Turizm’de Türkçe'ye yer yok mu ?
Bilindiği gibi, Turizm alanı diğer birçok bilim dalı gibi yabancı dillerden (özellikle İngilizce) giren kelimelerle doludur. Bu terimlerin bazıları için olmazsa olmaz denilebilir fakat (örnek olarak turizmin kendisi) bazıları tamamen bilim insanlarının ve mesleği icra edenlerin kolaycılığı sonucu oluşmaktadır.
‘’Bir yaz günü uyuyakalmışım’’ diye başlar Oktay Sinanoğlu bilinen eseri ‘’Bir Nev-York Rüyası – Bye-Bye Türkçe’’ isimli eserine. 2000 yılında derlenmiştir bu eser. Sinanoğlu’ nun bazı fikirleri 2011 Türkiye’ si açısından abartı kaçabilir. Hatta kimileri ölçüyü kaçırdığını da düşünebilir. Benim de kişisel olarak paylaşmadığım görüşleri, abarttığını düşündüğüm söylemleri vardır, zaten olmalıdır da. Fakat Türkçe’nin kullanılışı yönündeki fikirlerine kimsenin karşı çıkmayacağı da aşikardır.
Bu girişten sonra, asıl soru şu noktada oluşmaktadır; ‘’Bir fen bilimcisinin, turizm ile ne ilgisi vardır ?’’ Cevabı ise ‘’Şu ilgisi vardır...’’ diye başlamakta ve aşağıdaki paragraf ile devam etmektedir.
Bilindiği gibi, turizm alanı diğer birçok bilim dalı gibi yabancı dillerden (özellikle İngilizce) giren kelimelerle doludur. Bu terimlerin bazıları için olmazsa olmaz denilebilir fakat (örnek olarak turizmin kendisi) bazıları tamamen bilim insanlarının ve mesleği icra edenlerin kolaycılığı sonucu oluşmaktadır. Örnek olarak aşağıdaki bazı terimler gösterilebilir;
Yukarıdaki tabloda sıralanan terimler, gerek uygulamada gerekse bilimsel çalışmalarda sıkça kullanılan terimlerdendir. Kullanmıyoruz, duymadık diyemeyiz. Bilim insanları, çalışmalarında Türkçe kelimeler kullanmaya daha çok özen gösterse de, özellikle mesleki uygulamalarda bu kelimelerin yabancı karşılıkları, belki cahillikten, belki kolaycılıktan belki de kendini bilgili gösterme çabası içinde sıkça kullanılmaktadır.
Bu tip terimlerin çoğunun Türkçe olarak tek bir kelime ile karşılanması ise asıl üzücü olandır. Eğer liste uzatılmak istense yüzlerce sözcük bulunabilir. Bu sözcükleri bir tek Türkçe sözcük ile karşılamak ise göründüğü kadar zor değildir. "check-in’’ yerine ‘’giriş’’ demenin ne gibi bir zorluğu olabilir ki ? Bunu kullanan ustaların, mesleğe ilk başladıkları dönemleri hatırlamaları önemlidir. En basitinden ‘’check-in’’ i ilk duydukları zaman ne demektir bu diye düşünmediğini, hemen anladığını söyleyen kişi sayısı eminim ki çok azdır. Halbuki ‘’giriş’’ dense, yeterince açıklayıcı olmayacak mıdır ? Ya da bildiğimiz ‘’et bıçağı’’na ‘’steak bıçağı’’ demek nedendir?Kelime anlamı tereddüt olan, meslekte ise terimsel bir yapı kazanmış ‘’reservation’’ sözcüğünü devşirmek yerine neden ‘’yer ayırtma’’ yı kullanmıyoruz.
‘’İşte efendim o kelime asıl anlamını karşılamıyor.’’ demek abesle iştigalden başka bir şey değildir. Bir kavrama anlamını veren onun kullanılış şeklidir. Sözcüğün kalıbını bozup, devşirip sonrada kavramsal yapı yüklemenin kolaycılıktan başka ifadesi yoktur. Eğer biz o sözcüğü bir kavramın kısayolu olarak kullanacaksak, bu sözcük neden ‘’kıyaslama’’ değil de ‘’benchmarking’’ olmalıdır. Biz ‘’kıyaslama’’ sözcüğüne ilgili kavramsal anlamı yüklediğimizde, işte o kelime anlatmak istediğimiz kavramın asıl anlamını karşılayacaktır.
Dilimize karşı tutunduğumuz bu hoyrat tavır nedendir ? İnsanların duyduğunda kolayca anlayabileceği Türkçe kelimeler kullanmak, mesleğe yeni katılan insanlar için, alışma sürecini hızlandırmayacak mıdır ?
Turizm sözcüğü bile dilimize yerleşirken, kelimenin kökeni olan ‘’Tour’’ sözcük kökü göz ardı edilmiş, ‘’Gezi’’ gibi, bize ait bir kelime ötelenerek, ‘’Tourism’’ sözcüğü devşirilme yoluna gidilmiştir. Halbuki uluslar arası çapta dilbilimcilerin dilimize atfettiği, cebirsel özellikleri sonucu Türk dili yeni kelimeler türetme konusunda oldukça esnek bir dildir. Özelliği gereği sona eklemeli bir dil olduğundan Türkçe’ de basit bir kökten çok sayıda sözcük türetmek mümkündür
(Çevrimiçi kaynak:
http://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrk%C3%A7e).
Aşağıda göz kelimesinin dilimizde ki türetilişleri ve yabancı dillerde ki karşılıkları sunulmuştur;
Bu bilgileri buraya eklemenin elbette ki kişisel önyargıları yok etmeyeceği aşikardır. Einstein, ‘’önyargıları parçalamak, atomu parçalamaktan daha zordur’’ demiştir. Fakat, dilimize girmiş, böyle yerleşmiş, bu tür bir kolaycılık, ne bilimsel anlamda ne de uygulamada bize faydalı olacaktır. Hiçbir anne çocuğuna ‘’Check-in’’ kelimesini öğretmemektedir, bu da bu kelimenin dilimize yerleşmediğinin kanıtıdır. Kaldı ki meslek dili olsun veya yediden yetmişe bütün toplum kullanmış olsun, yabancı kelimeleri dilimize sokmak gibi bir hakkımız yoktur. ‘’Kültür mirasımıza sahip çıkmalıyız’’ tarzı renkli söylemlerin içerisine dilimiz de girmektedir, unutmamalıyız. Dile giren yabancı kelimeleri savunmaya dair öne sürülen bu tarz fikirler, kolaycılığımızın mazereti olmaktan öteye gitmeyecektir. Biz ‘’Turizm’’ cilere düşen ise (burada bile Türkçe’ nin türetme yeteneğinden faydalanarak, yabancı bir sözcüğe kendi son eklerimizi eklemiş ve yeni bir kavram yaratmışızdır) olabildiği ölçüde kavramlara Türkçe karşılıklar bulabilmektir. Bilim demek yabancı kavramları dile sokmak demek değildir, milliyetçilik ise ‘’Vatan, Millet, Sakarya !’’ anlayışından öteye gitmelidir.
Her dilde bilimin ve tekniğin gelişen ihtiyaçlarını karşılamak için yeni terimler türetmek icap eder. Bu türetmeyi, genellikle dilciler değil, o bilimsel ya da teknik konuyu icat eden bilim adamı yapar (Oktay Sinanoğlu, Bye-Bye Türkçe isimli eserinden).
Milli his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin milli ve zengin olması milli hissin gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili dillerin en zenginlerindendir; yeter ki bu dil akılla işlensin (M. Kemal Atatürk, 2 Eylül 1930).
Öyle istiyorum ki, Türk dili bilim yöntemleri ile kurallarını ortaya koysun ve her dalda yazı yazanlar bütün terimleriyle çoğunluğun anlayabileceği güzel, ahenkli dilimizi kullansınlar (M. Kemal Atatürk, 1931).
Bu Makale 12.10.2011 - 10:09:20 tarihinde eklendi.
Kullanıcı Yorumları
-
süper olmuş çok iyi çok çok iyi olmuş fakat puanım 3 sevgilerimi sunarım .....
-
biz sınıfımızda türkçe kampanyası başlattık artık türçe ile ingilizceyi bir arada kullanmıyoruz
-
türkçemizin gide gide zeginliği tükeniyor lütfen türkçe kelimer kulanalım
-
sizi yürekten kutluyorum.Türkçe terimler kullanmak nerdeyse cahillik anlamına gelmeye başladı.Konuşmanın içerisine birkaç yabancı kelime kullanmaksa aydınlık anlamına geliyor ne üzücü.İnsan kendi dilinden yada kendinden bu kadarmı aciz olur pes.