Zafer Cengiz

2023 Turizm Stratejisi'nde Eylem'sizlik Neler Götürüyor?

Türkiye'nin 'Turizm Tarihi'ne yeni bir rekor imzası atıldı.

Türkiye'nin 'Turizm Tarihi'ne yeni bir rekor imzası atıldı. Kültür ve Turizm Bakanımız Ertuğrul Günay, 06.08.2010 günü itibariyle "görevde kalan en uzun 3'üncü  Turizm Bakanı" rekorunu kırmıştır. Göreve gelen 46. Turizm Bakanı olarak, 1965-69 yılları arasında en uzun görev yapan 13. Bakanımız (Merhum-1988) Sn. Nihat Kürşat'ın 1.lik rekoru içinse, henüz bir yıl daha geçmesi gerekiyor.

Ancak; Bakanımızın göreve gelişinden 6 ay önce Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 2023 Stratejisi Eylem Planı da, bu 3 yılı aşkın süre paralelinde 'hasıraltı' edilmiştir. Rekortmen Bakanımız, bu çok uzun süre içinde 'geldiğinde hazır olarak bulduğu Turizm reçetesini' uygulamaktan kaçınmıştır. Oysa, bu kadar yılda ısınmış bir turizm bakanından, bulduğundan çok ötelerde atılımlar beklenebilirdi.

Bir önceki yazımızda 'Eylem Planı'nın olanak olarak neler getirdiğini irdelemiştik. Bu yazımızda da, Turizmde Eylem Planı'ndan yoksun kalmakla 'neler kaybedildiği'ne kısaca bir göz atalım.

2023 Turizm Eylem Planı Unutuldu:

2005-2006 yıllarında çok geniş kapsamlı ve katılımlı özel bir proje şeklinde yürütülen 2023 Stratejisi çalışmaları, aslında çok daha geniş bir pakettir. Öteden beri turizmde yasal, örgütsel ve planlama altyapısının eksikliği nedeniyle içine düşülmüş olan "randımansız ekonomi" düzeninde bir toparlanma 'hamlesi' olarak gerçekleştirilmiştir. Fakat, 4 yıldır bu Eylem'ler nedense devreye sokulmamaktadır.

2007-2012 yılları için takvime yerleştirilerek, somut 172 Eylem başlığı altındaki söz konusu paketi merak edenler, ayrıca inceleyebilirler. Biz burada kısaca, karar verilerek yapılmayan önemli kavramlar itibariyle, turizmin hangi boyutlarının 'nasıl toparlanamadığı' üzerinde durmakla yetineceğiz.

"Planlama, Yatırım, Örgütlenme ve Araştırma Stratejileri" olarak belirlenmiş olan birçok başlık ve yöntem tedbirleri, kağıt üzerinde kalmıştır. "Eğitim, Tanıtma ve Pazarlama, Markalaşma, Ar-Ge" gibi başlıklarda sistematik bir bütün olarak Eylem Planına bağlanan tüm ayrıntılarda, aynı ciddiyet içinde Eylemler'e geçilememiştir. Bu nedenle de, turizmde son yıllarda aynı koşullar süregelmektedir.

Bugün için piyasada parçacı yaklaşımlarla ve "yakınma" niteliğinde gündeme getirilen tüm sorunların kalıcı çözümleri, Eylem Planı'mız kapsamında yer almaktadır. Geniş kapsamlı bir analiz ve sentez ile turizme bütünsel bir çerçeve çizmiş olan bu tedbirlere, ancak 'neye niyet - neye kısmet' diyebiliriz.

Fakat; Ülke turizminin içine girdiği boyut ve süreçlerde, söz konusu eksikliklerin faturaları da giderek ağırlaşmaktadır. Rahatlatılarak, özlenen sağlıklı yapıya kavuşamayan turizm ticaretimiz, eski sorunlar ve randımansızlıklar içindeki yaşam savaşını sürdürmektedir. Oysa, ortak akıl görüşü çerçevesinde sağduyulu ve rasyonel bir durum tespiti yapılsa, tüm çözümlerin elde hazır olduğu görülecektir.

Özel Durum Değerlendirmesi:

Daha önce yaptığımız tespitlerimizde, Türkiye turizminin geçmiş 20 yılda 250 Milyar$ ülkesel gelir sağlamış olan turizmin, bu vasat (randımansız) gelişme ile gelecek 20 yılda 750 Milyar$ hacme ulaşabileceği görülmektedir. Bu basit tespit, temel 2 gerçeği oraya koymaktadır; (1) Turizmin halen eriştiği boyutlar, sanılanın çok ötesindedir, (2) Randımansız ekonominin kayıpları çok yüksektir.

Aşırı karmaşık ve etkileşim içinde olduğu 40 sektörlü ilişkilerle de, çözülmesi ve yönetilmesi çok zor olan turizm endüstrisinde, randımanlı bir düzenin getirileri korkunç boyutlardadır. Fakat, bütünsel bir değerlendirmeden yoksun olarak piyasada hüküm süren zihniyetler, söz konusu 'geniş çerçeve' boyutlarını algılayamamaktadır. Bu durumun yol açtığı yaralar da, kolayca sarılamayacaktır.

Bu kısa yazımız kapsamında ve bu koşullar çerçevesinde, olayın boyutlarını açıkça sergilemek için basit bir tablo üzerinde duralım. Mevcut randımansızlık, geçmişte %20'lik bir olumsuz etki yaratmış olsa, bunun 'kayıplar' hanesindeki bedeli 50 Milyar$'dır. Bu varsayımın uzantısı olarak gelecekteki 20 yıllık bilançosu ise, 150 Milyar$ gibi korkunç rakamlar göstermektedir.

Çizdiğimiz bu basit tablonun hemen yanına da, ülkemizin temel sorunları olan borçlarımızı koyalım. Eski tespitimizde 2005 itibariyle 23 Milyar$ olan cari açığımız, bu yıl ilk 6 ayda 21 Milyarı yakalamış. Bu gidişle de yıllık 60 Milyar$'a ulaşması söz konusu. Dış borçlarda ise, önceki 170 Milyarlık rakam son kesitte 2009 itibariyle 200 Milyar$ seviyesindedir.

Turizmden başka kim bu rakamları çıkartabilir?

Bu çerçevede rahatlıkla iddia edebiliriz ki: Turizme 10 yıl öncesinden 'gerekli' ihtimam gösterilseydi, tüm bu 260 Milyar$'lık borçlarımız sıfırlanabilirdi. Hadi bunu yapamadık ve geriye dönüşü de yok.

Ama son yıllardaki açık ve net ihmallerin gerekçesi nedir? Ülke Turizminin geleceğinin ipotek altına alınması Eylem'i nasıl açıklanacaktır? İşte bu soruların cevabını artık 'el birliği ile' aramalıyız.


Bu Makale 20.09.2010 - 09:29:46 tarihinde eklendi.


Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
Yazarın diğer yazıları
Tüm Yazıları
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.