Kılıçdaroğlu turizmcilere seslendi: Turizm üvey evlat muamelesi görüyor

Kılıçdaroğlu turizmcilere seslendi: Turizm üvey evlat muamelesi görüyor
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye Otelciler Federasyonu'nun (TÜROFED) 5. Olağan Genel Kurulu'nda turizmcilere seslendi. ''Türkiye'de ne oldu da turist gelmiyor? Deniz mi kurudu, tarihi eserler mi gitti, güneşimiz mi kesildi?'' diye soran Kılıçdaroğlu, ''Turizm üvey evlat muamelesi görüyor. Turizmin önündeki bütün engellerin kaldırılması gerekiyor. Siyaset kurumu geleceği düşünerek plan yapar ve revize ederse, Türkiye geleceğe umutla bakar. Aksi halde umutsuzluk toplumun üstüne çöker.'' ifadelerini kullandı.


Savaş Daş - TurizmGüncel - Antalya

Antalya'da turizmcilere seslenen Kemal Kılıçdaroğlu, konuşmasına bu sabah Adana'da gerçekleştirilen terör saldırısını kınayarak başladı. TÜROFED Başkanı Osman Ayık'ın siyaset kurumunda uzlaşma çağrısına destek veren Kılıçdaroğlu, ''Belki de hepimizin üzerinde uzlaşacağı en temel konu terör. Kimden gelirse gelsin, bütün siyasi partilerin, meslek kuruluşlarının ve STK'ların teröre karşı ortak tavır geliştirmesi gerekiyor. Biz hep şu çağrıyı yaptık: Terörü bitirmek için ne istiyorsanız vermeye hazırız. Çünkü bu ülkenin halkı evlatlarını teröre kurban vermekten bıktı. Eskiden sadece PKK vardı, şimdi buna bir de IŞİD eklendi.'' dedi. 

''NE OLDU DA BU HALE GELDİK?''
 
''Ne oldu da Türkiye bu hale geldi? Bunun üzerinde herkesin düşünmesi lazım.'' diyen Kılıçdaroğlu, şu noktaların altını çizdi:
 
''Bugün aldığımız ikinci kötü haber ise Fırat Kalkanı Operasyonu'nda 3 askerimizin şehit olmasıydı. TSK bunun Suriye tarafından yapıldığını açıkladı. Bunun çok kötü sonuçları olabilir, herkesin sağduyulu olması lazım. Türkiye Orta Doğu'da bir denge unsuru, bir başvuru kaynağı idi. Ne oldu da bu hale geldik? 



''BİZİM TURİSTE GİTMEMİZE GEREK YOK, HUZUR SAĞLANIRSA ONLAR BİZİ BULACAKTIR''
 
Turizmciler katma değeri yüksek bir sektörde çalışıyorlar. Turizm; ithalat oranı son derece düşük, döviz girdisi yüksek ve özellikle kadın istihdamı konusunda önemli bir sektör. Ancak üvey evlat muamelesi görüyor. Bunu aşmamız lazım. Türkiye'de huzur ve güzen ile hukukun üstünlüğü sağlanırsa, turistler yine gelip bizi bulacaklardır. Bizim gitmemize dahi gerek yok. 

''TURİZME DESTEK TEMEL BİR YURTSEVERLİK GÖREVİDİR''
 
Antalya günde 550 bin turisti ağırlayabilecek bir kapasiteye sahip. Bir bardak çay içseler 550 bin çay, bir domates yeseler 550 bin domates eder. Bunlar olağanüstü rakamlar. O yüzden turizmin başkenti Antalya diyoruz. Bu sektöre destek vermek temel bir yurtseverlik görevidir. Turizmin önündeki bütün engellerin kaldırılması gerekiyor. Sorun bürokrasiden çok siyaset kurumunda. Siyaset kurumu geleceği düşünerek plan yapar ve revize ederse, Türkiye geleceğe umutla bakar. Aksi halde umutsuzluk toplumun üstüne çöker.



''TURİST NEDEN GELMİYOR?''
 
Son 3 yılda aşağıya gidiyoruz. Türkiye'de ne oldu da turist gelmiyor? Deniz mi kurudu, tarihi eserler mi gitti, güneşimiz mi kesildi? Hayır... Bir ülkede güven ve özgürlük ortamı yoksa oraya turist gitmez. Hitler'in Almanya'sına ya da Mussolini'nin İtalya'sına turist gitti mi? Hayır... Turist nereye gitti? Özgürlüklerin olduğu ülkelere... Bir ülkenin marka imajı bozulursa oraya turist gitmez.
 
Milli politikada iktidar-muhalefet ayrımı olmaz. Bugünkü politika ülkenin çıkarına uygun bir dış politika değil. Ne oldu da Suriye ile bu hale geldik? Suriye'de akan kana neden silah gönderiyoruz? Irak'ın iç işlerine neden karışıyoruz? Maliki 'Biz ayrı bir devletiz. Parlamentomuz, anayasamız var. Bize saygı gösterin. Biz size otoban açıyoruz, siz bacadan giriyorsunuz.' dedi. Bu ülkelerde barış olsaydı, Irak'ı, Suriye'yi Türkiye inşa edecekti. Libya ile, Mısır ile, Rusya ile kavga ettik... Bunları söylemek ağırıma gidiyor. Bir devlet böyle yönetilmez. Darbe girişimi sonrasında yaptığım tüm konuşmalarda uzlaşma kültürüne dikkat çektim. Saray'a bile gittik. Masada, 'Bu ülkede siz liyakat sistemini bozdunuz. Devleti devlet yapan liyakattir. Ben sıradan bir daire başkanı iken, üzerimde bakanlar bile varken, ben oturur başbakan ile tartışırdım. Getirilen önerilerin olumlu ve olumsuz yönlerini söyleyecek bürokrat bile bırakmadınız. Liyakatın olmadığı yerde devlet kurumu olmaz' dedim.
 
Bu ülkede demokrasiyi hayata geçiremezsek ülkenin imajını düzeltemeyiz. Devleti yöneten kişi Avrupa Parlamentosu Başkanı'na 'terbiyesiz' sözünü kullanamaz. Ayıptır. Eleştirirsniz elbette ama kahve jargonuyla değil. Önümüzdeki en temel sorun, Türkiye'nin imajını düzeltmektir.''



Bu Haber 24.11.2016 - 12:11:13 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
Henüz yorum yapılmadı.
En Çok Okunanlar
Bunları Okudunuz Mu?
Yazarlar
Tüm Yazarlar
GÜNCEL HABERLER
SEKTÖREL HABERLER

Turizm gündemine ilişkin haberlerin her gün mail adresinize gelmesi için abone olun.