Zafer Cengiz

Sağlık turizmi: Global durum ve beklenen gelişmeler

Global planda turizmin geniş tarlalarında doğal olarak gelişen sağlık turizmi, artık tüm dünyanın aktif gündemine girmiş durumda.

Küresel krizler ortamına rağmen sağlıklı gelişimini sürdüren turizm endüstrisi çerçevesinde özgün yerini alan sağlık turizmine yatkın tüm ülkeler, bu dönemde somut atılımlar sürdürme gayretinde. 

Sosyo-ekonomik tabana dayalı tüm organizasyonlarda olduğu gibi, arz ve talebe bağlı bu gelişmede hızlı bir pazar ve rekabet yarışı söz konusu. Günün koşullarında kim talebin beklentilerine en uygun koşullarda bir arz gelişimini devreye sokabilirse, öne çıkarak nimetlerden ve ganimetlerden yararlanması söz konusudur. 

Fakat bu yeni gelişimde çok hassas bileşenler ve dengeler mevcut. Bir yanda insan unsuru ve geniş hizmetler yelpazesine dayalı turizm ve diğer yanda da ‘her işin başı’ olan sağlık gibi iki çetrefil karakter birleşerek, yepyeni örgütsel evlilikler gündemdedir. Bu evliliklerin sağlıklı geleceği için de, ‘sağlam altyapı’ çok önem kazanmaktadır. 

SAĞLIK TURİZMİNİN TEMELLERİNİ OLUŞTURAN UNSURLAR 

Sağlık turizminde rol oynayan ortam ve hizmetlerde en temel faktörün tıp alanında olduğu kuşkusuz. Ancak, gerek ‘standartlar’ ve gerekse ‘uluslar arası ticaret’ konusundaki özel anlaşmalar çerçevesinde kritik ince ayarlara ihtiyaç doğmakta. Özellikle ‘sigorta’ ve ‘hukuk’ alanlarında, tüm çarklar uyumlu ve sorunsuz olarak işlemelidir. 

Yasal ve ticari altyapının yanı sıra, mekanizmadaki insan unsurunun iletişim ve uzmanlık alanlarında da gerekli ortamların ‘iyileştirilmesi’ ihtiyacı var. Lisan ve iletişim kabiliyeti ile teknik ve teknolojik konularda çağdaş tedavi hizmetlerinin hazırlanması ötesinde, bunların gereğince pazarlanması ve randımanlı olarak yönetilmesi gerekiyor. 

Bu bakımdan, bünyesindeki mevcut koşulları iyileştirmeden ‘basit-kolaycılık’ ile uluslar arası piyasaya ham olarak sunmaya soyunan bir zihniyetin, makro planda hüsrana uğramaya mahkum olacağı kuşkusuzdur. Sadece sağlık ve/veya turizm açısından konuya yaklaşım yerine, özgün ve yepyeni bir mekanizmanın kurgulanması zorunludur. 

SAĞLIK TURİZMİNDE KÜRESEL REKABET HIZLA GELİŞİYOR 

Süregiden hızlı küresel gelişmelerde öne çıkan ülkeler, bu gerekli altyapıyı özel gayretlerle ele alarak uyumlu ve verimli hale getirmek için özgün hükümet projeleri sürdürdükleri görülmektedir. Sağlık turizminde odak noktası olan medikal’de öne çıkan 35 ülkenin tespiti,  aşağıdaki yeni bir araştırmada net bir şekilde sergilenmiş durumda. 

Sadece son 10 yıldır bu konuya öncelik veren ve küresel çapta başı çeken ilk üç ülke; Hindistan, Tayland ve Singapur olarak liderliğe oturmuş halde. Ülkesel makro ekonomik gelir açısından, lider Hindistan için bugünden 25-30 milyar $’lık seviyelere erişildiği ve her yıl %15-20’lik sıra dışı ilave gelişmeler kaydedildiği vurgulanıyor. 

Dünya çapında 237 ülke arasında (henüz) sadece 50’sinin sağlık turizmi olimpiyatlarına katıldığı ve dereceye girebilmek üzere kendince çabalara girdiği anlaşılıyor. Ancak, bu yeni sektörün dayanılmaz cazibesi ile küresel bir yoğun ilgi ve ekonomik yarışma alanı haline geldiği, bu durumun tırmanarak gelişeceği de kuşkusuz durumda. 

Yukarıda anılan ilk 3 ötesinde, ilk 10’u tamamlayan diğer 7 ülke şunlar: ABD, Malezya, Almanya, Meksika, Güney Afrika, Brezilya ve Kosta Rika. Türkiye ise, 35’lik listelemede şimdiden geriye kalan 20 ülke arasında yerini almış durumda. Fakat henüz tam bir ölçümleme yapılamayan sektörde, kimin ne hızla nereye gelebildiği pek açık değil. 
 
SAĞLIK TURİZMİ İÇİN ÖNE ÇIKAN KRİTİK NOKTALAR  

Türk turizminin çağdaş platformlarda sağlıklı gelişimi açısından kritik bir yeni-alt-sektör olan Sağlık Turizmi ve bunun başını çeken tıp-tedavi turizminde önemli bir konjonktürel potansiyel taşıdığı muhakkak. Ancak bunun içinde yer alan, kaplıca tedavileri gibi ilave unsurların da oyunun kurallarına göre şekillendirilmesi gerekiyor. 

Diğer yandan, turizmin doğal boyutlarının “insan unsuru” ve “arz-talep” dengesine bağlı olduğu gerçeğinden hareketle, dış-turizm beklentilerinin fazla abartılmaksızın “öncelikle” iç turizme dayalı bir yapılaşma oluşturulması ihtiyacına (şimdiden) dikkatleri çekmek isteriz. Sağlık turizminin sağlığı, büyük ölçekte buna dayanmaktadır. 

Mevcut gelişmeler kapsamında, sağlık tarafının turizmin önüne geçerek liderliğe soyunduğu iç dinamiklerde, sağlam bir evlilik oluşumu için kapsamlı yasal ve örgütsel altyapı hazırlıkları hızla sürdürülmektedir. Bu noktada, biraz geride kalan turizm tarafının konuya daha fazla ihtimam göstermesi gerektiğinin altını önemle çiziyoruz. 

Kanımızca en kritik eksiklik de, geleceğin şekillendirildiği böylesi bir atılım döneminde sağlık turizmi için hayati önem taşıyan lojistik kadroların ve hizmet örgütlerinin ‘gereğince’ devreye girebilmesidir. 
Lisan bilen destek sağlık elemanlarının yanı sıra, uzman tanıtma-pazarlama ve teknolojik donanımların da ‘ihmal edilmemesi’ gerekmekte. 

SONUÇ: Ulusal Turizmde yeni doğan bir torun hüviyetindeki sağlık turizmi de, ‘üvey-evlat’ olmamalıdır…!!!

zafer@cengiz.gen.tr

 

Bu Makale 30.01.2013 - 09:05:52 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
Yazarın diğer yazıları
Tüm Yazıları
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.