Havacılıkta yolcu haklarının teslimi
Türkiye’de havayoluyla yolcu taşımacılığının giderek gelişmesi ve büyümesi , beraberinde bir takım sorunları da getirmektedir.
Yolcu ile taşıyıcı arasında yaşanan sorunlar gün geçmiyor ki, gazetelerde haber olmasın. Bunların en başında da gecikme veya tehir diye adlandırılan durumlar geliyor. Yolcu her hal ü karda kendini haklı görür, havayolu işletmesi ise kanunlar, kurallar ve şartlardan dem vurarak kendini savunur. Bu iki taraftan hangisinin haklı olduğunu, hangisinin haksız olduğunu belirlemek elbette, Batılıların “Otorite” diye tabir ettiği sivil havacılık sektöründen sorumlu kuruma düşer. Türkiye’de bu işin sorumlusu ve yetkilisi de kısa adı SHGM olan Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’dür. Saatlerce süren tartışmaları , mahkemelere kadar gitmeden,” işi bilmeyen” bilirkişilerin kapısını çalmadan çözecek olan bu yönetmelik için SHGM, yıllardır bekleyen bir konuyu gündeme getirmiş oldu. Her şeyden önce bir yolcu olarak teşekkür ediiyorum, ama yönetmelik hem yolcu hem de havayolu işletmeleri açısından ne kadar gerçekçi, ne kadar uygulanabilir ve ne kadar memnun edici diye sormakta yarar var.
Bu konuyla ilgili olarak, 3 Aralık 2011 tarih ve 28131 sayılı Resmi Gazete’de Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan bu yönetmelik ”Havayoluyla seyahat eden yolcuların haklarına dair yönetmelik (SHY-YOLCU)” başlığıyla yayınlandı. Yönetmeliğin amacı, yolcu haklarının geçerli olduğu durumlar, yolcuların uçağa kabul edilmediği , uçuşların iptal edildiği ve uçuşların ertelendiği durumlarda asgari hakları belirlemek ve düzenlemek olarak açılanmış. Yönetmelik, bu kapsama giren ve bu haklardan yararlanabilecek yolcular için iki farkı tür belirlemiş. Birincisi Türk menşeili diye tabir edilen yerli havayolu taşımacılarının tüm seferleri, ikinci türde ise yabancı havayolu şirketlerinin Türkiye’ye yaptığı yolculuklar olarak belirlenmiş. Tabii bu yönetmelik hazırlanırken kurumun tabii olduğu 5431 Sayılı Kanuna ve de bu konuyla ilgili Avrupa Birliği tüzüğüne uygun hareket edilmiş. Burada biraz durup bakmakta yarar var. Henüz AB’ye girmemiş bir ülkenin AB kriterlerine göre yolcu hakkı belirlemesi belki ileri bir adım olarak görülüyor olabilir. Ama böyle olup olmadığını zaman içinde görebiliriz.
Yukarıda da değindiğimiz gibi gecikmeler veya sefer iptalleri hem yolcunun, hem havayolu şirketinin hem de kamunun başını ağırtıyor.. Birkaç saat gecikmeye kafası kızan sade vatandaşın Başbakana veya Ulaştırma Bakanına mektup döşendiğini görüyoruz. Bu mektuba cevap vermek durumda kalanlar ise çoğunlukla başta havayolu şirketleri SHGM ve DHMİ olmaktadır. Yönetmelikte olağanüstü haller tabirine açıklık getirilerek doğru ve önemli bir adım atılmış. Sade vatandaş parasını verdiği andan itibaren bir tek şey ister, “ Beni gideceğim yere zamanında ve sağ salim götür.”. Gecikmelerin neden kaynaklandığına karışmaz. Oysa bakın yönetmelik diyor ki, siyasi istikrarsızlık, meteorolojik şartlar, doğal afetler güvenlik riskleri, beklenmedik uçuş emniyet noksanlıkları. Bunları hesaba katmak zorundayız. En basitinden yolcu azdı, seferi iptal ettiler, kaptan uykuya dalmış geç kalmış, bizi onun için bekletiyorlar Orda hava günlük güneşlikmiş, bu uçağın yakıtı yok o nedenle bekliyoruz” gibi bir sürü ipe sapa gelmez
Şayia ortalıkta dolaşır. İşte bu gibi durumlarda bu yönetmelikle konuyu açıklığa kavuşturma hakkına sahip olan SHGM raconu kesecek ve yolcuya da, havayoluna da gerekli cevabı verecektir.
Elbette bu yönetmeliğin getirdiği yaptırımlar yolcuları tam mutlu etmeyeceği gibi, havayolu şirketlerini hiç mutlu etmeyecektir. 59 liraya bilet satan bir şirkete 100 Euro ceza kesmenin ne kadar adil olduğunu takdire bırakıyorum. Gerçi bu konuda 1500 kilometre ve 2 saat ve fazla süren diye başlayan bir kriter getirilmiş ama rakamların yüksek oluşu tartışma yaratabilir. Gecikmelerde 2-3 saat arasında sıcak soğuk içecek,3 ila 5 saat arasında sıcak soğuk içecek ve kahvaltı , 5 saati aşan gecikmelerde ise sıcak soğuk içecek, yemek ve hafif ara yemek verilir. Daha uzun beklemelerde ise uygun transfer araçlarıyla uygun otellerde konaklama imkanı sağlanır deniliyor. Burada biraz tebessüm ederek diyorum ki, uygun kime göre. Adam kahvaltıyı , yemeği, otobüsü ve oteli beğenmez ise ne yapacak şirketler. Onlara yeniden tazminat davaları açılmayacağı ne malum. Yönetmeliğe rağmen açılacak olan bu davalarda işi bilmeyen sözde bilirkişiler havayolu şirketlerinin aleyhine görüş verecek, mahkemeler de şirketleri tazminat ödemeye mahkum edecek.
Tüketici mahkemeleri, hakem heyetleri, bilirkişiler bu yayınlanan yönetmelikte de açık veya boşluk aramaya devam edecek, haksız kazanç elde etmenin yoluna bakacaklardır. Bunu adet haline getiren bir kısım insanlar var ve olmaya da devam edecektir. Havayolu şirketleri bu yönetmeliğe ne dedi, nelere itiraz ettiler acaba? Onların itirazları ne kadar kabul gördü , sonuç ne çıktı bilmiyoruz . Ama merak ediyorum bu taslağı sitesinde yayınlayan SHGM’ye halktan ne gibi öneriler, ne gibi itirazlar geldi. Yoksa hiçbir Allah’ın kulu açıp bakmadı mı? Bence vatandaşımız hakları açısından çok duyarlı değil. Bu taslağın kurumun web sitesinde yayınlandığı dönemde yüzlerce mail gelmeliydi. Bir beyin fırtınası estirilmeliydi ki, sonradan sıkıntı ortaya çıkmasın. Tüm iyiniyetli yaklaşımlara ve titiz hazırlıklara rağmen belki birkaç eksik daha görülebilir. Ama çağdaş medeniyete yakışır bir yolcu hakkı talimatı hazırlandığı benim şahsi kanaatimdir.. Öncü olan, karar ve emek verenlerin emeğine, eline, beynine sağlık . İyi uçuşlar Türkiye’m. malioglu@sagaairlines.com
Bu Makale 15.12.2011 - 10:27:50 tarihinde eklendi.