Zafer Cengiz

Örgütlenme boşluğu kara delik olmasın

Turizme 1972'de Güney Antalya (Kemer) Projesinde dış ortaklı bir yatırım için ön-fizibilite yaparak başladığımdan bu yana 38 yıl su gibi akıverdi.
Bir durup da geriye bakınca, eski tas ve hamamların aynen yerinde saydığını, sadece restore edildiğini açıkça görebiliyorum.

Zira Kemer'de ilk tatil köyü  olabilecek bu ilk projem, ancak 15 yıl sonra Robinson Çamyuva olarak hayata geçebildi. Önümüze çıkan ve aşamadığımız engel ise, "ormanda otel yapılamaz" şeklinde karşımıza duvar ören, herkesçe tanınan malum kişi olan "zihniyet hazretleri" idi.

Bu arada elbette çok şey gelişti ve zihniyetler de bu süreçte değişti. Turizmin kendisini yeterince ispatlamış olduğu bugünkü anlayışta değil orman, nehir ve bataklık bile dinlemeden her yer turizm adına emirlere amade oluyor. Koy'larımızın 'turşusunu kurmak' yerine, 'Hasan değil Basan'lar her köşe ve bucağı değerlendirerek, sağ olsunlar turizmi 'perhiz ve turşu' misali bugünlere getirdiler.

Pembe turizmci gözlükleriyle bakınca, dünya çapında ilk ona giren turizmimizin ilk beşe  çıkmakta çok iddialı olduğunu ve birçok şampiyonluklara imza attığını görüyoruz. Ama gözlükleri çıkartarak 'bir bilenin bakış açısıyla' da, çıplak gerçekleri net bir şekilde görmek ve teşhis etmemek olası değil.

Yeni ve önü  açık bir meslek olarak, bilinçli bir şekilde içine atladığımız turizmde, her dönem çok severek ve hevesle birçok gayret ve profesyonel katkılarda bulunduk. Ancak, ilk kuruluş kadrosunda yer almış olduğum Fiziksel Planlama Gurubu (FPG) günlerimizdeki, 'turizm geliştiğinde nasıl bir ulusal örgütlenme yapısı olmalı?' sorusuna çözüm arayışımızın bende bıraktığı izler çok derindir.

Daha 1975 yılında yeni yürürlüğe girmiş olan "Organize Sanayi Bölgeleri Yönetmeliği" paralelinde bir gelişmeyi hedefleyen idealist yaklaşımlarımız, bugün bile yerine oturamamış haldedir. 1977 yılında ürettiğimiz ekonomik raporda yer alan 'iç-dış turizm gelişimi' ve '20 yıllık turizm talep projeksiyonu' analizlerine benzer çalışmalara, gelişen turizm piyasasında bir daha rastlayabilmiş değilim.

İşte bu yalın ve yaşanmış gerçeklerden hareketle de 'daha turizm yok iken plan kavramı vardı, turizm geliverince her şey unutularak heyecanla olay pilav kapışmaya dönüverdi' yorumunu yapabiliyoruz. Bugün gelinen noktada herkes mutlu olsa ve önünü görebilse, gam yemeyeceğiz.

Fakat; günümüzdeki turizm aktörlerimizin tamamının 'bugünü kurtaralım ve yarına ümitle bakalım' hayat görüşünü yaygın bir şekilde benimsemiş olması, gelişen turizmin genel çerçevesini apaçık ortaya koymaktadır. Gemi bir hengame içinde yol almakta, rotalar ve ufuklar ise bulanıktır.

Turizmin kendine özgü  ve karmaşık mekanizmasının boyutlarını bile algılayamayan otelcilerimiz, Anadolu gibi bir değerli turizm madenini henüz yeni işlemeye başlamıştır. Ellerindekini yeterince ve değerine satamayınca hemen 'otel yatırımı dursun' diyebilmektedir. Oysa turizm gemi azıya almış bir şekilde kaptırmış gelişmekte ve potansiyelinde henüz kapasitesinin yarısına bile erişememiştir.

 Türkiye'nin turizm endüstrisi üzerinde baskı yapan temel darboğaz ve sorunlar özetle;

- Plansız ve örgütsüz bir şekilde, yerelden kopuk ve çok hızlı bir gelişim sürecine girilmesi

  - Kamu ve özel kesim ortaklığının piyasa şartlarında dengeli bir tabana oturtulamaması

  - Ağır yatırımlar gerektiren temel altyapının Devletçe gereğince gerçekleştirilmemesi

   - Turizmin istikrarlı ve sürekli bir 'Devlet Politikası' olarak kabul edilip sindirilememesi

    - Büyüyen ve gelişen yapıya rağmen, çağdaş bir örgütlenme düzenine kavuşulamaması

gibi ana başlıklarda ele alınmalıdır. Gündemdeki diğer kalabalık sorunların ise, bu temelin yerine oturtulamaması nedeniyle bir türlü aşılamayan müzmin alt-sorunlar olduğu, artık idrak edilmelidir.

 Yeterince büyümüş ve rüştünü ispat etmiş olan turizme, üvey evlat muamelesine son verilmelidir. En önemli unsur olan "yapısal temel sorunlar" yerine oturtulduğu zaman, nerelere ve nasıl ulaşılacağı konusunda kendi yolunu kendisi bulacaktır. Bu konuma gelindiği kesitte de, mevcut basit engellerin nasıl zaman ve enerji kaybettirdiği konusunda, geriye bakıp hayret edilecektir.

 Bu bakımdan, mevcut örgütlenme yaklaşımlarının ihtiyaca uygun olarak çözümlenerek yerine oturtulması için çok kritik bir döneme girilmiştir. Fakat iki yıldır masaya yatırılması söz konusu olan Turizm Konsey(ler)i Modeli gündemden çıkmış ve başımızı sokacak çatı arayışlarıyla yetinilmektedir.

Hal böyle olunca, yıllardır sürüncemede kalan ve bir türlü doldurulamayan örgüt boşluklarının, pek yakında kara delik haline dönüşmesinden çok kuşkuluyuz. Olursa da buna hiç şaşmamalıyız.

 Gelecek Hafta: TEMELİ ZAYIF YAPIYA ÇATI ÇATMA DETAYLARI

Bu Makale 28.02.2010 - 18:16:53 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
Yazarın diğer yazıları
Tüm Yazıları
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.