mısır’a, ya da diğer ülkelere. Sezon gelince de aşırı dip aksiyonlarla da yurtdışı pazarlarda türkiyenin turizm istikrarını bozucu yaklaşımlar gösteriliyor.

Şunu artık bilelim; tatilci ister Rus olsun, ister Alman, ister İngiliz o kadar iyi takip ediyor ki piyasayı ve fiyatları, kim ne zaman fiyat düşecek, hangi ülkenin reel rakamı nedir,  onlar talep ediyor. Tur operatörlerinin hiçbir yönlendirmesi artık işe yaramıyor.  Yönlendirmeler de var tabi ama yüksek fiyattan değil, kim garantili oda kapattıysa sadece yüksek sezonda ortada kalmamak adına blokeli kontenjanlarını kullanıyorlar. Oda blokajı da mayıs ve ekimde alınan comp odalarla düşük sezonda da mısıra karşı zararına vurup geçiyorlar.

2011 sadece bir istisna idi. Her bir istisna olduğunda eğer diğer sezonlar da aynı geçecek diye düşünmeyip fiyat ayarını bozmayıp önden normal satışları toplamanın bir yolunu bulabiliyorsak işte o zaman doğru iş yapıyoruz demektir. Satışları toplamanın doğru yolu da satılan rakamları bozmamaktır. Bir yıl önceden verilen aksiyon ve periyodları iyi takip edip aynı ayarda satış rakamlarını belirleyip ortaya çıkmaktır. Aksiyon fiyatlarının üzerine % 10 ekleyip erken rezervasyon döneminde satış toplamaya çalışıp sezonu görebilmektir.

2012 zor geçecek derken ekimde belirttiğim asıl sorunlar şuydu;

1. Alkol, akaryakıt ve elektriğe gelen zamlar,
2. Otadoğunun şekillenmeye devam etmesi,
a. Libyada liderlik çatışmalarının başlayabileceği öngürüsü
b. Mısır – İsrail ilişkileri
c. Suriye iç çatışmalarının PKK terör örgütüne yansıması
d. İsrail – Türkiye ilişkileri (ki yine PKK terör örgütüne ciddi yansıması) öngörüsü
e. İran – Türkiye ilişkileri ki füze kalkanı projesinden dolayı İran’ın karşı tutumu
3. Avrupa’da ve dünyada yaşanan ekonomik krizin daha da yükselmesi
4. PKK terör örgütünün gittikçe artan eylemlerinin ülke genelinde turizm sezonuna yansıma öngürüsü
5. Meclis anayasa görüşmelerinin neredeyse tüm ülke politikasını kapsaması
6. Meclis anayasa görüşmelerinde genel af, Ergenekon ve Öcalan pazarlığı
7. İklim değişikliğinin gittikçe artması (2011 yılında kış sert geç çıktı ve erken geldi)
8. 2012 kıyamet senaryoları (artan doğa olayları)
9. Internette gittikçe yayılan geri sayım sayaç senaryoları

Peki tüm bu maddeler gerçekleşmedi mi? % 90’ı gerçekleşti ve halen de yansıması devam ediyor. Ortadoğu ince bir ip üzerinde... Suriye sorunu hala bitmiş değil. En büyük pazarlarımızdan biri Ortadoğu olmasına karşın Mısır kendisini toparladı, üstüne Dubai ciddi bir şekilde gelmeye başladı.  Ayrıca Dubai emirliğinin de içinde olduğu BAE’deki diğer yeni yapılan turizm bölgesi RAS AL KHAIMAH  bölgesi de geliyor ve büyük rakip olacak.

Daha hesaplamadığımız diğer bir konu, Rus ve Ukrayna’da yeni gözde ülkeler İspanya ve İtalya. Bu ülkeler fuar tanıtımlarında da kendilerini ciddi hissettirdiler ve hangi Rus ile temasa geçtiysek bir İspanya merakı var ki alıp başını gidiyor. İtalya’ya davet edenler bile var. Türkiye’nin artık sıkıcı geldiğini belirtip yeni bölge ve ülkeler arayan bir kitle var. Mevcut Rus Pazar payının % 20’si İspanya ve İtalya’ya kaymaya başladı. Tur operatörlerinin satışları da bunu gösteriyor. Tayland, Malezya, Tunus, Dubai ve hindistanı da hesaba katar isek Antalya otellerimiz acaba kendilerini bulunmaz hint kumaşı mı zannediyor?

Gazetelerde Belek ve farklı bölgelerden bir çok yöneticinin çıkıp 2012’nin yavaş geldiğini ve rakiplerin toparlandığı, bu yıl işimizin zor olduğunu hatta hüsrana uğrayanlar olduğu gerekçesiyle panik yok şeklinde yazılar yazanlar da var.

Unuttuğumuz bir konu daha; 2012 Avrupa Futbol Şampiyonası  Ukrayna’da, ardından 2012 yaz olimpiyatları Londra’da düzenlenecek.  Şimdi soruyorum; her bu tür dünya çaplı organizasyonlarda turizm verimi düşmez mi? Genelde turnuvaların olduğu ülkeler tercih edilmez mi? Neden? Çünkü festival niteliğinde olduğu için karnaval tadında bu ülkelere kayma olur. 2012 öyle aksi bir yıl oldu ki; Avrupa futbol şampiyonası ile olimpiyatlar arka arkaya denk geldi. Hem de Türkiye’nin en büyük pazarlarından iki ülkesi…  Biri Ukrayna, Diğeri İngiltere….
Sayın otelcilerimiz dünya politika, spor ve gündemlerini  önceden bilinmesine rağmen takip etmeyip fiyatlarını artıra dursun. 

Şunu bir kere kesinlikle unutmayalım; İspanya ve İtalya daima Avrupa ülkelerinin turizm sektöründe destek vermek zorunda oldukları ülkelerdir. ZORUNDA OLDUKLARI sözümün altını çiziyorum. Daha önceleri çift rakamlı yıllarda İspanya, İtalya ile Yunanistan, tek rakamlı yıllarda Türkiye desteği alırdı. Paylaşım buydu. O zamanlar Türkiye’de bir çok otel yabancı işletmelerin elinde idi ve otel azdı.  Şimdi İtalya ve İspanya ekonomik olarak darboğazda ve mutlaka her zaman destek alacaklardır. Yunanistan şu anda orta bir yerde.  Türkiye ise daima öpmek istedikleri bir ülke idi, halen de bu dilekleri devam ediyor.


Bu Makale 14.05.2012 - 16:11:57 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
  • adrasan 17.05.2012 - 12:00

    yıllardan beri yapılmış olan bu yanlışları maalesef hep yapıyorlar.keşke sizin gibi yazar arakadaşlar bu otelcilere haftalık komferans verseler. haftalık diyorum çünkü iş takipleri ve analizlerı sıfır. aynı yogunlugu biz adrasanda da yaşadık 2011 yılında ama şimdi işini iyi takip edenler de müşteri var gerisi hint kumaşı. saygılar adrasan

  • Cenk eren 15.05.2012 - 10:51

    antalya hala bomboş. zor toparlanacak gibi görünüyor, aksiyonlarla geçecek

En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.