Zafer Cengiz

Turizm Gelirlerinde Belirsizlik ve İdrak

Ülke turizminin hızla geliştiği son 20 yıllık süreçte, kıvanç verici birçok hedeflere ulaşılmıştır.

Ancak gelirler açısından beklenen boyutların gerçekleşememesi, herkesi üzmektedir.

Türk turizminin gelir odaklı olarak içine düştüğü randımansızlık çıkmazı, yükselen endüstrinin yumuşak karnı durumuna gelmiştir. Bu durumun gereğince açıklığa kavuşması ve idrak edilmesi gerekmektedir.

Öncelikle, Anadolu’nun özellikleri nedeniyle Türkiye olarak turizmde erişilen boyutların hiç de şaşırtıcı olmaması ve henüz eldeki potansiyelin yarısına bile erişilemediği bilinmelidir. Bu durumun kanıtı, İtalya ve İspanya gibi turizmde erken yola çıkan rakip ülkelerin 2-3 katındaki konumlarında yatmaktadır. Bu bakımdan, kaynak olarak ülkenin elindeki potansiyelin değeri gözetilmeli ve heba edilmemelidir.

Henüz pek az destinasyonunu geliştirerek global pazarda hızlı atılımlar yapabilen Türk turizmi, çağdaş endüstriyel gereksinimleri yerine getirdiği zaman gerçek boyutlarına ulaşacaktır. Fakat mevcut kesitte oluşan randımansızlık faktörü henüz sindirilememiş ve yerine oturtulamamaktadır. Bunun en basit ve yalın göstergesi de, turizm gelirlerine ilişkin güncel belirsizlik ve teşhislerde yatmaktadır. 

Turizm Gelirlerinin Boyutları Belirsiz:

Daha önceki yıllarda sadece nitelik açısından turist sayısına yoğunlaşan performans kriteri ölçütü, son yıllardaki olumsuz gidiş karşısında gelir niteliğine dönüşmeye başlamıştır. Fakat istatistiklerde turist başına gelirlerde görülen açık düşüş eğilimi, son kesitte ‘yanlış ölçüm yöntemi’ gibi suçlular aranarak telafi edilmeye çalışıldığı izlenmektedir. Bu durum kökten yanlış bir yaklaşımdır. 

Mevcut istatistikler 50$ seviyesinde turist başına günlük ortalama gelir göstergesi vermekte ve oldukça istikrarlı bir seyir izlemektedir. Turist başına gelirin 800$ seviyelerinden 500’lere düşmüş olması çok ciddi bir gelir kaybına işaret etmekte olsa da, ölçümleme yönteminin değişmeden ortaya çıkan bu durumun nedeninin istatistik tekniği olmadığı açıktır.
Diğer yandan, net ve yalın bir turizm girdisi sergileyen istatistik ölçümlerinin ortaya koyduğu gelir rakamlarını bile idrak edemeyen bir piyasa anlayışı söz konusudur. Turizmciler arasında bile ‘nerede bu milyar dolarlar?’ şeklinde yadırganan ölçülen gelir hacimleri, en basit şekilde yüksek toplamlara varan milyonlarca turistin minimum harcamalarıyla ve kolay bir matematikle oluşmaktadır.

Ayrıca, Türkiye’nin ortalama kalış süresi olan 12 günün düşme eğilimi ile 9 güne indiği de önemli bir durumdur. Rakiplerimizde bu rakamlarım 7 veya 5 gün gibi daha düşük seviyelerde olduğu dikkate alındığında, ülke gerçekleri daha iyi anlaşılabilecektir. Sonuçta, önemli olan en kritik ölçütün ‘turist başına günlük ortalama gelir’ olarak ele alınması ve takip edilmesi gerektiğini tekrar belirtelim.

Türk turizminde erişilen bu yapıda geçmiş 20 yılda devletçe verilen yıllık gelir rakamı toplam olarak 250 Milyar$ düzeyindedir. Fazla abartılmaksızın yakalanan gelişme hızındaki gelecek 20 yılın beklenen gelir bilançosu ise bu hacmim üç katındadır. Fakat turizmin temel özelliklerine bağlı olarak esas olan çok kritik iki unsur, turizmde makro ve mikro gelir yaklaşımında hiç dikkate alınmamaktadır.

Turizm Gelirlerinde Gerçek Boyutlar:

İlk olarak; Turizm gelirlerinin hesabında son 10 yıldır uygulamaya başlanan ‘uydu muhasebesi’ (satelite account) yöntemine göre, Türkiye’nin toplam gelirlerinin mevcut rakamların 3 misli olduğu görülmekte. Turizmi ayrılmaz parçası olan seyahat unsuru ile birlikte ele alarak, ülke ekonomisine göre ekonomik çarpan etkisi ile beraber hesaplayan bu yöntemin tüm ülkelerce benimsenmesine gayret edilmektedir.

İkinci olarak; Turizm girdilerinin ulusal muhasebede etkisinin ve katkısının ayrıca dikkate alınması ve özel olarak tespit edilmesi gerekmektedir. İthalat masrafı olmaksızın elde edilen turizm gelirlerinin net olarak diğer ihracat gelirleri karşısındaki avantajlı durumunun ölçülmesi, turizmin stratejik önemini çok ötelere taşıyabilecek basit bir olay olmasına rağmen yıllardır ihmal edilmektedir.

Sonuçta, gelişen Türk turizminin gelir odaklı gerçek boyutları henüz açıkça bilinerek idrak edilebilir konuma gelememiştir. Gerçekte, turizmin makro katkıları görülenin en az 3-5 kat daha fazlasıdır.
Halen turizmde 20 ve tekstilde 100 Milyar$ düzeyinde gözüken brüt gelirlerin gerçek boyutları tespit edildiğinde, turizmde 50 ve tekstilde 30 Milyar$ net ülkesel ekonomik etki gibi tersine döndüğü açıkça görülebilecektir. Detaylı akademik araştırmalar ile saptanabilecek olan bu ayrıntılı çalışmaların acilen yapılması ve ekonomik gerçeklerin ölçülerek ortaya çıkarılması, artık zorunlu hale gelmiştir.

Turizmde ihmal edilerek çok yönlerden eksik kalmış olan Ar-Ge çalışmalarında, son yıllarda tespit ve değerlendirme yönünde gelişmeler kaydedilmektedir. Fakat derinlemesine analiz ve kapsamlı araştırma açısından çok kritik eksikler bulunmaktadır. Taşlar maalesef henüz yerine oturamamıştır.
Mevcut rakamlarla bile gelirlerin %5’ini tanıtıma veremeyen Türkiye’nin, gerçek boyutlarda yitirilen randıman açısından neler kaybettiğini algılaması ve idrak etmesi gerekmektedir. Mevcutta bilinen ve pek beğenilen şampiyonluk öykülerini devam ettirmek için ufak istatistik oyunlarına hiç ihtiyaç yoktur.

Turizmin gerçek boyutlarını ve Anadolu potansiyelini pekiştirerek bağdaştıracak bilinçli bir atılımın, Türk turizmini herkesin dudaklarını uçurarak çok ötelere taşıyacağı kuşkusuzdur. Bu yönde söylemden öte eylemlere muhtaç olan turizmcilerin silkelenerek uyanması ve turizm ekonomisini rayına oturtarak acilen gereğinin halledilmesi yoluna girilmelidir.

zafer@cengiz.gen.tr 


Bu Makale 05.02.2011 - 17:56:10 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
Yazarın diğer yazıları
Tüm Yazıları
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.